Sanayi Devrimi’nden bu yana fosil yakıtlara bağlı üretim ve küreselleşme ile tavan yapan tüketim toplumu, yerkürenin şimdiye kadar deneyimlemediği hızda değişimlere ve tahribatlara neden oluyor. Bu hız, yerkürenin kendini yenileme ve adaptasyon yeteneğinin çok ötesinde.
İnsanlığın artan duyarsızlığı ve eylemleri sonucunda sıcaklık rekorları kırılıyor, zirvesi görünmez buz dağları eriyor, ani hava olaylarının sayısı ve şiddeti artıyor, Yağmur Ormanları yanıyor/yakılıyor, hava kirliliği korkutucu boyutlara ulaşıyor. 15 dakikadan uzun kullanmadığımız plastikler okyanusun ortasında 3,5 milyon kilometrekare alanda adeta yeni bir kıta oluşturmuş durumda; okyanuslar tahrip ediliyor, pek çok canlı türü yok oluyor, balıkların kuşların midesinden plastikler çıkıyor, plastikler besin zincirine sızıyor veya bilinçli şekilde çay fincanınıza mikroplastikler olarak hücum ediyor ve bu yaşananlara rağmen hala fena halde fosil yakıtlara bağımlı bir hayatımız var (*).
Tüm bunlar birbiriyle etkileşim halinde ve hepsi iklim krizinin bir parçası. Gelinen durumda sonuç olarak: Dünya’da yaşama olanak veren bütün sistemler insanlık tarafından yaylım ateşi altında.
Talep: Değişim!
Bilim insanlarının son zamanların en çarpıcı çalışması olan IPCC özel raporunda bahsettiği gibi karbon salımlarının diğer bir ifade ile fosil yakıt kullanımının azaltılmasına yönelik önümüzdeki 10 yıl içinde somut adımlar atılmaması halinde küresel ısınmasının geleceği boyutlar ve dolayısıyla iklim krizinin etkileşimlerle yaratacağı felaket ürkütücü.
İlginizi çekebilir: IPCC Özel Raporuna Göre #BiBuçuktaKalsın
Bilimi anlayanlar, artık konuşmalar ve temenniler yerine, büyük bir değişim talep ediyor. Bu değişimle beraber Dünya’yı yok etmeye programlanmış insan çıkarı odaklı zamanların sona ermesi gerektiğini, insanlığın doğaya yaptıklarının tamir edilmesi gerektiğini hep bir ağızdan dile getiriyorlar. Bu değişimin mimarları da geleceğin sahibi çocuklar ve gençlerden başkası değil. Geleceklerini ellerinden alan sisteme, kadük kalmış politikalara ve umarsız siyasetçilere karşı geliyor yeni nesil!
Varoluşlarının, doğaya bağlı olduğunu idrak eden ve düzenin bu şekilde devam edemeyeceğini haykıran milyonların 20-27 Eylül haftasındaki iklim grevi dünyanın gündeminde. 150’den fazla ülkede milyonlarca insan nihayet bir araya gelip, iklim krizinin çözümü için acilen harekete geçilmesini istedi. Dünya çapında yaklaşık 6000 internet sitesi karartma uygulayarak kullanıcılarını iklim grevine katılmaya teşvik etti.
Kar tanesinden çığ olur mu?
İklim grevi ile büyümekte olan yankı, bireysel olarak mücadeleye inanmayanları tekrar düşündürecek cinsten. Çünkü bundan yalnızca bir yıl önce İsveçli birkaç gencin cuma günleri okula gitmeme kararı alarak İsveç parlamentosu önünde iklim krizi için yeterli önlem alınmamasını eleştirmek amacıyla oturma eylemi olarak başlayan hareketi, çığ gibi büyüdü ve pek çok ülkeden gencin katılımıyla Fridays For Future organizasyonu altında birleşti.
Eylemleri başlatan genç iklim aktivisiti Greta Thunberg, bugün iklim krizine çözüm isteyen milyonlarca insanın temsilcisi, eylemlerin yüzü ve ‘Instagram fenomeni’ oldu. Öte yandan mevcut sistemden rant elde eden bazı çevrelerin de hedefi oldu! Geçtiğimiz hafta New York’ta gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’ne katılmak için 15 gün süren yelkenli yolcuğu yaparak Atlantik Okyanusu’nu geçen aktivistin Zirve’de yaptığı konuşma milyonlarca defa izlendi.
Birkaç kişi ile başlayıp milyonlarca insana ulaşan grevden anlaşılan şu ki bilimsel gerçekleri doğru okuyan gençler birleşiyor ve bütün bilimsel verilere rağmen çıkarlar uğruna uzun yıllardır atılmayan politik adımların faturasını ödemek istemiyor. Greta’nın konuşmasında dediği gibi “Beğenin ya da beğenmeyin değişim geliyor!”
(*) https://edition.cnn.com/2019/09/27/health/microplastics-tea-bags-study-scn-scli-intl/index.html