Sizin için egzersiz ne demek? Egzersiz yapmak devam ettirmek bizler için çok zor olabiliyor. Özellikle çalışan insanlar için… Yapmamız gereken çok fazla iş, planlamak zorunda olduğumuz etkinlikler, aile ve sosyal yaşam derken egzersize zaman ayıramıyoruz. Peki bu sorunun kaynağı hepimizin egzersize kattığı anlam olabilir mi? Egzersizi hayatımızın rutini haline getirmek için onu yeniden anlamlandırabilir miyiz?
Bütünsel sağlık nedir?
Dünya Sağlık Örgütü’nün tanımına göre sağlık, “sadece hastalık veya sakatlık olmayışı değil; bedenen, ruhen ve sosyal olarak tam bir iyilik hali”dir. Tanımdaki kavramlara baktığımızda aslında birbirini etkileyen üç tane farklı kavram görüyoruz.
Fiziksel iyi oluşumuz, zihinsel dayanıklılığımız ve toplumsal varlığımız birbirleri ile etkileşimli olarak gelişen ve değişen yapılardır. Bu yapılar kendi içlerinde ve birlikte bir bütün oluşturduklarında biz “sağlıklı” olabiliyoruz.
Birbirleri ile etkileşimli ve zaman zaman karmaşık olabilen bu bütünlük içerisinde egzersize katılımı devamlı hale getirebilmek büyük önem taşıyor.
Egzersiz ne demek?
Egzersizi kendimiz için anlamlı bir hale getirmemiz gerekiyor. Bizim için öznel bir değeri olmalı. Yalnızca yaz ayları yaklaşırken kilo vermek, dönemin popüler derslerine katılmak veya başkaları yaptığı için değil. Egzersizi kendimiz için yapmalıyız. Zihinsel ve fiziksel yararlarının farkında olarak ve kişisel gelişime odaklanarak.
Egzersiz bizim için bir zorunluluk olduğunda devamını getiremiyoruz. Çünkü kendimiz için değil başkaları için yapıyoruz. Zorunlu hissettiğimiz için gidiyoruz spor salonuna, arkadaşımız istediği için yürüyoruz, kilo vermek için koşuyor, popüler olduğu için grup derslerine giriyor ve fitness eğitmeni söylediği için ağırlık antrenmanı yapıyoruz. Zihnimizde bazı sınırlar çiziyoruz ve istemediğimiz şekillere sokuyoruz egzersizi.
Egzersiz bizim için bir zorunluluk olmamalı. İsteyerek gitmeli, severek yapmalıyız. Kendimize verdiğimiz bir hediye olmalı egzersiz yapmak. Fiziksel olarak güçlü olmak, kolay yorulmamak, zihinsel olarak daha sağlam olmak, vücudumuzu tanımak bizler için bir ödül olmalı. Egzersiz bizim için içsel olmalı. Odağımız; egzersiz sayesinde vücudumuzu keşfetmek, zihnimizin ve bedenimizin sınırların öğrenmek, yeni hareketler denemek, eski halimize göre daha iyi olmak ve bundan haz almak olmalı. Bu açıdan baktığımızda, egzersiz, bütünsel sağlık dediğimiz kavramın tam merkezinde. Zihinsel, fiziksel ve sosyal olarak bizi iyi hissettirebilecek birçok şeye sahip egzersiz (ve egzersiz ortamı). Sağlık için egzersiz ise bahsettiğimiz; temelde fiziksel olarak aktif olmak önemli. Kimimiz sadece yürüyüş yapıyor, kimimiz ise kuvvet antrenmanı. Bazılarımız yoga yaparken bazılarımız spinning yapıyor.
Egzersize bir anlam yüklediğimizde ve egzersizi kendimiz için yaptığımızda katılımdan maksimum yarar sağlarız. Egzersize ve egzersizin sonuçlarına yüklediğimiz değer benliğimizle ve hedeflerimizle örtüştükçe bütünleşiriz. Bu yüzden kendinizi sınırlamayın. Fiziksel olarak aktif olduğunuzda, egzersize düzenli olarak katılım sağladığınızda zaten hedefinize ulaşırsınız. Egzersize düzenli katıldığınızda, egzersizin olumlu ve çok yönlü (zihinsel, fiziksel ve toplumsal) kronik etkilerini kendiniz de gözlemlersiniz. Bu tip değişken süreçlerde herkes aynı yoldan yürümek zorunda değil, unutmayın.
Egzersiz yapmamanın sonuçları neler_
En başta sağlığımızı kaybediyoruz. Ama hissetmeden, yavaş yavaş. Dünya Sağlık Örgütü, sağlıklı olmayı “yalnız hastalık ve sakatlığın olmayışı değil, fiziksel, psikolojik ve toplumsal yönden tam bir iyi olma hali” şeklinde tanımlıyor.
Egzersiz yapmadığımızda sağlığımız kötü etkileniyor. Bunu en belirgin şekilde fiziksel boyutta fark ediyoruz. Organlarımızın kapasitesi azalıyor, fizyolojik sistemimizin işleyişindeki aksaklıkların önünü açıyoruz, kaslarımız gücünü kaybediyor ve uzuvlarımızın işlevleri kısıtlanıyor. Aşırı kilolu ya da aşırı zayıf olmanın getirdiği hastalıklar, organ yetmezlikleri ve beraberinde gelen yaşam kalitesindeki hızlı düşüşe de beraberinde getiriyor.
Buna ek olarak, günlük yaşamda maruz kaldığımız stresin, bizi hem fiziksel hem de psikolojik açıdan yorduğu da göz ardı edilemez bir gerçek. Stresle başa çıkmak için gerekli olan fiziksel ve zihinsel dayanıklılık, egzersizin en büyük getirilerinden.
Egzersiz yapmadığımız zaman sağlığımızın psikolojik boyutunu da yavaşça zayıflatıyoruz. Konsantrasyon sorunları yaşıyoruz ve zihnimizi istenen şekilde rahatlatamadığımız için çözüm yollarını da bulamıyoruz. Sonuç olarak da kendimizi hem akut hem de kronik olarak depresyon ve olumsuz ruh halinden çıkaramıyoruz.
Egzersize düzenli katılım sağlamadığımızda kendimizi cezalandırıyoruz aslında. Fiziksel olarak güçlenmiyoruz, zihinsel olarak zayıflıyoruz, duygusal olarak dengesizleşiyoruz ve sosyal olarak eksik kalıyoruz. Farklı egzersiz ortamlarına girmediğimiz için farklı insanlarla da tanışamıyoruz.
Eğitmen, katılımcı, genç, yaşlı, rehabilite olan ya da sporcu. Sosyalleştikçe de güçleniyoruz! Ancak egzersiz ortamlarından kaçınırsak, sosyal destek alabilme olasılığımızı, farklı yaşamlar görme şansımızı ve aidiyet duygumuzu besleme fırsatımızı da kaçırmış oluyoruz.
Egzersiz hareketleri ve rutini
Ortalama haftada 3 kere, orta şiddette ve en az yarım saat egzersiz yapacağız. Egzersizi hayatınızın bir parçası haline getirip, düzenli olarak yaptığınızda değişimleri fark edeceksiniz! Akut değişimler bizler için önemli olsa da kronik (ve olumlu) değişimler sağlığımız açısından daha önemli bir etki yaratır. Biraz daha detaylı olarak, egzersiz yapma ya da yapmama nedenleri ile ilgili bilgileri, güdümle çerçevede daha sonra paylaşacağım.
Şimdilik sağlığımızı korumak ve iyileştirmek adına; bahanelerimizi bulup, onları hayatımızdan çıkarmaya çalışıyoruz.