YAZAN: BURCU ERBAŞ
FOTOĞRAF: CALMM
In partnerhip with Wings

Gün içerisinde daha çok ağzınızdan mı nefes alıp veriyorsunuz yoksa burnunuzdan mı? Spor yaparken, merdiven veya yokuş çıkarken ağzınızdan nefes almaya başladığınızı fark ediyor musunuz? Birçoğumuz gündelik yaşamında fark etmeden burnundan değil ağzından nefes alıp veriyor. Bu durum “bedene oksijen girdiği sürece sorun değil” demek ile maalesef göz ardı edilemiyor. Ağız nefesi diş problemlerinden uyku sorunlarına kadar bütünsel sağlığımızı etkileyen birçok durumla ilişkilendiriliyor. Bu nedenle de ağızdan nefes alıp verme alışkanlığımızı bırakmamız gerekiyor. Peki bunu nasıl yapacağız? Burun nefesinin öneminini ve ağız nefesini nasıl terk edebileceğimizi gazeteci ve Nefes: Kayıp Bir Sanatın Yeni Bilimi isimli kitabın yazarı James Nestor’un önerileri ile yazdık!


Neden bu kadar çok ağzımızdan nefes alıyoruz?

Ana nefes alıp verme biçimimiz burnumuzdan olsa da birçoğumuz gündelik yaşamımızda -belki de hiç farkında olmadan- ağzımızdan nefes alıp verebiliyoruz. Hiç kimse düşünerek nefes alıp vermediği için çoğu zaman oksijeni nereden alacağımızı -burun veya ağız- seçemiyoruz. Bu durum eğer yanlış veya yetersiz nefes alıp veriyor, burun yerine ağzımızı kullanıyorsak bir dezavantaja dönüşüyor.

Ağız nefesi temel olarak burundan nefes alıp vermeyi engelleyen bir durum ile açıklanabiliyor. Geniş bir geniz eti, solunum yolunu etkileyen alerjiler veya deviasyon burundaki nefes alış verişi zorlaştırarak tıkanıklığa ve dolaylısıyla ağız nefesine yol açabiliyor. Anksiyete ve stres de sempatik sinir sistemini aktive ederek bedenin burundan ağız nefesine dönmesine neden olabiliyor.

Ağız nefesi semptomları nelerdir?

  • Ağız kuruluğu.
  • Dudak kuruluğu.
  • Ağız kokusu.
  • Susayarak uyanma.
  • Horlama.
  • Uyku problemleri – özellikle uyku apnesi.
  • Beyin sisi.
  • Kronik yorgunluk.
  • Diş etine bağlı rahatsızlıklar.
  • Sık sık yaşanan diş çürükleri.
  • Boğuk ses.
  • Baş ağrısı.

Ağız nefesinin küçük yaştan başlayıp uzun seneler kronikleşmesi sonucunda fiziksel olarak kişinin yüz şekli ve görünümü şu şekillerde değişebilir:

  • Uzun bir yüz.
  • Düşük gözler.
  • Göz altında lekelenmeler.
  • İnce burun delikleri.
  • Ağız açıklığı.
  • Çene kapanışında bozukluklar.

Hangisi daha sağlıklı? Ağız nefesi vs. Burun nefesi

Nestor’a göre tüm hayvanlar arasında en kötü nefes alan bizleriz. Şu anda atalarımızdan bile çok daha kötü nefes alıp veriyoruz. Hayvanlar her durumda sakin, uzun, karınlarından burun nefesi alıp vermeye devam edebilirken bizlerin nefesi içinde bulunulan duruma bağlı olarak aniden değişebiliyor. Hatta çoğumuzun normal kabul ettiği nefes; sığ, hızlı, boğazdan hatta baskın olarak ağızdan alınan ve verilen nefes olarak kabul ediliyor.

Nestor’a göre yanlış nefes alıp verme alışkanlığımız çok çeşitli sağlık problemlerini de beraberinde getirebiliyor. Örneğin atalarımız güzel, düzgün ve güçlü dişlere sahip olup bizlerin yaygın şekilde diş yamukluğu problemi yaşaması evrimsel olarak ağız nefesine bağlanıyor. Peki, burun nefesi neden ağız nefesine oranla çok daha sağlıklı bulunuyor?

Burun nefesinin faydaları

  • Burnumuz yapısı gereği aldığımız nefesin nemlenmesini, basınçla preslenmesini, filtrelenmesini sağlıyor. Bu nefes de akciğerlerimizden kan dolaşımımıza daha hızlı geçiyor. Hatta genel kanının aksine burundan alınan nefes dolaşımımıza ağzımıza oranla yüzde 20 daha fazla oksijen geçmesini sağlıyor.
  • Burnumuz mukus tabakası ve kılcıkları sayesinde bağışıklık sistemimizin bir parçası olarak bizi alerjenlerden, tozdan hatta bakterilerden koruyor.
  • Burun nefesi spor esnasında daha büyük bir rahatlık sunarken iyileşme sürecini hızlandırıyor, performansı ve akciğer kapasitesini de arttırabiliyor.
  • Burnumuzdan nefes aldığımızda kan dolaşımı, bağışıklık sistemi, hormonal denge, cinsel sağlık, ruh hali üzerinde büyük bir etkisi olan nitrik oksit molekülünün sentezini de destekliyoruz. Sadece burundan nefes alıp vererek nitrik oksit miktarını 6 katına çıkarabiliyoruz.

Sağ burun deliği vs. Sol burun deliği

Peki, daha önce hiç burun deliklerimizin arasında bir işlev farkı olup olmadığını düşündünüz mü? Nestor’a göre hangi burun deliğimizden ağırlıklı olarak nefes aldığımıza göre nefesin bedenimizdeki etkileri de değişim gösterebiliyor.

Baskın olarak sağ burun deliğinden nefes aldığımızda bedenimizin sempatik sinir sistemi aktive oluyor. Bu da kan dolaşımımızın, kalp atışımızın hızlanmasına, kortizol seviyelerinin yükselmesine, bedenimizin ısınmasına neden oluyor. Sağ burun deliğinden nefes almak aynı zamanda beynin sol lobunun daha çok beslenmesi için mantıksal yanımızı ön plana çıkarıyor.

Tam aksine sol burun deliği ise parasempatik sinir sistemimizin üzerinde etki gösteriyor. Kalp atışının yavaşlamasını, bedenin rahatlamasını sağlayan sol burun nefesi, beynin duygulara etki eden, yaratıcı ve soyut düşünme yetisi barındıran sağ lobunu besliyor.

Kendimizi burundan nefes almak için nasıl eğitebiliriz?

Eğer ağız nefesi alerji gibi dönemsel sebeplerden ötürü yaşanıyorsa doğru bir tedavi ile önlenebiliyor. Nitekim Nestor’a göre birçoğumuzun ağızdan nefes almasının nedeni -burun kırığı veya belirgin bir deviasyon problemi yoksa- kötü alışkanlığımıza dayanıyor. İyi haberse alışkanlığımızı edindiğimiz gibi bırakabiliyoruz da! Alışkanlığın tekrarla edinilmesi nedeniyle ağızdan nefes almayı bırakmak için de çok daha sık bir şekilde burnumuzdan nefes almamız gerekiyor. Bu yüzden Nestor burnumuza “kullan ya da kaybet” organı adını veriyor.

Gün içerisinde burundan nefes alıp vermenin yolu nefesi bilinçli olarak takip etmekten geçiyor. Her ağız nefesine geçildiğinde bunu fark ederek burna dönmek alışkanlığın kazanılmasına yardımcı oluyor. Öte yandan uykumuzda böyle bir farkındalığa sahip olmuyoruz. Nestor uyku esnasında burundan nefes almaya devam edebilmek için “ağız bantlama” tekniğini öneriyor. Bu teknik aslında çok basit bir şekilde her gece uyumadan önce ağzı cerrahi bant ile kapatmaktan ibaret!

Ağız nefesini önlemenin diğer yolları da aşağıdaki gibi sıralanabiliyor:

  • Deniz tuzu spreyi ile burun tıkanıklıklarını açmak.
  • Alerji sezonlarında uzman kontrolünde antihistaminik ilaçlar kullanmak.
  • Sırt üstü pozisyonda, yüksek bir yastıkta uyumak.
  • Evi alerjenlerden ve tozlardan arındırmak.

Yenilenen Wings ile hayatınıza değer katmaya, alışveriş keyfini ayrıcalıklara dönüştürmeye hazır mısınız? Siz de Wings’in ayrıcalıklı dünyasına katılmak ve size özel programlarını incelemek için link üzerinden başvurunuzu yapabilirsiniz! 



Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP