Hislerimizle barışsak ya da kendimizi ne kadar tanısak da bazı anlarda duygularımızı sınıflandırmak o kadar kolay olmayabiliyor. İçimizden yükselen karmaşık duyguları anlamlandırmak onları kabul etmek için bir adım olabilir. Karmaşık duyguların nasıl tanımlandığını ve bu duygularla nasıl başa çıkabileceğinizi sizin için araştırdık.
Karmaşık duygular nedir?
Gözyaşlarına boğulmuşken birden gülmeye başlamak, mutlu bir haber aldığımızda aynı anda kaygıya boğulmak ya da yas tutarken dahi hissedebildiğimiz mutluluk… Birbirinden bir o kadar farklı ve yoğun duyguları eş zamanlı hissettiğimizde kafamız karışabiliyor. Siyah ve beyazlarla dolu bir dünyada gri noktalarda kalabilmek, hislerimizde ve düşüncelerimizde netleşememek huzursuzluğa neden olabiliyor. Nostalji, dokunaklı olma hali ve iç çelişki bu tarz farklı duyguların bir arada hissedildiği durumlarda ortaya çıkarken bu deneyimlerimizi işlemek ve çözüme kavuşturmak, neden ortaya çıktıklarını anlamaktan geçiyor.
Cambridge Dictionary’ye göre, eğer bir şey hakkında karmaşık duygulara sahipseniz o konu hakkında hem memnun hem de memnuniyetsiz hissediyorsuz demektir. Ancak karmaşık duyguların bundan daha derin bir doğası olduğunu kabul etmek gerekir. Spektrumun farklı uçlarında sayılabilecek duyguların bir arada hissedildiği anlar, karmaşık duyguların ortaya çıktığı zamanlar olarak tanımlanabilir.
Karmaşık duygular deneyimlediğimizde yaşadıklarımız, ilk bakışta göründüğünden daha girifttir çünkü yaşadığımız duygular ayrı ayrı olarak ortaya çıkar fakat süreç olarak birbirine çok yakın deneyimlenirler. Bu durumun farkına vardığımızda onları gerçekten değerlendirebiliriz. Çoğu zaman duygularımızın ne ile ilgili olduğunu bildiğimizi varsayarız ancak onlar nadiren bu kadar açık ve geneldir. Duygularımız spesifik nesne ve olaylar ile ilgilidir, yani duygularımızı yönelttiğimiz özne değişmezken, duygularımızın doğası değişkenlik gösterir.
Psikolojiye göre ise karmaşık duygular farklı modellerde ortaya çıkabilir. Bu, dört ana model şöyledir:
- Bir duygu önce hissedilir ve yerini zıt olan başka bir duyguya bırakır.
- İki zıt duygu, aynı anda ve farklı yoğunlukta hissedilir.
- Pozitif ve negatif duygular değişkenlikle yükselip alçalır.
- İki zıt duygu bütün deneyim boyunca eşit yaşanır.
Çok sevdiğin birine aynı zamanda çok öfkelenmek, üzüntünün yerini alan şükür duygusu ya da bir başarıdan dolayı mutluluk hissederken bir yandan performans kaygısı duymak bu farklı dinamiklere örnek verilebilir. Aynı deneyime tepki olarak ortaya çıkan bu karmaşık duygular iç çelişki ile de ilişkilendirilir ve gerginliğe sebep olarak bizde negatif bir hal yaratır.
Neden çelişki hissederiz?
Çelişki, bir nesne, deneyim ya da olaya karşı birbirine zıt olan düşünce, tepki, inanç ve hisleri barındırmak olarak tanımlanabilir. Bir deneyime dair takındığımız hem negatif hem de pozitif ögeler içeren tavırlar, içimizde belirsizlik ve kararsızlık doğurur.
Günlük hayatta ortaya çıkan pozitif ve negatif duygular, karşılaştığımız durum ne kadar stresli ise bir o kadar zıtlaşır ve iç içe geçmeye meyillenir. Bu nedenle zıt duygularını anlamlandırabilen ve daha kolay kategorize edebilen kişiler stres faktörlerine karşı daha dayanıklı kalabilir.
Karmaşık duygular sağlıklı olabilir mi?
Koşullara bağlı olarak hem olumlu hem de olumsuz duyguları aynı anda hissetmenin mümkün olduğunu öğrendik. Karmaşık olarak tanımlanabilecek olaylarda, farklı birkaç duygu tek bir duygudan daha uygun bir tepki gibi görünüyor çünkü olayın olumlu ve olumsuz yönleri eş zamanlı olarak daha doğru bir şekilde temsil ediliyor.
Karmaşık duygusal deneyim, stresli durumlarda özellikle faydalı olabiliyor çünkü bu durumlarda olumsuz duygulardan kaçınmak neredeyse imkânsız olsa da denkleme eklenen bir miktar olumlu duygu yaşanan olumsuzluğun iyileştirilmesine ve farklı yönleri ile ele alınmasına yardımcı olabiliyor.
İyiyi ve kötüyü birlikte kabul edebilmenin, bu duygular doğru bir şekilde ve farkındalık ile işlenebildiği zaman bireylerin zor zamanlarıyla yüzleşmelerine ve yaşamlarındaki stres faktörlerinde anlam bularak daha iyi hissetmelerine olanak tanıyabildiği de öne sürülüyor.
Zor olaylar karşısında deneyimlenen olumsuz duygulara eklenen olumlu duyguların, başa çıkma yani coping mekanizmasını artırmada da çok önemli bir rol oynadığı tartışılıyor. Özellikle yas karşısında hem olumlu hem de olumsuz duygulanımları ifade etmenin zamanla kederi azalttığı ve yoğun olumsuz psikolojik duruma olumlu duygular eklemenin baş etme verimliliğini arttırdığı fikrini destekleyen araştırmalar mevcut. Bahsedilen yas fiziksel bir kayıp ya da manevi bir bitiş olabilir fakat bu kayıplar yaşanırken üzüntünün yanında olumlu anıların da hatırlanmasına izin verilmesi yas sürecinin daha sağlıklı geçmesine yol açıyor.
Karmaşık duygular ve suçluluk
Karmaşık duygular çoğunlukla beraberinde suçluluk duygusunu da doğurabiliyor. Çok mutluyken hissedilen acı ya da büyük bir kayıp içerisinde bile mutlu anlarımızı yakaladığımızı görmek kendimize sert ve eleştirel yaklaşmaya neden olabiliyor. Bu anlarda kendimize ve hissettiklerimize karşı şefkatle yaklaşıp hislerimizin çok yönlü doğasına sırtımızı dönmemek en doğrusu olur. Son zamanlardaki araştırmalar özellikle tedavi süreçlerinde mutluluk ve üzüntünün eş zamanlı bir karışımını deneyimlemenin iyileşme sürecine katkısı olduğunu gösteriyor.
İçimizde yaşadığımız çelişki ya da suçluluk gibi durumları birbirinden ayırmayı ve tetiklendiğimiz noktaları daha iyi araştırmayı öğrenmemiz karmaşık duyguların sonuçlarını kontrol edebilmemize yardımcı olabilir. “Mutluluğum tam olarak olayın hangi kısmına yönelik? Peki ya mutsuzluğumu, öfkemi, korkumu deneyimimin hangi kısmı besliyor?” Bu gibi duygusal zekayı geliştirmeye yönelik sorular duygularımızı sağlıklı bir biçimde işlemek ve karmaşık hallerle baş edebilmek için fayda sağlayabilir.