Merhaba, ben beyin ve ben eğitilebilirim.
Tabi ki bu yazıda beyin hakkında detaylı bir biyolojik, nörolojik ya da fizyolojik inceleme yapmayacağız. Zaten bu çerçevelerde detaylı bir anlatım yapacak kadar da alanın uzmanı değilim. Ben aslında biraz beni de şaşırtan, eğiten, bakışımı değiştiren ve kendi üzerimde deneyerek eğlendiren bilgi ve deneyim paylaşımı yapacağım.
Evrim teorisinde ya da insanlık tarihinde ister Darwin’e yakın olun ister Darwin karşıtı olun, bir şekilde (yaşam şartları, iklim şartları ve bunlarla birlikte gelen sosyal süreçler) bir şeylerden (dinozor, maymun veya ilk insan) evirildiğimizi inkâr etmek pek mantıklı olmayacaktır. Hatırlarsanız bizim hep “düşünen hayvanlar” olduğumuz söylenirdi. Ancak daha sonra bizler (sapiens) düşünemediklerini düşündüğümüz hayvanları eğittik, beyinlerini inceledik; bunun sonucunda da hayvanlar ve beyinleri, davranış örüntüleri ile ilgili pek çok şey öğrendik. Bu araştırma sonuçları ve elde edilen bilgiler, bizleri düşünen insandan mantıklı insana (homo sapiens) terfi ettirdi.
Homo Sapiens olmak hayatımızda neyi değiştirdi?
Homo sapiens olarak hala tepkilerimizi, davranışlarımızı ya da bazı düşüncelerimizi kontrol etmekte zorlanıyoruz. Peki neden? Çünkü başka beyinleri/insanları/hayvanları incelerken kendi beynimizi eğitmeyi unutuyoruz…Aslında temelde beynin eğitilmesi; beynin plastisitesi ile ilişkilidir ve yeni nöron (sinir) yolları üretme, var olan yolların desteklenerek güçlenmesi ya da kullanılmayarak zayıflaması temelindedir. Bu eğitim; duyguları, düşünceleri ve davranışları kapsayan odaklanma, farkındalık, kabullenme ve müdahale işlemleri ile gerçekleşir.
Beynimizi eğitmek için hangi adımları izlemeliyiz?
Okuduklarım (özellikle akademik okumalarım), bana özellikle kendimi tanımamda ve kabullenmemde yardımcı olan psikoloğumun yönlendirmeleri ile deneyimlediklerim ve akademik kitaplar doğrultusunda sizlerle 5 maddelik özetin de özeti bir kılavuz paylaşacağım.
1. Odaklanın!
Odaklanın. Renge, sese, kokuya, nesneye, duyguya…. Odaklanmak derin düşünmenizi sağlayacak ve beyninizin mantık kısmını (prefrontal loblar) devreye sokacaktır. Beynimiz antik çağlardan kalma kodlarla yaşamını sürdürmeye meyillidir (beyin sapı/sürüngen beyin); minimum enerji maksimum iş, savaş ya da kaç… Bu şekilde halinden memnun olan beynimiz de doğal olarak birçok durumda otomatik davranmaktadır. Bu durumda da mantığımız değil duygularımız dümeni ele geçirir. Çünkü duygularımızı yönetin beyin bölümü (limbik sistem/amigdala) mantık bölümünden daha önce gelişmiştir ve sosyal çerçeveden uzak, temel yaşama daha yakındır. Bu bağlamda, odaklanmak, beynimizin frontal loblarını çalıştıracak ve sosyal bir varlık olarak yaşamımızı sürdürmemizde bize yardım edecektir. Her gün yalnızca 1 şeye 5 dakika süre ile odaklanın! Odaklandığınız şey bir nesne (kalem, kitap, ağaç, çiçek…vb) ya da bir duyu (koku, renk, diş fırçanızın diş etlerinize değdiğindeki hisleriniz, rüzgâr… vb) olabilir. Önemli olan bu sürede sadece seçtiğiniz şeye odaklanmanız.
2. Doğru nefes alın
Hepinizin bildiği gibi doğru nefes burundan alınarak diyafram yardımı ile akciğerlere doldurulur ve ağızdan verilir. Burada atlanan nokta aslında bireyin nefes alırken rahat olmasının da önemidir. Nefesinize odaklanın. Nefesi alırken serin havanın burnunuzdan girişini, akciğerlerinize ilerleyişini, diyaframınızın hareketini ve nefesi verirken aldığınızdan daha ılık olduğunu hissedin. Bu şekilde her gün 15 nefes egzersizi yapın.
3. Farkında olun
Farkındalık, frontal loblarınızın (en kaba tabir ile mantık alanı) çalıştığını gösterir. Odaklanma ve nefes egzersizleri ile farkındalığınızın geliştiğini fark edeceksiniz! Kendinizin, duygularınızın ve çevrenizin farkında olmanız sizi içinde yaşadığınız anda tutacaktır. An’ı yaşayın. An’ın farkında olun; o anki duygularınız, o an yüzünüze vuran güneş, o anki kalp atışlarınız, sadece size ait olan o an, bırakın beyninizin tüm katmanlarına (alt beyin ve üst beyin) dokunsun…
4. Kabullenin
Kabullenin. Önce kendinizi kabullenin. “Siz”i siz yapan, “biz”i biz yapan; hatırladığımız ve hatırlamadığımız bir sürü olumlu ya da olumsuz olay, duygu ve an yaşandığını unutmayın. Kendimizi kabul etmezsek, kendimizden hoşnut olmazsak, üst beyin yapılarımızı kullanamıyoruz maalesef. Yaşama amacı ile bizi sürüngenlerle aynı kefeye koyan beyin sapı ve duygularımızı yöneten amigdala’yı memnun edemezsek eğer bireysellikte kalıyoruz. E biz sosyal varlıklar olduğumuz için de mutsuz oluyoruz. Herkesin farklı olduğunu, bireyleri etkileyen olayların farklı olduğunu ve bunlarla farklı şekillerde başa çıkıldığının farkında olursak eğer, frontal lobumuz (mantık) bizi sosyal ortamlara yönlendiriyor ve oralarda yaşayabilmemizi sağlıyor. Biz bu ortamlara uyum sağlayabildiğimizde homo sapiens olabiliyoruz. Psikologlara güvenin, biliyorlar ki konuşuyorlar!
5. Spor yapın
Çok klişe değil mi? “Spor yapın!”. Evet klişe, ama evet spor yapın. Bunun için de popüler kültürü takip etmeyin. Kendinizi dinleyeceğiniz (bakınız madde 1 ve madde 3) egzersizler yapın. Aerobik egzersizleri ve en az yarım saat orta tempo yürümek stresi (yoğun ve olumsuz enerji) azaltıyor. Bu konuda hem spor bilimciler hem de psikologlar hem fikir. Her iki alanda da bilimsel kanıtlar mevcut. Odaklanın yürürken. Bastığınız zemine, nefesinize, yüzünüzü okşayan rüzgara, çevrenizdeki onlarca renk bitkiye…
Bir kitap önerisi
“Her şey beyinde başlar // Mümin Sekman”. Keyifli okumalar, iyi eğlenceler… Hepinizin harika bir eğitmen olacağından eminim… !