YAZAN: BURCU ERBAŞ
FOTOĞRAF: ATMOS

Konu çevresel krizler olunca her aksiyon önem taşıyor. İklim krizi kadar kompleks ve evrensel sorunun karşısında durmak başlı başına zorken, kontrol edemediğimiz, düzenleyemediğimiz, etki alanımızın çok dışında kalan birey, devlet ve firmaların tüm çabalarımızın aksine doğaya zarar vermeye devam etmesi, kalan gücümüzü elimizden alabiliyor. Her global kriz gibi, bir güç oyunu haline gelmiş iklim krizinin tek çıkışı ise bizlerin; çevresel farkındalığı yüksek kişilerin ayakta kalmaya ve çabalamaya devam edebilmesine dayanıyor. Peki, et tüketimini azalt, pipet kullanma gibi klişeleşmiş bireysel çabalarımızın dışında, iklim krizinin karşısında efektif anlamda nasıl durabiliriz? Her düzeyde gücümüzü arttırmamıza yarayacak yolları sizin için derledik!


İklim krizi neden bir güç oyunu?

Çok katmanlı evrensel krizlerin en etkili aktörü ekonomi. Hatta iklim krizi son 5 yüzyılın serbest piyasa ekonomisi; kapitalizmin bir başarısızlığı olarak değerlendiriliyor. Sonu olan kaynakların sanki sonu yokmuşçasına kullanıldığı, küresel ısınmanın ana suçluları fosil yakıt ve plastiğin modern yaşamın dayanakları haline getirildiği bu ekonomik düzen, tamamen rekabet ve güç üzerinden ilerliyor. Bu da yan ürünü olan çevresel krizleri kendi başına birer güç oyununa çeviriyor. Gezegen için verilen savaş; status quo’yu korumaya çalışan kapitalizm devleri ile yeni bir ekonomik düzen; döngüsel, sıfır atık, yavaş ekonomiyi savunan çevresel farkındalığı gelişmiş bireylere karşı sürüyor. Hangi tarafın daha güçlü olduğu ise biz ve gezegende yaşayan tüm canlıların ne kadar süre daha hayatta kalacağını belirleyecek.

İklim mücadelesi bu şekilde kelimelere döküldüğünde iyimserliğin yerini alan endişe, aksiyona geçmeyi imkansızlaştırabiliyor. Bireysel aksiyonların efektifsizleştirilmesinin de güç oyununda bir hamle olduğunu göz önünde bulundurarak, iklim krizi karşısında nasıl daha güçlü durabileceğimizi daha derinlemesine düşünmeliyiz.

Bireysel olarak gücümüzü arttırmanın yolları

İklim krizi tabi ki sadece bireysel aksiyonlar ile çözülebilecek bir sorun değil. Büyük şirketler ve fosil yakıt endüstrisinin her türde sürdürülemez pratiğine, siyasi aktörler kararları ile doğanın tahribatına devam ettiği sürece kişisel plastik kullanımını azaltmak veya et tüketmeyi kesmek oldukça sınırlı ve etkin olmayan bir “çözüm” önerisi olarak kalıyor. Bu nedenle kültürel ve yapısal bir değişimin yaşanması şart. Bununla beraber çevresel krizlerin büyüklüğü karşısında paralize olup ataletiyi seçmek de her çabanın bile önem taşıdığı son safhalarda gözden çıkaramayacağımız bir lüks.

Tüketici tercihleri; beslenme, seyahat ve gündelik yaşam alışkanlıklarımız hala küresel market üzerinde tahmin ettiğimizden daha fazla bir gücü elinde tutuyor. Hayvansal ürün tüketimini azaltmak, daha az uçak kullanmak, tek kullanımlık plastikleri yaşamdan çıkarmak, harcamalarımızın ne gibi kuruluşları ve yatırımları desteklemek için kullanıldıklarının takibini yapmak sadece bir avuç insanın değil her bireyin, el verdiği kadar, yeni normali haline dönüşmeli.

Kolektif olarak gücümüzü arttırmanın yolları

Nitekim her zaman tek başına yaptığımızdan çok daha fazlasını beraber başarıyoruz. İklim krizi karşısında güç toplamanın en güzel ve kolay yolu da birincil sosyal çevre; özel, profesyonel yaşam ve politik haklarımızı kullanırken yaşanıyor.

Özel yaşamda

Gücümüzü toplamanın yolu sadece elle tutulur değişimlerle değil, özel yaşamda konuşulan sohbetler yani insan ilişkileri arasında değiş tokuş edilen bilgiler üzerinden de yaşanıyor. İklim krizi hakkında daha sesli olmak ilk ve belki de en etkili şekilde en yakınlarımızı; ailemizi, partnerimizi, yakın arkadaşlarımızı etkiliyor. Kendini yalnız hissetmemek, bir başkası ile beraber çabalamak, endişe ve çekincelerini paylaşabilmek, çözüm yolları düşünebilmek, sosyal bir varlık olan bizlere tahmin edemeyeceğimiz kadar dirayet verebiliyor. Bu nedenle sıklıkla çevresel sorunları işaret etmekten, çevrenizi motive etmek veya destek aramaktan hiç çekinmeyin.

Profesyonel yaşamda

Özel yaşam kadar direkt bir etki; sizinle beraber vegan olmayı deneyecek partneriniz profesyonel yaşamınız; iş veya okulunuzda yaşanmasa da çevresel farkındalığı en fazla kişiye ulaştırmanın en etkili alanı oluyor. Demokratik düzenlerde kişisel istek ve eforlarımızı uygulatmak zorlu; fazlasıyla bürokratik olsa da profesyonel yaşam değişimlere çok daha müsait ve hızlı cevap verebilen bir yapıda olabiliyor. Gözlemlediğiniz sürdürülebilir olmayan pratikleri çevre dostu yöntemler ile değiştirmeyi önerip, takip edebileceğiniz gibi farkındalığınızı da daha sesli biçimde dile getirebilir özellikle bulunduğunuz kurumun sosyal sorumluluk projelerine, yardım kuruluşlarına çevre gayesinin eklenmesine ön ayak olabilirsiniz.

Politik düzeyde

En önemli kolektif değişimse tabi ki her vatandaşın politik hakkı; oy kullanma ile başarılabiliyor. Ülkemizde çevresel politikalar birincil öneme sahip olmasa da küresel trendlere baktığımız zaman çok daha fazla kişinin oyunu iklim krizi karşısında ilgili partinin ne gibi önlemler ve aksiyonlar alacağına göre attığı görülüyor. Araştırmalara göre Z jenerasyonu dünyada çözümlenmesi gereken birincil ve en önemli soruna iklim krizini koyuyor. Çevresel farkındalığı yüksek bizlerin de asıl köklü değişimi yapabilecek siyasi figürlerin iklim krizi aksiyon planlarını duymayı istememiz, zamanı geldiğinde oy hakkımızı da ilgili parti veya figürlerin çevre tutumlarını göz önünde bulundurarak kullanmamız önemli bir adım olacaktır.

Global ölçekte gücümüzü arttırmanın yolları

1. Gönüllülük

Bulunduğumuz herhangi bir yerden pozitif yönde kelebek etkisi yaratmanın en somut yolu gönüllülük yani sosyal yardımlaşmadan geçiyor. Misyonu, vizyonu ve icraatları kalbimize en yakın olan; kimi okyanus sağlığı, kimi Amazon ormanları, kimi iklim kazazedeleri için çalışan sosyal kuruluşlardan kalbimize en yakın olanı seçip, mümkünse paramızı ama mutlaka zamanımızı ayırmaya başlayabiliriz. Verilen emeğin ve gösterilen çabanın bu kez mutlaka iyi bir etkisi olduğunu görmek, plastik pipet kullanmamaktan çok daha büyük bir kişisel tatmin getirecek, kolektif içinde hareket etmek, evrensel değişimleri tetikleyerek motivasyonu yükseltecek.

2. İklim aktivizmi

Aktivizm her zaman yürüyüşlere gitmek veya organizasyonlara katılmak anlamına gelmiyor. Dolaylı yoldan aktif aksiyonları desteklemek, örneğin iklim protestolarına katılan kişilere su ve yemek yardımı yapmak, gerekiyorsa kısa süreliğine evini açmak, afişlerini asmalarına yardım etmek, sosyal medyada destek vermek de iklim aktivizmine giriyor. Herkesin birbirinden çok farklı şekillerde harekete geçme yolları bulunuyor ve hepsi çok önemli. Dağ gibi sorunun arasında boğulmamak içinse başarılı iklim aktivistleri tek bir konuya veya duruma odaklanmayı, o sorunun çözümü için sonuna kadar çalışmayı; ağ oluşturmayı, hukuki süreçlere başvurmayı ve kampanyalar başlatmayı öneriyor.



Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP