YAZAN: BURCU ERBAŞ

Doğum kontrol hapını bırakmayı mı düşünüyorsunuz? Tıpkı hapı kullanmaya başladığınızda yaşadığınız gibi bıraktıktan sonra da bedeninizin belirli değişimlerden geçmesi söz konusudur. Uzmanlara göre “bedenin ve zihnin normal işleyişine dönme” süreci olan bu geçiş dönemi bazı istenmeyen semptomları da beraberinde getirebilir. Çoğu kadın bu süreci kısa sürede ve minimum yan etkide geçirebilse de herkes aynı derece şanslı olmuyor. İkinci durumda ise toplumda “doğum kontrol hapı sonrası sendromu” olarak bilinen hormonal dengesizlik durumu yaşanıyor. Neyse ki hormonal denge bütüncül bir bakış açısı ile ele alınarak beslenme, yaşam tarzı değişimleri ve düzenli sağlık takibi ile bu dönem çok daha hızlı ve sorunsuz atlatılabiliyor. Kadın sağlığı konusunda uzman aile hekimi Dr. Aviva Romm’un görüşleri ile doğum kontrol hapını bıraktıktan sonra ne gibi değişimler yaşanabileceğini ve hormonal dengenin yeniden sağlanabilmesi için neler yapılabileceğini araştırdık.


Doğum kontrol hapını bıraktıktan sonra bedende ne değişir?

Doğum kontrol hapları hormonal sistem üzerinde büyük bir güç barındırıyor. Dışarıdan menstrüasyon döngülerini ve hormonal semptomları düzenliyor gibi görünse de içerdikleri bileşenler ile bedenin doğal hormonal sistemini tamamen baskılayabiliyor. Hatta hap kullanımı sırasında yaşanan “regl” bile doğal olarak değil, ilaç kaynaklı yaşanıyor. Kadın sağlığı uzmanı Dr. Aviva Romm‘a göre menstrüasyon ve ovülasyonun yanı sıra hap kullanımı PKOS, Tip 2 diyabet, hatta kalp hastalıkları gibi tıbbi yardım alınması gereken kimi sağlık durumlarını da saklayabiliyor. Bu da kadınların ihtiyaç duydukları tedaviye uzun süre erişememelerine yol açıyor.

Doğum kontrol hapını bıraktıktan sonra ne gibi etkiler yaşanabilir?

Doğum kontrol hapını bırakır bırakmaz teorik olarak hamile kalmak mümkün oluyor. Nitekim ortalama gebelik oluşumu hapı bırakmayı takip eden 5 ay içerisinde yaşanıyor. Bu en belirgin etki dışında doğum kontrol hapını bırakmanın kısa dönemli başka sonuçları da oluyor. Bedenin hormon salgısının normal işleyişine yavaş yavaş geri döndüğü bu süreçte beden ve zihin de bazı dalgalanmalardan geçiyor. Kadın sağlığı uzmanı Dr. Aviva Romm’a göre en yaygın olarak görülen etkiler aşağıdaki gibi sıralanıyor:

1. Düzensiz, ağrılı veya atlayan regller

Kimi doğum kontrol hapı kullanımı gereği regl olmayı önleyebiliyor. Yani hap kullanımı boyunca hiç regl olmama ihtimali bulunuyor. Doğal olarak hapı bırakır bırakmaz da dönmesi beklenen fonksiyon nedeniyle menstrüel kanamalar oluyor. Nitekim hala bedensel işlevleri yöneten hipotalamus ve yumurtalıklar arasında hormonal kopukluklar olması nedeniyle yeniden başlayan regl, ya çok düzensiz, ya çok ağır, ya çok seyrek yaşanıyor veya hiç yaşanmıyor.

Doğum kontrol hapı, işleyişi gereği, ovülasyon yani yumurtlama fonksiyonunu baskılıyor. Bu nedenle hap kullanırken regl ağrısı olarak da bilinen ovülasyon ağrısı hiç hissedilmiyor. Hap aynı zamanda bu ağrıdan sorumlu prostaglandin hormonunu da baskılıyor. Bırakıldıktan sonra ise tüm bu baskılanma, maalesef tüm şiddeti ile geri dönebiliyor.

2. PMS semptomlarında artış

Doğum kontrol hapları, genellikle hızlı ruh hali değişimlerine, depresif düşüncelere yol açmasıyla bilinir. Hapı bıraktıktan sonraki dönemde hormonlar yeniden dengeye gelebilmek için sürekli değiştiğinden hızlı ruh hali değişimlerini de beraberinde getirebilir. Huzursuzluk, gerginlik, yorgunluk, göğüs hassasiyeti, baş ağrıları özellikle menstrüasyon öncesi şiddetlenebilir.

3. Akne

Doğum kontrol hapları akne ile ilişkilendirilen yüksek testosteron salgısının minimize edilmesine yardımcı oluyor. Bu nedenle akne şikayetleri hap kullanımı ile beraber giderilebiliyor. Bıraktıktan sonra ise östrojen gibi testosteron da normal salgı seviyelerine geri dönmeye başlayacağı için önceki dönemlerde sivilce problemi yaşayan kişilerin cildinde akne oluşma riski de yükseliyor.

4. Şişkinlik

Kimi doğum kontrol hapının içeriğinde diüretik yani su atımını hızlandıran bileşenler bulunuyor. Bu bedende fazla su tutulmasını engellediği için şişkinlik şikayetini de azaltıyor. Haptan sonra beden kendi normal işleyişine dönerken belirli bir süre boyunca su tutmaya daha meyilli oluyor. Bu da çoğu kişinin “hapı bıraktıktan sonra şiştim, kilo aldım” söylemlerinin nedenini oluşturuyor. Aslında çoğu zaman bu durum bedenin geçici olarak su tutmasından kaynaklanıyor.

5. Libido yükselmesi

Aynı hormonlar gibi doğum kontrol hapı kullanım süresince libidonun da baskılanmasına yol açabiliyor. Bunun bir sonucu olarak hapı bırakmak eski cinsel dürtünün geri gelmesine hızla artan testosteron seviyeleri ile libidonun ateşlenmesine neden olabiliyor.

6. Besin değeri eksiklikleri

Dr. Romm’a göre besin değeri eksiklikleri hapın direkt bir etkisi olmasa da hormonal dengesizliğin kötüleşmesine yani semptomların ciddileşmesine yol açabiliyor. Eğer hamile kalmak için hap bırakılıyorsa bu eksiklikler daha büyük bir önem kazanıyor ve sağlıklı üremenin önüne bile geçebiliyor. Romm, özellikle hapı bıraktıktan sonra düşmesi ile bilinen D vitaminine dikkat edilmesini önemle vurguluyor. Doğum kontrol hapının kendisi de özellikle B vitamini grubunu ve magnezyumu düşürmesi ile bilindiği için hap kullanırken ve bıraktıktan sonra düzenli kan testleri yaptırmak büyük önem taşıyor.

Doğum kontrol hapını bıraktıktan sonra hormonal denge nasıl sağlanabilir?

Peki, Dr. Romm bu dengesizlik halini kısa sürede geçirebilmek ve istenmeyen semptomları hafifletebilmek için neler öneriyor? Danışanlarından yola çıkarak tam bir hormon dengesi elde edebilmeyi genellikle 3-6 ay içerisinde öngördüğünü ama sürenin kişiden kişiye değişim gösterdiğini söyleyen Romm, bu süreçte özellikle beslenme ve yaşam tarzı değişimlerinin çok yardımcı olduğunu belirtiyor.

1. Fonksiyonel beslenme

En önemli aksiyonun eksik besin değerlerini hem beslenme hem de sağlık uzmanı kontrolünde başlanacak bir takviye tedavisi ile kapatılması olduğunu söyleyen Romm; B2, B6, B12, C vitamini, E vitamini, D vitamini, magnezyum, çinko, selenyum ve folat bileşenlerinin özellikle altını çiziyor.

İkinci olaraksa her öğünde kan şekeri dengesi sağlamaya özen göstermek gerekiyor. Bir yandan hap sonrası hormonal değişimler, bir yandansa dengesiz insülin seviyelerinin bedene gereğinden çok zarar verme riski bulunuyor. Gerçek, işlenmemiş, taze gıdalar; sağlıklı yağlar, kaliteli proteinler, tam tahıllar, sebze ve meyve yemek, öğün atlamamak, kahvaltı etmeyi önceliklendirmek, alkol alımını minimize etmek ve düzenli olarak hareket etmek kan şekerini dengelemeye yetiyor.

Bu esnada minimize edilmesi önerilen bir diğer gıda grubu da süt ve süt ürünleri oluyor. İçerdikleri katkı maddeleri ve hormonlar ile hormon sistemini daha da dengesizleştirme riski bulunan süt ve süt ürünlerinden sadece 6-12 ay uzak durmak bile semptomları iyileştirebiliyor.

2. Detoksifikasyon desteği

İkinci adımsa bedenin detoksifikasyon sistemini güçlendirmekten geçiyor. Özellikle fazla östrojeni parçalama görevi olan bağırsak mikrobiyotasının dengede ve sağlıklı olması önem taşıyor. Lif ve probiyotik açısından zengin beslenmek, paketli ve işlenmiş gıdalar tüketmemek, antibiyotiklerden, çevresel toksinlerden mümkün olduğu kadar uzak durmak mikrobiyom sağlığını desteklemeye yetiyor.



Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP