YAZAN: BURCU ERBAŞ

Konu akneye gelince ilk odağımız her zaman cilt bakım rutinleri veya daha bütünsel bir perspektiften yaklaşıyorsak beslenme şeklimiz, hormonal sağlığımız oluyor. Nitekim akneye sebep olan bazı temel unsurlar çok daha basit ve göz önünde olabiliyor. Hiç ummadığımız yerlerde biriken bakteriler, temizlik alışkanlıklarımız, yataklarımız cilt sağlığımızı direkt olarak etkileyebiliyor. Eksiksiz bir bakım rutinine, dengeli ve sağlıklı bir beslenmeye rağmen hala akne problemi yaşamaya devam ediyorsak aslında bu, yaşam alanlarımızda gizlenen potansiyel akne tetikleyicileri yüzünden olabiliyor. En iyi bakım rutinlerinin, sağlıklı beslenme planlarının akne sorununuzu çözmeye yeterli gelmediğini düşündüğünüz anlarda dikkat etmeniz gereken 5 akne tetikleyicisini sizin için yazdık.


Evde rastlanan 5 potansiyel akne tetikleyicisi neler?

Akne tek bir sebebe bağlanamayacak kadar kompleks bir cilt sorununu oluşturuyor. Nitekim araştırmalar aşağıdaki yaşam tarzı seçimlerinin akne gelişimine katkıda bulunduğunu gösteriyor. Bu da gerekli dikkat verilir ve önlemler alınırsa akneye sebep olabilen nedenlerin azaltılabileceğini yani akne sorununun oluşmadan önlenebileceğini işaret ediyor.

1. Kokulu çamaşır deterjanları

Birçoğumuzun temizlik hissini arttırdığı için tercih ettiği kokulu çamaşır deterjanları ve yumuşatıcılar aslında sert kimyasallar, sentetik parfümler hatta boyalar içeriyor. Bu temizlik ürünlerini ortalama 8 saat gibi uzun bir süre boyunca cildimize direkt temas eden yatak çarşaflarında kullanmak, aslında tüm bu kimyasalların cildimize nüfus etmesi demek oluyor. Özellikle hassas ciltlerin alevlenmesine, cilt alerjilerinin tetiklenmesine neden olan kokulu temizlik ürünleri, gözenekleri tıkayarak akneye de davetiye çıkarabiliyor. Yüzün yanı sıra sırt, omuzlar, göğüs ve kollar gibi vücudun çeşitli bölgelerinde görülen aknenin de çoğu zaman en sinsi tetikleyicisi bu yapay kokulu kimyasal temizlik ürünleri oluyor.

Araştırmaların da desteklediği gibi akneye meyilli ve hassas cilde sahip kişilerin sentetik boya ve parfüm içeren tüm temizlik ve bakım ürünlerinden uzak durması öneriliyor. Bunun yerine “hipoalerjenik” etiketli, kokusuz ve mümkünse doğal bazlı temizlik ürünleri tercih etmek veya temizlik ürünlerinin kalıntı bırakmaması için çamaşır makinesini çift durulama modunda çalıştırmak gerekiyor.

2. Telefonunuzda biriken bakteriler

Her gün, her saat, her ortamda kullandığımız ve birçok farklı zemine maruz bıraktığımız telefonlarımız doğal olarak çeşitli bakterilere, kire, yağa ev sahipliği yapıyor. Bu da aslında telefon ile cildimiz arasındaki her teması, özellikle uzun telefon konuşmalarını, bakteri geçişine dönüştürüyor. Araştırmalara göre telefon ekranlarımız akneye ve cilt enfeksiyonlarına neden olduğu bilinen Staphylococcus aureus isimli bir bakteriyi taşıyabiliyor. Uzun süreli kullanma ile gittikçe ısınan ve neme maruz kalan telefonlar da bakterilerin üremesi ve çoğalması için en ideal ortamı oluşturuyor. Tüm bu durumlar telefonların basit bir temas ile biriktirdikleri tüm bakteri ve yağı cilde aktarmasına, gözenekleri tıkamasına ve akneyi tetiklemesine yol açıyor. Hatta dermatologlar, telefonların cilde sürtünmesinden ve bakteri aktarmasından kaynaklanan bu akne türünü “mekanik akne” adı altında değerlendiriyor.

Mekanik akneyi önlemenin yolu da her gün telefon ekranlarını alkol bazlı bir dezenfektan ile silmekten geçiyor. Aynı zamanda telefon görüşmelerini kulaklıklardan yapmak da telefonların cilde temasını büyük ölçüde azaltıyor.

3. Çarşaflardaki ölü deriler

Aynı telefonlar gibi yatak çarşafları da zaman içinde ölü deri, yağ, ter, kir biriktirebiliyor ve bakterilerin üremesi için ideal bir ortam oluşturabiliyor. Cildin uyku süresi boyunca bu birikintiye maruz kalması gözeneklerin tıkanmasına ve akne oluşumunun tetiklenmesine yol açabiliyor. Aynı telefon gibi gece boyunca yaptığımız hareketler, sürtünme ve ısı oluşturarak bakterilerin cilde daha çok nüfus etmesine, cilt bariyerinin ise zarar görmesinde neden olabiliyor.

Yatak çarşaflarının tetiklediği akneyi önlemenin yolu da çarşafları daha sık ve hipoalerjenik temizleyiciler ile yıkamaktan geçiyor. Buna ek olarak ipek ve saten çarşaf setleri kullanmak da cilt üzerinde kotona göre daha az sürtünme yarattığı için cilt bariyerini korumaya yardımcı oluyor. Uzmanlar özellikle akneye yatkın kişilerin yastık çarşaflarını en az haftada 2 kere değiştirmesini öneriyor.

4. Yıkanmamış makyaj malzemeleri

Makyaj fırçaları ve süngerleri, özellikle nemli bırakılır veya banyo gibi nemli ortamlarda tutulursa, bakteri üremesi için en ideal ortamları oluşturuyor. Hatta yapılan araştırmalara göre makyaj süngerlerinin üzerinde E.Coli olarak bildiğimiz Escherichia coli isimli çok zararlı bir bakteriye bile rastlanabiliyor. Sıklıkla kullanılan makyaj fırçaların üzerinde aynı zamanda makyaj kalıntıları, ciltten geçen yağlar, ölü deriler de birikebiliyor. Akne oluşumu için ideal bir reçete oluşturan makyaj fırçaları ve süngerlerinin düşündüğümüzden çok daha sık ve özenli şekilde temizlenmesi gerekiyor. Dermatologlar kullandığımız fırça ve süngerleri nazik bir nemlendirici, ılık bir su ile haftada en az 1 kere temizlememiz gerektiğini söylüyor. Aynı zamanda fırçaları çok iyi kuruttuğumuzdan ve nemli bırakmadığımızdan emin olmamızı da ekliyorlar.

5. Evde biriken toz ve hayvan tüyü

Ev tozu ve varsa evcil hayvanların etrafa yaydıkları tüyler ciltteki enflamasyonu arttırarak özellikle hassas ve akneye yatkın ciltlerin alevlenmesine neden olabiliyor. Toz, alerjen gibi küçük kirletici partiküllerden oluşuyor ve aynı yaşam alanlarının üzerine oturduğu gibi cildin üzerine de yerleşip gözeneklerin tıkanmasına sebep olabiliyor. Evcil hayvanlardan yayılan tüy, ölü deri, salya da yaşam alanlarına yayılabiliyor, cilt ile temasa geçtiğinde hassasiyet yaratabiliyor. Bu nedenle temiz; tozlardan ve tüylerden arınmış bir yaşam alanı, cilt sorunlarının hafifletilmesinde önemli bir rol oynuyor. Tozu ve tüyü azaltmanın en iyi yolu da sıklıkla yaşam alanlarını süpürmekten, hava temizleyicileri kullanmaktan ve varsa evcil hayvanlarımızın bakımını ihmal etmemekten geçiyor.



Burcu Erbaş

Burcu Erbaş, 2024 yılında Domus Academy Milano'da Visual Brand Design alanında yüksek lisansını, 2020 yılında ise Galatasaray Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi lisansını tamamladı. Live to Bloom'da dört yıldır içerik ve proje yöneticisi olarak görev yapan Burcu platformun görsel iletişiminde de aktif olarak rol alıyor. İyi yaşam alanında yazdığı içeriklerinde özellikle bütünsel...



BLOOM SHOP