Mavi Bölge, ortalama yaşam süresinin dünyanın diğer bölgelerine göre önemli oranda daha uzun olduğu coğrafi bölgelere deniliyor. Bu bölgedeki insanlar dünya ortalamasından 10 yıl kadar daha fazla yaşıyorlar. Mavi Bölge halkının yalnızca ömürleri daha uzun değil aynı zamanda yaşam kaliteleri de daha iyi oluyor. Mavi Bölge halklarının kronik bir hastalığa sahip olma oranı dünya ortalamasının altında seyrediyor. Ortalama sağlık harcamaları da diğer bölgelerle karşılaştırıldığında oldukça düşük kalıyor. Mavi Bölge’de yaşayan insanların daha sağlıklı ve uzun bir ömür sürmesinin arkasındaki neden ise alışkanlıkları ve beslenme biçimleri gösteriliyor.
Mavi Bölge nedir?
Dünyada şu anda beş tane Mavi Bölge mevcut. Bu bölgeleri belirleyen ve yaptıkları demografik araştırmalar ile Mavi Bölge terimini ilk oluşturanlar ise bilim insanları Gianni Pes, Michel Poulain ve Dan Buettner. İtalya’nın Sardinya adasındaki 100 yaşının üstünde insan sayısının çok fazla olduğunu fark eden araştırmacılar, dünya üzerinde bu tarz diğer bölgeleri araştırmaya başlıyorlar. Bu çalışmaların sonucunda yaşam ortalamasının dünya ortalamasının önemli bir oranda üstünde kaldığı 5 tane Mavi Bölge tespit ediliyor.
1. Sardinya, İtalya
Dünyanın en uzun yaşayan adamına ev sahipliği yapmış olan bu bölgede genellikle baklagiller, tahıl, sebze ve meyve ile besleniliyor. Bu bölgede et genellikle sadece pazarları olmak üzere haftanın bir günü tüketiliyor. Sardinya halkı şarabı da beslenme düzenine dahil ediyor ve bu bölgedeki çoğu kişinin bir şarap tüketimi olduğu biliniyor.
2. Okinawa, Japonya
Okinawa dünyanın en uzun yaşayan kadınının bulunduğu şehir. Yerlilerin öne çıkan beslenme alışkanlıklarından biri sofradan tam doymadan kalkmaları. Bu halkın öğünlerini tamamen tokluğa ulaşmadan bitirdiği biliniyor. Balık, soya ve ölçülü miktarda pilav da Okinawa’da yaşayanların beslenmelerine sıkça dahil ettikleri ürünler oluyor.
3. Loma Linda, Kaliforniya
Amerikan’ın Loma Linda bölgesinde yaşayanlar ortalama bir Amerikalıya göre daha uzun ve kaliteli yaşıyor. Beslenmelerinin çoğunu sebze ve kuruyemişler oluşturuyor. Et tüketimleri neredeyse hiç olmayan bu halk protein ihtiyacını genelde balık ve deniz ürünleri yiyerek karşılıyor.
4. Nicoya Yarımadası, Kosta Rika
Mavi Bölge terimini bulan Dan Buettner’ın araştırmasına göre Nicoya yarımadasında yaşayanlar ortalama sağlık harcamaları bir Amerikalının sağlık harcamasının yalnızca yüzde 15’ini oluşturuyor. Bu yarımadadaki insanlar genellikle işlenmiş gıdalar tüketmiyor ve akşam yemeklerini hafif beslenerek geçiriyor. Tropik meyveler beslenmelerinde önemli bir yer kaplıyor.
5. Ikarya Adası, Yunanistan
Ikarya adasında yaşayanların kalp hastalığı ve kansere yakalanma riski dünya ortalamasının yaklaşık yüzde 20 altında seyrediyor. Yunanistan’ın bu bölgesinde yaşayanlar Akdeniz tipi bir beslenme uyguluyor. Sebze, meyve, tahıl ve baklagiller beslenmelerinin temelini oluşturuyor. Zeytinyağı ise sıkça kullandıkları bir başka ürün. Bu bölgede de şarap yerel halk tarafından ortalama bir düzeyde tüketiliyor.
Mavi Bölge diyeti
Akdeniz diyetine benzer bir yaklaşım sürdüren Mavi Bölge diyeti listedeki beş bölgede yaşayan insanların beslenme tarzından esinlenilip oluşturulmuş bir diyet tipi. John Hopkins Hastanesi’nde genel cerrahi uzmanı olan Dr. Selvi Rajagopal, Mavi Bölge diyetinin çoğunlukla meyve ve sebze ağırlıklı bir beslenme şekli olduğunu vurguluyor. Bu beslenme şeklinde tahıllar ve kuruyemişler sıkça tüketilirken et, süt ürünleri ve diğer hayvansal gıdaların tüketimi kısıtlanıyor.
American Journal of Lifestyle Medicine’da yayınlanan bir araştırmaya göre beş Mavi Bölge’de de ortak uygulanan bazı beslenme ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları bulunuyor. Bu örtüşmelere bakılarak da Mavi Bölge diyeti aşağıdaki gibi şekillendiriliyor:
- Yüzde 80 kuralı: Mavi Bölge’de yaşayan insanların günlük besinlerinin çoğunu günün erken saatlerinde aldığı ve günün geri kalanının ufak öğünlerle geçirdiği biliniyor.
- Sebze ağırlıklı beslenme: Mavi Bölgelerde yaşayan insanların beslenmelerinin yüzde 95’ini sebzelerin oluşturduğu biliniyor. Sebzenin yanında sıkça tükettikleri bir diğer besin türü ise baklagiller. Örneğin fasulye ve mercimek Mavi Bölge halklarının beslenmelerine bol miktarda dahil ettiği gıdaların başında geliyor.
- Et ürünlerinin nadiren tüketilmesi: Mavi Bölge’de yaşayanların bir diğer ortak beslenme alışkanlığı ise et ürünleri ve hayvansal gıda tüketimlerinin dünyanın çoğu bölgesine kıyasla daha az olması. Bu bölgelerde et ürünleri ayda ortalama 5 kere tüketiliyor. Bölge halkları protein ihtiyaçları için et ürünleri yerine genellikle balık tercih ediyor.
Alkol tüketimi
Mavi Bölge insanları alkolü diyetlerine dahil ediyorlar. Çoğunluk ortalama seviyede bir alkol tüketimi olduğunu ve özellikle şarap tercih edildiğini belirtiyor. Bölgedeki alkol tüketenlerin ortalama ömrü ise almayanlara göre daha uzun seyrediyor!
Kompleks karbonhidratlar
Mavi Bölge insanları karbonhidrat kısmaya yönelik bir beslenme şekli uygulamıyor. Hatta karbonhidratlar beslenmelerinde önemli bir yer tutuyor. Genellikle kompleks karbonhidratları tüketmeleri uzun ve sağlıklı yaşamalarının bir nedeni olarak gösteriliyor. Bu besinlere örnek olarak tam tahıllı gıdalar gösterilebiliyor. Bölge halkları tarafından sıkça tüketilen bir diğer kompleks karbonhidrat ise tatlı patates!
Fermente süt ürünleri
Mavi Bölge halkının süt ve süt ürünleri tüketimi de oldukça az. Genellikle süt ürünü tüketecekleri zaman tercihlerini fermente olanlardan yana kullanıyorlar. Laktik asit fermantasyonu sonucu elde ettikleri ev yapımı peynirleri sıklıkla tüketiyorlar. Yoğurt da Mavi bölgede yaşayanlar tarafından tüketilen bir fermente gıda.
Mavi Bölge diyeti neden uzun yaşam ile ilişkilendiriliyor?
Mavi Bölge diyetinin bağırsak sağlığını koruduğu için insan ömrü ve kalitesiyle ilişkisi olduğu belirtiliyor. Bu diyette sıkça tüketilen sebze, meyve ve kompleks karbonhidratlar günlük bazda alınan lif ve prebiyotik oranını epeyce yükseltiyor. Prebiyotikler, bağırsağın alt kısmında iyi bakterileri besleyerek vücuttaki mikrobiyom çeşitliliğini arttırıyor. Mavi Bölge diyetinde tüketilen fermente gıdalar vücuda probiyotik desteği de sağlıyor. Probiyotikler doğal peynir ve kefir gibi gıdalarda bol miktarda bulunuyor. Yararlı bakterilerin bağırsak içinde oluşmasına ve çoğalmasına destek veren prebiyotik ve probiyotikler bağırsak fonksiyonunu düzenleyerek sindirimin hızlanmasını sağlıyor. Aynı zamanda antienflamatuar proteinlerin (sitokin) üretimini destekleyerek enflamasyonun azalmasına yardımcı oluyor.