Ayrılıkların bizi üzdüğü, içten içe parçaladığı bilinmedik bir şey değil. Hepimiz hayatımızın bir döneminde biten bir ilişkinin ardından ayrılık acısı ve uzun süren bir yas yaşadık. Bazılarımız ise şu an hala ayrılık sonrası yasıyla mücadele ediyor olabilir. Kimileri için ayrılık hiç beklenmedik bir anda gelse de aldatılma, ortada hiçbir sebep olmadığını düşünürken terkedilme gibi durumların olduğu toksik ilişkiler için bu beklenen bir sondur. Fakat her zaman düzeleceğine inandığımızdan, ayrılık sonrası hepimiz kendimizi bir şok dalgasının içerisinde hissederiz. İlk gruptakiler için bu süreç daha da zordur; onlar başka birine tercih edilmenin şokunu da karşılamak zorundadırlar. Ancak şoku atlattıktan sonra tedavi süreçleri başlar. Yani onlar için bu daha da uzun sürebilir. Bazılarımız ayrılığı daha sağlıklı atlatırken, bazılarımızın tedavi süreci oldukça uzun sürmektedir. Çünkü beynimiz ayrılığa bağlı olarak kendimizle ilgili negatif düşünceler üretmeye başlar, ayrılık sonrası gereğinden fazla çalıştığından, uykumuzda bile bir çözüm yolu arar, tekrar tekrar aynı kabusu yaşatır bize. Öncelikle, bunun doğal bir süreç olduğunu kabullenmelisiniz. Doğal olmayan şey ise, biten bir ilişkinin ardından insanların bizden bir an önce kendimize gelmemizi istemesidir! Size bu şekilde kötü hissettiren herkesten uzak durun ve yasınızı doğal bir süreç ile atlatmaya odaklanın, işe yarayacaktır.


İletişimi tamamen kesin

Aramayın, mesaj atmayın, sosyal medya hesaplarınızdan takibi bırakın. Her ne kadar sevdiğiniz kişiyi her gün aramaya alışsanız da, hayatınızın onla olan bölümü sona erdi. Mesaj atarak olmayacak bir ilişkiye bir şans daha istemeyin. Zayıf bir anınızda arayıp karşınızdaki insana yalvarırken bulabilirsiniz kendinizi. Emin olun, yalvardığınız bir insanla bir arada olmak istemezsiniz.

Gecenin bir yarısı sinirle ya da çaresizlikle eski sevgilinizi arayıp ona kötü sözler söylemek de acınızı hafifletmeyecek, aksine kendinizi sonrasında daha da rencide olmuş hissedeceksiniz. Böyle bir dönemde bununla da uğraşmanız ağır olacaktır.

Bu fikirden kurtulmak için, kendi acil durum arkadaş listenizi yaratın ve telefonlarının sesini gece boyunca açmalarını rica edin (Gerekirse bir süreliğine sizde kalmasını bile isteyebilirsiniz). En azından bir süre için, eski sevgilinizi arayacağınızı hissettiğinizde onlarla irtibata geçip kendinizi rahatlatabilirsiniz.

Aynı şekilde, sosyal medya hesaplarına girip ne yaptığını takip etmeyin, bu sizi daha da üzecek ve unutmanızı zorlaştıracaktır. Gerekirse bir süre için sosyal medya detoksu uygulayabilir ve sadece üzüntünüze odaklanabilirsiniz.

Üzüntüyü yaşamanıza izin verin

Bağırın, çağırın, gözleriniz şişene kadar ağlayın. Çünkü sevdiğiniz insanı hayatınızdan çıkartıyorsunuz. İçinizdeki acının çıkması için kendinize zaman ayırın. Yas döneminizin bu kısmını sakın atlamayın, yoksa zaman içerisinde bu öfke içinizde daha çok büyüyecek ve sonraki ilişkilerinize de yansıyacaktır. Tüm duygularınızı sahiplenin ve sağlıklı bir şekilde atlatın. Bu sizin yas döneminiz, iyi görünmek zorunda da değilsiniz.

Bittiğini kabullenin

Zaman içerisinde güzel anıları hatırlayıp ağlayacak, kötüleri düşünüp sinirleneceksiniz. Bazen de neler yapabilirdim, keşke böyle yapmasaydım diye kendinizi yargılayacaksınız. Unutmamanız gereken tek şey, bu ilişkinin bittiği. Kendinizle ilgili eleştirileriniz var ise bunu bir sonraki ilişkinizde düzeltebilirsiniz. Kendinize eski mesajları, ya da fotoğrafları saklayarak daha fazla işkence etmeyin. Fotoğraflar, bitmiş ilişkinizi geri getirmeyecek ve bir gün tekrar birleşseniz bile o eski mesajlar size kötü anılarınızı hatırlatacaktır.

Sevgilinizin aldığı hediyeleri, onla ilgili eşyaları ortadan kaldırın. Eğer atmak istemiyorsanız, en yakın arkadaşınıza emanet olarak verin. O sizin için anılarınıza sahip çıkacaktır. İyi olduğunuz zaman onları tekrar kendinize saklayabilirsiniz.

Kendinizi bulun

İlişkide bir parçanızı unutmuş olabilirsiniz. Yapmak istediğiniz çoğu şeye zaman ayıramadınız belki de. Sevgilinizle geçireceğiniz güzel bir akşam için hobilerinizden vazgeçmiş de olabilirsiniz. Bu hobilere odaklanmanın şimdi tam vakti.

Sizi güldürecek aktivitelere odaklanın. Bu, kız arkadaşlarınızla geçireceğiniz bir sinema gecesi bile olabilir. Sonsuza kadar mutsuz kalmayacaksınız. İnanın, üzüntü sizi içten içe öldürürken bile gerçekten güleceğiniz anlar olacak.



Öykü Gökler

1988 yılında Ankara'da doğdu. 2011 yılında lisans eğitimini ODTÜ Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümünde tamamladıktan sonra kendi tasarımlarını üreten bir ayakkabı atölyesinde, kendi koleksiyonunu oluşturarak ayakkabı tasarlamaya başladı. Aynı zamanda çocuk hikayeleri kitabı çıkarmak üzere editörlük eğitimi almakta. Yoga, pilates, fotoğraf çekmek ve müzik dinlemek en keyif aldığı aktiviteler...



BLOOM SHOP