YAZAN: BURCU ERBAŞ
In partnership with Wings

Her günün birbirine benzediği, hızlı tempolara, mikro streslere alıştığımız, dört bir yanımızın dijital uyaranlar ve ekranlarla kaplı olduğu yaşam mücadeleleri ile dolu günümüzde yoğun, anlamlı duygular hissetmek bir lüks haline geldi. En son ne zaman yoğun bir şekilde hayranlık, şaşkınlık, korku ile karışmış saygı ve alçak gönüllülük hissettiğinizi hatırlıyor musunuz? Hatta bu duygunun bir adı olduğunu, bize zihinsel, ruhsal hatta bedensel olarak iyi gelebildiğini biliyor musunuz? Huşu hissi olarak tanımlanan bu duygusal tepkimiz belki de modern hayatın zorlayıcı koşullarında bize yaşamın gerçekten ne demek olduğunu hatırlatma gücüne sahip yegane kaynağımız sayılabiliyor. Bu duygunun en büyük katalizörü ise her daim biz insanlara sonsuz fayda sağlayan doğanın ta kendisi. Sizin için huşu hissi nedir ve doğa bizi gerçekten de nasıl iyileştirebiliyor sorularını cevapladık.


Huşu hissi nedir?

Huşu hissi dünyayı kavrayış biçimimizi değiştirebilecek kadar büyük, yüce, etkileyici, güzel, derin veya mistik bir manzara ile karşı karşıya geldiğimizde verdiğimiz duygusal tepki olarak tanımlanıyor. Önümüzde çok yüksek bir dağ, upuzun bir ağaç, uçsuz bucaksız bir deniz gördüğümüzde veya yaşadığımız bir olay ile hayatın ne denli birbirine bağlantılı olduğunu anladığımızda içimizde uyanan karmaşık, yoğun ama pozitif hisler huşu hissini açıklıyor. Araştırmacılar huşu hissini kişinin öz benliğini aşabilen bir duygu olarak sınıflandırıyor. Yani huşu hissi, çoğu zaman sadece kendimiz ve hayatımız üzerinde yoğunlaşmış perspektifimizi bizden çok daha üstte bir noktaya çekebiliyor; egomuzu ve bireyselliğimizi bir kenara bırakmamızı, bizden daha büyük bir bütünün parçası olduğumuzu hatırlamamızı sağlayabiliyor.

Huşu hissi çok heyecanlanmaktan veya çok mutlu olmaktan bu nedenle farklılaşıyor. İçinde mutluluğu ve zevki barındırdığı kadar alçak gönüllülüğü, saygıyı hatta çoğu zaman bir miktar da korkuyu barındırıyor. Oldukça kompleks bir duygu olan huşu hissi yapılan araştırmalara göre insan sağlığını dahi iyileştirebilecek yüce bir gücü içinde saklıyor.

Huşu hissi bizi nasıl iyileştirebiliyor?

Huşu hissi sadece bize iyi hissettirmekle kalmıyor. Aynı zamanda bize iyi de geliyor. Araştırmalara göre sıklıkla huşu hissi deneyimleyen kişiler, örneğin astronotlar, dalgıçlar, dağcılar normal insanlara oranla aşağıda listelenen sağlık getirilerinden daha çok faydalanabiliyor:

  • Daha düşük stres ve anksiyete seviyeleri.
  • Bedensel enflamasyonda düşüş.
  • Daha yüksek bir duygusal dayanıklılık.
  • Genel anlamda daha yüksek ve dengede bir ruh hali.
  • Konsantrasyon yüksekliği ve yaratıcılıkta artış.
  • Daha güçlü sosyal bağlar.
  • Anlam ve maneviyat arayışının güçlenmesi.

Peki huşu hissi tüm bu faydaları nasıl sağlayabiliyor? Yapılan bir araştırma günlük hayatında daha sık huşu hissi yaşayan kişilerin bedensel enflamasyonu düşürmeye yarayan sitokin isimli kimyasaldan daha çok salgıladıklarını tespit ediyor. Kronik olarak yüksek bedensel enflamasyona sahip olmaksa çok çeşitli bedensel, zihinsel, ruhsal hastalıklarla ilişkilendiriliyor. Bir başka araştırma ise günlük hayatına “huşu yürüyüşleri” katan yani haftada bir kere tamamen doğanın ve dünyanın güzelliklerini fark etmek amacıyla yürüyüşlere çıkan kişilerin iyi olma hallerinin ve genel sağlıklarının daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor.

Bunun da ötesinde huşu hissinin zaman algımızı değiştirebildiği, materyalist perspektifimizi dağıtabildiği hatta içimizde daha büyük bir cömertlik ve şefkat duygusu yeşertebildiği araştırmalarca destekleniyor.

Doğa: Huşu hissinin en temel katalizörü

Huşu hissi müzik, dans, spiritüel pratikler, sanat gibi birçok başka unsurla tetiklenebilse de hala sahip olduğumuz en büyük katalizörü doğa ve gezegenimiz oluşturuyor. Herkes tarafından ulaşılabilir ve erişilebilir olan doğa manzaraları; yıldızlarla dolu bir gökyüzü, şiddetli doğa olayları, yüce ağaçlar, kocaman dağlar, tepe noktalardan gözlemlenebilen vadiler, yemyeşil ormanlar ve daha nicesi huşu hissini en yoğun şekilde tetikleyebilen unsurlar arasında sayılıyor. Peki neden doğadan bu kadar etkilenebiliyoruz?

Bu sorunun en temel cevabı evrimimizde gizleniyor. İnsanlar olarak doğanın içerisinde büyüyüp geliştik. Şu andaki yaşam şartlarımız; kalabalık beton şehirler, kapalı mekanlar, yapay ışıklandırmalar ve ısıtmaların aksine tarihimizin çok büyük bir kısmını dışarıda, doğanın içerisinde geçirdik. Bu nedenle hala doğanın içerisinde zaman geçirdiğimizde sahip olduğumuz tüm bu antik kodlamalarımız sinir sistemimizi sakinleştirmeye, duyularımızı beslemeye yardımcı oluyor. Japonca “shinrin-yoku” adı verilen ve artık günümüzde bilimsel olarak desteklen bir sağlık pratiği olan orman banyosu da bu duruma en güzel örneği oluşturuyor. Doğanın içimizde uyandırdığı huşu hisleri bedenimizi, zihnimizi ve ruhumuzu somut anlamda iyileştirebiliyor.

Doğa manzaralarının yanı sıra bir görüntü daha üzerimizde büyük bir etki bırakıyor: Dünya’mız. İlk defa gezegenimizi dışarıdan görüntüleme fırsatı yakalayan kişiler yani astronotlar üzerinde gözlemlenen bu huşu etkisine İngilizce “the overview effect” yani genel bakış açısı etkisi adı veriliyor. Dünya’yı uzay boşluğunda küçük, savunmasız bir nokta gibi gören astronotların her biri derin bir zihinsel ve duygusal değişim yaşadıklarını söylüyor. O anda kendileri ile diğer her şey arasındaki çizginin eridiğini, çok şiddetli bir birlik ve beraberlik duygusu hissettiklerini belirtiyorlar. Bu nedenle de birçok astronot Dünya’ya döndükten sonra hayatlarını insan ve çevre krizlerine çözüm aramaya, sosyal yardım projelerine adıyor.

Hayatımıza huşu hissini nasıl daha çok katabiliriz?

Birçoğumuz için Dünya’ya uzaydan bakmak imkansız bir hayal gibi görünebilir. Nitekim huşu hissinden ve getirdiği tüm iyi olma faydalarından yararlanmak için sadece uzay mekiğinin penceresinden dışarıya bakmamıza gerek yok. Yüksek bir dağdan aşağıya bakmak, gözümüzün erişebildiği her bir yerde deniz görmek gibi yoğun duyusal manzaralar da aynı etkiyi yaratıyor.

Peki ya tüm bu bahsedilen doğa manzaralarından uzakta, kalabalık şehirlerde yaşıyorsak hayatımıza daha fazla huşu hissini nasıl katabiliriz? Aşağıda bazı öneriler listeledik:

  • “Huşu yürüyüşleri” planlayın: Kendinize kolay bir yürüyüş rotası çizin ve bu rota üzerinde farkındalıklı olarak sizi heyecanlandıran, duygulandıran süprizler, doğadan parçalar bulmaya ve keyfini çıkarmaya çalışın. Bu kaldırımın kenarında açan bir yabani çiçek, örümcek ağları, mantarlar, güneşin yapraklara vuruşu gibi basit ama çok etkileyici görüntüler olabilir. Her hafta mutlaka hiçbir dış uyaran olmadan huşu yürüyüşleri yapmaya çalışın.
  • Doğanın içerisinde zaman geçirin: Mümkünse tatillerinizi el değmemiş doğalara yakın yerlerde; göl kenarlarında, dağlarda, çöllerde, ormanlarda geçirin.
  • Gökyüzünü izleyin: Büyük şehirlerdeki ışık kirliliğinden yıldızları görmek neredeyse imkansız. Bu nedenle ne zaman daha küçük bir yere veya doğanın içine giderseniz bu şansı iyi kullanın ve geceleri yıldızları, Ay’ı izleyin. Diğer zamanlarda da dikkatinizi toplayarak güneşin doğuşunu ve batışını izlemek, yağmur yağarken dışarıya bakmak, fırtınanın sesini dinlemek yine huşu hissini uyandırmaya yardımcı olacaktır.
  • Yavaşlayın: Doğa hiçbir zaman acele etmez. Siz de huşu hissini deneyimlemek için acele etmemeye çalışın. Durun, bekleyin, dinleyin ve fark edin. Doğanın yavaş dönüşümünü yakalayabilecek kadar uzun süre gözlemleyin.

Sonuç olarak huşu hissi bize hayatta olmanın gerçekten de ne demek olduğunu hatırlatmaya yardımcı oluyor. Kendimiz ve yakın çevremiz dışında yaşayan tüm canlı, cansız her şeyle ne denli bağlantıda olduğumuzu, bizden çok daha büyük bir sistemin sadece bir parçası olduğumuzu hissettiriyor. Bu güçlü bağlanma duygusu da bizi ve belki de en önemlisi doğaya, gezegenimize, yaşanan tüm çevresel ve insani krizlere karşı bakış açımızı iyileştirmeye yardımcı oluyor.


Wings ile hayatınıza değer katmaya, alışveriş keyfini ayrıcalıklara dönüştürmeye hazır mısınız? Siz de Wings’in ayrıcalıklı dünyasına katılmak ve size özel programlarını incelemek için link üzerinden başvurunuzu yapabilirsiniz!



Burcu Erbaş

Burcu Erbaş, 2024 yılında Domus Academy Milano'da Visual Brand Design alanında yüksek lisansını, 2020 yılında ise Galatasaray Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi lisansını tamamladı. Live to Bloom'da dört yıldır içerik ve proje yöneticisi olarak görev yapan Burcu platformun görsel iletişiminde de aktif olarak rol alıyor. İyi yaşam alanında yazdığı içeriklerinde özellikle bütünsel...



BLOOM SHOP