RÖPORTAJ: BAŞAK BİNGÜLER
FOTOĞRAF: STANDARD DOSE

Meditasyon nedir? Herkes meditasyon yapabilir mi? Meditasyon yapmak için nasıl bir hazırlık gerekir? Bu sorular, genellikle meditasyon ile ilgili cevabı aranan ilk sorular oluyor. Bora Ercan’ın bir dünya mirası olan meditasyon olgusuna çok yönlü bakmayı amaçlayarak yazdığı ve devamı gelecek bir dizinin ilk kitabı olan Meditasyonun Temelleri kitabı ise bu sorulara günümüz koşulları çerçevesinde yanıtlar sunuyor. Meditasyon hakkında tarihi, felsefi ve bilimsel bir değerlendirmeyi içeren bu kitap, meditasyona yeni başlayacaklar ve halihazırda başlamış ancak bir türlü rutine dönüştürememiş olanlar için rehber niteliğinde. Bora Ercan’a meditasyonu geniş bir perspektiften ele alarak yaşamınıza uyarlayabilmeniz için Meditasyonun Temelleri hakkında sorular sorduk. 


Kitabınızın ön sözünü de yazan, yaşayan en deneyimli yoga ve meditasyon hocalarından olan Angela Farmer, “Meditasyon kişiye özgü olduğu kadar evrenseldir de. Bize sözcüklerle ifade edilemeyecek bir huzur halinin kapılarını aralar.” diyor. Siz meditasyonu kısaca nasıl tanımlıyorsunuz? Sizce konsantrasyon ve farkındalık ile meditasyon arasındaki bağ bir kavram karmaşasına neden oluyor mu? 

Kavram karmaşası daha adlandırmadan başlıyor. Sekiz basamaklı yogada yedinci basamak dhyana’dır. Bu Latince bir sözcük olan meditasyon olarak yaygınlaşmış. Oysaki bunlar birbirini tam karşılamıyor. Yogada konsantrasyon, meditasyonun bir alt basamağı, ön koşuludur. Farkındalıksa tüm yaşamı kapsayan bir varoluş biçimi. Kısacası meditasyon bilinçli, istemli, niyetli bir çaba sonucunda elde edilen bir zihin halidir. Bu tanımlanabilir değildir ama hocamın da dediği gibi evrenseldir. Hristiyan ve Müslüman kültürlerinde bu tefekkür, yani derin düşünceyle karşılık bulabilir. Burada üzerinde düşünülen Tanrı’nın/Allah’ın doğasıdır. Sonuçta, meditasyon her kültürde farklı şekillerde vardır. Teknikler, uygulamalar farklılık gösterse de nihai son aynıdır. 

“Herkes meditasyon yapmalı gibi bir söylemi riskli buluyorum.” demişsiniz. Bu görüşünüzle ifade etmek istediğiniz nedir? Sizce kimler meditasyon yapmalı ya da yapmamalı? Hastalık döneminde olup meditasyon yapmak isteyenler bir uzman eşliğinde mi yapmalı? 

Meditasyon bir kurtarıcı değil. Bizi içinde bulunduğumuz zihinsel karmaşadan ya da içsel sıkıntıdan, hadi daha açık söyleyeyim depresyondan kalıcı olarak kurtaramaz. Daha çok önleyici, koruyucu olabilir. Bu nedenle, bir rahatsızlık belirmeden yapılsa daha iyi. Her derde deva şekilde sunulmasına bir tepki olarak söylüyorum bunu. Meditasyon hocaları insanların zihinsel floralarına fazla girmemeli, kendilerine psikoterapist rolü biçmemeliler. Kişi özgür iradesiyle araştırmalı ve kendine en uygun gelen teknikleri farkındalıkla aramalı, bulmalı, uygulamalıdır.  

Sizce meditasyon ruhani mi yoksa materyalist bir olgu mudur? Meditasyonu yaşamın dışında algılamak bizi meditasyondan uzaklaştırır mı? Başlamadan önce kavramsal olarak meditasyonu zihnimizde netleştirebilmek için neler önerirsiniz? 

Gayet materyalist bir olgudur. Beyin kimyası değişir. Bedendeki hormon dengesi farklılaşır. Bu, bilinçle yapılır. Yani bilinçle bilinç açılır, aşılır. İşin ruhani yönü kent insanına uygun değil zira o son aşamadır. Jivatma’dır, Nirvana’dır. Yani varlıkla yokluk arasındaki ara bölgede olma durumudur. Sufilikteki hiçlik hali gibi. Yani kişi de kendi zihinsel yapısıyla çok oynamamalı. Örneğin, yogada baş üstü duruş çok etkilidir ama süresini iyi belirlemezseniz boynunuzu zedelersiniz. Bunun gibi meditasyon da çok yararlıdır ama daha çok yarar alacağım diye farkındalıksızca yaparsanız zarar görürsünüz. Mesela çocukların oturarak meditasyon yapmaları bana göre saçma, bırakın çocuklar ağaca tırmansınlar, jonglörlük öğrensinler. Meditasyon yaş ilerleyince anlam kazanır. 

Kitabınızda meditasyonda engellerden de bahsediyorsunuz. Bu engeller nelerdir? Başlangıç aşamasında olanların meditasyondan uzaklaşmaması için neler önerirsiniz? 

İnsana kendinden başka hiçbir engel yoktur. Meditasyona kurtarıcı olarak bakmazsanız kopmazsınız ve o zaman gerçekten o da paradoksal bir biçimde kurtarıcı işlevini yerine getirir. Yaşama geçemeyen meditasyon zaman kaybından başka bir şey değil. Meditasyon kişinin kendine verdiği bir değerdir, varlığını kutsamasıdır, olana farklı bir açıdan bakabilme yetisini geliştirebilmesidir. 

Meditasyona ilk başlayacak olanların ilk sorusu “Nasıl durmalıyım ve ne zaman yapmalıyım?” oluyor. Meditasyonda duruşun önemi nedir ve nasıl durmalıyız? Zaman ve mekan unsuru meditasyonu etkiler mi? Sessiz bir ortamda mı olmalıyız yoksa mantralardan destek almalı mıyız? 

Mantralar ya da mekan ya da duruş… Bunlar işin makyaj kısmı. Yüzünüzü yıkarsınız geçer. Asıl olması gereken sağlam bir niyet ve insanın kendini izleyerek kendine uygun olanı seçmesi, sabırlı olması. Öte yandan, yürürken de koşarken de meditasyon söz konusudur. Meditasyon sınırlanamaz ancak insan zihni sınır ister. İşte bu çelişkinin aşılması deneyimle mümkün.

Tabii sessiz bir yer tercih sebebi; sadece meditasyon için değil normal yaşam için de. Peki ortam sessiz değilse ne yapılacak? Etiketleme. Yani kodlayın zihni, o gürültü size zarar vermesin. 

İyi olma halimizi destekleyici bir rutin olarak meditasyona başladığımızda bu rutinimizin amacına ulaşması için başka nelere dikkat etmeliyiz? Beslenme, uyku, nefes gibi bütünsel sağlığımızın olmazsa olmaz unsurlarıyla meditasyon arasındaki ilişki nasıldır? 

Çok basit bir şekilde burnumuz tıkansa ya da nezle, grip olsak tüm yaşam kalitemiz düşer, mutsuz oluruz. Burnumuz tıkalı olduğunda yediğimizin içtiğimizin bile tadında olmayız. O zaman öncelikli olması gereken burun deliklerinin açıklığıdır. Gün içinde sıklıkla nefesimizi izleyip olası hastalıklara karşı önlem almalıyız. Kaldı ki burun deliklerinin baskınlıkları da ruhsal halimizi etkiler. İşte burada bilgi ve deneyim devreye girer. Uyku günümüzün 3’te birini kaplar, dolayısıyla yaşamımızın da… Bu nedenle iyi bir uyku için de bunlar şart. Diyeceksiniz ki bunları biliyoruz, peki meditasyonun buradaki rolü ne? İşte başta sorduğunuz sorunun yanıtı burada: Farkındalık. Konsantrasyon uygulamaları ve meditasyon deneyimleri bu farkındalığın temelleridir.  

Bora Ercan kimdir?

Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Matematik bölümünden lisans ve Felsefe bölümünden yüksek lisans diploması aldı. Manchester Üniversitesi, Felsefe bölümünde Sonsuzluk Paradoksları üzerine bir tez yazdı. Daha sonra yine ODTÜ’de Wittgenstein ve Zen: Bir Karşılaştırma başlıklı başka bir tez yazdı. 1980 sonlarından bu yana meditasyon öğreniyor, uyguluyor ve 2000’lerden bu yana yazıyor, öğretiyor. Gezi edebiyatı, yoga tarihi ve edebi fragman türünde kitaplar yazdı. Yoga Alliance International (Uluslarası Yoga Birliği) ve Meditation Alliance International (Uluslararası Meditasyon Birliği) gibi kurumların Türkiye temsilcisi.



Başak Bingüler

1987 yılında İstanbul’da doğdu. İstanbul Kültür Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı lisans ve Halkla İlişkiler yandal eğitimi aldı. Ardından Anadolu Üniversitesi Medya ve İletişim bölümünü tamamladı. Kariyerine sektörel bir yayın grubunda sırasıyla Editör Yardımcısı, Editör ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olarak başladı. Daha sonra Kurumsal İletişim ve Pazarlama alanında yönetici...



BLOOM SHOP