Türkçe’ye bayılıyorum. Özellikle yabancılara bir şakayı ya da deyimi çevirmeye çalıştığımda nasıl hüsranla sonuçlandığını gördükçe dilimizin güzelliğini ve zenginliğini yeniden fark ediyorum.
Ancak konu Mindfulness olunca, Mindfulness öğreten dostlar ne der bilmiyorum ama “farkındalık” ya da “bilinçli farkındalık” kelimeleri tam olarak içime sinmiyor. Farkında olmayı o kadar değişik alanda kullandık ki bugüne kadar, aklım hep oralara kayıyor.
İleride belki bu durum değişir ve Mindfulness’ı anlatmak için daha güzel bir ifade buluruz. Ama şimdilik içime sinen anlatım şekli, Mindfulness’ı İngilizce olarak “Forgetfulness” yani unutkanlığın tam tersi olarak tanımlamak. Çünkü Mindful bir kişi, daha uyanık biri demektir.
İlginizi çekebilir: Duyuları Harekete Geçirme Sanatı: Mindfulness
Mindful olmak ne demek?
Uyanık olan biri neyi farklı yapar? Gün içinde herkes gibi o da bir sürü şey yaşar. Ama artık farklı şekilde yönetir. Mesela işte bir e-posta okur, zor bir e-postadır, parmakları klavyeye gider, belki sonradan pişman olacağı şeyler yazmak üzeredir. Derken, “Bir dakika!” der Mindful biri. Ne yapmak üzere olduğunun farkına varır. “Ben en iyisi birkaç derin nefes alayım, o da yetmezse çıkıp biraz hava alayım sonra yazarım.” der.
Ya da trafikte sıkışır, toplantıya geç kalacaktır. Stres dalgası büyümeye başlamışken “Bir dakika!” der Mindful biri. “Bu durum üzerinde bir kontrolüm yok. Hem dünyanın sonu değil. Dur bir kaç derin nefes alayım. Beni bu ana getirecek işaretlere bakayım.” der. Camı açar, derin birkaç nefes alır, gideceği yeri arar ve geç kalacağını haber verir.
Veya işte yemek arasındadır. Eskiden yemeğinden bir lokma aldıktan sonra zihninde binbir tilki, planlama ile o yemekten bir şey anlamazken, şimdi “Bir dakika!” der Mindful biri. “Şu anda yemeğimi yiyorum. Tabağıma bir bakayım, her lokmanın tadını çıkarayım sonra düşünürüm.” der.
Ya da güzel bir an yaşanmaktadır. Mesela güzel bir manzaranın yanından geçmektedir. O güzelliği fark eder. Vakti varsa durur, tüm hücreleri ile o manzaranın karşısında var olur, tüm duyularıyla onun tadını çıkarır ve yoluna öyle devam eder.
İlginizi çekebilir: Anda Kalmak Neden Daha İyi Hissettirir?
Mindful biri anların içindeki güzelliklere ve zorluklara karşı kayıtsız değildir.
Güzele zaman ayırmak, onu tüm duyularıyla hissetmek için alan yaratır. Zor anlarda kendisine neyin yardım edeceğini hatırlar. Hayata ve olanlara karşı tepki değil, yanıt verir.
Aynı spor salonunda kasları çalıştırmak gibi, zaman ayırarak Mindfulness uygulamaları yapar. Zihnini anlarda uyanık olması için eğitir. Zihnindeki o uyanıklık kasını, hatırlayan hayali kası düzenli olarak çalıştırır. Ve gün içinde o hayali kas kendiliğinden çalışarak “şu anda” ne olduğuna bakmaya davet eder onu. Spontane bir şekilde olur bu, kendisi anda olanlara uyanmak için fazla çaba sarf etmez.
Mindfulness uygulayan birinin hayatında yukarıda saydığımız gibi birçok örnek vardır. Bu liste böyle uzar gider. Mindfulness çalışan biri onu anları yönetmek için kullanır. Uyanıktır, önce kendine sonra yaşama karşı uyanıktır ve onun her gününde onlarca “Bir dakika!” dediği an vardır.