Günlük hayatımızın bir parçası haline gelen anksiyetenin, kronik yorgunluğun ve stresin en büyük nedenlerinden bir tanesi olan fazla düşünme sendromu pek çoğumuzun kurtulmak istediği başlıca sorunlardan bir tanesidir. Gelecek kaygısı, geçmiş pişmanlıklar veya aşırı eleştirel olma şeklinde kendini gösterebilen bu sendromdan kurtulmaya çalışma sürecini kolaylaştırmak için sorunun kaynağına inmek etkili olabilir diye düşündük. İşte fazla düşünme sendromunun altında yatan psikolojik nedenlerden en sık görünenler!


Çocukluk döneminde öğrenilenler

Fazla düşünme sendromunun oluşum zamanına bakıldığı zaman genellikle hayatın erken yıllarında geliştiği fark ediliyor. Bu alışkanlığın çocukluk çağlarında geliştirilmesinin nedeni ise uzmanlar tarafından “korkular ve zor durumlar” olarak tanımlanıyor.

Çocukluk çağlarında kişinin “kendi kendini koruması” konusunda işe yaramış olan fazla düşünme kalıpları alışkanlık haline gelebiliyor. Örneğin babası alkolik olan bir çocuk “ya babam bugün de eve sarhoş gelirse” diyerek kendini olası kötü durumlardan koruyabiliyor. Fakat çocukluk yıllarında öğrenilen fazla düşünme davranışının oluşum nedeni ve bugün hala sürüyor olmasının nedeni genellikle aynı olmuyor. Dolayısıyla fazla düşünme sendromunun sonlanması için bugün bu davranışın hala sürmesine neden olan durumların üzerine gitmek gerekiyor.

Kontrol illüzyonu

Bize acı veren tüm duygular içinde belki de en kötü duygu çaresizlik olabilir.

Özellikle konu sevdiklerimiz veya önem verdiklerimiz olduğu zaman her şey yolunda gitsin ve herkes mutlu olsun istiyoruz. İşler ters gittiği zamanlarda da yardım etmek istesek de bu konuda limitli kaldığımızı hissedebiliyoruz. Bu noktada da çaresizliklerimizle yüzleşmek yerine genellikle onları reddetmeyi tercih ediyoruz. Sonuç olarak da bir şey yapamadığımız için bu konu hakkında fazlaca düşünmeye, endişelenmeye ve geviş getirmeye başlıyoruz.

Fazla düşünmek bu noktada bize kontrol illüzyonu yaratıyor ve çaresizliğimizi kendimizden bir süreliğine de olsa uzak tutmamızı sağlıyor. Fakat fazla düşünmek uzun dönemde anksiyete, düşük özgüven, stres ve kronik yorgunluk gibi zihni meşgul eden başka yan etkileri de beraberinde getiriyor.

Kesinlik illüzyonu

Kontrol illüzyonun bir başka hali olan kesinlik illüzyonu insanların belirsizliğe tahammül edememesinin sonucu olarak meydana geliyor.

Hayatın akışı hakkında fikir sahibi olmak bize kendimizi güvende hissettiriyor. Dolayısıyla bize kaygı hissettiren belirsizliği hayatımızdan çıkarmak için mümkün oldukça fazla düşünüyor, senaryolar kuruyor ve belirsiz olan durumu belirli hale getirmeye çalışıyoruz.

Zaman içinde de konu hakkında yeterince uzun düşünürsek bu problemin kaybolacağına dair bir yanılgı geliştiriyoruz.

Belirsizlik ile yüzleşmek uzun vadede oluşabilecek fazla düşünme davranışının önüne geçebilmemiz için etkili bir yöntem olarak kendini gösteriyor.  

Mükemmeliyetçilik

Mükemmeliyetçilik olmak değil, hissetmek ile alakalıdır. Genellikle mükemmeliyetçi olan kişiler mükemmel hissetmedikleri için ilerlemekte zorlanıyorlar. Aslına bakıldığı zaman hiç kimse mükemmel olma zorunluluğu hissetmez, mükemmeliyetçi olan kişilerin mükemmel olmama hissine karşı olan toleransları çok düşüktür.

Mükemmeliyetçi insanlar, genellikle işlerinin mükemmel olmadığını daha az hissetmek için fazla düşünme sendromu yaşıyorlar. Yapılacak daha çok şey olduğuna inanırlar, dolayısıyla daha fazla düşünmek zorunda kalıyorlar. Bu da mükemmel olmadıklarını hissetmek için daha az zamanları kalacağı anlamına geliyor.

Bu noktada duygusal toleransı arttırmak için çalışmalar yapmak gerekiyor.

Kaçınmak/Korkmak

Pek çoğumuzun kaçınmaya çalıştığı durumlar oluyor. Fobi benzeri olabilen bu hisler genellikle engellenmeye çalışıldıkça bir kısır döngüye giriyor ve daha da güçleniyorlar.

Kendimize özgüvenimiz olmayan bir konudan kaçındıkça, o konuda daha iyi olmak için pratik yapma şansımızı da elimizden kaçırıyoruz. Dolayısıyla gelecekte karşılaşabileceğimiz benzer durumlar konusunda özgüvenimiz daha da düşüyor. Sonuç olarak da o konudan kaçınmak için daha da fazla çaba harcamaya başlıyoruz ve bu durum olası senaryoları engellemek hakkında fazla düşünmeyi de beraberinde getiriyor.

Sürekli olarak kaçınma çabasında olmak zihinsel enerjimizin çok büyük bir kısmını düşünmeye harcamamıza neden oluyor. Ne de olsa korkular en güçlü dürtülerdir. Bu şekilde fazladan stres ve algıda yanılma meydana geliyor.





BLOOM SHOP