YAZAN: DİLAN GÜNAÇTI

Yeterli su tüketimi, sağlığın en temel unsurlarından biridir. Vücut ısısının düzenlenmesinden sindirime, beyin fonksiyonlarından hücre yenilenmesine kadar pek çok hayati süreç suya bağlıdır. Ancak günlük su ihtiyacını karşılarken seçtiğimiz suyun türü vücudumuz üzerinde farklı etkiler yaratabilir. İçilebilir su kaynakları genel olarak güvenli olsa da bazıları sağlık açısından diğerlerine göre daha fazla fayda sağlayabilir. Suyun kaynağı ve nasıl işlendiği, sağlığa olan etkilerini belirleyen en önemli unsurlar arasındadır. Çeşitli su türlerinin özelliklerini inceleyerek en yararlı su seçeneklerini keşfedelim.


Suyun pH seviyesi ne anlama gelir?

pH, suyun asidik mi yoksa alkali (bazik) mi olduğunu gösteren ölçüdür. İngilizce “potential of hydrogen” (hidrojen potansiyeli) ifadesinden gelir ve sudaki hidrojen iyonu miktarını belirler. Ölçek 0’dan 14’e kadar uzanır; 7 nötr kabul edilirken, 7’nin altındaki değerler asidik, üstündeki değerler baziktir. İçme suları ve şişelenmiş sular genellikle yaklaşık 7,5 pH değerine sahiptir. Şişelenmiş alkali suların pH değeri ise 8 ile 9 arasındadır.

Sudaki mineral içeriği nedir?

İçme suyu olarak kullanılan tüm farklı su türleri, çeşitli mineraller içerir. Musluk ve içme suları kalsiyum, sodyum, potasyum, magnezyum, demir, bakır, çinko, manganez, florür ve fosfor gibi birçok mineral barındırır. Bu minerallerin sağlığa faydaları aşağıdaki gibidir:

  • Kalsiyum: Kemik ve diş sağlığı için önemlidir. Kas kasılmalarına iyi gelir.
  • Sodyum: Hücre içi sıvı dengesini ve tansiyonu düzenler.
  • Potasyum: Kalp ritmi için önemlidir, kan basıncını düzenler. Sıvı ve elektrolit dengesini sağlar.
  • Magnezyum: Enerji üretimi, kas- sinir fonksiyonu ve kemik sağlığı için önemlidir.
  • Demir: Hemoglobinin yapısına katılır, bağışıklık ve enerji ile doğrudan ilgilidir. 
  • Bakır: Demir emilimini destekler.
  • Çinko: Bağışıklık sistemi, büyüme ve gelişme süreçleri için önemlidir.
  • Manganez: Kan şekerini regüle eder, kalsiyum emilimi ve bağ dokularının oluşumunda rol oynar. 
  • Florür: Diş minesini güçlendirir. 
  • Fosfor: Kalsiyum ile birlikte kemik ve diş yapısını oluşturur. 

Arıtma sırasında mineral kaybı yaşansa da genel olarak şişelenmiş su ile normal içme suyu benzer mineral profiline sahiptir, sadece oranları değişiklik gösterir. Sudaki mineral içeriği, coğrafi konum ve çevresel faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Suyun mineral profili, pH değeri ve işlenme şekli gibi özellikler, vücudumuz üzerindeki etkisini belirleyen temel faktörlerdir. Bu özellikler aynı zamanda suyun türüne göre de değişiklik gösterir. Doğal kaynaklardan elde edilen, mineraller açısından zenginleştirilen ya da işlemden geçirilen farklı su çeşitleri hem içerikleri hem de sağlık üzerindeki etkileri açısından birbirinden ayrılır. Şimdi en yaygın içilebilir su türlerini ve özelliklerini daha yakından inceleyelim.

Kaynak suları

Kaynak suları, doğal bir yeraltı kaynağından çıkan ve doğal olarak temiz olan sulardır. Kalsiyum, magnezyum, sodyum ve potasyum gibi temel mineraller içerir ancak bu mineraller, maden sularına kıyasla genellikle düşük seviyededir. Herhangi bir işlem görmediği için sudaki faydalı mineraller korunur. Bu özellikleri sayesinde, kaynak suları içilebilecek en temiz ve doğal içme suları arasında yer alır. Saf yapısı sayesinde doğal alkali seviyesi genellikle 7’nin üzerindedir. Hafif ve nötr bir tada sahiptir. Mineralleri düşük veya dengeli olduğu için yumuşak bir içim sunar. Şişelenmiş kaynak suyu bulmak mümkündür; suyun hangi kaynaktan geldiğini ve mineral içeriğini kontrol etmek faydalı olabilir.

Mineralli sular

Mineral sular, yer altındaki doğal kaynaklardan veya madenlerden çıkan ve yüksek oranda mineraller içeren sulardır. Hem günlük içme suyu olarak hem de sağlığı desteklemek amacıyla tercih edilir.

Doğrudan kaynaktan elde edilen mineral sular, kalsiyum, magnezyum, sülfat ve bikarbonat gibi doğal mineraller açısından zengindir. En önemli faydalarından biri, yüksek kalsiyum içeriği sayesinde kas gelişimini desteklemesidir. Doğrudan kaynaktan geldiği için ekstra bir işlem gerektirmez. Ayrıca yüksek elektrolit içeriği sayesinde ekstra hidrasyon sağladığından, özellikle sporcular için ideal bir seçimdir. Çoğu zaman hafif alkali değerdedir. İçerdiği mineraller nedeniyle belirgin bir tadı vardır; bazıları hafif tuzlu, hafif asidik veya metalimsi gelebilir.

Damıtılmış su

Damıtılmış su, kaynatılıp buharlaştırıldıktan sonra buharın yoğunlaştırılması ile elde edilir. Bu işlem sırasında sudaki mineraller, tuzlar, mikroorganizmalar ve diğer istenmeyen bileşenler büyük ölçüde uzaklaştırılır. Bu nedenle kalsiyum, magnezyum veya potasyum gibi doğal mineraller içermez.

Minerallerden arındırıldığı için damıtılmış su sağlık açısından fayda sağlayan mineralleri sunmaz ancak temizliği sayesinde güvenli bir içme suyu olarak kabul edilir. Özellikle kaynağı belli olmayan musluk sularının kullanıldığı bölgelerde, damıtılmış su içmek en güvenli seçenek olabilir. Saf 7 pH değerine sahip olan damıtılmış suların tadı minerallerden tamamen arındığı için düz, boş veya hafif metalik gelebilir. Yumuşak içimlidir ama tatsız hissedilebilir.

Plastik şişe suları

Plastik şişe sular, pratik ve kolay ulaşılabilir olmaları nedeniyle yaygın olarak tercih edilir. Çoğu şişelenmiş su, kaynağına bağlı olarak mineral açısından zengin veya dengeli bir içeriğe sahip olabilir. Ancak plastik ambalajlar, uzun süre güneş ışığına veya yüksek sıcaklığa maruz kaldığında suya kimyasal maddelerin geçme riskini taşıyabilir. Ayrıca tek kullanımlık plastik şişeler çevre üzerinde ciddi bir yük oluşturur. Bu nedenle, plastik şişe suyu kullanırken hem sağlık hem de çevresel etkiler göz önünde bulundurulmalı ve mümkün olduğunda geri dönüştürülebilir veya yeniden kullanılabilir şişeler tercih edilmelidir. Kaynağına göre pH seviyeleri değişebileceği gibi genellikle nötr bir tada sahiptirler. 

Hidrojenli su

Vücudunuzun su ihtiyacını karşılamanın en sağlıklı yolu saf su içmektir. Ancak, suya hidrojen ekleyerek elde edilen “hidrojenli su”nun, sağlık açısından daha yararlı olabileceği iddia edilmektedir. Saf suya ekstra hidrojen molekülleri eklenerek elde edilen bu su çeşidinde, ekstra hidrojen moleküllerinin “serbest” hale geldiği ve vücut tarafından daha kolay kullanılabildiği öne sürülür.

İnflamasyonu azaltmak, atletik performansı artırmak ve yaşlanmayı yavaşlatmak gibi pozitif etkiler, hidrojenli suyun faydaları arasındadır. Günümüzde bazı araştırmalar hidrojenli suyun sağlık üzerindeki etkilerini olumlu bulsa da kesin sonuçlar için daha uzun ve kapsamlı çalışmalara ihtiyaç duyulur. Kısacası, sağlığınıza zarar vermeyecektir ancak iddia edilen faydalar henüz bilimsel olarak tam anlamıyla doğrulanmamıştır. Evde kullanım için satın alabileceğiniz hidrojenli su makineleri bulunmaktadır. 

En sağlıklı su hangisi?

Mineral ve alkali sular, içeriklerindeki besleyici öğeler sayesinde genel olarak en sağlıklı su türleri arasında yer alır. Tat ve mineral oranları bakımından küçük farklılıklar haricinde piyasada bulabileceğiniz alternatifler genellikle benzer derecede sağlıklıdır. Ancak yeterli miktarda su tüketmeniz, hangi suyu içtiğinizden çok daha önemlidir. Sağlığa zarar vermediği sürece sizin için en doğru su vücudunuzun ihtiyaçlarını en iyi karşılayan, yaşam tarzınıza uyum sağlayan ve düzenli olarak tüketebileceğiniz sudur.



Dilan Günaçtı

1998 yılında İzmir’de doğan Dilan, lisede Türk Alman Kültür ve Eğitim Vakfı’nda eğitim gördü, lisansını ise Koç Üniversitesi'nde Arkeoloji ve Sanat Tarihi üzerine yaptı. Pandemi ile birlikte kişisel gelişim ve meditasyona yönelirken, David Cornwell’den Mindfulness eğitimi alarak bilinçli farkındalık pratiği ve nefes teknikleri üzerine araştırmalarına devam etti. Editör olarak çeşitli...



BLOOM SHOP