İtalya seyahatini birkaç kelime ile özetleyecek olsak, İtalyanların yaşam stili olan ‘’dolce vita’’ yani tatlı hayat halini ifade etmek hiç de yanlış olmaz. İyi ve güzel yemek, bolca gezmek ve hayattaki günlük zevklerin tadını yavaş yavaş çıkarmak… İtalya’nın en kozmopolit şehri Milano, sağlıklı ve iştah açıcı menülere sahip modern restoranlara, yoga stüdyolarına, tarihi yapılar içerisinde bulunan spa merkezlerine ev sahipliği yapıyor. Şehrin tadını yavaş yavaş çıkarabileceğiniz iyi yaşam duraklarını derledik!
Yeme & içme rehberi
Güne güzel bir kahvaltı ile başlayın
Birbirinden lezzetli vegan ve glütensiz alternatifler bulunan Soulgreen dengeli ve sağlıklı bir mutfağa sahip. İster kahve isterse juice’ların eşlik edeceği muhteşem tatlarla güne İtalyan işi bir kahvaltı ile başlayın.
Çiftlik evinde bir öğle arası verin
Cascina Cuccagna sizi, şehrin içinden avluya açılan büyük kapıdan içeri girdiğinizde sebze bahçesi ve meyve ağaçları içerisinde bir bahçe ile karşılıyor. Porta Romana bölgesinde bulunan bu alan aslında on yedinci yüzyıldan kalma bir çiftlik evi. Uzun yıllar boyunca terk edildikten sonra 2012 yılında yapılan restorasyonun ardından bölgede oturanların ve derneklerin girişimi sayesinde bir buluşma ve toplaşma yerine dönüştürülmüş. Sürdürülebilir yaşam stilleri sunan Cascina Cuccagna’da sağlıklı beslenme, kentsel tarım, döngüsel ekonomi gibi kültürel ve sosyal konularla ilgili projelerin yanı sıra yoga dersleri, film geceleri, şarap tadım günleri gibi etkinlikler de gerçekleştiriliyor. Planınızı salı gününe getirirseniz, eylül ayından temmuz ortasına kadar 15.30 – 20.00 arası kurulan gıda pazarındaki yerel ürünleri de keşfedebilirsiniz.
Denk gelebileceğiniz etkinliklerin yanı sıra Cascina Cuccagna’nın içerisindeki ismi gibi basit ve güzel bir ambiyansa sahip Un Posto a Milano (İtalyanca’da Milano’da bir yer demek.) adlı restoranda kendinize güzel bir öğlen yemeği molası verebilirsiniz.
Dolu dolu bir akşam yemeği
Galerici ve yayıncı Carla Sozzani tarafından kurulan 10 Corso Como sanat, moda, müzik, tasarım, mutfak ve kültür eserlerini bir araya getiren yapısıyla harika bir deneyim ve alışveriş alanı. Üst katında yer alan sanat galerisi ve kocaman kitap evini keşfettikten sonra zemin kattaki restoranda enfes bir akşam yemeği yiyin.
Dünyanın en küçük barında kısa bir kokteyl deneyimi
Backdoor 43; sadece dört taburesi, küçücük bir barı ve antika eşyalarla dolu rafları olan gömme dolap büyüklüğünde bir odadan ibaret. Dünyanın en küçük barı olarak bilinen Backdoor 43’ün 4 metrekarelik maksimum 4 kişinin bulunabildiği alanında damak tadınıza göre ekşi, tatlı gibi barmene vereceğiniz ipuçları ile muhteşem kokteyller denemeyi atlamayın. Tabii inanılmaz derecede küçük ve önünde upuzun kuyruklar olan bu barda yalnızca 90 dakika sürecek bir deneyim için iki hafta önceden rezervasyon yaptırmak şart. Fakat yer bulamadığınız takdirde bakmaya çalışsanız da içeriyi göremeyeceğiniz küçücük penceresinden klasik kokteyller arasından siparişinizi verebileceğiniz take away seçeneği de mevcut.
Gezi rehberi
Bir dinginlik durağı
Vinyasa, ashtanga, hatha gibi yoga stilleri, meditasyon, pilates, tai-chi ve şifa sanatlarını deneyimleyebileceğiniz City Zen, tarihi bir endüstriyel bina içerisinde minimalist ve sıcak bir atmosfer ile tasarlanmış. İç tasarımda kullanılan devasa pencereler ve bitkiler ile sizi içine çeken bu durakta dinginliği doyasıya tadacaksınız.
Ruhunuzu dinlendirecek bir wellness deneyimi
19. yüzyıldan kalma antik İspanyol duvarlarının çerçevelediği QC Termemilano, ruhunuzu dinlendirirken günlük kaygılarınızdan uzaklaşmanızı sağlayacak harika bir deneyim alanı. QC Termemilano, eski bir tramvayın içerisinde bulunan bio sauna, birbirinden farklı tekniklerle yapılan terapi masajları, sağlık havuzları, su yatakları, ayak banyoları ve şelalelerin yanı sıra buhar odası, tuz odası, uyku odası gibi birbirinden farklı konseptlerde ve tasarımlarda odalar barındırıyor. Keyfine keyif katmak isteyenler için taptaze meyveler ve atıştırmalıklara eşlik edecek içkilerle Happy Hour seçeneği de bulunuyor.
Bahama Mama’da kendinizi şımartın!
Şehrin göbeğinde kapılarını egzotik bir atmosfere aralayan, kişisel bakımın yanı sıra tasarım ürünlerin olduğu bir vintage mağazası da bulunan Bahama Mama’da sadece doğa dostu ürünlere yer var. Vücut ve yüz bakımı, manikür, pedikür ile kendinizi ve cildinizi şımartırken bitki çayları ya da smoothie’lerinizi yudumlayabilirsiniz. Bu eşsiz deneyimi çarşamba ya da perşembe akşamı için ayarlayabilirseniz saat 23.00’e dek süren Toskana bölgesinin aperatifleri ve şaraplarının da tadını çıkarmanız mümkün.
Bisikletle şehir keşfi
Milano’nun hiçbir yokuşu olmayan dümdüz sokaklarında bir bisiklet turu yapmak bizce şehri keşfetmenin en güzel yollarından biri. Milano’nun dar ara sokaklarından, büyük caddelerine kimi zaman tarihi yapıların, müzelerin kimi zaman huzur verici kocaman parkların içerisinde kaybolacağınız bir tura çıkın.