RÖPORTAJ: ALEYNA TEPE İPER

Zamanın izlerini taşıyan, sayfalarında yaşanmışlık biriktirmiş kitapların peşinden giden iki kitap koleksiyoncusunun yolu yeniden kesişiyor ve Pestil Books doğuyor. Aslı Toraman ve Naz Beşcan’ın çocuklukta başlayan arkadaşlığı, yıllar sonra tesadüflerle yeniden filizleniyor ve ortak tutkuları etrafında zengin bir kitap kürasyonuna dönüşüyor. Yalnızca içerikleriyle değil, yaşanmışlıklarıyla da değerli olan kitapları, yeni okuyucularla buluşturma hayaliyle yola çıkıyorlar. Pestil, geçmişin raflarında saklı kalmış kitaplara yeniden alan açarken; İstanbul’un çok katmanlı kültüründen, kişisel arşivlerden ve ikilinin estetik duyarlılığından beslenen, ilham verici ve özgün bir dünya sunuyor. Pestil Books kurucuları Aslı ve Naz ile koleksiyonerliğe ve iyi yaşamın parçası olarak edebiyata uzanan keyifli bir röportaj gerçekleştirdik!


Pestil’in kuruluş hikayesini paylaşabilir misiniz? Nasıl tanıştınız, yollarınız nasıl yeniden kesişti ve kitaplarla birlikte bu yolculuğa çıkmaya nasıl karar verdiniz?

Aslı & Naz: Biz yuva arkadaşıymışız ancak yuva dönemi bitince yollarımız ayrılmış. 2018 senesinde çok yakın bir ortak arkadaşımızın bekarlığa veda kutlaması için çıktığımız tatilde yeniden arkadaş olduk. Birbirimizi yeniden tanırken, ikimizin de kitapları ne kadar sevdiğini gördük ve ikimizin de kitap topluyor olması arkadaşlığımıza farklı bir kapı açtı. Herkesin içine döndüğü pandemi döneminde, bizim gibi kitaplardaki gizli güzellikleri görecek, bunları takdir edecek insanlar olduğundan emindik. “Bu kitapları başkalarıyla nasıl buluşturabiliriz, bu dünyanın kapılarını nasıl başkalarına aralayabiliriz?” diye düşünerek Pestil Books’u kurduk. Şubat 2021’de de ilk kitabımızı satışa sunduk. Aslında Pestil Books bizim için tamamen kendi ilgi alanlarımız ve merakımızdan başlayan bir maceraydı. Bir “tutku projesi” olarak başladık ama çok kısa zamanda Pestil sevildi ve büyüdü. Bu konuda çok şanslı hissediyoruz.

Birkaç yıl önce baktık ki biz aslında aynı yuvaya giden ve o dönem çok yakın olan iki arkadaşmışız. Yuvamızın son gününde kostüm partisinde Esmeralda ve Ariel olarak çekilen, arkasında adlarımızın yazdığı fotoğrafımız sayesinde bunu yıllar sonra öğrendik!

“Pestil” isminin hem nostaljik hem de merak uyandıran bir tarafı var. Neden bu ismi seçtiğinizden ve “Pestil” isminin yaptığınız işle nasıl bir bağ kurduğundan bahsedebilir misiniz?

Aslı & Naz: Öncelikle çok teşekkür ederiz. Pestil kelime anlamıyla “zaman içerisinde dönüşen” hissini veriyor. Aslında biz de kitapların kullanılma şeklini zaman içerisinde dönüştürüyoruz. Meyvenin zaman içerisinde pestile dönüşebilmesi gibi, biz de eski kitapları, ilham olacak yepyeni insanlarla bir araya getiriyoruz. İnsanlar pestilden aldıkları gibi kitaplardan da tat alıyorlar. Bir de pestili çıkmış kitaplar düşüncesini de çok eğlenceli buluyoruz. Doğru kitabı doğru kişiyle buluşturabilmek, bunun bir parçası olduğumuzu hissetmek bize müthiş iyi geliyor.

Kendinizden “books-collector” olarak bahsediyorsunuz. Kitaplara duyduğunuz ilginin geçmişe dayandığını tahmin ediyoruz. Peki, kitaplara, özellikle de vintage kitaplara olan bu ilgi nereden geliyor?

Aslı: Ben çocukluğumda da kitapçı gezmeyi ve kitap alışverişi yapmayı çok severdim. Yıllar içerisinde bu ilgi dönüştü, okuma kitapları merakıma çeşitli konulardaki kalın kapaklı kitaplar da eklendi. Ben kendime yıllardır ikinci el kitap alırım, araştırmayı çok severim. Gerek baskısı bitmiş veya yasaklanan okuma kitapları, gerekse yıllar önce basılmış table-book dediğimiz baskıları zor bulunan kitaplar almayı ve araştırmayı çok seviyorum. Hangi dönemlerde hangi konularda kitaplar yazılmış, kimler yazmış diye merak edip bakarım. Zaman geçtikçe Naz’ın ve benim kitaplara olan ilgimiz dönüşerek Pestil dünyamızı oluşturdu. 

Naz: Benim kitap ilgim tamamen çocukluğumdan geliyor. Hep genişleyen bir kitaplığı olan, çocukken bile anne babamın okuduğu romanların konularını bildiğim, annemin bana her akşam bir bölüm roman okuduğu, dedemin 1960’lardan beri biriktirdiği National Geographic koleksiyonunun rafları süslediği bir evde büyüdüm. Bu şartlarda, çocukluğumdan beri hep kitaplarıma ve kitaplığıma aşırı önem veren birisi oldum. Sanat okuduğum dönemde kendi koleksiyonum artarak büyüdü, organik olarak vintage kitaplar da eklenmeye başladı. Asıl ikinci el kitap zevkimin 20’lerimin başında geliştiğini söyleyebilirim. 

Pestil olarak kürasyonunu yaptığınız kitapları seçerken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz? Sizin gözünüzde bir kitabı “Pestil kitabı” yapan özellikler neler?

Aslı & Naz: Sanırım sorduğumuz ilk soru “Kendi kütüphanemizde olmasını ister miydik?” oluyor. Bunun dışında konusu, yazarı, basımında kullanılan kağıdı, kitabın renkleri, bunların hepsi çok sevdiğimiz detaylar. Özellikle kitabın yaşamının, elimizde durdurduğundan çok daha büyük olduğunu anımsattığı için üzerine not alınmış, altı çizilmiş, arasına gazete küpürleri konulmuş, yani yaşamış kitapları ayrı seviyoruz.

Çok yakında Live to Bloom Shop’ta satışa sunulacak özel seçkide ne tür kitaplara yer verdiniz? Bu seçkiyi oluştururken özellikle dikkat ettiğiniz noktalar neler oldu?

Aslı & Naz: Live to Bloom seçkimizi çok severek hazırladık. Kitapları çok seven iki kadın olarak, Live to Bloom’da neler görmek isterdik diye düşünüp kendimize konu başlıkları listesi hazırladık. Live to Bloom’un kadınlara yönelik sahiplendiği konular genellikle bizim de sevdiğimiz, ilgili ve meraklı olduğumuz alanlarda. Biz de meditasyon, yoga, sağlıklı beslenme ve cinsellik konularıyla ilgili kitaplara yoğunlaştık. Hem eğlenceli, hem bilgilendirici hem de günlük hayatta da kullanılabilecek kitapları tercih ettik. Kitap seçkisi hazırlamak çok kişisel. Bu nedenle ilgimizi çekmesi bizim için çok önemli.

Sizce kitaplar ve iyi yaşam kavramı arasında nasıl bir bağ var? Kitapların insanın iç dünyasını besleyen, dönüştüren ya da şifalandıran bir tarafı olduğuna inanıyor musunuz? Bu bakış açısı, kitap seçkilerinizi oluştururken nasıl bir rol oynuyor?

Aslı: Kitapların dönüştürücü etkisine kesinlikle inanıyoruz. Kitaplar, insanı hayatından dışarı çıkarıp ona bambaşka dünyalar sunuyor. Bu bir roman da olabilir, çok eski mobilyaların veya mitoloji canavarlarının anlatıldığı bir kitap ya da Live to Bloom için yaptığımız seçki kitaplarından birisi de. İnsanın her gün bir sayfa çevirmesi, hayatından uzaklaşıp beyninin farklı tarafa doğru yönlenmesi günümüzde şifa diye düşünüyorum.

Naz: Kitap benim için çocukluğumdan beri hep paralel evrene açılan bir kapı oldu. Çok kitap okuyan bir çocuk olduğunuzda anılarınıza ek olarak kitap kahramanlarıyla zihninizde hayal ettiklerinizde çocukluğunuzun çok büyük bir kısmını oluşturuyor. Kitaplar, zengin hayal dünyası oluşturmaya yardımcı oldukları için tabii ki de şifalandırıcı. Sadece empati hissinizi kuvvetlendirmiyor, onun dışında kendinizin daha iyi bir versiyonunu hayal etmek için size güç ve dağarcık da yaratıyor. Bence manifestation’ın bir başka yöntemi de elinde bir kitap ile hayal kurmak. 

Pestil’in ilham kaynaklarından biri olarak İstanbul’un dokusunu vurguluyorsunuz. Bu şehir, hem kişisel yaşamınızda hem de Pestil’in ruhunu oluştururken size nasıl bir ilham veriyor?

Aslı & Naz: Her ikimiz de burada doğduk, neredeyse hayatımız boyunca burada yaşadık. İstanbul en başta bizi olduğumuz kişi yapan en önemli faktörlerden biri. Yaşadığımız tüm zorluklarla birlikte, İstanbul karmakarışık, çok zengin tarihe sahip müthiş bir şehir. İstanbul’un dokusunu kitapların da hapsettiğine inanıyoruz. Buradan topladığımız kitaplar, şehrin yaşanmışlıklarını, buraya on yıllar boyunca düşenlerin hikayelerini saklıyor ve kitaplar bizden yeni sahiplerine ulaştıkça bu hikayeler de katlanarak büyüyor. Bunun dışında Pestil’in arşivinde de İstanbul’a ve şehrin geçmiş gündelik yaşam kültürüne dair kitapların ne kadar önemli bir yere sahip olduğu aşikar. 

Günlük hayatınızda uyguladığınız iyi yaşam ritüelleriniz var mı? Fiziksel, zihinsel ve ruhsal dengeyi korumanıza yardımcı olan alışkanlıklarınızı bizimle paylaşır mısınız?

Aslı: Her sabah olmasa da morning pages yazmayı seviyorum, hiç anlayamadığım bir yerden beynimde farklı bir alan açıldığını hissediyorum. Bazen yazı yerine renkli kalemlerle bir şeyler karalıyorken buluyorum kendimi. Kütüphanemin önüne geçip rastgele bir kitaptan rastgele bir sayfa açıp okumak da yapmayı sevdiğim bir şey. 

Naz: Benim için sabah yürüyüşleri günlük rutinimin çok önemli bir parçası. Hava nasıl olursa olsun, tek başıma ya da sevdiğim bir arkadaşımla beraber deniz kenarında ya da doğada yürüyüş yapmak bedende hissetmeme ve böylece kafamın toparlanmasına yardımcı oluyor. Bunun dışında yatak odama ekran sokmamak ve her akşam birkaç sayfa da olsa kitap okumak bana en iyi gelen alışkanlıklarımdan. 



Aleyna Tepe İper

1997 yılında İstanbul’da doğan Aleyna, lisans eğitimini Bilkent Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde tamamladı. Yüksek lisans eğitimine Bahçeşehir Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji alanında devam ediyor. Çocukluğundan beri duygu ve düşüncelerini yazarak ifade eden Aleyna, iyi yaşam konseptine duyduğu ilgiyi yazma tutkusuyla birleştirerek Live to Bloom’da editör olarak çalışıyor. Akademik ve deneyimsel olarak kendini...



BLOOM SHOP