Tarih boyunca pek çok şey değişmiş olsa da stres her zaman baki kalmıştır. Stresle baş etme kavramı, günümüzün en çok konuşulan konularından bir tanesi olsa da bu kavramın tarihi, modern toplumlardan çok daha öncelere dayanır. Peki geçmiş çağlardaki insanlar stres yönetimi konusunda neler yapmış?

Stresin değişen nedenleri

Günümüz dünyasının stres dolu bir yer olduğu şüphe götürmez bir gerçek. Fakat tarihe baktığımız zaman, stresin nedenlerinin günümüzdeki gibi trafik, iş yükü veya toplantılar değil, hayatta kalma mücadelesi olduğunu görüyoruz.

Japonların savaşçı sınıfı olan samurayların, stres yüklü kariyer tercihleri onlara stres yönetimi kabiliyetleri kazandırmıştı. Bunun nedeni, savaşlar sırasında kendileri üzerindeki hakimiyetlerinde bocalamamaktı. Samurayların en az hatayla savaşabilmeleri, değişken çevresel şartlara rağmen soğukkanlı ve sakin kalabilmeleriyle ilişkiliydi. İlerleyen tarihle beraber pek çok lidere ilham olan “Kazanılması gereken ilk zafer kendine karşıdır!” sözü de samurayların bu dönemlerdeki eğitimlerinin temelinde yatan ideolojiyi vurguluyordu.

Bu antik savaşçılardan, modern hayatın stresiyle baş edebilmek için pek çok şey öğrenebiliriz. İşte kontrolümüzü kaybetmememiz ve stresi yönetebilmemiz için samuraylardan öneriler!

İlginizi çekebilir: Roma İmparatorunun Sabah Rutini ile Verimliliğinizi Artırın

Her zaman kontrol edebildiklerine odaklan

Samurayların aldığı savaş eğitimlerinin temelinde, tüm canlıları hayatta tutan, doğal korkuyu (ölüm) eğitmek ve durum ne olursa olsun sakin kalabilmek vardı. Çünkü yaşam ve ölüm arasında verdikleri savaşlar esnasında bir şeyleri kontrol altında tutabildikleri hissi, hayatta kalabilmeleri konusunda en motive edici histi. Yani samuraylar savaşlar sırasında sadece kontrol edebildikleri şeylere odaklanıyorlardı.

Corporate Wellness Magazine’de yayımlanan bir makalede Psikiyatrist Jacquelyn Ferguson, “içsel kontrol merkezi” kavramından bahsetmektedir. Bu kavramı; insanların, hayatlarında gerçekleşen olaylar üzerinde kontrol sahibi olduklarına inanma dereceleri şeklinde tanımlamıştır.

Yaniiçsel kontrol merkezi; kişinin, elde ettiği olumlu ya da olumsuz bütün sonuçların, kendi davranışları ve seçimlerinin sonucu olduğuna inanma oranı şeklinde açıklanabilir. Samuraylar psikoloji biliminin ortaya çıkmasından çok daha önce var olmuş olsalar da, eğitimleri sırasında sürekli olarak pekiştirmeye çalıştıkları şey içsel kontrol merkezi olmuştur. 

Odağını kontrol eden ve yaptıklarının sorumluluğunu alan bireylerin genellikle daha mutlu, az stresli ve tatmin dolu olduklarını açıklayan Ferguson, bu kişilerin hayatlarını daha rahat kontrol edebildiklerinin de altını çizmiştir.

Bu duruma Epiktetos da söylediği şu sözle değinmiştir; İnsanları veya dış dünyayı kontrol edemeyiz, sadece onlara verdiğimiz tepkileri kontrol edebiliriz.”

Dolayısıyla, samurayların da antrenmanları sırasında pratik ettiği gibi, enerjimizi kontrol edebildiklerimize odaklamak bize ihtiyacımız olan kontrol hissini kazandırabilir.

Dengeyi bul

Samurayların hayat felsefesi olan Buşido’nun temelini oluşturan denge; Şinto, Budizm, Taoizm ve Konfüçyüsçülük arasındaki dengeyi sembolize eder.

Taoizm, yin ve yang yani kaos ve düzen arasındaki dengeye ulaşmaktan; Budizm, ekstrem noktaların arasındaki dengeyi bulmaktan; Şinto, geçmişin bugüne şifa olabileceğinden; Konfüçyüsçülük ise insanların arasındaki güç dinamiklerini kontrol edebilmekten bahseder.

Samurayların hayatları, ölüm ve savaş merkezinde, sürekli olarak odak ve var olma hali gerektiren bir tempoda devam ediyordu. Yapmaları gereken ise şey dengeyi bulmaktı. Samurayların boş zamanlarında orman banyoları, origami ve resim gibi yaratma temelli aktivitelerle uğraşmalarının nedeni buydu.

Japonlar, günlük hayatlarında hala bu denge arayışını sürdürüyorlar. “Bunbu Itchi”, samuraylara ait olan denge kavramının Japonların günlük hayatına uyarlanmış hali. Anlamı ise; kılıç ve kalemin ahengi. Modern iş hayatının Japon temsilcileri, boş vakitlerinde Kendo adını verdikleri bir dövüş sanatıyla uğraşıyorlar.

Nöroloji üzerine yapılan çalışmalar ise, tek bir uyarıcıdan gelen stresin farklı işler yaparak dağıtılmasının, sinir sistemimiz ve zihin sağlığımız açısından faydalı olduğunu söylüyor.

İlginizi çekebilir: Wu Wei ve Taoizm ile Hayatımızı Nasıl İyileştirebiliriz?



Sıla Bakır

1993 yılında doğan Sıla, lisans eğitimini 2017 yılında Bilkent Üniversitesi İletişim Tasarım Bölümü’nde tamamladı. Lisansüstü eğitimine devam etmeye karar vererek Politecnico di Milano’da Stratejik Tasarım Master’ı yapmaya başladı. Sağlıklı ve dengeli hayat tarzı konusundaki merakı sonucunda bol bol araştırma yapmakta, karşısında çıkan yeni fikirleri denemekten ve bunları paylaşmaktan büyük keyif...



BLOOM SHOP