
Uyku sosyal ve romantik ilişkilerimizi düşündüğünüzden daha çok etkiliyor. Hatta bir ilişkinin yürümesi için gereken her şey uyku eksikliği yüzünden tamamen yok olabiliyor. Uykusuzluk duygusal dengesizliği, yorgunluğu, empati güçlüğünü, tepkiselliği beraberinde getirebiliyor. Romantik ilişkilerimizdeki çatışmaları, anlaşmazlıkları büyütebiliyor hatta yoktan var edebiliyor! İlişkilerde mutluluğun temeli kaliteli, yeterli hatta mümkünse aynı yatağı paylaştığımız bir uyku rutininden geçiyor. Peki aynı yatakta uyumak ilişkilerdeki yakınlığımızı nasıl artırabiliyor? Eğer aynı yatakta uyumakta zorluklar yaşıyorsak bunları nasıl aşabiliriz? Sizin için yazdık!
Uyku ilişkilerimizi nasıl etkiliyor?
Uyku aslında bedenimizdeki tüm süreçleri, dolaylı yoldan tüm hayatımızı direkt olarak etkileyebiliyor. Her gece uyku sırasında beynimiz artık ürünlerden temizleniyor, hafızamız pekişiyor. İyi bir uyku uyumak duygusal olarak dengeye gelmemize ve bedensel enflamasyonumuzun düşmesine katkıda bulunuyor. Özetle iyi bir gece uykusu çekmek güne en iyi versiyonumuzda başlayabilmemizi, gün boyunca da enerjimizi ve odağımızı koruyabilmemizi sağlıyor. Bu durum da doğal olarak ilişkilerimize yansıyor. Sağlıklı bir uyku rutini, çevremizdeki insanlarla olan bağlarımızı kuvvetlendirebiliyor.
Uyku aynı zamanda cinsel yaşamımızı da şekillendiriyor. Aynı yatağı paylaşıp paylaşmamamızdan bağımsız olarak iyi uyku uyumak kadınlarda cinsel arzunun artmasına, erkeklerde ise sağlıklı testosteron salgısına yardımcı oluyor.
Kadınların yaşamlarında uykunun daha büyük bir özen gerektirdiği bir evre daha bulunuyor: menopoz. Araştırmalara göre perimenopoz ve menopoz döneminden geçen kadınların yüzde 60’ı uyku rutinlerinin bozulduğunu belirtiyor. Hormonal değişimler nedeniyle yaşanan bu uyku bozukluğu eğer dışarıdan desteklenerek iyileştirilmezse kendini daha yoğun stresle, kaygıyla, gerginlikle gösterebiliyor. Sonucunda sosyal ilişkiler negatif şekilde etkilenebiliyor.
Aynı yatakta uyumak ilişkilerdeki yakınlığı arttırabiliyor mu?
Bir bakıma uyku, ilişkilerde samimiyetin ve yakınlığın en temelini oluşturuyor. Birkaç gece üst üste uyuyamamak ilişki içerisindeki öz farkındalığı, empati yetisini ve partnerimizin duygularını anlayıp yorumlama kapasitemizi düşürebiliyor. Aynı evi, yatağı paylaşan çiftlerin bireysel olarak daha iyi uyku uyuyabilmeleri aralarındaki fiziksel, duygusal hatta spiritüel bağın da kuvvetlenmesine katkıda bulunuyor. Bilimsel olarak partnerimizin yanında uyumak aşağıdaki faydaları sağlayabiliyor:
- Daha kısa sürede uykuya dalabilmeyi sağlıyor.
- Uyku kalitesini ve süresini arttırabiliyor.
- Tek başına yatmaya kıyasla daha uzun, yüzde 10 daha fazla, REM uykusu çekmeye yardımcı olabiliyor.
- Günlük stres seviyelerini düşürebiliyor.
- Depresyon ve anksiyeteye karşı koruma sağlayabiliyor.
- Zihinsel sağlığı ve ruh halini iyileştirebiliyor.
- İlişkideki yakınlığı ve samimiyeti besleyebiliyor.
- Hayattan ve romantik ilişkiden alınan tatmini büyütebiliyor.
Evrimsel perspektiften baktığımızda da çok eskiden en savunmasız olduğumuz anlarda, geceleri ve uyurken kendimizi korumak için her zaman grup içinde uyuyorduk. Bu eski geleneğin bilinçaltımızdaki etkisi hala devam ediyor. Çoğumuz tek başına uyumaya kıyasla güvendiğimiz ve sevdiğimiz birisi ile uyurken kendini daha güvende ve huzurlu hissediyor.
Araştırmalar aynı zamanda beraber uyuyan çiftlerin gece boyunca kalp atış ritimlerinin de eşleştiğini gösteriyor. Kalp ritimleri etrafa çok düşük seviyede elektrik sinyalleri yolladıkları için yan yana uyuyan çiftlerin kalpleri bir zamandan sonra aynı atmaya başlıyor. Bu da gündelik hayatta daha derin ve spiritüel bir uyumu besleyebiliyor.
Peki ya ayrı yataklarda uyumak?
Bu noktada son zamanlarda çok popülerleşen bir akımdan da bahsetmekte fayda var: Çiftlerin farklı yataklarda uyuması. Ciddi uyku tercihi farklılıkları nedeniyle bu yolu tercih etmiş birçok mutlu çift bulunuyor. Nitekim bu konuda yürütülen birden fazla araştırma ise aynı yatağı paylaşmanın romantik ilişkileri güçlendirdiğini gösteriyor. Sonuçlara göre heteronormatif ilişkiler içerisinde evliliklerinden mutlu olan kadınlar ile eşleri aynı yatağı paylaşıyor hatta çoğu çift aynı zamanlarda uyuyup beraber uyanıyor. Kadınların beraberliklerinden ne denli mutlu oldukları, hem kendileri hem de eşleri için daha iyi bir uyku düzenini de beraberinde getiriyor.
Partnerimizle aynı yatağı paylaşırken daha iyi bir uyku uyumanın yolları
Aynı yatakta uyumak çoğu çift için bir tartışma konusu olabiliyor. Birbirleri nedeniyle iyi uyku uyuyamayan çiftler uykusuzluğun getirdiği negatif etkilerle beraber daha büyük tartışmalara ve gerginliklere düşebiliyor. Çiftlerin yaşadıkları uyku problemlerini konuşup çözüme ulaştırması için aynı yatakta uyumanın bir gerginlik noktası olarak değil, ilişkiyi güçlendirmek için bir şans olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Tartışma yatak odasının ambiyansı, uyku rutini, yatak seçimi, yorgan paylaşımı gibi her ne nedenden çıkıyorsa sebep üzerine konuşup bir çözüm yolu aranması gerekiyor.
- Uyku sorunlarınız hakkında açıkça konuşun: İki insanın birbirinden farklı uyku tercihleri olması kadar normal bir şey yok! Özellikle ilişkinin başında aynı yatağı paylaşmak konusunda zorluklar yaşıyorsanız ihtiyaç ve isteklerinizi partnerinizle açıkça, karşılıklı olarak birbirinizi yargılamadan, alınmadan konuşun.
- Farklı uyku ürünleri kullanın: Daha büyük bir yatak, farklı yumuşaklık ve sayılarda yastıklar, soğutucu yatak alezleri hatta Danimarka’dan yayılan ünlü uyku stiline uyarak farklı yorganlar kullanmak partnerlerin bireysel konforlarını daha üste taşıyacaktır.
- Beraber bir uyku rutini yaratın: Farklı zamanlarda uyusanız bile beraber gevşeyebileceğiniz ve uykuya hazırlanabileceğiniz ortak bir ritüele sahip olmak bedensel ritimlerinizin zaman içinde senkronize olmasını sağlar.