YAZAN: BAŞAK BİNGÜLER

Sonbahar yaklaştıkça içe dönme çağrısı da derinleşiyor. Bu ay seçtiğim kitaplar, hayatın farklı köşelerinden bana dokunan sorulara cevap arıyor. Bedenime nasıl daha iyi bakabilirim? İlişkilerimde çatışmaları nasıl bağa dönüştürebilirim? Kendimi gerçekleştirmek ne demek ve bu çağda hala mümkün mü? Zihnimin bana oynadığı oyunların farkına nasıl varırım? Bu soruların her birine farklı bir pencereden yaklaşan kitaplar seçtim. Bilimle kalbimi açan da, mizahla gerçeği gösteren de var. Duygusal derinliğiyle ruhuma iyi gelenler de oldu, zihnimi dürtüp uyandıranlar da. Bir yandan gökyüzüne, bir yandan kendi içime bakarak hazırladım bu listeyi. Bloom Kitap Kulübü eylül seçkisinde sizi şunu sormak istiyorum: Zihniniz bu aralar sizi nereye çağırıyor? Keyifli okumalar!


Fonksiyonel Beslenme – Prof. Dr. Nazan Uysal Harzadın 

Beslenmeye bir reçeteler listesi olarak değil, bir iyileşme dili olarak yaklaşmak mümkün mü? Fonksiyonel Tıp alanında uzman Prof. Dr. Nazan Uysal Harzadın, bu kitapta modern hastalıkların kökenine iniyor ve yeme alışkanlıklarımızla bedenimiz arasındaki ilişkiyi yeniden anlamamıza yardımcı oluyor. Fonksiyonel Beslenme, bedenin bir sistem olarak nasıl çalıştığını anlamaya, semptomları bastırmak yerine nedenleriyle yüzleşmeye davet ediyor. Sindirim sorunlarından hormonal dengesizliklere, bağışıklık direncinden ruh haline kadar uzanan bu geniş çerçevede, yediklerimizin etkisinin ne kadar bütünsel olduğunu görüyoruz. Kitap boyunca beslenme, yalnızca bir sağlık aracı değil, bedenle yeniden bağ kurmanın, kendini duyma cesaretinin ve yaşam kalitesini yükseltmenin bir yolu olarak ele alınıyor. Modern yaşamın hızına kapılıp bedenini ikinci plana atan herkes için sade, öğretici ve farkındalık kazandıran güçlü bir kaynak.


Doğru Kavga Etme Rehberi – Dr. Julie Schwartz Gottman, Dr. John Gottman

İlişkinizde zaman zaman yaşanan tartışmaların aslında kopuş değil, bağ kurmak için bir fırsat olabileceğini bilmek size nasıl hissettirir? Doğru Kavga Rehberi, uzun yıllara dayanan bilimsel gözlemler ve binlerce çiftin deneyimi üzerinden, çatışmanın ilişkinin en kırılgan ama en dönüştürücü alanı olduğunu gösteriyor. Gottman çiftinin, 40 yılı aşkın bilimsel çalışmalarına dayanarak hazırladıkları bu kitapta, çatışmaların bağ kurmaya nasıl dönüşebileceği anlatılıyor. Sık yaşanan yanlış anlaşılmaların nasıl kısır döngülere dönüştüğünü göstererek bu döngüleri nasıl kırabileceğimizi adım adım öğretiyor.

Okuru “kavganın kazananı” olmaktan çıkarıp ilişkinin bütünlüğünü gözeten bir bakış açısına davet ediyor. Eğer ilişkinizde duygusal yakınlığı korumak, güveni yeniden inşa etmek ya da daha sağlıklı tartışmalar yapmayı öğrenmek istiyorsanız, bu kitap size sadece yöntem sunmuyor, aynı zamanda ilişkinin içinde daha yumuşak, daha duyarlı bir yerden var olmanın da mümkün olduğunu hatırlatıyor.


Kendini Aş – Scott Barry Kaufman

Kendini gerçekleştirmek… Bu, çoğumuzun hayat boyu dolaylı olarak peşinden gittiği ama tam adını koymadığı bir arayış. Scott Barry Kaufman, bu kavramı Maslow’un tozlu piramidinden çıkarıp bugünün karmaşık, çelişkili ve dönüşen insanı için yeniden tanımlıyor. Onun yaklaşımında kendini gerçekleştirmek, başarı merdiveninin tepesinde değil, öz şefkatin, esnek benliğin ve anlamın kesişim noktasında yer alıyor. Bir bilim insanının titizliğiyle düşünülmüş ama bir sanatçının sezgisiyle yazılmış bu kitap, psikolojiye ve nörobilime yaslanıyor ama temel sorusu çok insani: “Kendime gerçekten yaklaştığım anlar hangileriydi?” Eğer gelişim sizin için hedef odaklı değil, içsel bir evrimse bu kitap kendinizle kurduğunuz ilişkiyi sessizce derinleştirebilir.


Beklenti Etkisi – David Robson

Zihninizin, bedeninizin geleceğini şekillendirdiğini biliyor muydunuz? Beklenti Etkisi bu fikri yalnızca bir “motivasyon cümlesi” olmaktan çıkarıyor ve bilimsel araştırmalarla temellendirilmiş bir gerçeğe dönüştürüyor. David Robson, zihinsel beklentilerin fiziksel sağlık, yaşlanma süreci, stres tepkileri, spor performansı hatta hastalık belirtileri üzerinde nasıl somut etkiler yarattığını çarpıcı örneklerle anlatıyor. Kitap, plasebo etkisinin ötesine geçen bir yerden, düşüncelerimizin fizyolojimizi nasıl yeniden programladığını gösteriyor. Ancak bu bir “pozitif düşün yeter” kitabı değil. Tam tersine, Robson beklenti sistemlerimizin nasıl çalıştığını anlamadan, olumlu düşünmenin de işe yaramayabileceğini açıklıyor. Yani mesele sadece iyi düşünmek değil; nasıl düşündüğümüzü fark etmek, kendi zihinsel kodlarımıza dışarıdan bakabilmek. 

Beklenti Etkisi, kendini sabote eden düşünce kalıplarını tanımak isteyen, zihinsel dayanıklılığı geliştirmeyi hedefleyen ya da beden-zihin bağlantısını daha bilinçli yaşamak isteyen herkes için dönüştürücü bir başlangıç olabilir. Her şeyin dışarıdan geldiği bu çağda, Robson sizi içeriden gelen gücün bilimsel temellerini fark etmeye çağırıyor.


Gökyüzünde Nehirler Var – Elif Şafak

Bazı kitaplar anlatmaz, hatırlatır. Gökyüzünde Nehirler Var tam da böyle bir kitap: Anlatıdan çok bir sezgi, olaylardan çok bir duygunun peşine düşüyor. Elif Şafak bu kez kurmacanın çizgilerini geride bırakıp kendi iç dünyasından geçen nehirleri okurla paylaşıyor. Melankoli, yaratıcılık, yalnızlık, kimlik ve iyileşme gibi temalar; hem bireysel hem kolektif hafızanın kıyısında dolaşıyor. Kimi zaman bir fısıltı, kimi zaman bir çığlık gibi yazılmış bu metin; yazmakla iyileşmek, yalnız olmakla kendine yaklaşmak, parçalanmakla yeniden şekil bulmak arasında incecik bir köprü kuruyor.  Kitap, klasik bölümlerle ilerlemiyor. Her bölüm bir durak, bir nefes aralığı gibi. Sessizliğin içinde duyulan o derin, tanıdık yankıyı hissettiriyor insana. Mezopotamya’nın antik şehri Ninova’da, Asur Kralı’nın kurduğu muhteşem kütüphanenin kalıntılarında, uzun zamandır unutulmuş bir şiirin, Gılgamış Destanı’nın parçaları saklı. İşte bu kitap, zamanın ve sessizliğin içinden yeniden ortaya çıkan o kadim sesi andırıyor.


Bırak Yapsınlar Teorisi – Mel Robbins

Hayatımızı en çok yoran şey, çoğu zaman kendi sınırlarımız değil, başkalarının davranışlarını değiştirme çabasıdır. Bu kitap tam bu noktada durup basit ama güçlü bir öneride bulunuyor: “Bırak yapsınlar” Mel Robbins bu kitabında, başkalarının seçimlerini kontrol etmeye çalışmak yerine, kendi enerjimizi korumayı seçmenin içsel gücünü anlatıyor. Bu kitap, sınır koymakta zorlananlara, herkesin duygusunu taşıyanlara ve içten içe tükenenlere iyi gelecek bir durma ve bırakma çağrısı. Robbins’in sade dili, kişisel dönüşümü büyük laflardan değil, küçük farkındalıklardan başlatıyor.

Live To Bloom’da Stressiz Yaşamın Formülü: Mel Robbins’in Bırak Yapsınlar Teorisi” başlığıyla incelediğimiz bu yaklaşım, yalnızca ilişkilerde değil, beklenti yükünü taşıdığınız her alanda hafiflemenin mümkün olduğunu gösteriyor. Çünkü bazen yapabileceğiniz en güçlü şey, olanı olduğu gibi kabul edip kendi merkezinizde kalmayı seçmek.


Sputnik Sevgilim – Haruki Murakami

Bu ay Bloom Book Club’da birlikte okuyacağımız kitap: Haruki Murakami’nin içsel yalnızlıkla örülü romanı Sputnik Sevgilim. Sessizliğin, mesafelerin ve söylenemeyenlerin hikâyesi bu. Birbirine dokunamayan ama birbirini hisseden üç insanın arasında geçen, zamanın ve mekanın sınırlarını aşan bir yolculuğa davet ediyor bizleri. Murakami’nin tipik atmosferi burada da kendini gösteriyor: kaybolmuşluk hissi, aşkın karmaşıklığı, kimlik arayışı ve bir türlü tamamlanamayan içsel boşluk… Sputnik Sevgilim, tüm bu temaları naif bir dil ve sakin bir anlatımla sunarak okuru kendi iç sesini duymaya çağırıyor.

Roman boyunca gerçeklik ile hayal arasındaki çizgiler silinirken duyguların yoğunluğu daha da keskinleşiyor. Eğer aşkın ne olduğu kadar ne olmadığıyla da ilgileniyorsanız; birine yaklaşırken kendinizden uzaklaştığınız o kırılgan duyguyu tanıyorsanız bu romana kendinizi kaptırmanız mümkün. Siz de Sputnik Sevgilim’i birlikte okumak ve Bloom Book Club buluşmamıza gelmek isterseniz topluluğumuza katılabilirsiniz.





BLOOM SHOP