YAZAN: YASEMİN ÇAĞLA ÇERKEŞ
FOTOĞRAF: CAT FREEMAN

İnsanları memnun etmek kulağa o kadar da kötü gelmiyor. Sonuçta, insanlara iyi davranmanın, onlara yardım etmenin ve onları mutlu etmeye çalışmanın bir sakıncası yok. Ancak bu memnun etme hali, basit bir nezaketin ötesine geçince sıkıntıları beraberinde getirebiliyor. Peki “people pleasing” olarak geçen insanları memnun etme çabasından kurtulmanın bir yöntemi var mı?


People pleasing nedir?

People pleasing diğer insanları mutlu etmek için ne gerekiyorsa yapmak olarak açıklanıyor. İnsanları sürekli memnun etmeye çalışan kişiler, genellikle toplum tarafından yardımsever ve kibar olarak tanımlanıyor. Bu kişiler bir konu ile ilgili yardıma ihtiyaç duyulduğunda devreye girmeye fazlasıyla istekli oluyorlar. Nazik ve yardımsever olmak genellikle iyi bir şey olsa da, başkalarını memnun etmek için fazla ileri gitmek duygusal olarak tükenmiş, stresli ve endişeli hissedilmesine neden olabiliyor.

İnsanları memnun etme alışkanlığının aşırıya kaçtığını nasıl anlarsınız?

Terapist Erika Myers’a göre memnun etme alışkanlığının aşırıya kaçtığını gösteren birkaç davranış tipi bulunuyor.

Yardım istendiğinde başkalarını hayal kırıklığına uğratmamak için kendi ihtiyaçlarını ihmal etmek

Başkalarını üzmemek için kendi ihtiyaç ve isteklerinizi yok sayarak karşısındakini öncelendirmek, memnun etme alışkanlığının mevcut olduğuna dair bir işaret. Myers, fedakarlık yapmanın benlik duygusunu beslediğini, ancak aynı zamanda mağduriyet duygusuna yol açabileceğini vurguluyor.

Hayır diyememek

Bir yardım istendiğinde hayır demeyi zor bulmak ve baştan hayır demek yerine, daha sonra mazeretler uydurmayı tercih etmek, memnun etme konusunda aşırıya kaçıldığına işaret edebilir.

Başka bir kişinin duygularını incitmemek için davranışlarınızı değiştirmek

Memnun etmeyi aşırıya kaçıranlar, davranışlarını ve tutumlarını kişilere eşleşecek şekilde değiştirme eğilimindelerdir. Bu, tamamen farklı bir kişiye dönüşmek anlamına gelse bile, çatışmadan kaçmak için mümkün olan her şeyi yapmaya hazırlardır.

İnsanların sizden hoşlanmalarını sağlamak için çok fazla zaman ve enerji feda etmek

Sürekli olarak başkaları için ulaşılabilir olmanın duygusal bir bedeli olabilir. Yardım istediklerinde başkalarını hayal kırıklığına uğratmamak için hemen yanlarına koşmak ve yardım etmeye gönüllü olmak, memnun etme alışkanlığının aşırıya kaçtığını gösteriyor olabilir.

Çok sık özür dilemek

İnsanları memnun etmeye takıntılı kişiler genellikle kendilerini başkalarının duygusal tepkilerinden sorumlu tutarlar. Eğer biri kendini kötü hissediyorsa, kendilerini suçlayabilirler. Bu kişiler genellikle hataları olmayan ve kontrol edemedikleri durumlarda bile sık sık özür dileme eğilimindedir.

Başkalarının fikrini çabucak kabul etmek

Birçoğumuz sosyal becerilerimizin bir parçası olarak başkalarını kibarca dinleyebiliriz. Söylediklerine inanıldığı için değil, karşı tarafın beğenisini kazanmak için insanlarla sürekli olarak hemfikir olmak, memnun etme davranış işaretlerinden biridir.

Bu alışkanlığın arkasında neler yatıyor?

İnsanların başkalarını memnun etme takıntısı arkasında yatan birçok neden olabiliyor. Özgüven eksikliği bunlardan bir tanesidir. Kişiler kendi benliğine yeterince değer vermediği zaman, kendi değerini başkalarının onlara ne biçtiği üzerinden belirlerler. Bu nedenle başkalarının onayına ihtiyaç duyarlar ve çevresindekileri mutlu etmek için çabalarlar. Mükemmeliyetçilik de zamanla kişileri memnun etme döngüsünün içine sürükleyebilir. Kendileri hakkında iyi düşünüldüğünden emin olmak isteyen mükemmeliyetçi karakterler, bunun için ne gerekiyorsa yaparlar.

Başkalarına memnun etmek bir tür fedakarlık biçimidir ve onaylanmış veya beğenilmiş hissetmenin bir yolu da olabilir. Bu davranışı gösteren kişiler, çevresindekilerin mutlu olmalarını sağlayarak, kendilerini faydalı ve değerli hissediyor olabilirler. İlgili ve şefkatli bir insan olmak, sevdiklerinizle sağlıklı ilişkiler sürdürmenin önemli bir parçasıdır. Bununla birlikte, kendi duygusal sağlığınız pahasına başkalarının mutluluğunu kovalamak bir sorun haline gelebilir.

İnsanları memnun etme çabası kişinin kendisini yıpratıyor

Yardım etmeye gerçekten gönüllü olunsa da, bir şeyler isteksizce veya zorunluluktan yapıldığında hayal kırıklığı yaşanması kaçınılmazdır. İnsanları memnun etme çabasındakiler, birine yardım ederek kendisini kullandırdığı için karşıdakine kızma, sonrasında pişmanlık duyma ya da üzülme döngüsüne girebilirler. Bu çaba, kişilerin fiziksel ve zihinsel sağlığını zayıflatabilir. Her şeyi yönetmeye çalışmak, stres ve endişe yaşamaya ya da tükenmişlik hissi duyulmasına neden olabilir. Ayrıca, kişilerin tüm enerji ve zihinsel kaynaklarını başkalarının mutlu olduğundan emin olmaya adaması, hedeflerini gerçekleştirme iradesine direndiklerine işaret edebilir. Bazı araştırmalar bu tip tekrarlanan direnişlerin zihinsel sağlığı tehdit ettiğini gösteriyor.

İnsanları memnun etme çabasını aşırıya taşıyanlar, diğer insanları iyi hissettirmek için genellikle kendi ihtiyaçlarını ve tercihlerini gizlerler. Bu kişiler, kendi hayatlarını gerçek anlamda yaşayamıyormuş gibi hissedebilir. Çevredeki insanlar bu kişileri hafife almaya başlayabilirler. Birçok insan, bu kişilerden fayda sağladığının farkında bile değildir. Tek bildikleri, ihtiyaç duyulduğunda kesinlikle yardıma gelineceğidir.

İnsanları memnun etme alışkanlığı nasıl aşılır?

İnsanları memnun etmeyi bırakmak ve kendinizden ödün vermeden başkalarını mutlu etme arzunuzu nasıl dengeleyeceğinizi öğrenmek için atabileceğiniz bazı adımlar var.

1. Sınırlar oluşturun

Sınırlarınızı bilmek, net sınırlar belirlemek bu alışkanlığı aşmak iyi bir adım olabilir. İstek ve ihtiyaçlarınız konusunda açık ve net olun. Birisi çok fazla şey istiyor gibi görünüyorsa,  bu isteklerin sınırınızı aştığını ve yardım edemeyeceğinizi bildirin. İnsanları memnun eden eğilimlerinizden kurtulmaya yardımcı olmak için hayatınızda sınırlar yaratmanın başka yolları da var. Örneğin, ne zaman telefonda konuşabileceğinizi sınırlamak için telefonunuzu günün belirli zamanları aramaya kapatabilirsiniz.  Bu uygulama, yalnızca ne yapmak istediğinizi değil, aynı zamanda ne zaman yapmak istediğinizi de kontrol etmenizi sağlayacaktır.

2. Küçük adımlar atın

Davranış kalıplarını tümden değiştirmek zor olabilir. Çoğu durumda, yalnızca kendinizi yeniden eğitmeniz değil, aynı zamanda çevrenizdeki insanların sınırlarınızı anlamaları için de çalışmanız gerekir. Bu nedenle, küçük adımlarla başlamak yararlı olabilir. Daha küçük isteklere hayır diyerek başlayın, küçük bir şey hakkında fikrinizi ifade etmeye çalışın veya ihtiyacınız olan bir şeyi talep edin.

3. Hedefleri ve öncelikleri belirleyin

Zamanınızı nerede ve nasıl geçirmek istediğinizi düşünün. Kime gerçekten yardım etmek istiyorsunuz? Hangi hedeflerinizi gerçekleştirmeye çalışıyorsunuz? Önceliklerinizi bilmek, bir şeye adayacak zamana ve enerjiye sahip olup olmadığınızı belirlemenize yardımcı olacaktır. Bir şey enerjinizi tüketiyorsa veya çok fazla zamanınızı alıyorsa, sorunu çözmek için adımlar atın. Yapmak istemediğiniz şeylere hayır demeyi denedikçe, sizin için gerçekten önemli olan şeylere ayıracak daha fazla zamanınız olduğunu göreceksiniz.

4. Hemen evet demeyin

Birisi bir iyilik istediğinde, düşünmek için biraz zamana ihtiyacınız olduğunu söyleyin. Hemen “evet” demek, kendinizi yükümlü hissetmenize neden olabilir, ancak bir isteğe yanıt vermek için vakit istemeniz, gerçekten yapmak istediğiniz bir şey olup olmadığına karar vermenizi sağlayacaktır. Bir karar vermeden önce kendinize şu soruları sorun: Bu iş ne kadar zamanımı alacak? Gerçekten yapmak istediğim bir şey mi? Yapmak için zamanım var mı? “Evet” dersem üzerimde stres yaratacak mı? Araştırmalar, bir seçim yapmadan önce saniyelik bir duraklamanın bile karar verme doğruluğunu arttırdığını gösteriyor.

5. Bahanelerden uzak durun

Bir şeyler yapmak için manipüle edildiğinizi hissediyorsanız, durumu değerlendirmek için kendinize biraz zaman ayırın. Bir şeyi reddederken kararlı bir ton kullanmayı deneyin ve gerekçeniz hakkında gereksiz ayrıntılar verme dürtüsüne karşı koyun. Kendinize “hayır”ın tam bir cümle olduğunu hatırlatın.



Yasemin Çağla Çerkeş

1999 yılında İstanbul’da doğan Çağla, Robert Koleji’nde eğitim gördü. 2022 yılında lisans eğitimini University of Southern California’da Uluslararası İlişkiler ve Ekonomi üzerine tamamladı. İyi yaşam ve sağlıklı yaşama olan merakını, öğrendiklerini ve bilgilerini Live to Bloom’da paylaşıyor....



BLOOM SHOP