RÖPORTAJ: CEREN CEYLAN ERTAÇ

Bazen bir fikir, bir kalbin derinliklerinden çıkar, zamanın ve sınırların ötesine geçerek milyonların yaşamına dokunur. Global Wellness Day, “iyi yaşamın bir ayrıcalık olmadığı” inancıyla 14 yıl önce Türkiye’de atılan küçük bir adımken bugün 170’ten fazla ülkede milyonlarca insanı aynı anda buluşturan küresel bir harekete dönüştü. Her yıl iyi yaşamı kutlayan bu kolektif çağrı, bu yıl 14 Haziran Cumartesi günü, #ReconnectMagenta temasıyla insanın kendine, doğaya ve birbirine olan bağlarını yeniden hatırlatıyor. Bu küresel çağrının ardındaki vizyonu, bugünün dünyasında neden yeniden bağ kurmanın her zamankinden daha gerekli olduğunu Global Wellness Day’in yaratıcısı Belgin Aksoy’la konuştum.


Global Wellness Day bundan 14 yıl önce bir hayal olarak doğdu. Bugün dünyanın dört bir yanında milyonlarca insanın eş zamanlı olarak iyi yaşamı kutladığı küresel bir harekete dönüştü. Bu dönüşüm yolculuğuna baktığınızda, sizi en çok şaşırtan ya da dönüştüren ne oldu? İlk kıvılcımın bugünkü yankıları size neyi anlatıyor?

Global Wellness Day’i bir fikir olarak ilk ortaya attığımda, bu kadar geniş çaplı bir etki yaratacağını hayal bile edemezdim. Fakat kalpten gelen bir niyetin evrensel bir dil olduğunu bu süreçte öğrendim. Belki de beni en çok şaşırtan şey; dünyanın dört bir yanındaki insanların, dillerinden, dinlerinden, kültürlerinden bağımsız olarak, bu harekete büyük bir samimiyetle sahip çıkmaları oldu. GWD’nin yayılması, insanların iyi yaşama ne kadar ihtiyaçları olduklarını ve küçük bir iyiliğin ne kadar büyük bir harekete dönüşebileceğini gösteriyor.

Bugün geldiğimiz noktada, Global Wellness Day’in sadece bir gün değil bir yaşam felsefesi olarak benimsendiğini görmek, beni çok mutlu ediyor. Türkiye’den başlayan bu iyi yaşam günü artık 170’den fazla ülkede, on binlerce farklı noktada, eş zamanlı olarak milyonlarca insan tarafından sadece ücretsiz etkinliklerle kutlanıyor. Global Wellness Day, cumhurbaşkanları, belediye başkanları, okullar, hastaneler, dernekler, vakıflar, dünyaca ünlü sporcular, iş insanları, Hollywood ünlüleri ve daha birçok kişi ve kurum tarafından da destekleniyor.

Bu yılın teması olan “#ReconnectMagenta” sadece bir kelime değil, aynı zamanda çağımızın en görünmez krizine, kopukluğa vurgu yapıyor. Sizce günümüzde insanın doğayla, kendisiyle ve birbiriyle olan bağının en çok neresinde kırılma yaşanıyor? Bu kırılmayı onarmak neden iyi yaşamın kalbinde yer alıyor?

Bence en büyük kırılma, insanın kendi iç sesiyle olan bağında yaşanıyor. Kendimizle bağımızı kaybettiğimizde, doğayla ve başkalarıyla olan ilişkilerimiz de yüzeysel hale geliyor. Teknolojiyle çevrili, hızla akan bir dünyada yaşıyoruz ve bu yoğun tempo, bizi öz benliğimizden uzaklaştırıyor.

#ReconnectMagenta temasını seçmemizin nedeni tam olarak bu insanların yeniden kendilerine, çevrelerine ve doğaya bağlanmalarını teşvik etmek. Çünkü iyi yaşam sadece fiziksel sağlıktan ibaret değil; duygusal, zihinsel ve sosyal bağlarımızla da şekilleniyor. Bu bağları onarmadan bütünsel bir iyilik haline ulaşmak mümkün değil.

Global Wellness Day, her şeyin ölçülebilir olduğu, hızlı tüketime dayalı bir dünyada ücretsiz olmasıyla da dikkat çekiyor. Bu bilinçli tercihi, iyi yaşamın erişilebilirliği, eşitliği ve ruhsal boyutu açısından nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu karar, GWD’yi sadece bir etkinlikten çok daha fazlası haline nasıl getiriyor?

GWD’nin sloganı: “Bir gün, tüm yaşamınızı değiştirebilir!” Bu değişimin parayla ölçülemeyecek kadar değerli olduğunu biliyoruz. O nedenle, Global Wellness Day’in her zaman ücretsiz kalması bir prensip kararıydı. Her zaman iyi yaşımın bir lüks değil, herkesin doğuştan gelen hakkı olduğuna inandım. Ücretsiz olması da elbette bu mesajın evrenselliğini ve kapsayıcılığını pekiştiriyor. Bu yaklaşım, GWD’yi ticari bir etkinlikten çok, ruhu olan, topluma mal olmuş bir sosyal sorumluluk hareketine dönüştürüyor.

Küresel otel zincirlerinden yerel okullara, lüks wellness merkezlerinden şehir parklarındaki yürüyüşlere kadar uzanan çok katmanlı bir etkinlik ağı var artık GWD’nin etrafında. Bu kadar geniş ve çeşitlenen bir hareketin özünü koruyabilmesi için nelere tutunuyorsunuz? Bu öz sizce neyle tanımlanıyor?

Bu kadar büyük ve çok yönlü bir yapının özünü koruyabilmesinin tek yolu, temel değerlerinden sapmamasıdır. Biz her zaman şu üç soruya tutunduk: “Tüm etkinlikler ücretsiz mi?”, “Herkese açık mı?”, “İyi yaşamı teşvik ediyor mu?” Bu sorular, bizim pusulamız oldu. Ayrıca, samimiyet, gönüllülük ve niyetin gücüne inandık. Global Wellness Day’in özü, kalpten gelen bir iyilik çağrısıdır. Ne kadar büyürsek büyüyelim, bu çağrının sadeliğine ve içtenliğine tutunduğumuz sürece, özümüzü koruyabileceğimize inanıyorum.

Sizce “iyi yaşam” kavramı son yıllarda en çok hangi yönde evrildi? Giderek daha rafine ve ayrıcalıklı bir alana mı sıkışıyor, yoksa daha kolektif, daha bütüncül bir anlayışa doğru mu ilerliyor? GWD bu denklemde nasıl bir köprü rolü üstleniyor?

İyi yaşam kavramı uzun yıllar boyunca daha çok elit bir çerçevede, lüks tüketimle ilişkilendirilerek sunuldu. Fakat son yıllarda pandeminin de etkisiyle insanlar çok daha bütünsel, içsel ve toplumsal bir yaklaşıma yönelmeye başladı. Artık iyi yaşam; ruhsal denge, toplumsal aidiyet, doğayla uyum gibi kavramlarla birlikte düşünülüyor. Global Wellness Day, bu dönüşümde çok önemli bir rol üstleniyor çünkü “iyi yaşam herkesin hakkıdır” mesajını taşıyor.

Tüm dünyada farklı sosyoekonomik gruplardan, yaştan, cinsiyetten ya da milliyetten farkları gözetmeksizin insanların iyi yaşama kolayca ulaşabilmeleri ve onu uygulayabilmeleri amacıyla Global Wellness Day’in 7 adımlık manifestosunu da tüm kalbimle önermek isterim. Bu yedi basit adımı herkes hayatının bir parçası haline getirebilir.

  1. Her gün 1 saat yürü.
  2. Daha fazla su iç.
  3. Plastik şişe kullanma.
  4. Sağlıklı beslen.
  5. Sevdiklerinle birlikte aile yemeği ye.
  6. Bir iyilik yap.
  7. Saat 22.00’de uyu.


Ceren Ceylan Ertaç

1988 yılında, Ankara’da doğdu. 2010 yılında, lisans eğitimini burslu olarak girdiği Başkent Üniversitesi İşletme Bölümü ve Inholland University International Communication Management Bölümü’nde tamamladı. Mezun olduktan sonra, uluslararası bir denetim firmasında çalışmaya başladı. Kurumsal firmada çalıştığı yıllarda, daha iyi ve dengeli yaşamanın yöntemlerini ararken birtakım teknikler ile tanıştı. Bu tekniklerin, olumlu...



BLOOM SHOP