YAZAN: BURCU ERBAŞ

Bakteri enfeksiyonu sonucu ortaya çıkan hastalıkların tedavisi olarak verilen antibiyotikler en çok hayat kurtaran tıbbi gelişmelerin arasında sayılıyor. Doğru ve yerinde kullanıldığında enfeksiyonları yüzde yüze kadar temizleyebilen bu mucizevi ilaç, bu nedenle şiddetli hastalık geçiren herkesin ilk çözümü oluyor. Nitekim antibiyotiklerin hastalıkları elimine edebilme gücü bağırsak sağlığımız üzerinde bazı yan etkilerle beraber geliyor ve yanlış, gereksiz ve aşırı kullanımı yarar sağlamaktan çok zarar verebiliyor. Bu nedenle herkesin öncelikle ne zaman ve nasıl antibiyotik kullanması gerektiğini bilmesi ve aynı zamanda antibiyotik kullanımı sonrası bağırsaklarını nasıl iyileştirebileceğini öğrenmesi gerekiyor!


Antibiyotik kullanımı ile bağırsak sağlığı arasındaki ilişki

Bağırsaklarımızda iyi ve kötü huylu trilyonlarca bakteri, mantar, virüs beraber yaşıyor. Bu mikroorganizma ekosistemine mikrobiyota deniyor. Her birimizin mikrobiyotası tıpkı parmak izi gibi ona özgü oluyor. Nasıl doğduğumuzdan büyüdüğümüz coğrafyaya ve yediğimiz besinden kokladığımız havaya kadar birçok çevresel etmen ve genetiğimiz mikrobiyotamızın zenginliğini, dengesini, büyüklüğünü etkiliyor. Son yıllarda yapılan araştırmaların da kanıtladığı üzere bütünsel sağlık ve uzun yaşam süresi kişinin mikrobiyotasının zenginliği ve büyüklüğü ile doğru orantıda ilerliyor: Kişinin ne kadar çok ve çeşitli mikroorganizması varsa sağlığı ve iyi olma hali de o denli yüksek oluyor.

Burada önemli olan bir diğer unsursa kötü ve iyi huylu bakterilerin dengesi oluyor. Antibiyotiklerin bağırsak sağlığı üzerindeki etkisi de bu denge üzerinden kuruluyor. Sindirimin, besin emiliminin, hormonal salgının doğru çalışması için bağırsaklardaki iyi ve kötü bakteriler arasında bir denge bulunması gerekiyor. Eğer kötü huylu bakteriler iyi huylulardan fazla olursa bağırsaklarla başlayan birçok hastalık tetiklenebiliyor. Bu dengesizlik hali ruh halimizin düşmesine dahi sebep olabiliyor. Antibiyotikler, her ne kadar üst seviye bir tıbbi gelişme olsa da milyarlarca bakteri arasında seçim yapamadıkları için kötü bakteriler kadar iyi bakterileri de öldürerek mikrobiyota dengesizliğine yol açıyor.

Antibiyotik kullanırken nelere dikkat etmek gerekiyor?

Bizi hasta eden bakterilerin yanında iyi bakterileri de öldürme gücüne sahip antibiyotiklerin doğru ve gerektiğinde kullanılması bu nedenden ötürü çok önem taşıyor. Antibiyotiklerin kronik ve uzun süreli kullanımı söz konusu olduğunda bağırsak mikrobiyotasının çeşitliliğini ve zenginliğini azaltabiliyor. Bu da kendini ilk önce sindirim sağlığında daha sonra ise bütünsel sağlık ve iyi olma halinde genel bir düşüşle gösteriyor. Özellikle kabızlık ve ishal gibi dışkılama bozuklukları fazla ve yanlış antibiyotik kullanımı ile ilişkilendiriliyor. Peki o halde antibiyotik kullanırken nelere dikkat etmek gerekiyor?

  • Mutlaka uzman kontrolünde ve gerekli durumlarda antibiyotik kullanımına başlamak gerekiyor. Bir araştırmaya göre ABD’de reçetelendirilen her 3 antibiyotikten 1’si gereksiz olarak sınıflandırılıyor.
  • Antibiyotikler sadece bakteri enfeksiyonu tedavisinde kullanılıyor. Eğer başka bir rahatsızlığımız -örneğin solunum, kulak yolu enfeksiyonu, bronşit- varsa antibiyotik kullanmamıza da gerek olmuyor.
  • Hiçbir zaman keyfi olarak antibiyotik almamamız veya yarıda kesmememiz gerekiyor. Antibiyotikler gerektiğinde uzman kontrolünde başlanıp en son ilaca kadar düzenli şekilde alındığı zaman gerçekten etki gösterebiliyor.

Yanlış antibiyotik kullanımı nelere yol açabiliyor?

En sağlıklı bağırsak mikrobiyotasına sahip kişiler bile antibiyotik kullanımının yan etkilerinden kaçamıyor. İyi haberse birkaç kere antibiyotik kullandık diye mikrobiyotamız yok olmuyor veya kalıcı hasar almıyor. Ciddi problemler yalnızca çok sık ve yanlış şekilde kullanılırsa başlıyor. Aşağıdaki sağlık durumları böylesi bir kullanım sonucu ortaya çıkabiliyor:

  • Gıda alerjileri ve intoleransları
  • Otoimmün hastalıkları
  • Yeni ortaya çıkan veya şiddetlenen alerjiler
  • Ruh halinde dengesizlikler
  • Şiddetli mutsuzluk, depresyon

Antibiyotik kullanımı sonrası bağırsaklar nasıl iyileştirilebiliyor?

Aşağıdaki önlem ve destekleyici tedaviler antibiyotiklerin hastalıkları temizlerken bağırsak sağlığı üzerinde bıraktığı hasarı minimize etmeye yardımcı oluyor.

1. Probiyotik desteği alın

Bağırsaklardaki iyi huylu bakteri nüfusunu çoğaltmanın yolu dışarıdan iyi huylu bakteri almaktan geçiyor. Bu iyi huylu bakterileri içeren takviyelere veya gıdalara probiyotik deniyor. Beslenme düzeninde yoğurt, kefir, ayran gibi probiyotik gıdalara yer vermek her daim bağırsak mikrobiyotası için çok değerliyken antibiyotik kullanımı sonrası bunun dozunu arttırmak gerekebiliyor. Beslenmeye ek olarak iyi bir probiyotik takviyesini antibiyotik kullanımı sonrasında 2-3 hafta boyunca kullanmak ilacın kötülerle beraber öldürdüğü iyi bakterilerin yeniden çoğalmasını sağlayabiliyor.

2. Lif açısından zengin beslenin

Probiyotiklerden sonra bağırsaklardaki iyi huylu bakterileri mutlu eden ikinci gıda liflerdir. Bedenimiz tarafından sindirilemeyen ama bağırsaklarımızdaki iyi huylu bakterilerin besin kaynağı olan lifler en çok sebze, meyve ve tam tahıllarda bulunuyor. Antibiyotik kullanılsa da kullanılmasa da her gün kadınların 25 gram erkeklerinse 38 gram lif alması gerekiyor. Bu miktarı antibiyotik kullanımı sonrası biraz daha arttırmaksa iyi bakteri ekosistemini daha hızlı canlandırmaya yardımcı oluyor. Bu dönemde beslenmeye lif açısından zengin yulaf, psyllium tozu, avokado, elma, chia tohumu, badem, Brüksel lahanası eklenebiliyor.

3. Gökkuşağını tüketin

Bağırsak mikrobiyotasındaki dengesizlikler, bağırsaklardaki enflamasyonun da yükselmesine yol açıyor. Bu enflamasyonun hücresel seviyede hasara sebep olmaması için antienflamatuar ve antioksidan açıdan zengin bir beslenme izlemek önem taşıyor. Renkli sebze ve meyveler içerdikleri polifenoller, vitamin ve mineraller sayesinde bakteri dengesizliğinin yarattığı enflamasyonu azaltmaya ve hücresel sağlığı desteklemeye yardımcı oluyor.

4. Bağırsaklarınızı rahatsız eden tetikleyicilerden uzak durun

Bağırsak mikrobiyotasının dengesini bir tek antibiyotikler bozmuyor. Alkol, rafine çeker, paketli ve işlenmiş gıdalar, sigara, uykusuzluk gibi sağlıksız yaşam tarzı seçimleri de bağırsaklardaki kötü huylu bakterilerin artmasına yol açabiliyor. Özellikle antibiyotik kullanımı sonrası bu tetikleyicilerden uzak durmak bağırsaklara daha fazla zarar gelmemesi için önem taşıyor. Ayrıca mikrobiyomun toparlanabilmesi için alan ve zaman verilmiş oluyor.

5. Omega-3 ve D vitamini takviyesi kullanın

Araştırmalar sağlıklı ve dengeli bir bağırsak mikrobiyotası ile Omega-3 doymamış yağ asidi ve D vitamini seviyesi arasında bir ilişki olduğunu ortaya koyuyor. Özellikle antibiyotik kullanımı gibi bağırsakların hassasiyetinin arttığı bu dönemde toplumda birçok kişinin normal şartlarda dahi eksik ve yetersiz aldığı bu esansiyel kaynağı dışarıdan takviyelendirmek bütünsel sağlığı destekleyebiliyor.



Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP