Hepimiz 6 Şubat gününden beri büyük bir trajedinin yarattığı şoku, yası, kaygıyı, huzursuzluğu sinir sistemlerimizde yaşıyoruz. Ebeveynler, bu kaosun içinde çocuklarının değişen duygu ve davranışlarına nasıl tepki vereceklerini şaşırmış ve paniklemiş olabilirler. İşte bu yüzden deprem sonrasında ebeveynlere bir destek rehber hazırlamak ve deprem çocuğa nasıl anlatılır sorusunu cevaplamak istedik.
Çocuklar travmalardan nasıl etkilenir?
Travma, yaşamı, vücut bütünlüğünü, sevdiklerimizi, inanç sistemlerimizi tehdit eden çok hızlı ve karmaşık gelişen olaylardır. Bu olaylar karşısında, beden ve zihin etkili yanıt veremeyebilir, kişide psikolojik bir örselenme oluşur. Travmayı insan eliyle olan ve olmayan şeklinde ikiye ayırdığımızda deprem gibi afetlerin etkisi ikisinin de özelliklerini taşır. Deprem gibi doğal afetler aniden gelişir, öngörülemez ve mutlak güçsüzlük yaratır. Yaşanılan sıkışıklık ve şok etkisinin üzerine anlamsızlık, kaos ve gelişigüzellik eklenince özellikle çocuklar için daha da kafa karıştırıcı bir hale gelir. Travma sonrası stres semptomları ve örüntüleri üç kümeye ayrılır ve bunlar genelde dönüşümlü olur.
- Aşırı uyarılma
- Kısıtlama, donma ve hareketsizlik
- Dissosiyasyon ve kapanma.
Bu üçünün dışında uyku ve iştahta değişiklik, mide bulantısı, baş ağrısı gibi fiziksel davranışlar ve idrar kaçırma, kaka tutma, bebeksi konuşma, biberon isteme, parmak emme gibi gelişim yaşının öncesinde sergilenen regresif davranışlar ortaya çıkabilir. Örnek olarak, 4 yaşındaki bir çocuk için parmak emme olabilir. 8 yaşındaki çocuk için çiş kaçırma ya da kaka tutma olabilir. Bu örneklerdeki gibi çocuğun edindiği beceriler geri gidebilir ama ortadan kalkmaz.
Aşırı uyarılma baskın olduğunda:
- Panik atak, kaygı.
- Abartılı irkilme tepkisi, ışığa ve sese karşı aşırı hassasiyet.
- Hiperaktivite ve huzursuzluk.
- Kabuslar ve gece korkusu.
- Tehlikeli durumlara çekicilik ve artan risk alma davranışı.
- Kaçınma davranışı ve/veya yapışma (ebeveynle beraber uyuma isteği).
- Sık ağlama, sinirlilik ve öfke nöbetleri.
- Parmak emme, biberon isteme, altını ıslatma.
- Fobiler, tikler.
Kısıtlama/donma/hareketsizlik baskın olduğunda:
- Baş ağrısı, karın ağrısı, sindirim sorunları veya iştah azalması.
- Çaresizlik duygu ve davranışları.
- Kaçınma ve çekilme.
- Duruş ve koordinasyon bozuklukları.
- Tekrarlayan oyun.
- Düşük enerji, azalan merak ve motivasyonsuzluk, zevk için azaltılmış kapasite, bir görev tamamlayamama.
- Yatak ıslatma.
Dissosiyasyon/kapanma baskın olduğunda:
- Dikkat dağınıklığı ve dikkatsizlik.
- Unutkanlık.
- Düzenleme ve planlama yeteneğinde azalma.
- Sessiz ve azalmış duygusal tepkiler.
- İzolasyon ve kopukluk duyguları.
- Bir hayal dünyasında veya hayali arkadaşlarla geçirilen zamanlar.
- Düşük enerji ve kolayca yorulma.
Bütün bu semptomlara Akut Stres Tepkileri denir ve anormal durumlarda verilen normal tepkilerdir. Bu semptomlar 4 haftayı geçerek devam ediyorsa ve çeşitleniyorsa profesyonel destek alınmalıdır.
Öncesinde herhangi bir aile üyesini kaybetmiş, psikolojik travma yaşamış ve/veya gelişimsel problemleri; öğrenme güçlüğü, otizm spektrum bozukluğu olan çocuklar, depremden sonra ağır stres yükünü taşıması en muhtemel olan risk grubu içindedir. Bu çocukları ebeveynler, okullar ve yardım kuruluşları tespit etmeli ve özen göstermelidir.
Şüphesiz her çocuk depremi farklı deneyimleyerek farklı tepkiler gösterecektir. En çok vurgulanması gereken nokta özellikle 12 yaş altı çocukların mümkün oldukça az görüntü ve habere maruz kalmalarıdır. Bu yüzden de çocuğa yanlış haberlerin de olabileceğini mutlaka söylemek gerekir. Çocuk çok korkmasın, kaygılanmasın diye yanlış bilgiler verilmemelidir.
Çocuklara deprem nasıl anlatılabilir?
Depremi açıklamaya başlamadan önce duyguya temas edilmeli, çocuğun onayı ve bilgisi alınmalıdır. Örneğin, “Çok korkmuş veya üzülmüş olmalısın.”, “Çok haklısın. Ne olduğunu bilmiyorsun, anlaması zor bir şey olabilir. Konuşmak ister misin?”, “Olan biteni sana açıklamama ihtiyacın var mı?”, “Bana istediğin soruyu sorabilirsin, sorularını elimden geldiğince yanıtlamaya çalışacağım.” gibi ifadelerle söze başlayabilirsiniz. Eğer direkt “Çok korktun.” gibi hüküm cümleleri kurarsanız buna “Hayır ben korkmadım, üzüldüm veya üşüdüm.” diyebilir. “Ne hissettiğini biliyorum, bunlarla baş edecek kadar güçlüsün, daha kötü olabilirdi, en azından çabuk bitti, bak hayattasın.” gibi ifadeler kullanılmamalıdır.
Çocuklar deprem hakkında soru sorarsa nasıl cevap verilmelidir?
Çocuklar depremle ilgili sorular sorabilir hatta cevaplarını alsalar bile tekrar edebilirler. Bu aslında güvende hissetmeye ihtiyaçları olduğunu gösterir. Özellikle 12 yaş altındaki çocuklar için depremin anlaşılması, güven ve rahatlama hissi verir. Önce kendi sakinliğinizden emin olup sonrasında deprem konusunu kısa, net ve somut ifadelerle bir şekilde anlatmalısınız. “Ülkemizin Güneydoğu bölgesinde bir deprem oldu. Depremler bir doğa olayıdır, fakat şimşek veya kar gibi sık tekrarlanmaz. Bazı doğa olayları çok bazıları ise az olur, deprem az olanlardan biri. Maalesef depremin şiddeti ve ne zaman olacağı öngörülemez fakat depreme karşı önlemler alınabilir, bak bazı binalar da yıkılmadı. Artık teknoloji gelişti, gökyüzünü gördüğümüz gibi yerin altını da görüyoruz. Bilim insanları nerelerin altında nerelerde fay hattı var, ne kadar enerji birikimi var bakıyorlar, araştırıyorlar ve uyarılar yapıyorlar. Bu bilgiler ve uyarılar doğrultusunda önlem almamız mümkün.” gibi içi boş olmayan rahatlatıcı ve somut bilgiler verebilirsiniz.
Depremi anlatırken legolardan, bloklardan veya Jenga’dan yararlanabilirsiniz. “Yerin altında fay hatları var ve bunlar kıpırdıyorlar. Bazen şiddetli hareket edip yeryüzünde çatlaklara ve sarsıntılara sebep oluyorlar. Bu da binaların sallanmasına ve bazen yıkılmasına sebep oluyor. Binalar yıkılırsa bazen insan vücudu yara alabilir ve bu yaralar bazen çok ciddi olduğunda ölüm olabilir.” gibi açıklamalar yapabilirsiniz. “Bazen yıkılan bazı binalarda boşluk oluşur ve bu boşluğa yaşam üçgeni denir. Burada yardım gelene kadar yaşayan ve kurtulan insanlarda var.” diyerek enkaz bilgisi verebilirsiniz. Dilerseniz basit çizimler yaparak depremi ve yaşam üçgenini anlatabilirsiniz. Sizlerin de bilmediği cevaplarda “Bunu araştırıp sana anlatacağım, sana nasıl açıklayacağımı bilmiyorum.” demeniz yeterli olacaktır.
“Peki şimdi ve sonra ne olacak? Geri kalanlara ne olacak?” gibi sorular gelebilir ve tekrarlanabilir. Bu durumda, sakin kalarak “Şu an bir sürü insan ve yardım kuruluşu yardım etmek için çabalıyor. Yıkılan bölgeler toparlanacak, yeni evler yapılacak.” diyebilirsiniz. Korkacak bir şey yok gibi rahatlatmak amacı ile söylenen ifadelerden kaçınmak gerekir. Bu durumda çocuk kendi duygularının kabul görmediği algısına kapılabilir ve utanabilir.
Çocukların iyi olma halini yükseltmek için ebeveynlere tüyolar
- Çok kaygı oluştuğunda beraber deprem çantası hazırlayabilir ve evin belli bir köşesine yerleştirebilirsiniz.
- Rutinler, otomatik olarak insanı toparlama gücüne sahiptir. Travma, her şey yıkıldı derken rutinler “Burası yıkılmadı, farklı duygu ve durumların yanında aynılık da var.” mesajını verir. Mümkün olduğunca belirli saatlerde ve belirli yerlerde yemek yemek, bir şeyler seyretmek ve bunları devam ettirmeye çalışmak çok önemli.
- Çocuklar resimlerinde yıkılmış evler çizebilir, defalarca ambulans sesi çıkartabilir, şehir veya evler inşa edip bozabilir. Bunlar normaldir. Bir oyunu ya da çizdiği resmi defalarca tekrarlayabilirler. Sizler sessizce ve müdahale etmeden takip ederseniz içindeki sıkışmış ve zorlanmış duyguların açığa çıkmasına ve işlemlemesine izin vermiş olursunuz.
- Hareket, duygu birikiminin açığa çıkmasını sağlar. Bu zamanlarda spor ve egzersizin aksamamasına özen göstermelisiniz. Kimi zaman ailecek yürüyüşe çıkabilirsiniz veya evde hareket zamanı yaratabilirsiniz. Kabuslar varsa kabuslarını hikayeleştirmeyi ya da çizmesini teklif edebilirsiniz.
Depremden etkilenenlere destek olabilmeniz için güvenilir kaynakları ve bağış kampanyalarını derledik. Linkten detaylı bilgi edinebilirsiniz.