YAZAN: BURCU ERBAŞ

Dünya popülasyonu -büyüklüğü bir yana- içerisinde çok geniş bir çeşitlilik ve zenginlik de barındırıyor. Bir insan diğerine asla tamamen benzemiyor. Her birimiz çok farklı fiziksel, zihinsel, duygusal özelliklerle hayata geliyor, kendimizi geliştiriyor, çevremizi bizi biz yapan unsurlarla değiştiriyor ve etkiliyoruz. Tüm bu farklılıklarımız da hayatı çok daha zengin, ilginç ve yaşanabilir kılıyor. Nitekim insanların birbirlerinin aynısını olmasını bekleyen modern hayat işleyişi, “normal” adı verilmiş birtakım yetilere sahip olmayan kişilerin gündelik yaşamlarında zorlanmasına neden oluyor. Bu durum özellikle nörodivers zihinler yani standardın dışında düşünen ve hareket eden zihinler için daha da kısıtlayıcı olabiliyor. Yaşamın her alanında daha çeşitli ve kapsayıcı olabilmek için hepimizin bizlerden farklı olan kişileri daha iyi anlayabilmesi ve empati kurabilmesi gerekiyor. Bu doğrultuda sizin için nöroçeşitlilik nedir sorusunun yanıtlarını araştırdık. Eğer nörodivers bir zihniniz varsa veya olduğunu düşünüyorsanız kendinizi modern yaşamın karmaşasında nasıl sakinleştirebileceğinizin ipuçlarını da paylaştık!


Nöroçeşitlilik nedir?

Eğer bir beyin düşünme, öğrenme, tepki verme gibi fonksiyonlarını “normal” veya “tipik” şekilde gerçekleştirmiyor ve farklı şekillerde çalışıyorsa buna nöroçeşitlilik deniyor. Geçmiş zamanlarda bir hastalık veya zihinsel sağlık sorunu olarak görülse de yeni çalışmalar nöroçeşitliliğin kişilerin hayatlarını negatif yönde etkileyecek sağlık sorunları olmadığını söylüyor. Aksine nöroçeşitlilik kimi durumlarda sosyal avantaj dahi sağlayabiliyor. Örneğin başarıları, zekaları ve yaratıcılıkları ile hem kendi zamanlarında hem de sonrasında dünya çapında ses getiren nörodivers kişilerden bazıları aşağıdaki gibi sıralanıyor:

  • Albert Einstein
  • Marie Curie
  • Van Gogh
  • Nikola Tesla
  • F. Scott Fittzgerald
  • Greta Thunberg
  • Anthony Hopkins
  • Temple Grandin

Artık problem olarak da görülmeyen nöroçeşitlilik “farklı öğrenme ve işleme metotları” olarak değerlendiriliyor.

Nörodivers olmak ne demek?

1997 yılında sosyolog Judy Singer tarafından ilk defa kullanılan nöroçeşitlilik ve nörotipik terimleri beyni, işleyişine göre 2 kategoriye bölüyor: Beyni standart ve tipik şekilde işleyenler ve beyin işleyişi herkesten farklı ve özgün olan bireyler.

Nörotipik beyne sahip kişiler standartlar içerisinde olduğu için tabii ki bu sıfatlandırmaya pek de ihtiyaç duymuyor. Öte yandan nörodivers beyinler farklı işleyişleri nedeniyle nörotipiklik üzerinden kurgulanan modern hayatın temposunda zorluk çekebiliyor. Farklı alt kategorilere sahip olan ve farklı şiddetlerde görülebilen nöroçeşitlilik aşağıdaki gibi özetlenebiliyor:

1. Otizm

Kendi içerisinde bir spektruma sahip olan otizm, sahip oldukları özellikler ve ihtiyaç duydukları yardıma göre farklılık gösterebiliyor. Buna rağmen otizm her durumunda sosyalleşme sorunları, tekrar eden davranışlar, konuşma zorlukları yaratan bir tablo çiziyor. Spektrum içerisinde ise otizmli kişiler kendilerine özgü şekilde düşünüyor, duyuları işliyor, hareket ediyor, iletişime geçiyor ve sosyalleşiyorlar.

2. ADHD

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, kısaltılmış hali ile ADHD, kendi duygularını, düşüncelerini, davranışlarını işleme ve odaklanabilme zorlukları yaşayan kişilerde görülüyor. Güçlü duygular hissederken anormal tepkiler vermek, kısa sürede dikkatin dağılması, huzursuzluk, ilgisizlik, organizasyon konusunda zorlanma ADHD altında görülebiliyor. Nitekim bu kişiler aynı zamanda enerjik, eğlenceli, diğer kişilere oranla daha hassas ve kutunun dışında düşünebilme yetisine de sahip oluyor.

3. Disleksi

Konuşma, yazma ve okuma fonksiyonlarında farklılık bulunmasına disleksi deniyor. Belirli harfleri birbirine karıştırmak, kelimeleri cümle içerisinde sıralarken, yeni kelime öğrenirken, kelimeleri telaffuz ederken zorlanmak disleksi içerisinde değerlendiriliyor. Görsel algılamada ise diğer insanlardan daha yüksek becerileri ve büyük resmi görme gibi güçlü yönleri olan disleksik kişiler aynı zamanda yüksek çevresel farkındalığa ve yaratıcılığa sahip oluyor.

4. Diğer türler

Yukarıdaki 3 kategoride değerlendirilmeyen diğer nöroçeşitlilikler ise şu şekilde sıralanıyor: Tourette sendromu, sinestezi, Down sendromu, bipolar sendromu, obsesif kompulsif bozukluk, borderline kişilik bozukluğu, şiddetli anksiyete ve depresyon gibi kronik zihinsel sağlık hastalıkları.

Bir kişi yukarıdaki tanıları almamışsa bile nörodivers olabiliyor. Çoğu zaman toplumun dışında özelliklere sahip olmak aidiyet yerine dışlanma yarattığı, nörotipik kişiler tarafından anlaşılması ve anlamlandırılması zor olduğu için fark edilmeden sürüp gidebiliyor.

Nörodivers beyinler nasıl sakinleşebilir?

Dünya popülasyonunun yüzde 15 ila 20’sinin nörodivers olduğu tahmin ediliyor. Peki her tür sosyal normun nörotipik kişiler için yaratıldığı dünyamızda nörodivers kişiler nasıl daha iyi adapte olup zihinlerini sakinleştirebilirler?

  • Egzersiz: Fiziksel aktivite beyne giden temiz kan akışının artmasını, mutluluk hormonu endorfinin ve çeşitli nörotransmitterlerin bir arada salgılanmasını sağlar. Nörodivers beyinler için de farklı duyusal deneyimleri bir arada sunan dans, yürüyüş, yüzme, bisiklete binme, pilates, koşu gibi egzersizler konsantrasyonun ve iyi olma halinin artmasına yardımcı olur. Eğer bu aktiviteler sosyal gruplar içerisinde yapılıyorsa duygusal denge hali, odaklanma kapasitesi, dikkat süresi iyileşebilir ve iletişim becerileri güçlenebilir.
  • Nefes pratikleri: Dağılan zihinlerin toparlanması, sinir sisteminin dengelenmesini sağlar. Özellikle nefesin bedende yarattığı fiziksel etkinin farkındalıkla takip edildiği nefes pratikleri zihnin yeniden bedene geri dönmesinde çok etkilidir.
  • Kendini ifade etme: Zihinde olan biteni ister konuşarak ister yazarak ister dans ederek ister resim çizerek veya müzik yaparak dışa aktarmak iç dünyanın rahatlamasına yardımcı olur.
  • Öz şefkat ve kabul pratikleri: Günün sonunda yaşamın nörotipik beyinler için tasarlandığını kabul etmek ve farklı düşündüğümüz için sorunun bizde değil, bizi tek düzeye indiren sistemlerde olduğunu fark etmemiz gerekiyor. Nöroçeşitlilik iyileştirilmesi gereken bir sağlık sorunu veya bir engel değil. Bizi biz yapan özelliklerimizden sadece bir tanesi.


Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP