YAZAN: BURCU ERBAŞ
FOTOĞRAF: THE INDEPENDENT

Hollywood ünlülerinden büyük firmaların CEO’larına kadar geniş ve yüksek derecede “itibarlı” bir danışan listesine sahip Jay Shetty, işletme okuyup bir CEO olmak isterken katıldığı bir sempozyum sonucu keşiş olup ashram’larda yaşamaya karar veriyor. Şu anda hayatına edindiği kadim öğretileri “viral yaparak” mümkün olduğunca çok kişiye ulaştırma hedefi ile devam eden Shetty bir kişisel yardım koçu, yazar, motivasyon konuşmacısı ve podcast sunucusu. İyi yaşam ve mindfulness’ı herkes için kolay ve uygulanabilir pratikler haline çevirmek isteyen Shetty’nin sosyal medya hesabından yaydığı kadim öğretileri ve hayat amacını bulma yollarını sizin için derledik!


Jay Shetty kimdir?

Yazdığı kitap Think Like A Monk, New York Times En Çok Okunanlar listesinde en tepeye oturmuş, podcast’i On Purpose ise dünyada en çok dinlenen bir numaralı sağlık yayını olan Jay Shetty, dünya çapında ünlü ve oldukça başarılı bir “amaç koçu”. 21 yaşında bir keşişin konuşmasından çok etkilenerek kurumsal işini ve modern hayatını yavaş yavaş bırakan ve sonunda kendisi de bir keşiş olan Jay, 3 sene boyunca Hindistan’da bir sahram’da yani tapınakta yaşıyor. Bu tapınakta günde 4 saat meditasyon yaparak, kadim öğretiler üzerine çalışarak içine dönüyor ve kişisel farkındalığını geliştiriyor. Sonucunda da şükran duymak, meditasyon yapmak gibi araçların daha yüce bir amaca hizmet ettiğini görüyor. Şükran duymak ona iyi hissettirdiği gibi bağışıklık sistemini de kuvvetlendiriyor. Meditasyon yapmak zihnini sakinleştirdiği gibi ona öz güven ve netlik de kazandırıyor. Mindfulness iyi yaşam aracı olmaktan çıkarak yaşam tarzına dönüşüyor. 7 seneye yayılan bu süreçte edindiği tüm bu bilgileri daha büyük kitlelerle paylaşmak isteyen Shetty “kadim bilgileri viral yapma” amacı ile içerik üretmeye başlıyor.

Jay Shetty neden bu kadar popüler?

Jay Shetty’yi bu denli popüler ve başarılı kılan ise bir keşişin sahip olduğu bilgi birikimini sadeleştirebilme ve adeta “hap bilgi”lere çevirebilme yetisinden kaynaklanıyor. Hayat amacını bulmak, negatif his ve düşünceleri yönetebilmek, gerçek öz güven inşa edebilmek ve korkuları aşabilmek üzerine verdiği tavsiyeleri ile sadece Instagram’da 14 milyon takipçiye erişiyor. Podcast’i On Purpose‘da ise Kim Kardashian, Jennifer Lopez, Alicia Keys gibi dünyaca ünlü kişileri ağırlayarak kişisel hayatlarını; korkularını, başarısızlıklarını, endişelerini ve tüm bu negatiflikleri nasıl aşabildiklerini anlatmalarını sağlıyor. Bir nevi dünyaca ünlü kişilerin olumsuz durumlarla başa çıkma mekanizmalarını ilham olması için bizlerle paylaşıyor.

Jay Shetty’nin hayatı daha anlamlı kılan “viral” kadim öğretileri

“Kendinizle olan ilişkiniz, dünya üzerinde her daim sahip olabileceğiniz en iyi ilişki olacaktır.” diyen Shetty için yaşam kendimiz üzerinde çalışmaya başladığımız an değişiyor, gelişiyor ve iyileşiyor. Bir keşiş gibi düşünmenin her şeyin arasındaki bağı görmek olduğunu söyleyen Shetty’nin hayatı daha anlamlı kılan viral olmuş kadim öğretilerini sizin için derledik!

Romantik ve sosyal yaşam üzerine:

  • Hiçbirimiz için mükemmel partner veya sevgili bulunmuyor. Asıl önemli olanın bir ilişkiyi yürütebilmek olduğunu söyleyen Shetty, mükemmeli değil “karşılıklı olarak bir ilişkiyi yürütmek isteyen” kişiyi aramalısınız diyor.
  • Birisine güvenmek cesaret istiyor. Eğer karşı taraf güveni yıkarsa yine cesaret göstererek ilişkiden çıkmamız gerekiyor.
  • İnsanları bizi seçmeleri için zorlamak gerçek anlamda doğru bağlar kurmamızı engelliyor. Hepimiz her gece yatağa girdiğimizde huzurla uyuyabileceğimiz, gerginlikten uzak ilişkiler hak ediyoruz.
  • Zorlu konuşmalardan kaçınarak kısa süreli rahatlık için uzun süreli gerginlikler ve anlaşmazlıklara evet demiş oluyoruz.
  • Bize herhangi bir eleştiri olmadan rehberlik verebilen, egosuzca bilgi birikimini paylaşabilen, beklentiye girmeden sevgi verebilen kişiye gerçek partner deniyor.
  • Bir kişinin bize nasıl davrandığı, bizim ona olan sevgimizden çok daha büyük bir önem taşıyor.
  • Eğer birisi bizimle konuşmak, beraber olmak, ilişkimizi yürütmek istiyorsa önünde sonunda aksiyona geçer. İçinde bulunduğumuz hiçbir ilişkinin tek taraflı olmasına izin vermemeliyiz. Böyle ilişkiler bizim için ne doğru ne de sağlıklı oluyor.
  • Kendi yaralarımızı karşı tarafa yansıtarak sevdiğimiz insanları üzmemek için yapabileceğimiz en iyi aksiyon kendimizi iyileştirmekten geçiyor.
  • Eğer bir insanı mutlu etme şansınız varsa yapın. Kimin ne gibi acılar ve zorluklar yaşadığını bilemeyiz. Çoğu zaman insanlar sessizce acı çeker. Bizim yapacağımız ufak bir kibarlık bile günlerinin aydınlanmasını sağlayabilir.

Kişisel gelişim üzerine:

  • Yaşadığımız hayal kırıklıklarının altında karşılanmayan beklentiler yatıyor. Burada bizim yapmamız gereken tüm kontrolü bırakmayı öğrenmek çünkü hayat biz ne kadar çok beklentiye girersek girelim tam da olması gerektiği gibi yaşanacak. Bizim buradaki amacımız sadece hayat denen deneyimi yaşamak.
  • Bundan 5 sene sonra yaşadığımız hayata razı olduğumuzu değil, onu seçtiğimizi söyleyebilmek için seçimler yapmalıyız.
  • Endişe duymak aslında umursadığımızı gösteriyor. Kendimize, karşımıza çıkacak her tür engeli aşacak kadar güvenmemiz gerekiyor çünkü hiçbirimiz hayatımızın bu noktasına şans eseri ulaşmadık.
  • Hayatımızı değiştiren asıl şey gündelik yaşamımızı dolduran basit alışkanlıklarımız oluyor. Sabah rutinimizin ne olduğu, kendimizle nasıl konuştuğumuz, hangi kitapları okuduğumuz, ne gibi diziler izlediğimiz, enerjimizi kimlerle paylaştığımız günün sonunda yaşamlarımızı şekillendiriyor.
  • Mutluluğun sırrı, içinde bulunduğumuz her durumu bizim zihnimizde olması gerektiği gibi kalıba sokmaya çalışarak değil, olduğu gibi bırakmaktan ve olan bitenden hala keyif alabilmekten geçiyor.
  • En önemli onay dışarıdan değil, içimizden geliyor. Eski arkadaşlarımızın bizi tanıyamayacağı kadar büyümek ve gelişmek çok normalken onların onayını almaya ihtiyaç duymak hiç faydalı olmuyor. Çevremizdeki bazı insanları aşacak kadar büyüdüysek, onlarla olabilmek için kendimizi küçültmemize gerek yok!

Verimli çalışma üzerine:

  • Jay Shetty’nin keşişlerden öğrendiği ilk pratik monotasking yani aynı anda birden çok işi yapmak yerine tek bir işe odaklanmak oluyor. Böyle çalışmak, multitasking’in aksine, verimliliği, yaratıcılığı ve odağı arttırıyor. Monotasking birçok işi yapamayacağımız anlamına gelmiyor. Sadece farklı ilgi alanlarımızı ve işlerimizi teker teker, her birine odaklanarak yapmak anlamına geliyor.
  • Yaşımız kaç olursa olsun kendimize “oyun oynamak” için zaman ayırmak, kutu oyunları, halı saha maçı gibi gülmemizi ve eğlenmemizi sağlayan aktivitelere girmek yani çocuk gibi olmak ruh halimizi ve motivasyonumuzu arttırıyor.
  • Medya kullanımımızda bazen saf eğlence yerine bilgi edinmeyi tercih etmek o gece güzel bir uyku çekmekten sağlıklı bir düşünce yapısı edinmeye kadar bize yardımcı olabiliyor. Kitap okuyamıyorsak sesli kitap dinlemek, her akşam dizi izlemek yerine güzel bir belgesel izlemek, bir kez olsun müzik yerine podcast açmak dopamin salgısını tetikleyerek içimizi “başarma” hissi ile kaplayabiliyor. Bu da fazla düşünmek veya endişelerimiz yüzünden uykusuzluk çekiyorsak bize bir çözüm sunabiliyor.


Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP