RÖPORTAJ: ALEYNA TEPE

Meme kanseri, kadınlar arasında en sık görülen kanser türlerinden biri olsa da erken tanı hastalığın seyrini değiştirebilen önemli unsurlardandır. Meme kanserinde erken tanı, tedavi sürecinde daha etkili sonuçlar alınmasını ve hastalığın yayılmadan kontrol altına alınmasını sağlayabilir. Dolayısıyla, meme kanseri taramaları ve bu taramalara yönelik bilinçlenme her kadının sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Koç Üniversitesi Hastanesi doktorlarından, genç kadınlarda meme kanseri, yüksek riskli hasta ve onkoplastik meme cerrahisi alanlarında uzman, Prof. Dr. Ece Dilege ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, meme kanserinde erken tanının önemini ve çeşitli tarama yöntemlerinin nasıl bir yol haritası sunduğunu konuştuk.


Meme kanserinde erken tanı hastaların tedavi süreci üzerinde etkili midir? Erken teşhisin bu kadar kritik bir aşama olarak görülmesinin sebebi nedir?

Erken teşhis, meme kanseri tedavisinde hayati öneme sahiptir. Kanserin erken evrelerinde tespit edilmesi, hastalığın henüz sınırlı bir bölgedeyken tedavi edilmesine olanak tanır ve bu sayede yüzde 95’in üzerinde iyileşme sağlanabilir. Erken teşhis edilen vakalarda kemoterapiye ihtiyaç azalabilir. Kadının memesinin korunma olasılığı artar. Erken teşhisin öneminin temel nedeni, hastalığın ileri evrelere ulaşmadan, başka organlara yayılmadan kontrol altına alınması, sağ kalımı iyileştirmesi ve tedaviye yanıtın daha iyi olmasıdır.

Mamografi taraması genellikle hangi yaşlarda başlamalı? Risk faktörleri göz önünde bulundurulduğunda taramanın yaş aralığı değişir mi?

Dünyada farklı ülkelerde mamografi taraması 40-50 yaş arasında başlatılıyor, yıllık veya 2 yılda bir tarama öneriliyor. Biz, ülkemizdeki meme kanseri görülme yaş ve sıklığını göz önünde bulundurarak “40 yaşından itibaren yılda bir kez mamografi taraması” öneriyoruz. Bununla birlikte, risk faktörleri göz önünde bulundurulduğunda tarama yaş aralığı değişebilir. Ailede erken yaşta meme kanseri öyküsü bulunan veya BRCA1 ve BRCA2 gibi gen mutasyonlarına sahip olanlar gibi yüksek riskli kadınlarda mamografi taramaları daha erken yaşlarda başlar.

BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonunu kısaca açıklayabilir misiniz? Bu mutasyona sahip kadınlar için nasıl ve ne sıklıkta bir tarama protokolü izlenmeli?

BRCA1 ve BRCA2, tümör oluşumunu baskılayan genlerdir. Bu genlerden birinde olan hasar yani mutasyon, ailesel meme ve yumurtalık kanserine neden olabilir. Bunun yanı sıra pankreas, prostat kanseri gibi farklı kanser riskleri de artmıştır. Genlerimizi hem anne hem babamızdan aldığımız için her iki taraftan da çocuklara hasarlı gen aktarılabilir. BRCA mutasyonu taşıyıcı bir kadının meme kanseri olma riski %50-80 arasında değişmektedir.

BRCA mutasyonu taşıyan kadınlarda meme kontrolleri şu şekilde önerilir:

  • 18 yaştan itibaren meme kanseri farkındalığı sağlanmalı.
  • 25 yaştan itibaren 6-12 ayda bir klinik meme muayenesi yapılmalı.
  • 25-29 yaşlar arası yıllık meme MR görüntüleme yapılmalı. (Aile hikayesinde 30 yaştan önce meme kanseri varsa, tarama kişiye özel değiştirilebilir.)
  • 30-75 yaşlar arası yıllık mamografi tarama ve meme MR görüntüleme yapılmalı.
  • 75 yaştan sonra ise bireysel olarak değerlendirilmeli.

Kendi kendine meme muayenesi (KKMM) meme kanserinde erken tanı için ne kadar güvenilir bir yöntemdir? Kadınlar bu muayeneyi doğru şekilde nasıl yapabilir?

Kendi kendine meme muayenesi (KKMM), meme kanserinde erken tanı için tek başına güvenilir bir yöntem olmamakla birlikte, kadınların kendi meme dokularını tanımaları ve herhangi bir değişikliği fark etmeleri açısından önemlidir. KKMM, düzenli klinik muayene ve mamografi gibi tarama yöntemlerinin yerine geçmez ancak farkındalık yaratma açısından değerlidir. Kadınlar bu muayeneyi her ay aynı zaman diliminde, tercihen adet döngüsünden sonra uygun tekniklerle yapmalıdır. Adet görmeyen, menopozda ya da gebe olanlar yine her ay kendi belirledikleri bir günde yapabilirler. Elle muayene sırasında şişlik, kitle, renk değişikliği veya diğer olağandışı belirtiler fark edilirse bir sağlık uzmanına başvurulmalıdır. “Ailemde yok” ya da “Benim yaşımda olmaz” diye düşünmemek gerekir.

Meme kanserinde erken tanı için genetik testlerin önemi nedir? Bu testler kimler için önerilir ve sonuçlar nasıl değerlendirilir?

Genetik testler meme kanserinde erken tanı için kullanılmaz. Ancak genetik test sonucunda kanser yatkınlığı tespit edilirse, kişi yüksek riskli tarama programına alınarak olası bir kanser erken teşhis edilebilir.

Genetik testlerin;

  • Ailesinde genetik mutasyon taşıyan kişilere,
  • 50 yaş altında meme kanseri tanısı alan kadınlara,
  • Herhangi bir yaşta meme kanseri tanısı alıp;
  • Triple negatif meme kanseri olanlara,
  • Erkek meme kanserli hastalara,
  • Her iki memede kanser tanısı alan ya da farklı zamanda yeni meme kanseri olanlara,
  • Meme kanseri tanısı alan eşkinazlara,
  • En az bir yakın akrabada 50 yaş altı meme kanseri, yumurtalık kanseri, pankreas kanseri, metastatik ya da yüksek dereceli prostat kanseri olanlara ve
  • Ailenin aynı tarafında en az 3 meme veya prostat kanseri olan kişilere yapılması önerilir.

Test sonuçları genetik danışma eşliğinde verilir. Bu, kişinin risk seviyesini belirlemeye ve risk yönetimi stratejileri oluşturmaya yardımcı olur. Sonuçlara göre düzenli taramalar veya koruyucu cerrahi gibi önlemler alınabilir.

Meme kanseri taramalarında yeni teknolojik gelişmelerden bahsedilebilir mi? Yapay zekanın ve genetik analizlerin gelişmesi bu süreci nasıl etkiliyor?

Meme kanseri taramalarında son yıllarda önemli teknolojik gelişmeler kaydedilmiştir. Dijital mamografi ve üç boyutlu tomosentez, kontrastlı mamografi, meme MR görüntüleme gibi gelişmiş görüntüleme yöntemleri meme kanserinde erken tanı sağlama ve daha doğru bir şekilde tespit etme kapasitesine sahiptir. Ayrıca, yapay zeka (AI) teknolojilerinin görüntüleme sonuçlarını analiz etmesiyle kanserli dokuyu tanımlamada daha hassas ve hızlı sonuçlar sunulabilmektedir. Genetik analizlerin gelişmesi, yüksek risk taşıyan kişilerin belirlenmesinde ve kişiselleştirilmiş tarama programlarının oluşturulmasında önemli katkılar sağlayacaktır. Hedef, ileride gerek moleküler düzeydeki testler gerek görüntülemelerin gelişmesi ve yapay zeka modelleriyle kişiye özel tarama programları belirleyebilmektir.

Meme kanseri taraması yaptırmak isteyen kadınlara ne gibi önerilerde bulunursunuz? Tarama öncesi ve sonrası dikkat etmeleri gereken noktalar nelerdir?

Meme kanseri taraması yaptırmayı planlayan kadınlar öncelikle yaşlarına ve risk faktörlerine uygun tarama programlarına katılmalıdır. Taramaya gitmeden önce sağlık geçmişlerini ve aile öykülerini doktorlarıyla paylaşmaları önemlidir. Mamografi sırasında oluşabilecek hafif rahatsızlık normaldir, bu durum hakkında önceden bilgi sahibi olmak tarama sürecini daha rahat hale getirebilir. Tarama sonuçları geldikten sonra doktorlarıyla detaylı bir şekilde sonuçları değerlendirmeleri ve bir takip planı oluşturmaları önerilir. Taramanın düzenli aralıklarla yapılması gerektiği unutulmamalıdır ve herhangi bir olağandışı belirti fark edilirse, sağlık uzmanına danışılmalıdır.



Aleyna Tepe

1997 yılında İstanbul’da doğan Aleyna, lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde tamamladı. Yüksek lisans eğitimine Bahçeşehir Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji alanında devam ediyor. Çocukluğundan beri duygu ve düşüncelerini yazarak ifade eden Aleyna, iyi yaşam konseptine duyduğu ilgiyi yazma tutkusuyla birleştirerek Live to Bloom’da editör olarak çalışıyor. Akademik ve deneyimsel olarak kendini...



BLOOM SHOP