YAZAN: DİLA ATTEPE

Cildimiz vücudumuz ve dış dünya arasında bir kalkan görevi görür. Vücudumuzda yarattığımız denge, derimizi de etkileyen önemli bir unsurdur. Beslenmemiz, psikolojik durumumuz ve diğer alışkanlıklarımız deri hastalıklarının oluşmasında büyük rol oynar. Bu hastalıklardan en yaygın olanı ise atopik dermatit’tir. Vücudu adeta bir yangın yerine çeviren atopik dermatit nedir? Dış etkenlerini ve tedavi yöntemlerini sizler için derledik.


Atopik dermatit nedir?

Günlük yaşam üzerinde derin etkiler bırakan bir hastalık olan atopik dermatit kronik ve iltihaplı bir cilt rahatsızlığıdır. “Alerjik egzama” olarak da adlandırılır. Özellikle bebeklik ve çocukluk dönemlerinde daha sık rastlanan bu hastalık yaşam boyu süren bir duruma dönüşebilir. Bilinen kalıtsal bir bileşeni olan bu hastalık eğer iyileştirmeye yönelik tedbirler ve tedaviler alınmazsa yaşam kalitesini büyük oranda etkileyebilir.

Atopik dermatit belirtileri nedir?

Atopik dermatit, cildin dış tabakasındaki bariyerin zayıflaması sonucu dış etkenlere çok hassas hale gelmesinden kaynaklanır. Genellikle ciltte kızarıklık, kaşıntı, pullanma ve kabuklanma olarak kendini gösterir ve dönemsel olarak kötüleşebilir. Özellikle mevsim geçişlerinden, ekstrem hava koşullarından tetiklenir. Ayrıca, kaşınmanın etkisiyle ciltte çiziklere ve açık yaralara sebep olabilir. Bu da enfeksiyon riskini artırabilir. Farklı kimyasallara veya yiyeceklere alerjisi olan kişiler, atopik dermatit hastalığı taşımaya daha yatkındır.

Bağışıklık sistemimizin atopik dermatit üzerinde etkisi nedir?

Genetik faktörlerin dışında, bağışıklık sistemimizde meydana gelen değişimler atopik dermatit’i tetikleyen son derece önemli bir etkendir. Aşırı tepki veren bağışıklık sistemleri alerjik egzamaya sahip olan kişilerde yaygındır. Bağışıklık sistemi, dış veya iç etkiye enflamasyon ile tepki verir. “Yangı” olarak da bilinen enflamasyon, vücudumuzda yaralarımızı iyileştiren, dışarıdaki zararlara tepki veren ve bağışıklık sistemini koruyan bir sistemdir. Birçok farklı egzama türünde rastlanan rahatsız edici kaşıntı benzeri semptomlar, bu enflamatuar reaksiyondan kaynaklanıyor. Bunun bir getirisi olarak alerjik yatkınlığı olan insanların bağışıklık sistemlerine gereken önemi vermeleri gerekiyor.

Beslenme alışkanlıkları atopik dermatit’i nasıl etkiliyor?

Tükettiğimiz besinler, alerjik egzamanın alevlenmesinde elle tutulur bir etkiye sahip. Vücudumuza aldığımız besinler bağışıklığımız üzerinden atopik dermatit hastalığının sıklığı ve şiddeti üzerinde tetikleyici rol oynayabiliyor. Beslenme ve egzama arasındaki ilişkiye dair yapılan araştırmalarda, semptomların tekrarlanmasında belirli yiyecek ve içeceklerin etkileri olduğu bulunmuştur. Yumurta, turunçgiller, soya ürünleri, domates ve diğer itüzümü sebzeleri atopik dermatit’i etkileyen yaygın besinlerdir. Şeker, buğday, fındık ve sütün yanı sıra glüten ve alkol de bazı insanlarda egzama yangılarını tetikler. Sindirim sistemi ve bağırsak mikrobiyomunu bozduğu zaman egzamanın şiddetti de artabilir.

Peki beslenmemizi düzenleyerek nasıl alerjik egzama reaksiyonlarını azaltabiliriz? Çoğu insan için anti-enflamatuar diyet iyi bir başlangıç olabiliyor. Vücuttaki enflamasyonu artıran basit karbonhidratlar ve yüksek oranda işlenmiş gıdaları barındırmayan bu diyet egzamaya yardımcı bir etkiye sahip. Alevlenmeyi tetikleyen yiyecekler yerine probiyotikler, yeşil yapraklı bitkiler içeren ve sağlıklı yağlara odaklanan bir diyeti benimsemek, atopik dermatit tedavisine katkı sağlayabilir. Ayrıca, Omega-3’ün de egzama üzerinde yatıştırıcı bir etkisi var. Somon, sardalye ve uskumru gibi yağlı balıkları da diyetinizde bulundurmanız gerekebiliyor. Bunun yanında A,C, D ve E vitaminleri de egzamanın şiddetini azaltabiliyor. Havuç, portakal, avokado ve badem gibi yiyecekler bu vitaminlerin alınmasında etkili yiyeceklerin başında geliyor.

Atopik dermatit ve psikolojimiz arasındaki ilişki nedir?

Alerjik egzamanın şiddetini ve sıklığını artırmasındaki sebepler içinde stres de bulunuyor. Günlük hayatımızda karşılaştığımız terslikler ve olaylar atopik dermatit’i tetikleyici unsurlar olarak karşımıza çıkıyor. Stres kaynaklı egzamanın döngüsü, hayat kalitesini düşürebiliyor ve psikolojimizi kötü yönde etkileyebiliyor. Vücudumuz strese girdiğinde savaş ya da kaç tepkisi verdiğinden, vücut kortizol ve epinefrin gibi stres hormonlarını daha fazla üretiyor. Bir noktada aşırı kortizol, bağışıklık sistemini kötü etkileyip enflamasyona sebep oluyor.

Alerjik egzamayı nasıl kontrol edebiliriz?

Egzamayı tamamen iyileştirmek henüz mümkün olmasa da tedaviyi destekleyecek yöntemlerin farkında olmak ve onları kullanmak mücadele süremizi kolaylaştırabiliyor. Farklı destek önerilerini sizler için derledik.

Diyetinizi düzenleyin

Sindirim sistemimizle yakın iletişim ile egzama karşısında daha dirençli bir vücut geliştirebiliriz. Kuarsetin ve probiyotikler açısından zengin bir diyet, egzamayı azaltmaya yardımcı olabilir. Ayrıca, yüksek dozda işlenmiş gıdaları azaltmak da egzamayı iyileştirici bir katkı sağlayabilir.

Stresten arının

Bazen stresli halimizi kontrol etmek zor olabiliyor. Bu noktada meditasyon veya yoga yapmak, vücudunuzun biraz yavaşlayıp anda kalmasını sağlayabilir. Bu aktiviteleri düzenli yapmanız alerjik egzamanızın etkilerini de düşürmeye yardımcı olabilir.

Cildinizi tetikleyicilerden koruyun

Etrafımızda egzamayı etkileyen birçok dış etken bulunabilir. Bunların farkına varmak ve bilinçli bir şekilde korunmak çok önemli. Yaz ve kış aylarında aşırı soğuk ve sıcak havalarda cildinizi korumak için önlemler alabilirsiniz. Ayrıca, cildiniz için kullandığınız ilaçlar ve kremler gibi fazla kimyasal barındıran yollar yerine doğal yağlar ve kremleri deneyebilirsiniz.

Bir uzmana danışın

Herkesin cildi farklıdır, egzamanın şiddeti ve sıklığı da buna göre değişiyor. Atopik dermatit hastalığıyla mücadele ediyorsanız, dayanılmayacak bir noktaya gelmeden bir profesyonele danışmanız sizin için faydalı olabilir. Egzamanın aşırı şiddetlendiği durumlar ile karşılaşmamak için bir doktor ile konuşmak, erkenden tedbir almanıza ve hastalığınızın şiddetini azaltmanıza yardımcı olabilir.



Dila Attepe

1999 yılında Ankara’da doğan Dila, lisans eğitimini Ankara Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde tamamladı. Bitirme tezini kadınlarda beden algısı üzerine yazdıktan sonra kişisel gelişim ve psikoloji alanına yöneldi. Dila, beden algısı ve zihinsel sağlığı geliştirme konusundaki farkındalığı sayesinde sağlıklı yaşam camiasına ilham olacak içerikler üretmeyi amaçlıyor....



BLOOM SHOP