YAZAN: BURCU ERBAŞ

Bedenimizin tümü kronolojik yaşımızla aynı seviyede yaşlanmıyor. Hayatta olduğumuz seneye göre 30 yaşında olmamız kalbimizin, ciğerlerimizin, böbreklerimizin hatta hücrelerimizin de 30 yaşında olduğu anlamına gelmiyor. Çoğu zaman hayatımızı nasıl sürdürdüğümüze yani çevresel etmenlere göre ya bizden daha genç ya da daha yaşlı olan organlarımız nasıl bir yaşlılık sürdüreceğimizi, hayat kalitemizi direkt olarak etkiliyor. En az kronolojik yaş kadar biyolojik yaş alımdan en çok etkilenen organların başında da kalbimiz geliyor. Kalbimizin kaç yaşında olduğu ise kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskimizi belirliyor. Eğer ki kalbimiz bizden yaşlıysa yaşam tarzı alışkanlıklarımızı ve çevresel faktörlerimizi ciddi anlamda gözden geçirmemiz gerekiyor. Sizin için kardiyovasküler yaş nedir ve nasıl azaltılabilir sorularını yanıtladık.


Kardiyovasküler yaş nedir?

Kardiyovasküler yaş kalbin ve büyük atardamarların kronolojik yaşa oranla kaç yaşında olduğuna dair bilimsel destekli tahmin yürütüyor. Uzun vadede kalp ve dolaşım sağlığını anlamak ve potansiyel hastalık risklerini ölçmek için kullanılıyor. Aşağıdaki kıstaslara göre hesaplanıyor:

  • Tansiyon.
  • Kolesterol.
  • Kan şekeri ve insülin direnci.
  • Beden kitle indeksi. (BMI)
  • Sigara kullanımı.
  • Fiziksel aktivite seviyesi.
  • Ailedeki kalp ve damar hastalıkları geçmişi.

Yukarıdaki nedenler yani kötü yaşam tarzı alışkanlıkları kümülatif olarak 30 yaşındaki bir kişinin 40 yaşındaki, 40 yaşındaki bir kişininse neredeyse 60 yaşındaki bir kişinin kalbine sahip olmasına neden olabiliyor. Kronolojik yaşa oranla böylesi büyük farklar da kişilerin kalp hastalıklarına yakalanma riskini ciddi oranda yükseltebiliyor.

ABD’de de yapılan bir araştırmaya göre 4 kişiden 3’ü kronolojik yaşından daha yüksek bir kalp yaşına sahip. Hatta bu fark ortalama 7 yaş olarak görülüyor. Bu da demek oluyor ki bazı insanların kardiyovasküler yaşları kronolojik yaşlarından alarm verici düzeyde yüksek seyrediyor.

Neden kardiyovasküler yaş kronolojik yaştan hızlı ilerleyebilir?

Kardiyovasküler yaşın kronolojik yaştan daha hızlı ilerlemesine aşağıdaki faktörler katkıda bulunuyor:

  • Kötü beslenme: Rafine şeker, işlenmiş gıda, trans yağ, fazla tuz içeren bir beslenme kan damarlarına zarar vererek kardiyovasküler sağlığı düşürüyor, bedensel enflamasyonu ise yükseltiyor.
  • Sedanter yaşam: Hareketsiz bir yaşam sürmek zamanla kalp kaslarının ve dolaşımın zayıflamasına, kilonunsa artmasına neden olarak kardiyovasküler yaşı büyütüyor.
  • Kronik stres: Uzun süreli yüksek stres seviyeleri tansiyonun ve stres hormonu kortizolün yükselmesine neden olarak kalp ve dolaşım sistemini yormaya başlıyor.
  • Alkol ve sigara: Sigara kullanımı dolaşımdaki oksijen miktarının azalmasına, atar damarların zarar görmesine neden olurken yüksek alkol tüketimi tansiyonun yükselmesine ve kontrolsüz kilo artışına yol açıyor.
  • Metabolik sendrom: Diyabet, insülin direnci, yüksek tansiyon, yüksek kötü kolesterol, düşük iyi kolesterol ve obezitenin bir arada görülebildiği metabolik sendrom kalp hastalıklarına yakalanma riskini ciddi ölçüde arttırıyor.
  • Uykusuzluk: Uzun süreler boyunca uykusuzluk çekmek veya kalitesiz uyku uyumak sirkadiyen ritmi, hormonal dengeyi ve metabolizmayı bozarak insülin direncine, yüksek tansiyona dolayısıyla kalp rahatsızlıklarına yol açabiliyor.

Kardiyovasküler yaş nasıl azaltılabilir?

Nasıl yaşam tarzı seçimlerimiz kalp yaşımızın dengesizce yükselmesine neden oluyorsa doğru yaşam tarzı değişimleri de kalp sağlığının düşmesine, kardiyovasküler sağlığın yükselmesine yardımcı olabiliyor.

Her gün hareket edin.

Düzenli olarak egzersiz yapmak kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskimizi düşürmemizdeki en büyük yardımcımız oluyor. Amerika Kalp Vakfı’na göre her hafta sadece 150 dakikalık orta şiddette aerobik egzersiz yapmak bile tansiyonun, kolesterolün ve insülin direncinin düşmesini sağlıyor. Gün içersinde de uzun süreler aralıksız oturmamaya dikkat etmek, ulaşımımızın çoğunluğunu yürüyerek, bisiklete binerek sağlamak, merdivenlerden çıkmak, kısa yoga veya esneme rutinleri yapmak kalp yaşımızı ciddi oranda düşürebiliyor.

Kalp dostu diyet izleyin.

Dünyadaki tüm beslenme çeşitleri arasında en çok Akdeniz Diyeti‘nin kardiyovasküler hastalıklar yüzünden ölme riskini düşürdüğü görülüyor. Tam tahıllar, zeytinyağı, baklagiller, yeşil sebzeler, turunçgiller ve taze balıklarla simgeleşen bu diyet kalp ve damar sağlığını korumaya yardımcı oluyor. Bu besinler bedene bol miktarda antioksidan sunarak bedensel enflamasyonu kontrol altında tutuyor. Bunun dışında kalp yaşımızı düşürmek için mutlaka işlenmiş, paketlenmiş, trans yağ veya çok yüksek derecelerde rafine şeker ve tuz içeren gıdalardan uzak durmamız gerekiyor.

Her ne kadar doğru beslensek de eğer sigara kullanıyor ve yüksek miktarlarda alkol tüketiyorsak genç bir kalbe sahip olmamız da o kadar imkansızlaşıyor. Kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskimizi düşürmek istiyorsak mutlaka sigarayı bırakmamız, alkolü kontrollü ve ölçülü içmemiz gerekiyor. Amerikan Kalp Vakfı’na göre tolere edilen alkol tüketimi erkekler için günde 2 bardak, kadınlar içinse günde 1 bardak olarak ölçülüyor.

Uyku kalitenize ve stres seviyelerinize dikkat edin.

Her yaşta daha sağlıklı bir kalp için her gün mutlaka 7-9 saat kesintisiz uyku uyumaya özen göstermemiz gerekiyor. Düzenli bir uyku rutinine sahip olmak bedenin sirkadiyen ritmini, hormonal salınımlarını da düzene sokarak metabolik sağlığı yükseltmeye yardımcı oluyor.

Uyku ile bağlantılı olarak yüksek stres seviyeleri de kalp sağlığına fiziksel olarak hasar bırakabiliyor. Gün içerisinde tüm uyaranlara karşı daha dengede ve dayanıklı durabilmek, kalp ritmimizi ve tansiyon seviyelerimizi düşük seviyelerde koruyabilmek için mutlaka stresle başa çıkmamıza yardım eden pratikler edinmemiz gerekiyor. Bu pratiklere örnek olarak mindfulness yani meditasyon, nefes egzersizleri, günlük tutma veya sadece basit bir şekilde güneşin doğuşunu, batışını izlemek, doğada zaman geçirmek, müzik dinlemek, sevdiklerimize sarılmak, onlarla kaliteli vakit geçirmek de verilebiliyor.

Düzenli kontrollerinizi yaptırın.

Kalp sağlığımızı ölçmenin en bilimsel yolu ise biyometrik ölçümlerimizi düzenli olarak takip etmekten geçiyor. Tansiyon, LDL ve HDL kolesterol, trigliserid, açlık şekeri, insülin seviyeleri ve bel çevresi kalınlığı gibi değerler kardiyovasküler yaşı ve riskleri ölçümlemede kullanılıyor.

Bunun dışında bazı dijital algoritmalar kullanıcıya yönelttikleri kişisel sorular ile kalp yaşını hesaplamaya yardımcı oluyor. Ancak bu hesaplamalar uzmanlara göre bilimsel gerçeklikleri yansıtmaktan çok kişiye yaşam tarzının ne denli kalp dostu olduğuna dair bir yorum getirmeye yarıyor. Eğer siz de denemek isterseniz buraya tıklayarak kalp yaşınızı hesaplayabilirsiniz.



Burcu Erbaş

Burcu Erbaş, 2024 yılında Domus Academy Milano'da Visual Brand Design alanında yüksek lisansını, 2020 yılında ise Galatasaray Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi lisansını tamamladı. Live to Bloom'da dört yıldır içerik ve proje yöneticisi olarak görev yapan Burcu platformun görsel iletişiminde de aktif olarak rol alıyor. İyi yaşam alanında yazdığı içeriklerinde özellikle bütünsel...



BLOOM SHOP