YAZAN: DR. İREM ERGÜN

Modern yaşam tarzı, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve fiziksel aktivite azlığı, insan metabolizması üzerinde ciddi bir baskı oluşturuyor. Bu durum, insülin direnci, kronik inflamasyon ve metabolik sendrom gibi sorunlara yol açarak genel sağlığı tehdit ediyor. Ancak son yıllarda, Fasting Mimicking Diet (FMD) Türkçe ismiyle Açlığı Taklit Eden Beslenme ile otofajinin tetiklenmesi ve böylece hücresel yenilenmenin sağlanması, bu sorunlarla mücadelede umut verici bir yaklaşım olarak öne çıkıyor. Bu yazıda, FMD’nin hücresel yenilenme, inflamasyon kontrolü ve metabolik sağlık üzerindeki etkilerini ele alacağız.


Açlığı Taklit Eden Beslenme (Fasting Mimicking Diet) nedir?

Oruç taklit programı, sağlıklı doğal ürünlere ve içeriklere dayalı beş günlük bir programdır. Ancak vücudunuz beslendiğini fark etmez. Bu da vücudun oruç moduna girmesine neden olur. Bu beslenme modeli, Güney Kaliforniya Üniversitesi Longevity Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Valter Longo ve ekibi tarafından, 30 yıl süren klinik çalışmalarla geliştirilmiştir. Harvard, Stanford, Yale, California gibi büyük üniversitelerde yapılan bu klinik çalışmalar, 40’dan fazla üst düzey dergide yayımlandı ve yeni alanlarda çalışmaları devam ediyor. Orucu taklit eden bir diyet döngüsü, insanlarda insülin direnci ve karaciğer yağının yanı sıra bağışıklık sisteminin yaşlanma belirtilerini azaltarak daha düşük bir biyolojik yaşa neden olur. Kalori alımını düşürmek, vücutta hücresel tamir mekanizmalarını harekete geçirir ve metabolik süreçleri optimize eder. Bu diyet, vücuda “açlık” sinyalleri gönderirken temel besin ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlar.

Açlığı Taklit Eden Beslenme programının faydaları nelerdir?

1. Otofajiyi ve hücresel yenilenmeyi destekler.

Kalori kısıtlaması, vücudu enerji tasarrufuna iter ve hücresel tamir mekanizmalarını harekete geçirir. Bu süreç, hücrelerin ömrünü uzatır ve kanser gibi hastalıkların riskini azaltır. Otofaji, vücudun hasarlı veya işlevsiz hücre bileşenlerini parçalayarak enerjiye çevirdiği ve yenilediği bir süreçtir. Bu mekanizma, 2016 Nobel Tıp Ödülü kazanan Japon bilim insanı Prof. Dr. Yoshinori Ohsumi tarafından detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Otofaji sayesinde, vücut enerji ihtiyacını karşılarken aynı zamanda hasarlı organellerin, proteinlerin ve toksik birikimlerin temizlenmesi gibi hücresel seviyede bir temizlik ve yenilenme gerçekleşir. Bu süreçte, otofagozom adı verilen özel hücresel yapılar, zararlı maddeleri lizozomlarla birleştirerek yok eder. Otofaji aynı zamanda enerji üretimini optimize eder ve stres durumlarında hücresel olarak hayatta kalmayı destekler. Bu süreç, inflamasyonu azaltır, hastalıkların önlenmesine yardımcı olur ve genel metabolik sağlığı destekler. Temizlenen hücrelerin yerine, mezenkimal kök hücreler çıkar ve hücresel yenilenme gerçekleşir. Böylece hasarlı organlar tamir edilir.

2. İnflamasyonun azalmasını sağlar.

Bu beslenme modeli, inflamasyonu tetikleyen zararlı moleküllerin temizlenmesini sağladığı için kalp hastalıkları, Alzheimer, romatoid artrit gibi inflamasyona dayalı hastalıkların önlenmesine yardımcı olur. Ayrıca, inflamasyon belirteçlerini düşürerek kronik hastalıkların yavaşlatılmasına katkı sağlar.

3. Metabolik sağlığı destekler.

Açlığı Taklit Eden Beslenme, vücudu besin fazlalığı durumundan besin kısıtlaması durumuna geçirerek insülin direncini kırar, kan şekerini düzenler, kilo kaybına katkı sağlar ve diyabet riskini azaltır. Ayrıca Tip 2 diyabet tedavisinde önemli rol oynar. Yağ metabolizması çalışmaya başladığı için bu beslenme modeli ile metabolik esneklik kazanılır.

Açlığı Taklit Eden Beslenme nasıl uygulanır?

Prof. Dr. Valter Longo ve ekibi tarafından geliştirilen Açlığı Taklit Eden Beslenme (FMD) programına dünyada ve Türkiye’de Prolon adıyla ulaşılabiliyor. Bugüne kadar 2 milyondan fazla kullanımı olan ve 25.000 sağlık mesleği profesyoneli tarafından önerilen FMD, açlığın faydalarını taklit eden ancak tamamen aç kalmadan uygulanan bir beslenme protokolüdür. Ana amaç üç ana besin yolağını (mTOR, PKA, IGF1) uyarmadan, açlığın faydalarından yararlanmaktır. Bu protokolde, bitki çayları, sebze çorbaları, badem barları, zeytin, bitkisel bazlı proteinler, sağlıklı yağlar, mineral ve vitamin takviyeleri bulunur. Amaç, enerji alımını minimumda tutarken vücudun ihtiyaç duyduğu mikro ve makro besin ögelerini sağlamaktır.

Bu beslenme, 5 gün sürer ve sadece programa ait olan besinler tüketilir. GDO’suz, glütensiz, laktozsuz, katkı maddesi içermeyen organik gıdalardan oluşan bu fizyolojik beslenme programında dışarıdan gıda alınmaz. Paket içeriği vejetaryendir. Sadece 2-3 litre su içimi ve 30 dakika tempolu yürüyüş yeterlidir. Bu beslenme programı, yağ metabolizmasını aktifleyerek metabolik esnekliği sağlar, otofajiyi tetikleyerek hücresel yenilenme süreçlerini harekete geçirir. 5 gün sonunda yağ odaklı kilo kaybı, dirençli kilonun kırılması, insülin direncinin azalması, kas dokusunun korunması ve cildin parlaklığının artması görülür. Bütün bunlarla genel bir iyi olma haline ve enerjik bir vücuda ulaşılır.

Uygulama süresi ve sıklığı nasıl olmalı?

FMD genellikle 5 gün boyunca uygulanır. Bireyin sağlık durumu ve hedeflerine bağlı olarak, 3 ila 6 ayda bir tekrarlanabilir. Diyeti uygulamadan önce genel bilgilendirme ve uygulama sıklığı konusunda bir sağlık profesyoneline danışmak önemlidir. Özellikle hamileler, emziren anneler ve kronik hastalığı olan bireyler için uygun olmayabilir. Diyet sonrasında normal beslenme düzenine geçiş, ani kalori artışından kaçınılarak dikkatli bir şekilde yapılmalıdır.

Kaynakça

Wei, M., et al. (2017): “Fasting-Mimicking Diet and Markers/Risk Factors for Aging, Diabetes, Cancer, and Cardiovascular Disease”, Science Translational Medicine, 9(377), eaai8700.

Longo, V.D. ,et al (2024) Fasting-mimicking diet causes hepatic and blood markers changes indicating reduced biological age and disease risk. Nature Communications. 2024;15(1):1309.

Brandhorst, S., et al. (2015): “A Periodic Diet that Mimics Fasting Promotes Multi-System Regeneration, Enhanced Cognitive Performance, and Healthspan”, Cell Metabolism, 22(1), 86–99.

Longo, V. D., & Mattson, M. P. (2014): “Fasting: Molecular Mechanisms and Clinical Applications”, Cell Metabolism, 19(2), 181–192.


* Bu içerik bilgilendirme amaçlıdır. Yukarıda bahsedilen öneriler tek başına bir hastalığı tedavi etmeye veya önlemeye yönelik değildir. Beslenme yönteminize karar verirken doktorunuza danışmanızı, kendinize en uygun türü ve yöntemi öğrenmenizi önemle tavsiye ederiz.



Dr. Irem Ergun

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan Dr. İrem Ergün, ilk olarak Florence Nightingale Hastanesinde 9 sene ve daha sonra da Anadolu Sağlık ve Tamamlayıcı Tıp Merkezinde 7,5 sene yöneticilik ve doktorluk yaptı. Holistik Bioregülasyon Terapileri eğitimini alırken, Cleveland Fonksiyonel Tıp Merkezinde de Fonksiyonel Tıp üzerine yoğunlaşan Dr. İrem Ergün, Dr....



BLOOM SHOP