YAZAN: ÖZGE UYSAL

Korkunun sevgiye, kaosun dengeye, bizi biz yaptığını sandığımız acılı hikayelerin ise şifalanmış hikayemize dönüştüğü bir yer var. Munay Ki, bu dönüşümü kolaylaştıran ve bizi, doğuştan hakkımız olan inisiyeler ile buluşturan bir yolculuk. Bu yolculuğun bir varış noktası yok. Hayatın çırağı olmaya ve işaretleri okumaya gönüllü insanlar olarak, son nefesimize kadar hikayemizi şifalandırma ve o nefesi büyük bir ferahlık içinde verme şansımız ve hakkımız var. Bu hakka sahip çıkanlardan olmayı diliyorum. Bu yazımda size Munay Ki seremonilerini anlatacağım.


Munay Ki Seremonileri ile tanışma hikayem

2020 yılı… İstanbul’da ilk Kakao Seremonime katılmış, Kakao’nun rehberliğiyle tanışmıştım. O seremonide fark etmeden ilk büyük ölüm inisiyemi aldığımı ise çok sonra anlayacaktım. Dünya kolektifinin bir parçası olarak COVID-19’un hepimize bir nevi kolektif ölüm inisiyesi getireceğinden ise habersizdim. Salgın hayatlarımızı ve tüm alışılmış düzenleri altüst ederken, ben de aynı dönemde ilk Munay Ki inisiyelerimi almaya başladım.

Eskiden kadim öğretilerin ve birçok manevi pratiğin uzaktan aktarılması mümkün görülmezdi ustalar mutlaka yüz yüze olunması gerektiğini söylerdi. Ancak salgın şartları, yıllardır değişmeyen bu anlayışı dönüştürdü ve birçok aktarım, ilk kez online olarak sunulmaya başlandı. 2020’den sonra pek çok öğretinin aktarım koşulları güncellendi. Bunun dönüşüm yolculuklarını ne kadar hızlandırdığını hayal edebiliyor musunuz?

Munay Ki Seremonileri nedir?

Munay Ki, Alberto Villoldo ve Marcela Lobos’un öğretilerinde, And Dağları’nın kadim bilgelik geleneklerinden doğan bir enerji aktarımı, bir “enerji tohumları” sistemidir. “Munay” Quechua dilinde “sevgiyle yaratmak” anlamına gelir; “Ki” ise yaşam gücü enerjisini temsil eder. Yani Munay Ki, “sevginin gücü” ya da “sevgiyle akan yaşam enerjisi” olarak Türkçeye çevrilebilir. Bu seremoniler, insanın kendi ışık bedenini uyandırması, geçmişin yaralarını onarması ve gelecekteki yüksek potansiyeline adım atması için birer köprü görevi görür.

Dr. Alberto Villoldo, Munay Ki’yi modern dünyaya taşıyan kişi olarak, bu aktarımın özünü “enerjik mirasın hatırlanması” şeklinde tanımlıyor. Ona göre, hepimiz ışık varlıklarıyız ancak kolektif travmalar, korkular ve atalarımızdan miras aldığımız enerjisel yükler bu ışığı sönükleştirebiliyor ya da ona erişimimizi engelleyebiliyor. Munay Ki Seremonileri sırasında alınan her inisiye, bu perdeleri nazikçe kaldırarak bizi doğanın döngüleriyle hayvan ruhlarıyla ve elementlerle yeniden uyumlu ve hizalı bir yere taşıyor. 

Şaman, Şifacı, Bilge kitabında Dr. Villoldo, acılı hikayenin taşıdığı şifa potansiyeline dikkat çekiyor: “Işıltılı enerji alanındaki izler, (fiziksel bedenimizi saran enerji alanı) bizi hayatta belli yollar izlemeye meyilli kılar. Kendimize hangi olayları, deneyimleri ve insanları çektiğimizi onlar kontrol eder. Bu izler, bizi acı verici dramları ve hazin karşılaşmaları yeniden yaratmaya zorlasa da nihayetinde eskiden gelen bu ruh yaralarımızı şifalandırabileceğimiz durumlara yöneltir.

Munay Ki Seremonilerinin kökenindeki erginlenme yolculuğu

Munay Ki Seremonileri, And Dağları Şamanları geleneğinde yüzyıllardır nesilden nesle aktarılan bir erginlenme serüvenidir diyebiliriz. Bu erginlenme serüveninde, ruhun, bedenin ve enerjinin birbirine hizalı ilerlemesi, yaşam yolcuğumuzun nasıl şekilleneceği üzerinde büyük rol oynuyor. Erken çocukluk dönemi deneyimlerimiz ve onların izleri, bağlı bulunduğumuz aile, komünite ve toplumun öğreti ve beklentilerinin psişemizde yarattığı gölgeler, bu hizayı kaybetmemize ve kendimizi drama üçgenine hapsolmuş bir halde bulmamıza neden olabiliyor.

Üçgendeki Kurban-Kurtarıcı-Katil rollerinden birine saplanıp kalıyor ve koca bir ömrü, tekrar eden döngüler içerisinde yaşama yanılgısına düşebiliyoruz. Halbuki, biz bu hayatı düşlerimizle ilmek ilmek dokumaya geldik; biz, o döngülerden, bizi yarattığını sandığımız acılı hikayelerden çok daha fazlasıyız. Munay Ki Seremonileri, ömrümüz boyunca deneyimlediğimiz döngülerde, ailemizin ya da toplumun bize sunamadığı ruh besinlerini hatırlamamız ve onlara erişmemiz için kadim bir çağrı. 

Benim yolculuğum

Salgın günleri… Benim için hayatın işaretlerini okumayı öğrendiğim, bir yandan şamanik hayvan rehberliği ile ve Şamanizm ile tanıştığım günler. Salgının bizden talep ettiği şeyi yapıyor ve yaşam hikayem üzerine, kendimi bildiğim kişi üzerine çalışıyor, kendimle muhabbetimi koyulaştırıyorum. Ustam Kübra, “İçimdeki Rehber Hayvan” alanında yalnızca Uyum İnisiyesini aktaracakken bize Ayni Karpay, Gören ve Rahim İnisiyelerini de aktarıyor.

Tüm bunların ne olduğunu o dönem bilmiyordum. Okuyabileceğim bir kaynak da yoktu. Henüz ne şamanizme ve bu kadim öğretiye dair bilgi ve deneyimlerini cömertçe paylaşan Dr. Alberto Villoldo’nun “Şaman, Şifacı, Bilge” kitabı, ne de Marcela Lobos’un, Munay Ki Seremonileri’ni anlattığı “And Dağları Şamanları” kitabı yayınlanmış. Yani zihinsel katmanda, orada bana anlatılan ile yetinmeli ve bu inisiyelerle başka bir alanda derinleşmeliydim. İşte benim Munay Ki yolculuğum böyle başladı.

Munay Ki Seremonileri: Kişisel ve kolektif evrim çağrısı

Munay Ki Seremonileri, yalnızca bir enerji inisiyasyonu değil, aynı zamanda kişisel ve kolektif bir evrim çağrısı olarak da okunabilir. Dr. Alberto Villoldo’nun kitaplarında sıkça bahsettiği yeni çağ ve bu yeni çağın insanı olan bizler, soyumuzdaki “döngükıran” nesil olarak, kendimizi şifalandırıp hikayemizi dönüştürürken aslında dünyaya da hizmet etmiş oluruz.

Ne kadar çok insan kurban bilincinden özgürleşir, her bir zerreyle arasında bir bağlantı olduğunu keşfeder ve bu aidiyetten doğan idrak ve şefkatle temasta yaşarsa, dünyada gördüğümüz ayrılık hikayesi de o kadar derinden şifalanır ve dönüşür. Her inisiyasyon, kişiye, “Ben kimim?” sorusundan “Ben kim olmaya geldim? Benim bu dünyaya sunacağım armağanım ne?” sorusuna geçiş olanağı tanır. Munay Ki İnisiyeleri’ni tamamlayan ve bu İnisiyeleri, yaşamına, seçimlerine, düşünme ve karar verme süreçlerine dahil eden kişi, yalnızca kendi yaşamını değil, atalarının ve gelecek kuşakların da enerjik alanını dönüştürür. Dr. Villoldo’nun sık sık hatırlattığı gibi: “Bizler, beklediğimiz kahramanlarız.

Herhangi bir inisiyeyi beslemenin üç yolu vardır

Ya o inisiyeyi yeniden alırsınız ya inisiyenizi beslersiniz (onu seçimlerinize, düşüncelerinize, hislerinize dahil edersiniz) ya da birine aktarırsınız. Ben 2020’den bu yana, bu inisiyeleri tam altı kez alarak, bol bol tazeledim, besledim ve hatırladım. Ustam Kübra’dan aldığım “Munay Ki İnisiye Aktarımı Çıraklık” sürecinden sonra da daha derin bir yerden idrak etmeye başladım.

Ve artık, aslında yaşam hakkımız olan ancak çeşitli sebeplerle bize sunulamamış bu inisiyeleri aktarıyorum. Bu, bir anlamda “birlikte hatırlama” süreci. Çünkü ruhumuz, neyin hasretini çektiğini de neyi hatırlamanın vaktinin geldiğini de biliyor. Bize düşen, hayatın karşımıza çıkardığı işaretleri okumak ve bazen, çok anlamlı gelmese de o çemberlere katılmak, o Ustalar’a çıraklık etmek, o yolları seçmek.

Kişiden kolektife denge yolculuğu

Bir öğretiden bahsederken, “özetleyecek olursak” demeyi biraz garipsedim ancak bir yandan da bu öğreti, onun yaşamı dönüştüren mesajları ve Munay Ki’nin çağrısı, zihninizde, kalbinizde kendine bir yer bulsun istiyorum:

“Ben, acılı hikayemden çok daha fazlasıyım. O hikayeleri, şifalanmış hikayelere dönüştürme gücü bende var. Bunu fark etmek, benim hizmetim.

Ben Toprak’ın, Su’yun, Hava’nın, Ateş’in, İlahi Olan’ın biricik parçasıyım. İçimde (enerjetik ve fiziksel olarak) yaptığım her arınma ve dengeleme çalışması, dışarıyı da arındırıyor ve dengeliyor. Bu, benim hizmetim.

Benim bedenim bir yuva, kutsal bir yer. Onu şefkatle beslemek adına, onun iyiliği için attığım her adım, hepimizin Yuvası olan Dünya gezegenine de şifa oluyor. Bu, benim hizmetim.

Ben şifalanmış hikayemle yaşamaya ve kendimi şifalandırmaya devam ettikçe, aslında kolektife ve dünyaya da büyük bir hizmet sunmuş oluyorum. Gösterdiğim kişisel çabayla bu dünyanın daha dengeli, daha huzurlu, daha hizalı bir yer haline gelmesine katkı sunuyorum. Bu, benim hizmetim.”

Dünyayı algılama biçimini değiştirdiğinde, dünyayı değiştirirsin, diyor Dr. Alberto Villoldo. Bu yazının ve Munay Ki Seremonileri’nin, bu değişime hizmet etmesini diliyorum. Aho!



Özge Uysal

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Felsefe Bölümü'nden mezun olan Özge, kitap editörlüğü ve metin yazarlığı yapmaktadır. 2017 yılında başlayan manevi yolculuğundan bugüne, H'oponopono, Kundalini Reiki, Usui Reiki, Yoga Eğitmenliği, Munay Ki Seremonileri ve And Dağları Şamanizmi öğretisine bağlı çeşitli eğitimler tamamlamıştır. Uzun bir inisiyasyon ve eğitim sürecinin sonrasında, şamanik bitki...



BLOOM SHOP