YAZAN: BURCU ERBAŞ
FOTOĞRAF: ATMOS

En son rüyanızda ne gördünüz, hatırlıyor musunuz? Bazı rüyalarımız gerçekten sanat filmini aratmayacak kadar yaratıcı ve garip olabilirken bazı rüyalarımız çok temel korku, arzu veya deneyimler üzerine kurulu olabiliyor. Nitekim uçmak, düşmek, kovalanmak, sınava girmek gibi ikinci kategoriye giren rüyalar da kolektif olarak en sık gördüğümüz rüyaları oluşturuyor. Peki neden hepimiz -tüm farklılıklarımız bir yana- çok benzer temalar üzerine rüyalar görebiliyoruz ve bu rüyalar ne ifade ediyorlar? Sizin için en yaygın rüyalar ve anlamlarını yazdık!


Rüyalar gerçekten bir anlam taşıyor mu?

Rüya uzmanlarına göre rüyalarımız bizim “ikinci beynimizi” oluşturuyor. Bizim biliçli şekilde dikkat etmediğimiz, fark etmediğimizi düşündüğümüz birçok detay, anlam veya his kendini rüyalarımızda gösterebiliyor. Gün boyu bilerek veya fark etmeden göz ardı ettiğimiz bütün unsurlar her daim uyanık ve tetikte olan bilinçaltımız tarafından kaydedilmeye devam ediyor. Bilinçaltımızın birer yansıması olan rüyalar, aslında yaşamımızda neler olup bittiğinin, hangi ruh halleri içinde olduğumuzun birer habercisi olabiliyor, bilincimizle bilinçaltımız arasında bir köprü görevi görebiliyorlar.

Nitekim rüyalar -gördüğümüz halleri ile- tabii ki ne gerçeğin ne de geleceğin bir işareti oluyorlar. Konu rüyalar olunca asıl dikkate almamız gereken gördüğümüz tüm sembol, tema ve hislerin bizim kişisel yaşamımızda ve iç dünyamızda neye işaret edebilecekleri olmalı. Bunun için de en yaygın olarak görülen rüyaların anlamlarını geniş bir perspektiften bilmek yardımcı olabilir.

En yaygın rüyalar ve anlamları nedir?

Dünyanın neresinde yaşarsak yaşayalım bazı semboller ve temalar rüyalarımızı domine ediyor. Yapılan araştırmalara bakıldığında rüyaların -bize ne denli saçma, farklı veya özgün gelse de- insanlığı sandığımızdan daha fazla çok ortak paydada buluşturduğunu görebiliyoruz. Bir veri tabanına göre herkesin en yaygın olarak gördüğü rüya kovalanmak olurken ikinci sıraya okulla ilgili rüyalar, üçe cinsel deneyimler dörde düşmek beşinci sıraya da tekrar eden rüyalar oturuyor. Aynı veri tabanına göre bazı rüyaları erkekler daha çok görürken bazıları kadınlarda daha yaygın bulunuyor. Peki kolektif şekilde deneyimlediğimiz bu rüyalar ve listenin geri kalanı, ne ifade ediyor?

1. Düşmek

Rüyada düşmek, genel hayatta deneyimlenen kontrol kaybının, bozulan düzenin, yas dönemlerinin veya yaşadığımız kişisel sıkıntıların bir uzantısı olarak görülebiliyor. Bilimsel olarak bakıldığında da düşme rüyaları beyinde ani bir nörotransmitter değişimi yaşandığı sıralara rastlıyor.

2. Sürekli olarak denemek

Tam olarak ne gördüğümüzü anlamadığımız ama sıkıntılı, stresli bir ruh hali içinde olduğumuz rüyaların genelinde bir şeyleri sürekli olarak yeniden ve yeniden denediğimizi, yaptığımızı görüyoruz. Tekrara düşen bu rüyalar gerçek yaşamımızdaki kısır döngülerin, içinden çıkamadığımız, kaçamadığımız stresli durumların bir yansıması olabiliyor. Tekrar döngüsünde kapana kısılma, izi Antik Yunan mitolojisine kadar sürülebilen, çok eski ve kolektif korkumuzu ifade ediyor. Bu hissi işte, okulda, ilişkilerde hissediyor, varoluşsal sancılar çekiyorsak rüyalarımızda da tekrar döngülerine kapılabiliyoruz. Budizm’de de bu rüyalar spiritüel uyanış ve somut dünyadan kopuşun gerekliliği olarak yorumlanıyor.

3. Uçmak

En keyifli rüyaların başında gelen uçma, gerçek hayatta da bizi aşağıya çeken durumunların sona erdiğini, negatif ilişkiler ve kişilerden uzaklaştığımızı, yüklerimizinden kurtulduğumuzu simgeliyor. Başarı kazanmak, sıkıntılı süreçlerden galip çıkmak veya sadece doğru yolda olduğumuzu düşünmek de rüyada uçtuğumuzu görmemize zemin hazırlayabiliyor.

4. Kovalanmak

Kadın ve erkeklerde eşit rastlanan kovalanma rüyaları birçok farklı anlam taşıyabiliyor. Kovalayan kişi, bir iç korkumuzu, tereddütümüzü, bastırdığımız bir isteği sembolize edebiliyor. Dış dünyada bizi rahatsız eden bir kişi veya ortamı somutlaştırabiliyor veya içgüdüsel, atalarımızdan aktarılan bir korkuyu ifade edebiliyor.

5. Dişlerin dökülmesi

En korkutucu rüyaların başında gelen dişlerin dökülmesi yaygın olarak söylenmemesi gereken şeylerin konuşulduğu ve bu durumla ilgili pişmanlık yaşandığı zamanlarda görülüyor. Gaf kaçırmak, çok dedikodu yapmak, sırların ortaya dökülmesi, iletişim kopuklukları ve sorunları dişlerin döküldüğü rüyaların tetikleyicisi olabiliyor.

6. Sevdiğin birini kaybetmek

Rüyalarda görülen ölüm hiçbir zaman geleceğin habercisi olarak yorumlanmıyor. Birini kaybettiğini görmek, rüya bile olsa çok korkutucu gelebiliyor ve sanki gelecekten bize gelen bir uyarıymış gibi hissettirebiliyor. Neyse ki durum böyle değil! Ölüm teması genel anlamda yaşamın bir bölümünün sona erdiğini ve yeni bir bölümün başladığını sembolize ediyor. Yaşamda hissedilen belirsizlik duyguları, büyük değişimler, kimlik krizleri, dönüşümler ve tabii ki yakın bir zamanda yaşanmış kayıplar ve yas süreçleri rüyalarda ölüm temasının görülmesine neden olabiliyor. Hatta psikologlara göre ölümle ilgili rüyalar yas süreçlerinde travmanın atlatılmasına, duyguların regüle edilmesine yardım edebiliyor.

7. Hamilelik

Aynı ölüm gibi hamilelik rüyaları da gerçek hayatta gebe kalınacağının bir habercisi olmuyor! Birçok eski anlayışta üretkenlik, yaratıcılık, bereket ve büyüme ile ilişkilendirilen hamilelik ve doğum, rüyalarda da kişisel gelişimin bir yansıması rolü üstleniyor. Yaratıcı süreçlerin, üzerinde çalışılan iş veya projelerin güzel haberlerle sonuçlanacağı kendini hamilelik rüyaları ile gösterebiliyor.

8. Çıplaklık

Rüyada çıplak olmak gerçek hayatta da savunmasız kalındığını sembolize edebiliyor. Eğer rüyada bu durumdan utanç duyuluyorsa gerçek hayatta da düşünce ve duygularımızı belirtmekten çekince duyabiliyor, kendimizi güvensiz hissedebiliyoruz. Sürekli olarak takip edildiğimizden, yargılandığımızdan, eleştirildiğimizden korku duyuyor olmak da çıplaklıkla ilgili stresli rüyalara yol açabiliyor. Öte yandan rüyada çıplaklığa dair herhangi bir kötü his yoksa bu; açık iletişimin, dürüstlüğün, özgürlüğün ve görünürlüğün kişi için bir mutluluk kaynağı olduğunu işaret edebiliyor.

9. Cinsel deneyimler

Daha yaygın olarak erkekler tarafından görülen cinsel içerikli rüyalar güçlü bir bağ kurma arzusunu, bir kişiyi beğenmeyi, ondan ilham almayı veya kıskançlığı sembolize edebiliyor. Cinsel deneyimler kurduğumuzu düşlediğimiz kişiyi eğer gerçek hayatta bu perspektiften değerlendirmiyorsak onda kendimizde olmasını istediğimiz bazı özellikler görüyor ve ona imreniyor olabiliriz.

10. Okul

Okul yılları -çok geride kalmış olsa bile- hayatımızı derinden şekillendiren dönemler olduğu için rüyalarımıza sıkça girebiliyor. Özellikle kadınlarda daha çok görülen okul rüyaları genel anlamda sınava girmek veya sınavda başarısız olmak ile ilgili oluyor. Kadınlarda daha sık rastlanması ise gerçekte de kadınların okul yıllarını, notlarını, başarılı olmayı erkeklerden daha çok ciddiye alması ve stres yaşaması ile ilişkilendiriliyor. Okulla ilgili stresli rüyalar görmek profesyonel yaşamda hissedilen stresin, baskının sonucunda da görülebiliyor.




Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP