YAZAN: BURCU ERBAŞ
FOTOĞRAF: RIIKYU

Köpeklerin en yakın arkadaşımız olabileceği artık kanıtlandı. Uzun yaşam üzerine yapılan araştırmalara göre sağlıklı yaşam süresini uzatmanın belki de en “tatlı” yollarından birisi köpek sahiplenmekten geçiyor. Sadakatleri ve sevgileri ile iyi olma halimizi yükselttiğini bildiğimiz köpekler aynı zamanda fiziksel ve zihinsel sağlığımızın korunmasında da bizlere destek verebiliyorlar.


Araştırmalara göre uzun yaşamın sırrı köpek sahiplenmek!

İsviçre’de 3.4 milyon yalnız yaşayan kişi üzerinde, 12 sene boyunca yapılan kapsamlı bir araştırmaya göre köpekler sahiplerinin yaşam sürelerini uzatabiliyor! Araştırma 12 sene önce köpeği olan ve olmayan kişilerin sağlık durumlarının tespiti ile başlıyor. O zaman kimsenin herhangi bir kalp hastalığı bulunmuyor. 12 sene boyunca bu kişilerin sağlık durumları takip ediliyor. Bu süreyi bir köpek sahiplenerek geçirenlerin diğerlerine oranla kalp rahatsızlığına yakalanma riskinin yüzde 11 azaldığı tespit ediliyor. Diğer ölüm sebeplerinden yaşamlarını yitirme riskleri ise 3’te 1 oranında düşüyor! Özetle köpekler, özellikle yalnız yaşayan kişilerin daha uzun ve sağlıklı yaşamlar sürmelerine büyük oranda yardımcı oluyor. Peki nasıl?

Köpek sahiplenmek nasıl daha uzun yaşamamıza yardımcı oluyor?

Araştırma, köpekler ve uzun yaşam arasında direkt bir neden-sonuç ilişkisi kuramasa da birlikte yaşamanın ortaya çıkardığı bazı durumların bu sonuca neden olabileceği görülüyor. Köpek sahibi kişilerin yüksek fiziksel aktivite seviyelerine sahip olduğu biliniyor. Aynı zamanda köpeklerin genel iyi olma halini arttırdığı, sahiplerini daha sosyal kişiler yaptığı ve aralarındaki etkileşim sayesinde sahiplerinin mikrobiyotalarını zenginleştirdiği düşünülüyor. Bu da köpek sahibi olanların bağışıklık sistemini güçlendirmeye, metabolizma sağlığını yükseltmeye yarıyor.

1. Köpek sahiplenmek kalp ve zihinsel sağlığı koruyor.

Köpek sahiplenmenin en önemli yararlarından birisi de kalp sağlığı üzerinde görülüyor. Köpekler sahiplerinin kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskini düşürmeye yardımcı oluyor. Hatta kalbe bağlı ölüm riskini yüzde 20 oranında azaltabiliyor.

Bununla beraber köpekler zihinsel fonksiyonun da korunmasında da rol oynayabiliyor. Normal şartlarda yaş alma ile doğal olarak gerileyebilen bilişsel fonksiyonlar köpek sahibi olan kişilerde diğer yaşıtlarına oranla daha minimal şekilde görülüyor. Bu durumu sadece fazla hareket etmeye bağlayamayacağını söyleyen uzmanlar zihinsel sağlık ve köpek sahipliği arasındaki ilişkinin daha çok çalışılması gerektiğini belirtiyor.

2. Köpekler günlük hareket seviyesini yükseltiyor.

Köpek sahibi olmak her gün mutlaka en az 2 kere yürüyüşe çıkmak demektir! Herkesin bildiği gibi köpek sahibi olmak beraberinde yüksek günlük hareketi de getirir. Düzenli olarak fiziksel egzersiz yapmak kardiyovasküler sağlığın korunmasına, hareket etme kabiliyetinin, fiziksel gücün ve dengenin yükseltilmesine yardımcı oluyor. Özellikle ileri yaşlarda büyük önem kazanan mobilite egzersizleri köpek gezdirirken yapılan eğilme taşıma, tutma, kalkma eylemleri ile karşılanabiliyor.

3. Köpeklerle etkileşime geçmek stres seviyelerini düşürüyor.

Neden köpekleri bu kadar çok seviyoruz? Onları severken kendimizi daha sakin, mutlu, endişesiz ve anda hissettiğimiz için! Köpeklerle kısa süreliğine olsa bile etkileşime girmek parasempatik sinir sistemimizin devreye girmesini yani stres seviyelerinin düşmesini sağlıyor. Uzun vadede bu durum sinir sistemi regülasyonu sağlamaya, strese karşı dayanıklılığı kuvvetlendirmeye, endişe seviyesinin azalmasına yardımcı olabiliyor. Hatta köpekler akut stres dönemlerinin iyileştirilmesinde en iyi destekçilerden birisi olarak biliniyor. Stres seviyelerinin sürdürülebilir şekilde düşük seyretmesi de uzun vadede kardiyovasküler hastalık riskini düşürüyor.

4. Köpekler sahiplerinin daha sosyal olmasını ve kendilerine daha iyi bakmalarını sağlıyor.

Köpekler bizler için çok iyi birer motivasyon kaynağı olabiliyor. Köpeğimizi düzenli olarak veterinere götürmek, sağlığının iyi olduğundan emin olmak aynı öz bakımı kendimize vermemize de ilham olabiliyor. Köpeğimizi yürüyüşlere çıkardığımızda başka köpeklerle, sahipleriyle veya sadece köpeğimizi sevmeye gelen kişilerle kurduğumuz diyaloglarsa daha sosyal yaşamlar sürmemize katkıda bulunabiliyor. Hatta bir araştırmaya göre köpek sahibi kişiler diğer kişilere oranla her gün 3 kat daha fazla sosyal etkileşimin içine girebiliyor!



Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP