Ketojenik diyet, son yılların ilgi odağı oldu. Bu yazının okuyucuları olarak eminim sizler de ketojenik diyeti en az bir kez denemişsinizdir veya yakın zamanda denemeyi planlıyorsunuzdur. Bu diyeti trend diyetlerden ayıran en büyük özelliği 1920’lerden beri doktorlar tarafından epilepsi gibi ciddi hastalıkların tedavisinde kullanılmış olması. Hastalık tedavisinde kullanılan bu diyetin kilo kaybını sağlaması bir yan etki olarak ortaya çıkıyor. Günümüzde kilo verme amacıyla düşük karbonhidrat, yüksek oranda sağlıklı yağlar tüketilmesi ketojenik diyet adıyla sunuluyor. Bu diyet sayesinde vücut enerji için yağ yakmaya zorlanıyor ve kilo kaybı teşvik ediliyor. Bu yazımda ketojenik diyetlerin kadın sağlığına etkilerini gösteren güncel araştırmalardan bahsedeceğim.
Ketojenik diyet ile kilo kaybı kadınlarda olumlu etkiye sahip mi?
Geçmişte yapılan araştırmalarda bu diyetin etkinliği ve güvenliği yalnızca erkek denek veya hayvanlarda (çoğunlukla fareleri) test edilmişti. Bu nedenle bazı görüşler ketojenik diyetin kadınlar için de aynı derecede işe yarayabileceğine şüpheyle yaklaşıyor. Bunun nedeni kadın hormonlarının çoğu diyet ve yaşam tarzı değişikliğine karşı daha hassas olma eğiliminde olması. Kilo kaybının hormonları etkilemesi ve kadınların çok daha fazla hormon sorunu olması araştırmaların kadın denekler ile de yapılmasını gerekli kılıyor.
Güncel araştırmalar ile ketojenik diyetin kadın sağlığı üzerine etkileri
Ketojenik diyetin kadınlarda kilo kaybına olan etkisi
Araştırmalar, ketojenik diyetin yağ yakımını artırarak, kalori alımını ve insülin gibi açlığı teşvik eden hormonları azaltarak kilo kaybına yardımcı olabileceğini gösteriyor. Örneğin, yumurtalık veya endometrium kanseri olan 45 kadın üzerinde 2018’de yapılan bir çalışmada, 12 hafta boyunca ketojenik bir diyet uygulayan kadınların toplam vücut yağlarının önemli ölçüde azaldığı ve düşük yağlı, yüksek lifli bir diyete atanan katılımcılara göre %16 daha fazla göbek yağı kaybettiği bulundu.
2018’de yapılan ve 12 obezite hastası kadının katıldığı başka bir çalışma, 14 hafta boyunca düşük kalorili ketojenik diyet uygulamanın vücut yağını ve yemek yeme isteğini önemli ölçüde azalttığını, cinsel işlevi iyileştirdiğini göstermiş. 2023 yılında, PCOS ile yaygın olarak ilişkilendirilen hormonal dengesizliklerin 45 günlük kısa süreli ketojenik diyet ile potansiyel olarak iyileştiği raporlandı.
Ketojenik diyetin kadınlarda kan şekeri kontrolü üzerine etkileri
Tip 2 diyabet hastaları veya yüksek kan şekeri olan kişiler, karbonhidrat alımını toplam kalorinin %10’undan daha azıyla sınırladığı için ketojenik diyete ilgi duyabilir.
Obezite ve Tip 2 diyabeti olan 58 kadının katıldığı bir çalışma, düşük kalorili ketojenik diyetin standart bir düşük kalorili diyete göre önemli ölçüde daha fazla kilo kaybına, açlık kan şekeri ve HbA1c*’de azalmaya neden olduğunu gösterdi. (*HbA1c, uzun vadeli kan şekeri kontrolünün bir göstergesidir.)
2019’da 26 yıllık Tip 2 diyabet ve depresyon geçmişi olan 65 yaşındaki bir kadın üzerinde yapılan vaka çalışması, psikoterapi ve yüksek yoğunluklu egzersizle birlikte 12 hafta boyunca ketojenik diyet uyguladıktan sonra HbA1c’nin diyabetik aralığın dışına düştüğünü gösterdi.
Ketojenik diyet uzun süre uygulanabilir mi?
Araştırmalar kısa vadede yağ kaybını artırmak için ketojenik diyetin kullanımını desteklese de kilo kaybı üzerindeki uzun vadeli etkilerini araştıran çalışmalara ihtiyacımız var.
Bazı veriler ketojenik diyetin kilo vermeyi teşvik edici faydalarının 5 ay civarında düştüğünü ve bunun kısıtlayıcı doğasından kaynaklanabileceğini öne sürüyor.
Ketojenik diyet kimler için uygun değildir?
Karaciğer rahatsızlığı bulunan, safra kesesi alınan, Tip 1 diyabeti olan, böbrek taşı geliştirmeye meyilli, hamile, emziren kadınlar, yeme bozukluğu olan veya 15 yaşın altındaki bireyler için uygun değildir.
Ketojenik diyetin potansiyel riskleri nelerdir?
- Besin eksikliği: Çok çeşitli sebze, meyve ve tahıl yenmediğinde selenyum, magnezyum, fosfor, B ve C vitaminleri de dahil olmak üzere mikro besin maddelerinde eksiklik riski altında olabilirsiniz.
- Karaciğer sorunları: Metabolize edilecek çok fazla yağ olduğundan, diyet mevcut karaciğer rahatsızlıklarını daha da kötüleştirebilir.
- Böbrek sorunları: Böbrekler proteinin metabolize edilmesine yardımcı olur. Ketojenik diyetin böbreklere aşırı yüklenebileceği görüşü de bulunmaktadır.
- Kabızlık: Tahıl ve baklagiller gibi lifli gıdalar az olduğu için kabızlıklığa sebep olabilir.
- Bulanık düşünme ve ruh hali değişimleri: Beynin çalışması için sağlıklı karbonhidratlardan gelen şekere ihtiyacı var. Düşük karbonhidratlı diyetler kafa karışıklığına ve sinirliliğe neden olabiliyor.
Ketojenik diyet, oldukça kısıtlayıcı bir diyettir ve etkinliği ketozisin sürdürülmesine bağlıdır. Bu nedenle bu diyeti uzman bir diyetisyen, doktor veya sağlık uzmanı eşliğinde uygulamanız gereklidir.
Ketojenik diyet takip ederek kısa sürede başarıya ulaşabilirsiniz. Ancak birkaç aydan fazla uzun süre sürdürülebilecek bir diyet değildir. Uzun vadede Akdeniz diyeti gibi daha az kısıtlayıcı, besleyici ve sürdürülebilir bir diyete geçiş yapmanızı öneririm.