YAZAN: DİLAN GÜNAÇTI

Çevremizdeki insanlarla yaşadığımız ve özellikle romantik ilişkilerimizde karşımıza çıkan, içsel olarak öz güvensizlik duygumuzu tetikleyen bağlanma sorunlarını aşabilmek için attachment theory yani bağlanma teorisini incelemek gerekir. İngiliz psikanalist John Bowlby tarafından ortaya atılan bu teoriye göre, ilk yıllarımızda bakımımızı üstlenen kişiler ile kurduğumuz bağlar hayatımız boyunca sosyal ve duygusal gelişimimizde önemli bir rol oynuyor. Bağlanma stillerimizi keşfetmek, kendini tekrarlayan davranışlarımızın ve duygusal örüntülerimizin önüne geçerek güven ve tatmin dolu ilişkiler kurmamıza yardımcı olabilir. Kaygılı bağlanma stiline sahip olan kişilerin güvenli bağlanmaya geçiş sürecinde hangi aşamalardan geçebileceğini araştırdık.


Kaygılı bağlanma stiline sahip kişilerin özellikleri nelerdir?

Güvenli, kaygılı ve kaçıngan olarak üçe ayrılan bağlanma stillerini tanımak, kendi düşünme, hissetme ve davranış örüntülerimizi keşfetmek başka insanlarla olan ilişkilerimizde bilinçsizce sergilediğimiz eğilimleri fark etmemize yardımcı olur. Kaygılı bağlanma stiline sahip olan biri, özellikle romantik ilişkilerde ve arkadaşlık ilişkilerinde başka insanlar hakkında fazla kafa yormaya meyilli olabilir. Hayatınızdaki kişiler hakkında “Benim hakkımda ne düşünüyorlar?”, “Neden bu şekilde davranıyorlar?” ya da “Cümlelerinin altında acaba başka bir neden yatıyor mu?” gibi kaygılı düşüncelere sıklıkla kapılıyorsanız, kaygılı bağlanma stili sergiliyor olabilirsiniz.

Kaygılı bağlanma stilinin temel özelliği, başka insanlar tarafından onaylanma ihtiyacına yatkınlığı tetiklemesidir. Bu tip bağlanma stiline sahip olan kişiler yakın duygusal bağlantılara yüksek gereksinim duyarken çevresindeki insanlar tarafından terk edilme ya da reddedilme korkusu da taşırlar. Ana odak noktaları hayatlarındaki ilişkiler olan bu kişiler, çevrelerinde kendilerini rahatlatacak bir güvence arar ve bu konuda yüksek endişe taşırlar. Kendi duygusal iyi olma halleri için daima onaylandıklarına dair işaretler arayan kaygılı bağlananlar, bu işaretler olmadığında kendilerini dışlanmış, değersiz ve reddedilmiş hissetmeye yatkın olabilir.

Neden kaygılı bağlanırız?

Çevreye bağlı/bağımlı olarak tanımlanabilen kaygılı bağlanma stili, büyüme çağında (özellikle 0-7 yaş aralığında) dengesiz bir şekilde sevgi ve ilgiye maruz kalma sonucunda oluşur. Ebeveynlerin veya bakım veren kişilerin tahmin edilemeyen ve çoğunlukla kaygılı tavırları, çocuk tarafından bilinçsizce içselleştirilir. 

Yaşamın ilk yıllarında kurulan bu bağlar örnek alınarak yaşamın devamında kurulabilecek tüm ilişkilerde aynı örüntülerin aranmasına ve yaratılmasına neden olabilir. Öz değer anlayışı kendisine değil çevresine bağlı olarak gelişen çocuk, hayatı boyunca yakınlık ve onaylanma ihtiyacını çevresinden sağlamaya çalışır. Bu eğilim, kişinin kendisini ihmal etmesine, sınır koyma becerisinin gelişememesine, kendi isteklerini tanıyamamasına ve dünyayı güvenle keşfedememesine yol açar. 

Kendimiz ve çevremiz hakkında sahip olduğumuz uyumsuz inançlar bağlanma stilimizi nasıl etkiler?

Erken yaşta edindiğimiz tecrübeler hayatımızın geri kalanını yönetebilecek kök inanç tohumları ekerken bağlanma stillerimizi oluşturmada da etkili olur. Kendisini ve çevresini tanırken edindiği bilgileri kodlayan ve maladaptive belief yani “uyumsuz inanç” olarak tanımladığımız düşünceleri, değişmeyen doğrular olarak bilinçaltına yerleştiren çocuk, yetişkin ilişkilerini bu inançlar doğrultusunda şekillendirebilir. 

Çevrenin ve başka insanların davranışlarına bağlı olarak tetiklenebilen uyumsuz inançlara eksiklik, kusurluluk, terk edilme ve reddedilmeye yatkınlık, çaresizlik, değersizlik ve güven eksikliği örnek olabilir. Kaygılı kişiler, çevrelerinde bu inançlarını doğru çıkaracak konfirmasyon aramaya yatkın olur ve çevrelerinin kendilerine karşı davranışlarını sürekli bir noksanlık ekseninden değerlendirir. 

Güvenli bağlanma stiline sahip kişilerin özellikleri nelerdir?

Güvenli bağlanma stiline sahip olan kişiler, sevgi ve saygıyı hak ettikleri bilincindedir. Sağlıklı ve sağlam temellere dayanan bir öz bilince sahiptirler. Kendilerine ve çevrelerine güvenirler. İstek ve ihtiyaçlarını açık bir şekilde ifade edebilirler, sınır çizme ve sınırlarını koruma konusunda yetkindirler. Başkalarının düşünceleri ve davranışları yerine kendi istek, ihtiyaç ve doğruluk yargılarına göre karar verirler. Başka insanların bakış açısını algılama becerisine sahiptirler ve başkalarının davranışlarını şahsi olarak algılamazlar.

Kaygılı bağlanma stilini iyileştirmek mümkün mü?

Kaygılı bağlanma stilinden güvenli bağlanmaya geçiş yapmak isteyen biri öncelikle kendisiyle olan ilişkisine odaklanmalı ve öz değer bilincini diğer insanların görüşlerinden bağımsızlaştırmalıdır. Bunun için aşağıdaki adımlar yardımcı olabilir. 

Bilinçli farkındalık ve öz denetleme davranışı geliştirebilirsiniz.

Kendimize dair uyumsuz inançlarımızı bize fayda sağlayacak ve dünyada güvenle ilerlememize yardımcı olacak şekilde değiştirmek için öz farkındalık şarttır. Günlük ilişkilerimizde tetiklendiğimiz ve öz güvensiz hissettiğimiz noktaları yakalamak için mindfulness yani bilinçli farkındalık ile self regulation yani öz denetlemeden faydalanabiliriz. 

Bilinçli farkındalık ile yaşadığımız anın farkında olarak vücudumuzda gelişen ve duygusal olarak ortaya çıkan tepkilere duyarlılığımızı arttırabilir ve tepkisel davranmak yerine bu durumlarda ortaya çıkan örüntülerimizi tanıyabiliriz.

Kaygılı bağlanma, kişilerin duygularına karşı tepkisel yaklaşmasına neden olduğundan, aktif bir öz denetleme sistemine sahip olmak da güvenli bağlanmaya geçiş için önemlidir. Öz denetleme sayesinde tepkilerimizden önce durup bilinçli kararlar vermek, kendimizi sakinleştirmeyi öğrenmek ve duygusal patlamaları yaşanmadan kontrol edebilmek kolaylaşır. 

Bir uzmandan destek alabilirsiniz. 

Yukarıda da bahsedildiği gibi, kaygılı bağlanma stiline sahip olmak daha çok ilk yıllarımızda karşılaştığımız durum ve tecrübelerden kaynaklanır ve bilinçaltına işleyen bazı inançlara sebep olur. Zaman içerisinde geliştirdiğimiz uyumsuz inançları, duygusal tetikleyicileri ve kaygılı davranış modellerini bir terapist yardımı ile keşfetmek son derece faydalı olabilir. Daha güvenli bir bağlanma stili geliştirmenize yardımcı olacak rehberliği terapi ile sağlayabilirsiniz.

Kendinize güvenli bağlanan bir örnek bulmayı deneyebilirsiniz.

İlişkilerde nasıl daha güvende hissedeceğinizi öğrenmeniz için güvenli bağlanma stiline sahip bir ilişkinin nasıl göründüğü ve nasıl hissettirdiği konusunda size fikir verebilecek bir arkadaş veya bir rol modele sahip olmak yardımcı olabilir. “Güvenli bağlanmaya sahip biri nasıl davranır?” sorusunu kendinize sormak, partnerinizin bir mesaja cevap vermemesi veya bir randevuya geç gelmesi gibi sizde belirsizlik ve güvensizlik yaratacak durumlar karşısında yavaşlamanızı sağlayabilir. Güvenli bağlanan birinin kaygılı ve zor duyguları nasıl yönettiğini incelemek yeni bir bakış açısı geliştirmenize yardımcı olur.



Dilan Günaçtı

1998 yılında İzmir’de doğan Dilan, lisede Türk Alman Kültür ve Eğitim Vakfı’nda eğitim gördü, lisansını ise Koç Üniversitesi'nde Arkeoloji ve Sanat Tarihi üzerine yaptı. Pandemi ile birlikte kişisel gelişim ve meditasyona yönelirken, David Cornwell’den Mindfulness eğitimi alarak bilinçli farkındalık pratiği ve nefes teknikleri üzerine araştırmalarına devam etti. Editör olarak çeşitli...



BLOOM SHOP