
In partnership with Wings
Şizofreni, bipolar bozukluk, anksiyete bozukluğu, depresyon ve nicesi. Çok uzun zamandır beyin kimyasında ve nörotransmitterlerdeki bozukluklar sonucu ortaya çıktığını düşündüğümüz birçok psikolojik hastalık Harvard Üniversitesi psikiyatristi, yazar ve profesör Dr. Chris Palmer‘a göre başka bir sebepten kaynaklanıyor: Metabolik bozukluklar. Devrim niteliğindeki beyin enerjisi teorisi ile psikiyatri ve metabolizma hastalıklarını bir araya getiren Palmer, katıldığı podcast’te araştırmalarını ve çözüm olarak önerdiği metabolizma odaklı mental reset protokolünü anlatıyor. Palmer’a göre zihinsel ve ruhsal iyileşmenin yolunu daha çok reçete değil, metabolizmamız belirliyor.
Dr. Chris Palmer kimdir?
Şu anda McLean Hastanesi’nde lisansüstü eğitim bölümünün direktörü ve Harvard Tıp Fakültesi’nde psikiyatri yardımcı doçenti olan Dr. Chris Palmer aynı zamanda zihinsel sağlık dünyasına yepyeni bir perspektif getiren, devrim niteliğindeki Brain Energy isimli kitabın yazarıdır. Çalışmalarını metabolizma ile zihinsel sağlığın kesişiminde gerçekleştiren Palmer, şizofreni, bipolar bozukluk, depresyon, anksiyete gibi nice rahatsızlığın temeline iniyor ve bu durumların bedeni nasıl etkilediğine bakıyor. Onlarca senelik çalışmasından sonra buldukları ise modern psikiyatri anlayışını yeniden yazabilecek nitelikte: Ruhsal bozukluklar aslında beyinde yaşanan metabolik sorunlar.
Beyin enerjisi teorisi nedir?
Palmer, ortaya attığı bu yaklaşıma Brain Energy Theory, yani beyin enerjisi teorisi ismini veriyor. Bu teorisine göre anksiyeteden şizofreniye kadar birçok zihinsel rahatsızlığın temelinde beyin enerji metabolizmasında yaşanan bozukluklar yatıyor. Ona göre tüm bu zihinsel hastalıklar, beyin hücrelerimizde bulunan ve görevi enerji üretmek olan mitokondrilerin işlevsizliklerinden kaynaklanıyor. Eğer mitokondriler görevlerini iyi yerine getiremiyorsa beyin hücreleri de tüm bilişsel fonksiyonları destekleyecek kadar enerji üretemiyor. Bu da kendini çeşitli şekillerde zayıflayan bilişsel kabiliyet ve ruhsal dengesizlik ile gösteriyor.
Peki bu anlayış neden bu denli çığır açıcı kabul ediliyor? Uzun yıllar boyunca depresyon, bipolar, şizofreni gibi psikolojik hastalıklar serotonin ve dopamin gibi nörotransmitterlerin üzerinden açıklanıyordu. Bu yaklaşım doğru olsa da Palmer’a göre sorunun temeline yeterince inemiyor. Bu nedenle daha bütünsel ve destekleyici tedavi planlarının oluşturulmasında eksik kalıyor.
Ona göre psikolojik rahatsızlıkların temelinde beyin enerjisi sentezinden sorumlu mitokondriler bulunuyor. Çünkü mitokondriler iyi çalışmıyorsa nöronlar ve nörotransmitterler de işlevlerini yerine getiremiyor!
“Metabolizma sadece kilonuz ile ilgili değildir. Metabolizma vücudunuzdaki her hücrenin nasıl çalıştığını anlatır ve buna beyin hücreleriniz de dahildir.”
Mental reset protokolünün temeli: Zihinsel sorunlar = metabolik sorunlar
Kötü çalışan bir metabolizma nasıl kalp ve karaciğer gibi organların sağlıklarını aşağıya çekebiliyorsa beyin işlevini de ciddi ölçüde etkileyebiliyor. Nasıl bedensel metabolizma sağlıksız yaşam tarzı alışkanlıkları ile zaman içinde bozuluyorsa beyin metabolizmasının bozulmasında da aynı faktörler etkili oluyor.
Kendi kişisel deneyimini bir örnek olarak gösteren Palmer, kariyerinin en başlarında yüksek tansiyon ve diyabet riskine sahip olduğu, depresyon ve obsesif kompulsif bozukluk (OKB) ile boğuştuğu bir dönem geçiriyor. Doktorlarının tavsiyesi ile fiziksel sağlığını desteklemek üzere ketojenik diyete geçiş yapıyor. Bir süre sonra kan şekeri ve tansiyon seviyeleri kadar depresyon ve OKB semptomlarının da iyileşmeye başladığını fark ediyor. Kendinden baz alarak bu beslenme modelini ilaçlara karşı dayanıklılık gösteren ağır şizofreni vakalarına sahip danışanları ile de test ediyor. Sadece haftalar içinde danışanlarının ruh hallerinin ve sosyal iletişimlerinin iyileştiğini, daha az halüsinasyonlar görmeye başladıklarını tespit ediyor. Bu şaşırtıcı tablo Palmer’ın beyin enerjisi teorisi üzerine çalışmasına ve zihinsel sağlığı destekleyecek bir mental reset protokolü geliştirmesine vesile oluyor.
90 günlük mental reset protokolü nasıl yapılır?
Dr. Palmer’ın beyin enerji metabolizmasını iyileştirmek, zihinsel rahatsızlıkların gelişimini önlemek için önerdiği tedavi planı ise oldukça bütünsel bir yaklaşıma sahip. Kısa sürede etki eden değişimlerden ziyade daha sürdürülebilir ve etkili öneriler sunan Palmer sadece beynin değil tüm bedenin sağlığını yükseltmeye odaklanıyor ve beynin işleyişine adeta bir “reset” atıyor. Oluşturduğu bu protokolün 90 gün sürmesi ise Palmer’ın klinik çalışmalarından kaynaklanıyor. Mitokondri işlevini iyileştirmek, yeni metabolik alışkanlıklar geliştirmek, insülin seviyelerinin dengelenmesi ve enflamasyonun düşmesi hep 3 aylık bir süre içerisinde gerçekleşiyor. Bu nedenle hissedilir iyileşme de 90 gün sonra gözlemlenebiliyor.
1. Doğru beslenme
Palmer için beyin sağlığını yeniden yazmanın ilk yolu ketojenik diyete geçmekten veya ona yakın bir beslenme izlemekten geçiyor. Düşük karbonhidrata ama yüksek sağlıklı yağ içeriğine sahip, gerçek gıdalardan oluşan bir diyet izlemek araştırmalarına göre ruh halini yükseltiyor, bilişsel fonksiyonu destekliyor ve mitokondri fonksiyonunu iyileştiriyor. Ek olarak beslenmeden tüm işlemiş gıdaların, rafine şekerin, beyaz unun, fazla alkol ve kafeinin, yapay tatlandırıcıların, tohum yağlarının uzaklaştırılması da bedensel enflamasyonu ve kan şekerini düşürmeye yarıyor.
“Beyniniz yağdan oluşur ve yağ ile çalışır. Ketojenik diyet de bu yüzden beyni doğrudan besler.”
2. Düzenli hareket
Beyin sağlığı için hemen bir fitness’a yazılmamıza hiç gerek yok! Hareket etmek ilaçtır diyen Palmer’a göre her öğünümüzden sonra sadece 10 dakika yürümek sporun tüm faydalarından yararlanmamız için yeterli geliyor. Yürümenin en iyi antidepresan olduğunu belirten Palmer’a göre bu basit egzersiz mitokondri sağlığını destekliyor, insülin direncini düşürüyor, endorfin ve dopamin seviyelerini yükseltiyor ve stres hormonu olan kortizolü dengeliyor!
3. Kaliteli uyku
Yetersiz uyku, beyin enerji metabolizmasının bozulmasına neden olan etkenlerin en başında geliyor. Bu nedenle her gün 7-9 saat deliksiz bir uyku Palmer için pazarlık konusu bile değil. Palmer, sağlıklı bir uyku düzenimiz yoksa her gün benzer saatlerde uyuyup uyanmamızı, yatmadan 1 saat önce ekranlara bakmayı bırakmamızı, soğuk, sessiz, karanlık bir odada uyumamızı ve kafein alımımızı sınırlamamızı öneriyor.
4. Dengeli beyin kimyası
Bazı maddeler beyin kimyasını bozabiliyor. Palmer’a göre özellikle bu 90 günlük reset esnasında, bizi etkilemiyor gibi görünseler bile, aşağıdaki alışkanlıkları bırakmamız gerekiyor. Çünkü tüm bu maddelerin uzun süreli kullanımı kümülatif şekilde beyin sağlığını düşürüyor.
- Alkol: Merkezi sinir sistemini baskılıyor ve beyin-bağırsak aksine zarar veriyor.
- Nikotin: Kortizol seviyelerini yükseltiyor, kalp atışını hızlandırıyor, uyku kalitesini düşürüyor.
- Fazla kafein: Anksiyetenin artmasına ve uykunun bozulmasına neden oluyor.
- Marihuana: Dopamin sentezi sürecini bozarak içsel motivasyonun ve enerji seviyelerinin düşmesine neden oluyor.
5. Sağlıklı stres tepkisi
Zihinsel resetlenme hali sadece beslenme veya uyku ile değil aynı zamanda bir duygusal hijyen pratiğinin edinilmesi ile geliyor. Palmer’a göre beyin enerji metabolizmasını bozan kronik stresi düşürmek için mindfulness pratikleri, doğada geçirilen zaman, sağlıklı sosyal ilişkiler, günlük tutma alışkanlığı çokça yardımcı oluyor.
Wings ile hayatınıza değer katmaya, alışveriş keyfini ayrıcalıklara dönüştürmeye hazır mısınız? Siz de Wings’in ayrıcalıklı dünyasına katılmak ve size özel programlarını incelemek için link üzerinden başvurunuzu yapabilirsiniz!