Günümüzde kadınlar tüm iş gücünün yüzde 50’sini oluşturuyor. Bu kadınların yüzde 85’inin kariyerleri boyunca en az bir kere hamilelik yaşayacağı tahmin ediliyor. Rakamlar çalışan anneler için bu denli yüksekken neredeyse hiçbir çalışma kültürü hamileliğe ve anneliğe hazır değil. Son 10 yıl içerisinde Amerika Birleşik Devletleri’nde 50 binden fazla hamile çalışan iş yerlerinde ayrımcılığa uğradığı için şikayet davası açmış. Hamilelik ve annelik halihazırda erkeklerin üst konuma gelmesi, daha fazla para ve güç kazanması için kurulu düzende her tür zorluğa karşı eşit bir pozisyona gelebilmiş kadınları yeniden aşağı çekmek için kullanılıyor. Daha az iş olanağı bulmaya, daha az para kazanmaya, kariyerlerinde daha zor yükselmeye başlayan kadınlar için de var olan tek çözüm hamileliklerini saklamak oluyor. Pregnancy shame, Türkçe ismi ile hamilelik utancı, bu şekilde başlıyor. Hamileliği belirtmekten çekinmenin nedenlerini ve olası çıkış yollarını sizin için araştırdık!
Pregnancy shame nedir?
Pragnancy shame hakkında konuşmadan önce pregnancy discrimination yani hamilelik ayrımcılığından bahsetmemiz gerekiyor. Gebeliği, çocuk sahibi olması nedeniyle çalışan bir kadına olumsuz şekilde davranmaya hamilelik ayrımcılığı deniyor. Bu işe alımı, işten çıkarılmayı, maaş ödemesini, iş yerinde verilen sorumlulukları, terfiyi, eğitimleri, sağlık sigortasını ve iş yerinde tanınan tüm diğer ayrıcalıkları, iş veren ve diğer çalışanların hal ve tavrını kapsıyor. Hiçbir şartta gebe kadınların farklı bir muameleye maruz kalmaması, kötü davranış görmemesi, izole edilmemesi gerekiyor – ideal bir dünyada!
Nitekim gerçekler hamilelik ayrımcılığının birçok çalışma kültüründe fazlasıyla mevcut olduğunu gösteriyor. Birçok çalışan kadın ya hamilelik yaşayan meslektaşlarının yaşadıklarını kendi gözleriyle görüyor ya sosyal çevresinden sürekli felaket haberleri dinliyor ya da bir gün tüm bu kötü deneyimleri kendisi bizzat yaşıyor. Konuşmaktan çekinsek, üzerini kapamaya çalışsak da modern iş kültürü hamile ve anne olmuş kadınlara yer açmak istemiyor. Bunun için de bu kadınları sürekli olarak itiyor. Araştırmalara göre iş yerinde ayrımcılığa maruz kalan kadınların kendi sağlığı, gebeliği ve doğacak çocuğun sağlığı tehlikeye girebiliyor.
Pregnancy shame de burada devreye giriyor. İşlerini korumak, uzun zamandır çalıştıkları terfiyi almak veya en minimumunda farklı bir tavır ve bakış ile karşılaşmak istemeyen kadınlar, hamileliklerini saklamaya başlıyor. Bu durum zaten bedensel, zihinsel ve ruhsal olarak zorlayıcı bir süreçten geçen hamile kadınların üzerine daha büyük bir baskı kuruyor. Gizleme dürtüleri hamile olmalarından utanmaya ilerleyebiliyor. Sadece işverenlerini değil, gebe kalmak isteyip kalamayan kadın meslektaşlarını da düşünerek sessiz kalmayı tercih eden kadınlar için hamilelik kocaman bir stres kaynağına dönüşüyor.
Anne olmuş kadınların iş gücüne katılma zorlukları
Araştırmalara göre anne olmuş kadınlar erkek meslektaşlarına oranla daha az para kazanıyor ve kariyerinde daha yavaş yükseliyor. Her çocuk ile annelerin maaşları ortalama yüzde 4 azalırken babaların maaşları aynı kalmaya hatta yükselmeye devam ediyor. Şirketlerde işe alımdan sorumlu kişiler, başvurular sırasında anne olmuş kadınları pozisyonlara daha az uygun görürken işe alınan kadınlara pozisyonun maaş ederinin çok daha altında bir rakam teklif ediyor.
Hamilelik işe girişi engelliyor mu?
Tüm araştırmalar iş hayatında yaşanan kadın-erkek eşitsizliğinin ve maaş uçurumunun anne olma ile başladığını gösterirken kadınların hamileliklerini veya hamile kalmayı planladıklarını işverenleri ile paylaşmaları çok gerçekçi durmuyor. Erkek meslektaşları ile normal şartlar altında aynı işi, aynı kalite ve zamanda yapabilecek kadınların anne olmaları ile eğitim ve kariyerlerine verdikleri tüm emeklerin göz ardı edileceğini bilerek yaşamaları, hamilelikleri konusunda neden açık olmadıklarını anlamaya yetiyor. İşe alınırken “ciddiye alınmama” endişesi ile hamileliklerini saklayan, işe başladıktan sonra da bu durumu işverenleri ile paylaşan kadınlar bu kez de kötü bir tavır ile karşılaşıyor. Dürüst olmamakla suçlanıyor ve sosyal yaptırımlarla “cezalandırılıyor.”
Çalışan kadınlar hamilelik durumunda nasıl ilerlemeliler?
Hamilelik kadının kendi temposunda, kendi isteği doğrultusunda başkaları ile paylaşacağı çok şahsi bir bilgi olsa da sonsuza kadar gizli tutulabilecek bir durum da değil. Bir gün tüm gebe kadınların işverenlerine durumu açıklaması ve haklarına sahip çıkması gerekecek. Aşağıdaki öneriler gebeliğin çalışma ortamında bilinmeye başlamasından sonra yardımcı olabilir.
- Çalıştığınız şirketin/kurumun hamilelik durumunda nasıl bir politika izlediğini öğrenin. Bu politikanın dışında bir davranış veya aksiyon ile karşılaşırsanız hukuki yollara başvurabilirsiniz.
- Hamilelik süresinde meslektaşlarınızdan farklı bir muameleye maruz kalıyor, izole ediliyor, sorumluluklarınız yersiz yere artıyor/azalıyorsa ilk önce müdürünüzle daha sonra insan kaynakları ve gerekiyorsa yöneticinizle konuşarak ayrımcı hal ve tavırları ışığa taşımayı deneyin. Üst kadrolardan aradığınız yardımı bulma ihtimaliniz olduğunu unutmayın.
- İş yerinde kendinizi gebeliğinizden önceye oranla daha sert beklentilere, daha uzun çalışma saatlerine, yeni meydan okumalara tabi tutmayın. Başarılı bir çalışan olduğunuzu herkese sadece gebe olduğunuz için bir kere daha kanıtlamak zorunda değilsiniz.
- Günün sonunda tek önemli olanın bedensel, zihinsel ve ruhsal sağlığınız, gebelik süreciniz ve beklediğiniz çocuğun sağlığı olduğunu unutmayın. Sınırlarınızın aşıldığı, tüm uğraşlarınıza rağmen çözüme bir türlü ulaşamadığı durumlarda uzaklaşmak her zaman bir seçeneğiniz olarak duruyor.