Yazı yazmanın sadece yazarlar için olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Duygu ve düşünceleri gözlemlemeyi kolaylaştıran ve pek çok terapist tarafından tercih edilen “yazmak” kendinizi ve duygularınızı tanımanız konusunda oldukça yol gösterici bir aktivite olabiliyor. Belli başlı tekniklerle uygulandığı zaman kişinin iç dünyasını aydınlatan bu metot, içinizdeki yazarı keşfetmenize ve kendi iç dünyanıza ışık tutmanıza yardım edebilir. İşte terapi olarak yazı yazmak için bilmeniz gerekenler ve rahatlıkla kullanabileceğiniz 2 farklı teknik!
Bir terapistin gözünden
Evlilik ve aile terapisti olan Elizabeth Sullivan, terapi olarak yazmak konusunu profesyonel bir gözden açıklıyor.
İçinde bulunduğumuz andaki kendimizi fark edebilmek için cümleleri tamamlamanın ne kadar önemli olduğunun altını çizen Sullivan, pek çoğumuzun konuşma esnasında cümleleri tamamlamadığımızı, kendi konuşmalarımızı böldüğümüzü ve kakofoni yarattığımızı söylüyor. Yazı yazdığımız zamansa başladığımız cümleleri bitiriyor olmamız aklımızda dönen duygu ve düşünceleri takip edebilmemizi sağlıyor ve bize kendimiz hakkında anahtar bilgiler sunuyor.
Yazmanın farklı bir bilinç seviyesinde konuşmak olduğunu ve okuyanınsa bizim bambaşka bir parçamız olduğunu söylüyor. Dolayısıyla kendimizi farklı bir perspektiften ele alabiliyoruz ve içinde bulunduğumuz anda gerçekten kim olduğumuzu fark edebiliyoruz.
İlginizi çekebilir: Yemek Terapisti Öneriyor: Gelecekteki “Sen” İçin Ye!
Yazarak bağ kurmak
Yapılan pek çok çalışma yazı yazmak ve ruh hali arasındaki bağları ortaya koyuyor. Tüm duyguların, düşüncelerin ve hislerin bir dışa vurumu olarak kullanılabilen yazı yazmak hafıza ve ruh halini olumlu yönde etkilemekte.
Yazı yazmak zihin, vücut ve ruh arasında bağ kurmamıza da yardımcı oluyor. Yazı yazmak için kalem veya klavye aracılığıyla ellerin kullanılıyor olması beynimizin içimizde biriken deneyimler ve dış dünya arasında güçlü bağlar kurmasına yardımcı oluyor.
Endişe, korku ve hatıraları biriktirdiğimiz vücudumuzu dans etmek, spor yapmak veya yazı yazmak gibi olumlu, kendiliğinden gelişen ve doğal bir alanda kullandığımız zaman vücudumuzun kendi kendini iyileştirmeye başlaması ve sıkışmış olan enerjileri atması için bir kıvılcım çakmış oluyoruz.
Zihnimizin içindekileri olduğu gibi yazmak iyileşmek, duygularımızı anlamak ve kendimizi tanımak adına küçük ama oldukça güçlü bir metot. İşte terapi olarak yazı yazmak isteyenlerin kullanabileceği 2 teknik!
İlginizi çekebilir: Vücudu, Zihni ve Ruhu Besleyen Kişisel Bakım Rutini
Serbest yazmak
Bu tekniği basitçe açıklamak gerekirse zihnimizde olanları kâğıda dökmek denebilir. Zihnimizden geçen her şeyi sansürsüzce kâğıda döktüğümüz zaman zihnimizin ürettiği düşünceleri kabul etmeye başlıyoruz.
İlk bakışta korkutucu ve kabul edilemez görünse de bu düşünceleri görmemiz fark etmemize, fark etmemiz de dönüştürmemize yardımcı oluyor.
Vücudumuzda birikmiş olan travmalar, utançlar, suçluluklar veya sadece işlenmemiş olan tüm duygular yazı aracılığıyla sistemimizi terk ediyor. Buna ek olarak yaşanmış olayları veya hissedilen duyguları kaleme aldığımız zaman o duyguların nasıl ortaya çıktığını, davranış kalıplarımızı ve bakış açımızı gözlemleme şansımız oluyor.
Mektup yazmak
Sevdiğimiz birine kısa veya uzun bir mektup yazmak oldukça etkili bir terapi yöntemidir. Bu mektubu sanki gönderecekmiş gibi yazmak ve içimizde olan ve söylemek istediğimiz her şeyi eklemek oldukça önemli. Bu pratikle kazanmaya çalıştığımız farkındalıksa karşımızdaki kişi hakkında sahip olduğumuz gerçek hisler ve duygular.