YAZAN: BURCU ERBAŞ

Şu sıralar siz de sosyal medyada renkli kıyafetleri ve enerjik tavırları ile kan şekeri hakkında konuşan bir kişi görüyorsanız Jessie Inchauspé’yi tanıyorsunuz demektir! Yakın bir zamanda beslenme alışkanlıklarımıza getirdiği devrim niteliğindeki bakış açısı ile inanılmaz bir başarı ve ün kazanan Jessie Inchauspé sosyal medyada “Glucose Goddess” ismi ile tanınıyor. Aynı lakabı gibi tüm dikkatini glikoza yani kan şekerine yöneltiyor. Yürüttüğü bilimsel araştırmalar sonucu glikoz hakkında şaşırtıcı gerçekler keşfeden Inchauspé, şu anda bu bilgileri mümkün olduğunca kişiye ulaştırmak için çalışıyor. Kan şekerini dengede tutacak yaşam tarzı önerileri ile bütünsel sağlığı korumayı ve yükseltmeyi öğretiyor. Sosyal medya platformlarında paylaştığı hayatımızı değiştirecek nitelikteki glikoz gerçeklerini sizin için derledik!


Namıdiğer “Glucose Goddess” Jessie Inchauspé kimdir?

New York Times Çok Satanlar Listesi’ne giren Glucose Revolution ve The Glucose Goddess Method kitaplarının yazarı Jessie Inchauspé, kan şekerinin bütünsel sağlık üzerindeki etkilerini araştıran ve negatif sonuçlarını minimize etmek için yollar geliştiren bir Fransız biyokimya uzmanıdır.

Kan şekeri hakkında doğru bilinen yanlışlar

1. “Diyabet olmayan kişilerin kan şekerleri aniden yükselmez.” 

Araştırmalara göre kan şekerinin yemeklerden sonra aniden yükselmesi için diyabet olmamıza gerek yok! Toplumun yaklaşık yüzde 80‘inde yanlış gıda seçimlerinden ötürü yüksek kan şekeri görülebiliyor. Kan şekeri dengesizlikleri toplumda sanki sadece diyabeti olan kişileri ilgilendiren bir durum gibi görülse de hem kısa hem de uzun vadede sağlıklı olmak için herkesin stabil glikoz seviyelerine sahip olması gerekiyor.

2. “Meyve veya meyvelerden yapılmış gıdalar yemekte herhangi bir sıkıntı yok!”

Meyveler sindirim sonucu parçalandıklarında ortaya çıkan yapı taşı herhangi bir tatlıyı yediğimizde ortaya çıkan yapı taşı ile aynı oluyor: Glikoz! Günün sonunda meyveler de aklımıza gelebilecek en “kötü” şekerler olan rafine şeker, kola, gazoz, baklava ile aynı tip şekeri içeriyor. Ancak aralarında yine de büyük bir fark bulunuyor. Meyveler, orijinal formlarında, içeriğinde bol miktarda lif barındırıyor. Lif de kan şekerini dengede tutmaya yardımcı oluyor. Meyveler içerdikleri şekeri dengeleyecek unsuru bir arada bulunduruyor. Ancak ne zaman meyveleri orijinal formlarından uzaklaştırarak sıkar, püre yapar, kurutur, smoothie’ye katarsak içerdikleri lif oranını da yüksek oranda azaltıyoruz. Bu da meyvenin herhangi bir tatlıdan farkı kalmamasına yol açıyor. Bu nedenle Jessie Inchauspé meyveleri sadece orijinal formlarında, tok karna tüketmemizi öneriyor.

3. “Enerjik olmak ve hayatta kalmak için şeker tüketmek zorundayız.”

Hayır! Jessie Inchauspé’ye göre şeker sadece insanların “haz almaları” için bulunuyor. Ne enerjik olmak ne de hayatta kalmak için bir gereği bulunmuyor. Diğer tüm makro ve mikro besinler şeker yerine zaten bunu yapıyor.

4. “Sağlıklı olmak için günlük olarak aldığımız kalorileri azaltmak yeterli gelir.”

Kesinlikle hayır! Sağlığın en önemli belirteçi ne kadar yediğimiz değil, neleri yediğimizdir. 100 kaloriyi bir gofretten almakla yumurtadan almak ne kısa vadede ne de uzun vadede bedende aynı etkileri göstermez.

5. “Glütensiz gıdalar yemek kan şekerimi diğer besinler kadar yükseltmez.”

Yapılan bir araştırmaya göre pirinç veya mısırdan yapılmış glütensiz makarnalar, buğday makarnalarına oranla yüzde 57 daha fazla glikoz fırlamasına sebep oluyor. Yani her glütensiz ürün kan şekerini dengede tutmaya yardımcı olmuyor. Kendisi de bir protein kaynağı olan glüten tam aksine kan şekerini dengede tutmaya yardımcı bile oluyor! Jessie Inchauspé eğer glütensiz bir ürün yemek istiyorsak bunu baklagil bazlı ürünlerden yana yapmamızı öneriyor. Pirinç yerine nohut makarnası yemek daha yüksek bir protein oranı içerdiği için kan şekerini dengede tutmaya yardımcı oluyor.

Kan şekerinin aniden yükselmesi kendini hangi semptomlar ile gösterir?

Peki yanlış beslenme alışkanlıklarından ötürü kronik olarak kan şekerinin yüksek seyretmesi kendini hangi semptomlarla gösteriyor? Jessie Inchauspé aşağıdaki yaşam kalitesini büyük oranda düşüren semptomların aslında glikoz fırlamalarından dolayı yaşandığını bilimsel olarak gösteriyor:

  • Kendini sürekli aç hissetme: Yüksek kan şekeri ve fazla insülin salgısı açlık-tokluk sinyallerimizi kontrol etmekten sorumlu hormonlarımızın dengelerini bozarak kendimizi sürekli olarak aç hissetmemize neden oluyor.
  • Beyin sisi: Kandaki glikoz seviyeleri yükseldiğinde nöronlar ve beyin arasındaki iletişim yavaşlıyor. Bu da beyin sisi olarak tanımladığımız düşünme ve harekete geçme yavaşlığı yaratıyor.
  • Saç dökülmesi: Yüksek kan şekeri kadınlarda testosteron hormonunun yükselmesine neden oluyor. Bu hormonun yükselmesi de erkek tipi saç dökülmesine, yüz çevresinde kıllanmanın artmasına neden olabiliyor.
  • Kalp çarpıntısı ile uyanma: Özellikle kan şekerini yükselten büyük bir akşam yemeğinden sonra gece, uyku esnasında aniden kan şekeri düşebiliyor. Bu da kişinin terler içerisinde, kalp çarpıntısı ile uykusundan uyanmasına yol açabiliyor.
  • Egzama: Kan şekeri yükseldiğinde bedensel enflamasyonu da beraberinde yükseltiyor. Bir enflamatuar cilt hastalığı olan egzama da bu sebeple kan şekeri fırlamaları ile alevlenebiliyor.

Hangi besinler kan şekerini yükseltir, hangileri dengeler?

Peki besin grupları arasında neler kan şekerimizi yükseltiyor, neler ise dengede tutmaya yardımcı oluyor? Ekmek, makarna, yulaf, pirinç, patates, kinoa, patlamış mısır gibi tüm nişastalar, bedenimizde sindirim sonucu glikoza dönüşüyor. Meyveler, kekler, kurabiyeler, çikolatalar, tatlı yoğurtlar, hamur işleri gibi tüm şekerler sindirim sonucu bedenimizde ya fruktoza ya da glikoza parçalanıyor. Inchauspé’ye göre bu iki grup besini tüketmemize hiç gerek yok. Bunlar sadece haz almamızı sağlıyor. Bu besinleri çok yemek ise kan şekerinin kontrolsüzce yükselmesine neden oluyor.

Tüm lif kaynakları yani neredeyse tüm sebzeler kan şekerinin dengede tutulmasına yardımcı oluyor. İstediğimiz kadar, istediğimiz çeşitleri yememizde Inchauspé’ye göre hiçbir sakınca bulunmuyor. Tüm protein kaynakları da aynı lifler gibi kan şekerini stabil tutmaya yardımcı oluyor ve bütünsel sağlığımızı destekliyor. Yağlar ise genel kanıya göre asla glikoza dönüşmüyor. Tam aksine glikoz seviyelerinin dengede tutulmasına yardımcı oluyor. Avokado, tereyağı, zeytinyağı bize iyi gelirken her tür doymuş ve işlenmiş yağdan uzak durulması gerekiyor.



Burcu Erbaş

Burcu Erbaş, 2024 yılında Domus Academy Milano'da Visual Brand Design alanında yüksek lisansını, 2020 yılında ise Galatasaray Üniversitesi’nde Siyaset Bilimi lisansını tamamladı. Live to Bloom'da dört yıldır içerik ve proje yöneticisi olarak görev yapan Burcu platformun görsel iletişiminde de aktif olarak rol alıyor. İyi yaşam alanında yazdığı içeriklerinde özellikle bütünsel...



BLOOM SHOP