YAZAN: MELTEM FAKABASMAZ

Sabah uyandınız ve aynaya baktığınızda yüzünüzde kızarıklıkların olduğunu fark ettiniz. Muhtemelen cilt doktoruna gideceksiniz ve sizi muayene edecek. Muayene sonrasında sizin için gerekli kremleri veya ilaçları yazacak. Yüzünüzdeki kızarıklığın pek çok sebebi olabilir. Peki, yaşadığınız duygusal durumun da bu sebeplerden birisi olabileceği hiç aklınıza geldi mi? Geleneksel Çin Tıbbı’nda (GÇT), duygular ve fiziksel sağlık birbiriyle yakından ilişkilidir. Sağlık ve şifaya yönelik bu bütünsel zihin & beden yaklaşımı, duygularımızın vücudumuzun iyi olma halini etkilediği ve bunun tersinin de geçerli olduğu dinamik bir döngüde işler. Peki hangi duygular ve organlar arasında nasıl bir ilişki bulunur? Bu etkileşimi korumak için gündelik yaşamımızda nelere dikkat etmeliyiz ve hangi pratikleri yapmalıyız?


Geleneksel Çin Tıbbı’na göre teşhis ve tedavi 

Diyelim ki adet ağrısı, baş ağrısı, yüz ve gözlerde kızarıklık, baş dönmesi ve ağız kuruluğu yaşıyorsunuz. Bunun sebebi karaciğerdeki dengesizlik olabilir. Karaciğerdeki dengesizlik fırtınalı ruh hallerine yol açabilir. Geleneksel Çin Tıbbı teorisine göre aşırı sinirli ve öfkeli olmak karaciğerimizi etkileyebilir. Peki, bu organın temel görevi sindirim ve besinlerin işlenmesi olmasına rağmen ve fiziksel yaşanan bir durum olmadan, sadece duygusal bir durum değişikliğinden neden ve nasıl etkilenebilir?

Kızdığınız durumlarda öfkenizi sakinleştirmekte sorun yaşıyorsunuz. Bedeniniz de aslında buna karşılık bir tepki veriyor! Geleneksel Çin Tıbbı’nı bütünsel iyi olma hali yönetir. Hastalık yaratacak bir durum olmaması için gerekli düzenlemeyi farkındalıkla yapabilmeliyiz. Bunun için de bedende oluşan belirtilere sadece fiziksel bir durum olarak değil, duygusal durumun yansıması olarak da bakmalıyız.

Geleneksel Çin Tıbbı’nda teşhis oldukça bireyseldir. İşlevinde sorun olan bir organ sistemi ve/veya duygusal dengesizlik tanımlandığında, hastanın kendine özgü semptomları tedaviyi yapacak olanın yaklaşımını belirler. Genel yaklaşım, zihinsel ve fiziksel iyi olma halinin karmaşık bir şekilde iç içe geçtiği ilkesine dayanır. Uygulayıcılar optimal sağlığın; bir kişinin Chi / qi’sini (hayati yaşam gücü), yin (pasif) ve yang’ın (aktif) tamamlayıcı güçleri ile ateş, su, toprak, tahta ve metalden oluşan beş elementin dengelenmesi olduğuna inanarak teşhis ve tedavi eder. 

Beden & zihin bütünlüğünün önemi

Yukarıda bahsettiğim gibi yaşadığımız duygusal durumlar fiziksel sorunların hem belirtileri hem de nedenleri olabilir. Geleneksel Çin Tıbbı duygusal durumlarımızı dikkate alarak tedaviye yönelir çünkü duygusal durum düzeldiğinde, beden yeniden dengesini bulur ve rahatsızlığa sebep olan durum da ortadan kalkmış olur. Duygularımızın zihnimizle olan ilişkisi, önemli organların sağlığını belirleyenin zihnimiz olduğunu bize söylüyor. 

Beş adet organ-duygu eşleşmesinin birebir etkileşimini kavramak, GÇT’nin iyileştirme potansiyelini ortaya çıkarmanın anahtarıdır. Aşağıda, bu organlar ve duygular arasındaki bağlantıların ve dengesizliklerin temel zihinsel ve fiziksel sağlık sorunlarını nasıl etkilediğine dair GÇT’nin  yaklaşımını sizlerle paylaşıyorum. 

Duygular ve organlar arasındaki etkileşimler

Dalak

Dalak, vücudun bağışıklık sisteminde önemli bir rol oynar. Eski kan hücrelerini, bakterileri ve yabancı maddeleri vücuttan uzaklaştıran bir kan filtresi işlevi görür. Geleneksel Çin Tıbbı’na göre dalak aşağıdaki duygu durumları ve rahatsızlıklarla bağlantılıdır:

Duygular: Endişe, kaygı veya belirli bir konuya gereğinden fazla odaklanma ile oluşan aşırı uçlarda zihinsel aktivite durumu.

Dalağın İşlevi: Gıda sindirimi ve besin emilimi, kan ve enerji oluşumuna yardımcı olmak, kanı damarlarda tutmak. Kaslar, ağız ve dudaklarla bağlantılıdır. Ayrıca düşünmek, çalışmak ve hafıza ile ilgilidir. 

Dalaktaki dengesizliğin belirtileri: Yorgunluk, iştahsızlık, mukus akıntısı, zayıf sindirim, karın şişkinliği, ishal, zayıflamış kaslar, soluk dudaklar, morarma, aşırı adet kanaması ve diğer kanama bozuklukları.

Dalaktaki qi’nin eksiliğinde; mercimek, kinoa, yulaf, kök sebzeler (patates gibi), kabak, miso çorbası tüketilmesi öneriliyor. Koruma olarak soğuk yemeklerden, şeker ve yağdan, düzensiz yemek alışkanlıklarından kaçınılması ve daha fazla tahıl tüketilmesi öneriliyor. Yoga’da çocuk, kelebek ve mutlu bebek pozları dalak qi’si için yardımcı olabilir.


Akciğer

Akciğerler ile vücudumuz oksijen alır ve karbondioksiti bırakır. Geleneksel Çin Tıbbı’nda bu organın duygu durumlarımızdan yas ile beraber aşağıdaki koşullarla bağlantılı olduğuna inanılır:

Duygular: Keder, yas, üzüntü ve ayrılık.

Akciğerin işlevi: Solunumu sağlar. Bedene hava ile enerji getirir ve vücuda dağılmasına yardımcı olur. Su metabolizmasını düzenlemek için böbrekle birlikte çalışır. Bağışıklık sistemini destekler. Virüslere ve bakterilere karşı direncimiz için önemlidir. Ter bezlerini, vücut kıllarını düzenler ve cilde nem sağlar.

Akciğer dengesizliğinin belirtileri: Nefes darlığı, sığ nefes alımı, terleme, yorgunluk, öksürük, sık yaşanan soğuk algınlığı, grip, alerji, astım ve diğer akciğer rahatsızlıkları, kuru cilt, depresyon ve aşırı ağlama.

Akciğerdeki Qi’nin eksikliğinde; hurma, pirinç şurubu gibi doğalında tatlılık olan besinleri tüketmekle beraber soğan, sarımsak, zencefil, tarçın tüketmek de aynı şekilde enerjisi için yararlıdır. Yeşil çay içmek ve buhar terapisi akciğerlerdeki qi’nin aktifleşmesine yardımcı olabilir. Akciğerlerdeki qi’yi güçlendirmek için dinlenmek, derin nefesler alıp vermek, diyaframı özgürleştirmek yardımcı olur. Omuzları ve göğüs kafesini açan gomukhasana, anahatasana, dhanurasana, ustrasana ile beraber kalbi rahatlatan uttanasana, prasarita padatonasana pozları yardımcı olabilir. Pranayama çalışmaları ve Qigong egzersizleri de aynı şekilde akciğerin qi’si için destekleyicidir. 


Karaciğer

Sindirim ve besinlerin işlenmesi bu hayati organın birincil işlevidir. Geleneksel Çin Tıbbı’nda karaciğer başta öfke, depresyon ve aşağıdaki diğer fiziksel semptomlarla ilişkilidir:

Duygular: Öfke, kızgınlık, hayal kırıklığı, sinirlilik ve acı çekmek. 

Karaciğerin işlevi: Vücuttaki enerji ve kan akışının düzenlenmesinde yer alır. Safra salgısını düzenler ve kanı depolar. Tendonlar, tırnaklar ve gözlerle bağlantılıdır.

Karaciğer dengesizliğinin belirtileri: Meme şişkinliği, adet ağrısı, baş ağrısı, sinirlilik, uygunsuz öfke, baş dönmesi, kuru / kırmızı gözler ve diğer göz rahatsızlıkları ile beraber tendinit.

Karaciğerdeki Qi’nin eksikliğinde; masanızda yeşillere daha fazla yer açın. Yukarıya doğru gelişen ve büyüyen yeşiller kanı besler ve nazikçe karaciğerdeki qi’yi harekete geçirir. Dinlenmenin her organa olduğu gibi karaciğere de pozitif etkisi var. Meditasyon ve yoga birlikteliği ile yaşamınızdaki stresi azaltmak karaciğer için şifadır. Yoga pozları arasında pigeon, firelog, baddha konasana, upavisthakonasana pozlarını öneririm. Aşağıda yer alan akış, karaciğer meridyenini aktive etmek ve fazlalıklardan hafiflemenize yardımcı olacaktır. Özellikle mevsimsel geçişlerde tavsiye ederim.  


Kalp

Kalp, kanı tüm vücuda pompalar. GÇT’de bu organ sevinç ile bağlantılıdır. Sevincin dengesizliği ya çok fazla (ajitasyon veya huzursuzluk) ya da çok az (depresyon) olarak ifade edilir. Aşağıda, kalple bağlantılı zihinsel ve fiziksel rahatsızlıklar yer alıyor:

Duygular: Coşku ve canlılık eksikliği, zihinsel huzursuzluk, depresyon, uykusuzluk ve umutsuzluk.

Kalbin işlevi: Kan dolaşımını ve kan damarlarını düzenler. Eşit ve düzenli nabızdan sorumludur. Uzun dönemli hafıza, duygular ve zekadan sorumludur. Yaşamsal canlılığı ve ruhu etkiler. Dil, cilt ve damarlarla bağlantılıdır. 

Kalp dengesizliğinin belirtileri: Uykusuzluk, kalp çarpıntısı, düzensiz kalp atışı, fazla rüya görme, zayıf hafıza ve psikolojik bozukluklar.

Kalpteki qi’nin eksikliğinde; aşağıda yer alan “Hafif nefes, doğru nefes” çalışması ile karaciğerine, dalağına, akciğerine destek olurken kalbini rahatlatabilir, zihnini dinginleştirebilirsin. Tai-Chi, Yoga gibi esnemeyi destekleyen çalışmalarla qi güçlenir. Güçlü qi kanın düzgün şekilde dolaşımda olduğunun göstergesidir. Yogada anahatasana, bhujangasana, restorative fish pose bu konuda yardımcı pozlar arasında yer alır. 

https://youtu.be/tyLMINNMlCM

Kalp meridyeni için ise aşağıdaki akışı yapabilirsiniz. 


Böbrek

Böbrekler, idrar yapmak için atıkları ve bedende ihtiyacımız olmayan fazla sıvıyı boşaltır. Böbrekler bedendeki enerji merkezleridir. Geleneksel Çin Tıbbı’nda böbrekteki qi dengesizliği; kronik korku veya endişe olarak ortaya çıkabilen ve ayrıca aşağıdakilerle sonuçlanabilecek duygu durumları ile ilgilidir.

Duygular: Korku, zayıf irade, güvensizlik, mesafelilik, yalıtılmışlık.

Böbrek işlevi: Yaşamı sürdürmek için anahtar organlardandır. Üreme, büyüme, gelişme ve olgunlaşmadan sorumludur. Su metabolizması, solunum ve akciğerlerle ilgili olmakla beraber kemikler, dişler, kulaklar ve saçlarla da bağlantılıdır.

Böbrek dengesizliğinin belirtileri: Sık idrara çıkma, idrar kaçırma, gece terlemeleri, ağız kuruluğu, zayıf- kısa süreli hafıza, bel ağrısı, kulak çınlaması, işitme kaybı, yorgunluk, saç dökülmesi ve osteoporoz.

Böbrekteki qi’nin eksikliğinde; ejderha pozu, uttanasana, çocuk pozu yardımcı pozlar olabilir. Miso, yosun ve deniz ürünlerini tüketmek böbreklerin qi’sini aktive etmeye yardımcıdır. Yeterli uyku, dinlenme ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları ile beraber nefes odaklı yoga yapmanızı da öneririm. Bol su içmek, bitki çaylarını tercih etmek, sulu meyveler yemek ve çiğ sebze tüketmek de faydalı olacaktır.


Belirtilen konuyla ilgili hiçbir öneri bilimsel araştırmalar sonucu kanıtlanmamıştır. Bununla birlikte öneriler kişilerin spiritüel ve duygusal hayatını zenginleştirmeye, bireysel iyi olma yolculuğunu desteklemeye yardımcı olabilir.



Meltem Fakabasmaz

İstanbul’da doğan Meltem, Doğu Akdeniz Üniversitesi Endüstri Mühendisliği, 2002’de Bilgi Üniversitesi’si Sinema-TV Yüksek lisans tamamladı. 10 yıla yakın medya dünyasında çalıştıktan sonra, 2015 yılında başladığı yogada uzmanlaşmayı seçerek, insanın iyi olma yolculuğu yoluna da başlamış oldu. E-RYT® 500, YACEP® Yoga Alliance onaylı sertifikalı yoga eğitmeni ve Ayurveda uygulayıcısı, aynı zamanda...



BLOOM SHOP