
Bu ayki seçkimizde, hormon sağlığından menopozun bilinmeyen yönlerine, anneliğin zorlu yanlarından içsel yolculuklara kadar geniş bir yelpazede kitaplar yer alıyor. Her biri, kadınların bedenlerini ve yaşamlarını daha iyi anlamalarına yardımcı olacak değerli bilgiler sunuyor. Bloom Kitap Kulübü Mayıs 2025 seçkisi hem bilgi edinmek hem de yeni perspektifler kazanmak isteyen herkes için harika bir okuma deneyimi öneriyor. Keyifli okumalar!
Hormonal Zeka – Aviva Romm
Bütünsel kadın sağlığı, obstetri uzmanı bir aile hekimi ve aynı zamanda ebe olan Dr. Aviva Romm, hormon dengesizliklerini anlamak ve yönetmek isteyen herkes için harika bir kaynak sunuyor. Özellikle adet düzensizlikleri, tiroid sorunları, doğurganlık ya da menopozla ilgili sıkıntılar yaşayanlar Hormonal Zeka kitabından faydalanabilir. Romm kitabında, hormon sağlığının modern yaşam tarzı ve çevresel faktörlerle nasıl bozulduğunu anlatıyor ve doğal, sürdürülebilir yöntemlerle denge kurmayı öğretiyor. Hormonlara zarar veren stres, toksinler, beslenme alışkanlıkları gibi etkenlere değiniyor. Ayrıca ilaçsız iyileşme yolları, kişiselleştirilmiş beslenme planları ve yaşam tarzı değişiklikleri gibi pratik öneriler de sunuyor.

Hormanal Zeka, vücuduyla daha bilinçli bir ilişki kurmak, hormon sağlığını koruma becerisi edinmek ve kadın bedeninin kendine özgü ritmini anlamak isteyen herkes için güçlü ve umut verici bir rehber.
Kadın: Sonsuz Coğrafya – Natalie Angier
Pulitzer ödüllü bir bilim yazarı olan Natalie Angier, Kadın kitabında bilimsel mercekten bakarak hakkında bolca hurafeler anlatılan kadın bedeninin gerçek haritasını çıkarıyor. Kitap, üreme sistemi, hormonlar, bağışıklık sistemi gibi temel biyolojik mekanizmaları detaylı ve anlaşılır bir dille anlatarak kadın bedenine dair yanlış bilgileri ve mitleri çürütüyor. Angier, sadece kadınların vücutlarıyla ilgili bilimsel gerçekleri sunmuyor; aynı zamanda bu bilgileri toplumsal beklentiler, kültürel kalıplar ve bilinen yanlışlarla da ilişkilendiriyor. Angier’in bilimsel bilgiyi edebi bir dille sunma yeteneği sayesinde kitap, hem akademik bilgiye hem de akıcı bir okuma deneyimine sahip.

Kadın bedenini eksiklik ya da zayıflık üzerinden değil; güç, uyum ve zeka perspektifinden anlatan kitap, kadın sağlığına dair daha bilinçli bir bakış açısı geliştirmek isteyen herkes için güçlü bir kaynak.
The Menopause Manifesto – Dr. Jen Gunter
Kadın sağlığı konusunda dünya çapında tanınan Jinekolog Dr. Jen Gunter, özellikle yanlış bilgilendirmelere ve tıp dünyasındaki kadınlara yönelik önyargılara karşı mücadelesiyle tanınıyor. The Menopause Manifesto kitabında da tam olarak bunu yapıyor: Menopoz hakkındaki mitleri yıkıyor ve bilimsel gerçeklerle donanmış bir bakış açısı sunuyor. Menopozun bir hastalık değil, yaşamın doğal bir evresi olduğunu vurgulayan kitap, menopozla ilgili yanlış bilgileri ve toplumsal tabuları yıkarak okurları bu süreci anlamaya ve yönetmeye teşvik ediyor. Kitabın temel yaklaşımlarından biri, menopozun bir “son” değil, bir başlangıç olduğu fikri. Perimenopozdan başlayarak sıcak basmaları, uyku bozuklukları, cinsel istek değişimleri, ruh hali dalgalanmaları, cilt ve saç sorunları gibi konular kitapta detaylı bir şekilde inceleniyor. Ayrıca, hormon tedavileri, beslenme, egzersiz ve sağlık taramaları gibi pratik öneriler sunuyor.

Menopoz dönemine yaklaşan, bu süreci yaşayan ya da sadece bedenini daha iyi tanımak isteyen her yaştan kadın için çok güçlü bir kaynak olan The Menopause Manifesto, Gunter’ın esprili ve açık anlatımı ile hem bilgilendirici hem de keyifli bir okuma deneyimi vadediyor.
Işığın Yolu – Nilüfer Devecigil
Psikolojik danışman ve terapist Nilüfer Devecigil’in Işığın Yolu kitabı psikoloji ve edebiyatı ustalıkla harmanlayan, bağlanma kuramını derinlemesine işleyen etkileyici bir roman. Kişisel gelişim, içsel yolculuk ve değişim süreçlerini hikayeleştirerek anlatan kitap boyunca, bağlanma kuramının etkilerini çok katmanlı bir şekilde görüyoruz. Çocuklukta yaşanan duygusal boşlukların nasıl yetişkinlikteki ilişkilere taşındığı, ebeveyn olmanın aslında kendi çocukluk hikayelerimizle nasıl bağlantılı olduğu çok doğal bir şekilde işleniyor. Ayşenur’un annesiyle kuramadığı bağ, kendi annelik deneyimini nasıl etkiliyor, eşiyle ilişkisini nasıl yönlendiriyor, hepsi çok incelikli bir şekilde açılıyor.

Devecigil, iyileşmenin hızlı bir çözüm değil, ışığı sabırla bulduğumuz uzun bir yolculuk olduğunu gösteriyor. Ayrıca roman boyunca nörobilim, mindfulness, tasavvuf ve felsefi ögeleri karakterlerin deneyimleriyle iç içe geçirerek okuyucunun hem duygusal hem de zihinsel bir yolculuğa çıkmasını sağlıyor. Kitap, ebeveynlik ve ilişkilerdeki zorlukları ele alırken, aynı zamanda bireyin kendi içsel yolculuğuna da ışık tutuyor.
The Monster Within: The Hidden Side of Motherhood – Barbara Almond
Barbara Almond, The Monster Within: The Hidden Side of Motherhood kitabında, anneliği romantize edilen ve idealize edilen bir kavram olmaktan çıkarıp daha karmaşık ve bazen de korkutucu yanlarını ortaya koyuyor. Almond, annelik deneyiminin toplumsal beklentilerle şekillendirilen yüzeyinin altındaki karanlık tarafları ortaya koyarak kadınların bu süreçte yaşadığı duygusal ve psikolojik gerilimleri cesurca ele alıyor. Anneliğin sadece bir kutsallık veya fedakarlık değil, aynı zamanda zorlu bir mücadele olduğunu vurguluyor. Annelik sürecinde yaşanan suçluluk, öfke, korku ve yalnızlık gibi duyguları tartışıyor. Anneliğin toplumda nasıl idealize edildiğini ve kadınların bu baskılarla nasıl başa çıktığını derinlemesine inceliyor. Kadınların annelik rolünü yerine getirirken kendi kimliklerini kaybetme veya dış dünyaya kendilerini göstermek için uğraşmalarının nedenlerini psikolojik bir bakış açısıyla irdeliyor.

Annelikle ilgili tabu haline gelmiş pek çok duyguyu gün yüzüne çıkaran kitap, toplumun annelerden beklentileri ile kadınların içsel dünyasındaki duygusal çelişkiler arasındaki uçurumu cesurca ele alıyor. Almond, annelikle ilgili hissedilen suçluluk ve yetersizlik duygularının aslında doğal ve insani bir durum olduğunu, bu duygularla başa çıkmanın yollarını keşfetmek gerektiğini savunuyor. The Monster Within, annelik rolünü daha gerçekçi bir şekilde anlamak ve bu süreçte karşılaşılan zorlukları kabul etmek isteyenler için çok değerli bir rehber sunuyor. Anneliğin derinliklerine inmek, bu yolculuktaki “gizli canavarı” anlamak ve onunla barışmak isteyen herkes bu kitabı okuyabilir.