Günümüzde deniz suyu seviyelerinden bahsedeceksek Antarktika’nın en büyük buzullarından birisi olan Thwaites Buzulu’ndan bahsetmememiz imkansız. IPCC yani Intergovernmental Panel on Climate Change komitesine göre 2100 yılında dünya çapındaki deniz suyu seviyeleri yaklaşık yarım metre yükselecek. Bu yükselmenin kaynağı da büyük çoğunlukta tek bir yerden gelecek: Thwaites Buzulu. Namıdiğer Kıyamet Günü Buzulu. Oluşması yüz binlerce yıl alan, en derin yerinde 200 metre deniz suyu seviyesinin altına, 40 metre ise üzerine çıkan Dünya’nın en önemli ve en savunmasız buzulu her geçen gün insan yapımı iklim krizi nedeniyle eriyor. Peki bu durumun sonuçları gezegenimizin geleceğini nasıl etkiliyor? Kıyamet Günü Buzulu neden iklim krizinin en önemli belirteçlerinden birisini oluşturuyor? Sizin için yazdık.
Kıyamet Günü Buzulu nedir?
Batı Antarktika’da yer alan Thwaites Buzulu, küresel ısınmaya bağlı olarak çökme tehlikesi yaşıyor. Her geçen gün biraz daha eriyen bu buzul, boyutu ve bulunduğu su hacmine bağlı olarak tamamen çözüldüğünde Antarktika’nın tamamen yok olmasına ve dünya çapında felaket boyutlara ulaşacak bir deniz suyu seviyesi yükselmesine neden olabilir. Yer yer 2 kilometre derinliğe ulaşan buz tabakalarına sahip, 192 bin km2 boyutu ile neredeyse Birleşik Krallık’tan daha büyük olan Thwaites Buzulu, gezegendeki tüm canlı yaşamını ve ekosistemleri kontrol eden büyük çaplı etki alanı nedeniyle “Kıyamet Günü Buzulu” (Doomsday Glacier) olarak da adlandırılıyor.
Bilim insanlarının ilk defa 1940’ta eridiğini tespit ettiği bu buzul şu anda insan yapımı iklim krizi nedeniyle iyileşme şansı bulamadan hızla erimeye devam ediyor. Küresel ısınma ve buna bağlı değişen okyanus akıntıları Thwaites Buzulu’nu normalden çok daha sıcak ve tuzlu sular ile buluşturuyor. Okyanusun altından gelen bu “anormal” akıntılar da buzulun deniz seviyesinin altında hızla erimesine yol açıyor. Şu andaki erime hızına ve iklim krizi karşısındaki küresel aksiyonsuzluğumuza bakarak da bilim insanları Kıyamet Günü Buzulu’nun önümüzdeki 200-900 sene içerisinde yok olacağını söylüyor. Bu tahminlerin bu denli ucu açık olmasının sebebi ise Thwaites Buzulu’nun inanılmaz derece dengesiz olmasından ve müthiş bir hızda erimesinden kaynaklanıyor.
Kıyamet Günü Buzulu gezegenimizin geleceği ile neden ilişkili?
Thwaited Buzulu şu anda bile her yıl okyanuslara karışan 20 milyon Olimpik havuz hacmindeki suyun kaynağı olarak deniz suyu seviyesinin yüzde 10’unu tek başına yükseltiyor. En kötü senaryoda, yani Thwaites Buzulu’nun tamamen yok olması durumunda ise, dünya çapındaki deniz suyu seviyelerini 65 santimetre (cm), çevre okyanusların seviyesinin ise 3,3 metre yükselteceği tahmin ediliyor. 1800’lü yıllardan beri sadece 21-24 cm yükselmiş olan denizin aniden 65 cm yükselmesi demekse New York, Miami, Shanghai, Amsterdam gibi deniz seviyesine denk veya altında olan büyük şehirlerin, birçok adanın ve kıyı şeritlerinin sular altında kalması anlamına geliyor. Şu anda Dünya popülasyonunun yüzde 10’u yani 900 milyon kişi yükselen deniz seviyeleri nedeniyle tehdit altında yaşıyor. Felaket senaryosunda bu kadar kişi hatta daha fazlasının yaşam alanlarının yok olacağı, en iyi ihtimalle ise zorunlu göce maruz kalacakları öngörülüyor.
Normal şartlar altında 200-900 sene gibi bir “gelecek” senaryosundan bahsedilirken yapılan en yeni araştırmalarda Kıyamet Günü Buzulu’nun düşünülenden daha hızlı yok olduğu ve bu çöküşün ilk sonuçlarının 20-50 sene içerisinde görüleceği tespit ediliyor. Hatta bulgulara göre insanlar tam şu an tüm fosil yakıt kullanımını bıraksa bile Thwaites’ın aldığı hasarı geri çevirmenin, buzulu eski sağlığına kavuşturmanın bir yolu bulunmuyor. Maalesef iklim krizinin geri döndürülemez eşiğinden geçiyoruz.
Bizler neler yapabiliriz?
Dünya’nın en güneyinde bulunan Antarktika kıtası hiçbir ülkenin kontrolünde değil. Ne de herhangi bir insan toplumuna ev sahipliği yapıyor. İlk bakışta insan yaşamını hiç ilgilendirmiyor gibi görünse de her birimiz ve bizleri izleyecek her nesil Antarktika’da yaşanan doğa olaylarından etkileniyor. Şu anda tamamen insanların sebep olduğu bir iklim krizi Antarktika ve dolayısıyla gezegendeki tüm yaşamı tehdit ederken hepimizin başta bu buzul kıtaya bakış açımızı değiştirmemiz, bilgi birikimimizi arttırmamız gerekiyor.