YAZAN: ALEYNA TEPE

Kendinizi hep daha iyisine ulaşmak için zorladığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Daha enerjik, daha formda, daha başarılı… Merak etmeyin, böyle hisseden tek kişi siz değilsiniz. Sosyal beklentiler ve hedefler, hep daha iyisi olduğuna inanmaya ve ona ulaşmak için durmadan çabalamaya sebep oluyor. Net bir sonu bile olmayan bu hedeflere ulaşmaya çalışmak yönündeki sonsuz baskı, gelişim zannedilen bu çabayı tükenmişliğe dönüştürüyor. Sürekli daha iyi olmaya çalışmanın yan etkisi anlamına gelen “Betterment Burnout” nedir ve nasıl önlenir araştırdık.


“Betterment Burnout” nedir?

Betterment Burnout (daha iyi olmaya çalışma tükenmişliği), sürekli olarak kendinizin daha iyi bir versiyonuna ulaşmaya çalışmanız sonucunda hissedilen yorgunluk olarak tanımlanıyor. 2024 yılında Bumble’ın yürüttüğü bir araştırmaya göre, kullanıcıların %55’i sürekli daha iyi olmaları yönünde baskı hissettiklerini belirtmiştir. Peki neden hep daha iyisinin peşinden koşuyoruz?

İnsanlar doğuştan sosyal canlılardır, dolayısıyla sosyal ilişkiler insan hayatının temelini oluşturur. Daha fazlasını arzulama eğilimi ise genellikle bu sosyal ilişkiler esnasında meydana gelebilecek kıyaslamalardan tetiklenir. Çoğu zaman kendimizi başkalarıyla kıyaslama eğiliminde oluruz. Maddiyatın ve sosyal statünün genellikle başarı ve mutlulukla eş değer görüldüğü bir dünyada, kendinizi sürekli çevrenizdekilere ayak uydurma veya onları geçme çabası içinde buluyor olabilirsiniz. Toplumsal beklentileri karşılamak ve geride kalmamak için hissedilen baskı, daha fazla şey peşinde koşma eğilimini yoğunlaştırıyor.

Kendinizin daha iyi bir versiyonu için çaba sarf etmek kulağa o kadar da kötü gelmiyor olabilir. Elbette doğru amaçlar uğruna kendinizi geliştirmek için çabalamak birçok yarar sağlar. Bu durumun tükenmişliğe dönüşmesine, gerçekçi olmayan beklentiler yüzünden kendinizle devamlı daha iyisi için savaş halinde olmanız sebep olur. Üstelik “daha iyi” olanın net bir tanımı olmadığından, bu yolculuk sonu olmayan bir gelişim sürecine dönüşür. Net bir sonu olmayan bu gelişim, kıyaslanabilir de değildir. Sınıf, ırk, cinsiyet ve cinsel kimliklerin kesiştiği noktalara, sosyal medya trendlerine ve gerçekçi olmayan çıkarımlara dayanarak hedefler belirlemek ve bu hedeflere ulaşmaya çalışmak tükenmişlik hissi oluşturur. Gerçekçi olmayan bu çıkarımlara dayanarak belirlenen hedefler sürekli değişirken insan nasıl kendi gelişimini gerçekleştirebilir ki? Diğer bir söylemle, sürekli değişen bir hedefe ulaşmaya çalışmak gelişim göstermenizi sağlamaz. Aksine, gerçek olmayana ulaşma baskısı sürekli stresli hissetmenize sebep olarak sizi tükenmişliğe sürükler.

Daha iyi olmaya çalışma tükenmişliği nasıl önlenir?

Kendinizi geliştirmek için harcadığınız emek, size tatminden çok stres hissettiriyorsa bir şeyleri değiştirmenizin zamanı gelmiş olabilir. “Daha iyi” olanın tam olarak ne olduğunu bilmeden, uzun süre ona ulaşmak için çabalamak bir noktada yorgun hissetmenize sebep olabilir. Yorgunluğun kendini gösterdiği o an, tükenmişliğin eşiğine geldiğinizin habercisidir. Bu tükenmişlik, motivasyonunuzu kaybetmenize, mutsuz ve karamsar hissetmenize ya da özgüveninizin zayıflamasına sebep olabilir. Bu gibi duyguları yaşadığınızı fark ettiğinizde hedeflerinizi ve çıkış noktanızı yeniden gözden geçirmeniz faydalı olabilir.

Gelişmek, iyileşmek ve ilerlemek gerçekçi olmayan beklentilere bağlanamaz. Genel geçer bir amaç ya da hedef yoktur. Bu yolculuk herkes için farklıdır. Dolayısıyla, herkesin hızı, yolu ve yöntemleri de değişkenlik gösterir. Tükenmişlik sendromuna yakalanmadan gelişmenin ilk adımı, biricikliğinizi kabul etmek ve sürekli “daha iyi” olma baskısını reddetmektir. Ardından hedeflerinizi yeniden gözden geçirebilir, toplum baskısını azaltabilir ve kendinize en uygun ilerleme yollarını bulabilirsiniz.

Kendinizi tanıyın.

Yolunuzu belirlemeden önce kendinizi gerçekten tanıdığınızdan emin olun. Siz kimsiniz? Hayal ettiğiniz benliğiniz nasıl? Hangi noktaya, neden ulaşmak istiyorsunuz? Gerçekten, özünüzde hissettiğiniz duygu size ne söylüyor? Doğru hedef belirlemek ve motivasyonunuzu uzun süre sürdürmek için gerçekten ne istediğinizi bulmak çok önemlidir. Her birey birbirinden farklıdır; dolayısıyla ihtiyaçlarınız, arzularınız ve dilekleriniz de size özeldir. Gerçekten ne istediğinizi bulmak için acele etmeyin. Meditasyona zaman ayırın, yalnız zaman geçirin, kağıdı kalemi elinize alıp yazmaya başlayın.

Yolun tadını çıkarın.

Gerçekten gelişmek için yola çıkmak, daha iyi olmaktan oldukça farklıdır. Gelişim, daha iyisine ulaşmak olmadığı gibi aslında tek bir sonuca da odaklanmaz. Gelişim, yolunuzdur. İlerlediğiniz yol boyunca zaman zaman daha kötü hissedebilir, çıkmaza düşebilir, kaybolabilirsiniz. Sizi geliştiren de zaten yol boyunca karşınıza çıkanlar olacaktır. Dolayısıyla, yolunuzdan keyif almaya çalışın. Mükemmel sona değil, ilerlemeye odaklanın ve yol boyunca edindiğiniz küçük kazanımlarınızı kutlayın.

Mola verin.

Durun ve dinlenin. Hedeflerinizi ve adımlarınızı zaman zaman sorgulayın. Gelişime odaklanıp bu yolda ilerlemeye başladığınızda, bir süre sonra eylemlerinizin rutine dönüştüğünü fark edebilirsiniz. Fakat bu yolda değişim var. Dolayısıyla, bir ay önce sizi besleyen eylemler, bugün size hizmet etmiyor olabilir. Zaman zaman durmak, dinlemek ve fark etmek, size hizmet etmeyen ve değerinizi sorgulamanıza neden olan hedefleri anlamanızı sağlar. Yavaşladığınızda, daha kolay bir şekilde merhamet hissedebilir ve neden kendinizi geliştirme peşinde olduğunuzu şefkatle düşünmek için alan yaratabilirsiniz.

Kendinize karşı nazik olun.

Gelişim yolunda zaman zaman gerilemeler ya da başarısızlıklar olabilir. Bunları bir öğrenme fırsatı olarak görmeye çalışın. Gelişime odaklandığınızda zaman zaman bu durumdan kaynaklanan stres yaşayabilirsiniz. Sürekli gelişmeye yönelik baskıyla kaygılanarak kendinizi eleştirmek ve yargılamak yerine kendinize merak ve şefkat sunmak faydalı olabilir. Kendinize, sevdiğiniz birine göstereceğiniz empatiyi ve anlayışı gösterin. Yolunuzun daha ne kadar devam edeceğine odaklanmak yerine, ne kadar ilerlediğinize odaklanın.

Şükredin.

Betterment Burnout (Duygusal Tükenme), başarısız hissetme ve öz güven eksikliği gibi çeşitli olumsuz hislere sebep olabilir. Şükretmek, hep daha iyisine ulaşmaya çalışırken deneyimleyebileceğiniz tükenmişliği önlemenize yardımcı olabilir. Ayrıca gelişim yolunda ne kadar ilerlediğinizi ve neler başardığınızı fark etmenizi sağlayarak iyimserliğinizi ve öz saygınızı artırmanıza yardımcı olur. Bununla birlikte kaygı ve yorgunluğunuzu da azaltabilir. Unutmayın, gelişim yolun kendisidir. Şükretmeyi ve kendinize teşekkür etmeyi öğrenmek, bu yolda edinebileceğiniz en değerli kazanımlardan biridir.



Aleyna Tepe

1997 yılında İstanbul’da doğan Aleyna, lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde tamamladı. Yüksek lisans eğitimine Bahçeşehir Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji alanında devam ediyor. Çocukluğundan beri duygu ve düşüncelerini yazarak ifade eden Aleyna, iyi yaşam konseptine duyduğu ilgiyi yazma tutkusuyla birleştirerek Live to Bloom’da editör olarak çalışıyor. Akademik ve deneyimsel olarak kendini...



BLOOM SHOP