
Günümüzde biz kadınlar için pek çok yol kat edilmiş olsa da, cinsiyet eşitliği konusunda aşılması gereken hala birçok engel bulunuyor. Özellikle çalışma hayatında iş gücüne katılım, ücret ve fırsat eşitliği gibi konular gündemde var olmaya devam ediyor. Zamanının ötesinde bir kadın girişimci olan Bayan Estée Lauder tarafından kurulan Estée Lauder Companies, sahip olduğu bu miras ile geçmişten günümüze kadınların içindeki ışığı parlatıyor. Dünya Kadınlar Günü için Estée Lauder Şirketleri Türkiye Genel Müdürü Nazlı Koruyan Altıpat ile şirket olarak kadınların hayatlarını ve kariyerlerini nasıl destekleyip geliştirdiklerini, başarılı bir kadın yönetici olan Altıpat’ın deneyimlerine dayanarak “kadın gücü”nün neleri temsil ettiğini konuştuk.
Dünya Kadınlar Günü sizin için nasıl bir anlam ifade ediyor? Sizce bugün kadınların cesaret ve başarılarının kutlandığı bir gün mü yoksa kadınların cinsiyet ve fırsat eşitliğine ulaşmasını hedefleyen bir çağrı mı?
Dünya Kadınlar Günü’nün, hem kadınların başarılarını ve topluma katkılarını kutlamak hem de toplumsal cinsiyet eşitliği adına farkındalık yaratmak için önemli bir gün olduğunu düşünüyorum. Bu özel günde, sadece kadınların geçmişteki ve bugünkü başarıları hatırlanmakla kalmamalı, aynı zamanda kadınların eşit fırsatlara sahip olabilmesi için verdiği mücadelenin de altı çizilmeli. Çünkü her adımda, her kazanımda, kadınlar sadece kendilerine değil, tüm topluma ilham veriyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliği alanında çalışmalar yapan kurumların kadınları, destekleyici projelerle güçlendirmesi, bu gibi özel günlerin yalnızca bir sembol olmasına değil, somut değişimlere dönüşmesine de katkı sağlıyor.
Estée Lauder Şirketleri olarak, kadınların sağlık durumlarında, kariyerlerinde, eğitimlerinde ve liderlik pozisyonlarında hak ettikleri fırsatlara erişmeleri için hayata geçirdiğimiz projelerle bu günü hem bir kutlama hem de bir farkındalık ve eylem çağrısı olarak değerlendiriyoruz. Bu doğrultuda, kadınların iş gücüne katılımını destekleyen, sağlıkları konusunda bilgilenmelerini ve aksiyona geçmelerini sağlayan, onları liderlik pozisyonlarında daha fazla görmek için tasarlanmış projeler yürütüyoruz.
Bayan Estée Lauder tüm kadınlar ve kız çocukları için sınırsız olanakların olduğu bir dünya inşa etmeyi misyon edinerek kadınları dezavantajlı durumda bırakan toplumsal cinsiyet normlarıyla mücadele eden dünya çapında bir şirket kurmuş. Bu misyon ışığında, kadınların potansiyelini ortaya çıkarmak, kadınların güçlenmesini, eşit haklara ve fırsatlara ulaşmasını sağlamak amacıyla neler yapıyorsunuz?
Kadınların iş gücüne katılımının ekonomik kalkınma, sürdürülebilirlik ve sosyal etki alanlarında önemli katkılar sunduğuna inanıyoruz. Global çapta çalışanlarımızın %81’inin kadınlardan oluşması, başkan yardımcısı ve üstü pozisyonların %60’ında kadınların yer alması ve küresel tedarik zincirinde kadınların %50’den fazla temsil edilmesi şirketin bu konuda gösterdiği taahhüdün somut bir örneği. Ayrıca, şirketimizdeki bilim insanları ve teknik profesyonellerin %70’inin kadınlardan oluşması, kadınların şirketin bilimsel ve inovatif vizyonundaki rolünü de güçlendiriyor.
Kadınlar, doğaları gereği empati, sabır, adaptasyon, dirençlilik ve çok yönlülük gibi güçlü özelliklere sahiptirler. Bu nitelikler, liderlik ve toplumsal değişim için son derece kıymetli. Bu güçlü yönlerimiz, yalnızca aile hayatı ve sosyal hayatta değil, iş dünyasında da daha insan odaklı ve kapsayıcı bir yaklaşımı teşvik ediyor. Bence, iş gücüne kattığımız empatik bakış açısı ve toplumsal farkındalığımız ile şirketlerin yalnızca finansal başarılarına değil, aynı zamanda toplumsal ve çevresel fayda yaratmasına da yardımcı oluyoruz.
Kadınların gücüne olan inancımızla şirket olarak, kadınları iş gücüne katmak ve liderlik pozisyonlarına taşımak için çeşitli inisiyatifler geliştiriyoruz. Opening Doors gibi kadın liderliği ve kariyer gelişimi programlarımızla, kadınların güçlendirilmesini ve liderlik becerilerinin artırılmasını sağlamak amacıyla önemli adımlar atıyoruz. Şirketin 2021’de duyurduğu Opening Doors: Kadının Gelişimi ve Cinsiyet Eşitliği Stratejisi, kadınların iş yaşamında karşılaştıkları engelleri aşmalarını sağlarken aynı zamanda daha sürdürülebilir ve insan odaklı bir iş modeli geliştirilmesine katkı sağlıyor.
Türkiye’de de toplumsal cinsiyet eşitliği alanında Toplum Gönüllüleri Vakfı ile yeni bir projeye başladık. Estée Lauder Şirketleri olarak, “Adımlarınla Parla – Genç Kadınlar İçin Gelişim Programı” ile genç kadınların kariyer yolculuklarına güçlü bir başlangıç yapmalarını sağlamak ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratmak için önemli bir adım atıyoruz.
Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) ile birlikte hayata geçirdiğimiz bu proje, kariyer dünyasında yaşanan eşitsizlikleri azaltmak amacıyla genç kadınlara mesleki ve kişisel gelişim fırsatları sunuyor, onları iş hayatında daha güçlü kılacak farkındalık artırıcı etkinlikler düzenliyoruz. Ayrıca, toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki projelerini hayata geçirmek isteyen genç kadınlara fon desteği de sağlıyoruz.
Bu projeyi, değerli iş ortağımız TOG ile birlikte hayata geçirmek ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda bir değişim yaratmak bizim için büyük bir gurur. Genç kadınların potansiyellerini en yüksek düzeye çıkarmalarına yardımcı olmak ve onları geleceğin liderleri olmaya hazırlamak bizim için oldukça önemli bir misyon.
Estée Lauder Şirketleri olarak kadınların sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamında olması gereken yeri alması için hangi projeleri destekliyorsunuz?
Kadınların güçlenmesi ve toplumsal hayatta hak ettikleri yeri almaları bizim için büyük bir öncelik. Bu yüzden Estée Lauder Şirketleri olarak, kadınların sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamda daha güçlü bir şekilde var olabilmeleri için birçok projeyi hayata geçiriyoruz. Bunlardan Toplum Gönüllüleri Vakfı (TOG) ile birlikte yürüttüğümüz “Adımlarınla Parla – Genç Kadınlar İçin Gelişim Programı”’nın yanı sıra, 1992 yılında başlattığımız “Pembe Kurdele” hareketiyle meme kanseri farkındalığını artırmayı ve kadın sağlığını desteklemeyi amaçlıyoruz. Ek olarak, global çapta kadınların bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik gibi alanlarda daha fazla yer almasını teşvik eden projelerimiz var. STEM alanında kadın istihdamını artırmak için yürüttüğümüz çeşitli eğitim ve mentorluk programlarıyla genç kadınların bu sektörlerde kendilerini geliştirmelerine destek oluyoruz.
Tüm dünyada sağlık sektöründe de cinsiyet eşitliği sağlanamamışken, meme kanseri konusunda farkındalık ve toplum bilinci sağlamak amacıyla başlatılan “Pembe Kurdele” ELC’nin kadın sağlığını desteklemek amacıyla hayata geçirdiği önemli bir farkındalık hareketi. Pembe Kurdele’nin çıkış hikayesini ve ortaya koyduğunuz değerlerden bahsedebilir misiniz?
Kadınların gücüne bu kadar inanan bir şirket olarak Pembe Kurdele Hareketi aslında şirket değerlerimizi çok iyi yansıtıyor. Evelyn Lauder 1992 yılında Self dergisinin eski genel yayın yönetmeni Alexandra Penney ile meme kanseri konusunda farkındalık ve toplum bilinci sağlamak amacıyla meme kanserinin dünya çapında sembolü olan pembe kurdeleyi tasarladı. Aynı sene Meme Kanseri Kampanyası’nı başlattı. 1993 yılında ise Meme Kanseri Araştırma Vakfı’nı kuran Evenlyn H. Lauder ancak erken teşhis ile meme kanserinin yok edilebileceğine inandı.
Şirketimizin en büyük kurumsal sosyal fayda programı olan Meme Kanseri Kampanyası, kaynak yaratmak, eğitim ve destek vermek, insanları meme kanserinin olmadığı bir dünya düşüncesine yaklaştırmak amacıyla dünya çapında 60’tan fazla kuruluşu destekliyor. Estée Lauder Şirketleri Meme Kanseri Kampanyası ve Estée Lauder Şirketleri Yardım Vakfı, bugüne kadar hayat kurtaran araştırma, eğitim ve tıbbi hizmetler için dünya çapında 144 milyon dolardan fazla fon sağladı. Bu fonun 114 milyon dolardan fazlası Meme Kanseri Araştırma Vakfı aracılığıyla tıbbi araştırma hibeleri için ayrıldı. Küresel Meme Kanseri Araştırma Vakfı’na en büyük kurumsal bağışçı olarak yer alıyoruz.
Türkiye’de ise, Pembe İzler Kadın Kanserleri Derneği ile iş birliği yaparak meme kanseri bağışlarını artırmak ve aktif kanser hastaları için güzellik ve cilt bakımı danışmanlık oturumları sağlamak amacıyla PinkLine projesini destekliyoruz. PinkLine, tedavi sürecindeki hastalara psikolog ve beslenme uzmanı desteği sağlamayı amaçlayan bir online servis.
Biz de Estée Lauder Şirketleri olarak daha fazla psikolog ve beslenme uzmanını bu projeye dahil edip daha fazla kişiye ulaşma misyonu ile yola çıktık. Projeye destek verirken tedavi sürecindeki hastaların aynaya her baktıklarında kendilerini daha iyi ve güçlü hissetmelerini sağlamayı ve destek hattının kapsamını genişleterek güzellik uzmanlarını da bu projeye dahil etmeyi amaçladık. Danışanlara güzellik ve bakım tüyolarının aktarıldığı, cilt bakımı ve makyaja dair sorularına cevap bulabilecekleri bire bir online seanslar organize ediyoruz. Seanslarda kemoterapi sürecinde yaşanan kaş, kirpik ve saç kaybının yarattığı psikolojik etkileri hafifletmek için kaş kaleminin doğru ve etkin kullanımı, göz kalemi ile kirpik etkisi verme gibi çeşitli yöntemler güzellik uzmanlarımız tarafından uygulamalı olarak danışanlara anlatılıyor.
2024 yılında projemizin 2000 seans hedefini başarıyla geçerek tamamladık. Her yıl daha da fazla kadının hayatına dokunmayı kararlılıkla hedefliyoruz.
“Kadın gücü” sizin için ne anlama geliyor?
Bana göre, “kadın gücü” kadınların içindeki sınırsız potansiyelin, azmin ve kararlılığın bir ifadesi. Bu güç, yalnızca fiziksel kuvvetle ya da toplumun tanımladığı geleneksel güç biçimleriyle sınırlı değil. Kadın gücü, duygusal zeka, dayanıklılık, yaratıcılık ve liderlik gibi farklı yeteneklerin bir araya gelmesidir. Zorluklara karşı direnmek, hayalleri gerçeğe dönüştürmek ve dünyayı daha adil bir yer haline getirmek için gösterilen çabaların tümüdür.
Kadınlar, toplumsal ve kültürel engelleri aşarak yalnızca kendilerini değil, etraflarındaki toplumu da dönüştürebilirler. Bir kadının gücü, ailesinden iş dünyasına, sanattan siyasete, spora kadar her alanda daha adil, eşitlikçi ve sürdürülebilir bir dünya yaratma yolunda katalizör olabilir. Çünkü kadınlar, karşılaştıkları zorlukları aşarak hem kendileri hem de çevreleri için pozitif değişimler yaratma kapasitesine sahiptir. Bir kadının kendini keşfetmesi, gücünü fark etmesi, sadece kendi hayatını değil, bir sonraki nesli de etkileyebilir. Kadınların potansiyeli, toplumsal yapıları değiştiren, ilham veren ve her zaman daha iyi bir gelecek için ışık tutan bir güçtür.