Enerjimizi üretken olabilmek için kullandığımız sürece evren bize hep daha fazlasını verir. Fakat bazı durumlarda, enerjimizi farkında bile olmadan tüketmeye başlarız. Zihinsel ve fiziksel boyutlarda ortaya çıkan bu bilinçsiz davranışlar verimli veya üretken olmadıkları için kaybettirdikleri enerji bize geri dönmez. Dolayısıyla kendimizi yorgun ve bitkin hissetmeye başlarız. Enerji kaçağı olarak adlandırılan bu durumların önüne geçmek için yapmamız gereken şey ise farkındalığımızı yükseltmek ve kendi üzerimizdeki kontrolümüzü geliştirmek. İşte yorgun hissetmemize neden olan enerji kaçakları!
Multitasking ve fazla iş yükü
Günümüzdeki en yaygın enerji kaçağı yapabileceğimiz iş konusunda sınırlarımızı bilmemek ve fazladan iş yükünün altına girmektir. Rahatlamak, dinlenmek ve sosyal bağlar kurmak için kendimize yeterince zaman ayırmadığımız zamanlarda zihnimiz ve vücudumuz gereğinden fazla yorulmaya başlar. Bu durum da enerjimizi muhafaza edemememize ve enerji alanımızda delikler oluşmasına neden olur. Sonuç olarak da enerjimiz kontrolümüz dışında eksilmeye başlar.
Duygu kontrolü
Duygularımızı düzenleyebilmek ve onlara kapılıp gitmemek enerji kaçaklarını önlemek için geliştirmemiz gereken becerilerden bir diğeri. “Çok fazla duygu” ölçülebilir bir kavram olmasa da genellikle zihnimizin yarattığı hikayelere inanmak duygularımızı tetikler ve güçlendirir. Doğamızla olan bağlarımızı zayıflatan bu durum anlık olarak ortaya çıkan duyguların peşine takılmamıza ve enerjimizi tüketmemize neden olur.
Duygu hissettiğimiz anlarda onlara takılıp bizi sürüklemelerine izin vermek yerine natürel bir yapıda kalarak kendimizi onlarla özdeşleştirmemek ve sadece oluşumlarını izlemek enerji kaçaklarını engellememize yardımcı olur.
Hayallere dalmak
Zihnin yarattığı fantezi dünyası zaman zaman hayattan kopmamıza neden olur. Bizi mutlu eden gelecek senaryoları, endişeler, yaşanmış güzel anılar veya geçmişte kalmış hataları zihinde tekrar tekrar yaşamak en büyük enerji kaçaklarından bir başkası.
Körü körüne inanmak
Genellikle zihnin yarattığı gerçek dışı senaryoların ardından beliren bu durum deneyimlerle kazanılmamış kalıplar yaratır. Varsayımlar üstüne geliştirdiğimiz bu kalıplar ön yargı olarak da adlandırılabilirler ve bizi frenlerler.
Konfor alanının daralmasıyla da yakından alakası olan bu durum açık fikirlilik ve rasyonel düşünce yapısıyla yumuşatılır.
Belirsiz ilişkiler ve sınırlar
Her türlü ilişkimizde durduğumuz noktanın belirsiz oluşu, sınırların konuşulmaması ve karşımızdaki kişiden ne bekleyeceğimizi bilmemek enerji kaçaklarına neden olur.
Net bir iletişimle duygularımızı, isteklerimizi ve ihtiyaçlarımızı karşımızdaki kişilerle paylaşmak bu durumun ortadan kalkması için gerekli.
Gereksiz konuşmalar ve dedikodu
Kendi içgüdümüzle belirlememiz gereken bir konu olan “gereksiz konuşmaları kısmak” enerji kaçaklarının çok büyük bir bölümünü engellemek konusunda bize yardımcı olur.
Konuşmaların önemli olup olmadığına karar veremediğimiz durumlarda kendimize “Bunu söylemek istiyor muyum?”, “Bunu söylememe gerek var mı, birine yardımcı olacak mı?”, “Bunu sevgiyle söyleyebilecek miyim?”, “Söylemek için doğru zaman mı?” sorularını yöneltmek yol gösterici olabilir.
İlginizi çekebilir: Vücudu, Zihni ve Ruhu Besleyen Kişisel Bakım Rutini