Uzun süredir bağımlılık yaptığı bilinen şeker, bedenimiz ve zihnimiz üzerinde tahmin ettiğimizden çok daha fazla hasara neden oluyor. İşte şeker ve şeker bağımlılığı hakkında bilinmesi gerekenler!

İlginizi çekebilir: 10 Adımda Daha Az Şeker Tüketin

Ödüllü bilimsel deney

Amerikan Kalp Derneği, günlük olarak tüketilebilecek şeker miktarının üst sınırını erkekler için 9 çay kaşığı (36 gram, 150 kalori) ve kadınlar için 6 çay kaşığı (24 gram, 100 kalori) olarak açıklamıştır.

Avusturalyalı aktör Damon Gameau, şeker tüketimi hakkında yaptığı bir deneyi belgesel haline getirdi. That Sugar (Ah Bu Şeker) isimli ödül alan bu belgeselde Gameau, 60 gün boyunca düşük yağ ve ortalama 40 çay kaşığı şeker tüketti. 60. günün sonundaki sağlık durumu ise hayret vericiydi!

30’lu yaşlarında sağlıklı bir erkek olan Gameau, bu 60 günün sonunda 9 kilo almış, karaciğer yağlanması geliştirmiş ve tip 2 diyabet ile burun buruna gelmişti!

Şeker aslında çok basit!

Basit bir karbonhidrat olan şeker, iki farklı formda karşımıza çıkıyor; glikoz ve früktozun da dahil olduğu monosakkarittler, sükroz ve laktozun da dahil olduğu disakkaritler.

  • Glikoz: Bedenimizin temel enerji kaynağıdır. Yediğimiz karbonhidratlar bedenimizde glukoza çevrilir ve bu şekilde kana karışır.
  • Früktoz: Balda ve meyvede bulunan doğal şekerdir. Glukoz gibi kana karışmaz, karaciğerde metabolize edilir. Früktoz çok tüketildiği zaman, karaciğer bununla başa çıkamaz ve fazlasını trigliserid (yağ) olarak depolar.
  • Sükroz: Şeker kamışından elde edilir ve rafinedir. Sofralarımızda kullandığımız beyaz şekerdir.
  • Laktoz: Sütün içinde doğal olarak bulunan şekerdir. Dünya nüfusunun yüzde 65’i tarafından sindirilemez.

Şeker türlerinin kan şekeri üzerindeki etkileri

Tıpkı aldığımız kalorilerin kaynaklarının etkileri gibi, tükettiğimiz şeker türlerinin de bedenimiz üzerindeki etkileri farklıdır. Bir elma, kan şekerimiz üzerinde minik bir değişiklik yaratırken, eşit miktarda karpuz çok daha büyük bir sıçrama yaratır. Bunun nedeni ise tüketilen gıdanın sindirilme hızı sonucunda kan şekerinde yarattığı etkidir ve bu hız glisemik indeks ile alakalıdır.

Şeker tüketimi ile artan kronik enflamasyon

Şeker yediğimiz zaman bedenimiz, enflamatuar bir yanıt verir. Bu yanıt, yani enflamasyon, bedenimizin doğal iyileşme fonksiyonu olarak da tanımlanabilir. Hasta olduğumuz zamanlarda, spordan sonra veya bir enfeksiyonla savaşırken bedenimiz, tamamen doğal ve sağlıklı olan enflamasyon tepkisini verir ve sonucunda iyileşme sağlanır. Enflamasyonun problem oluşturduğu durum ise sürekli hale gelmesi, yani kronikleşmesidir.

Stres, sigara tüketimi, spor sonrası yeterince dinlenememek ve yüksek yağ oranı gibi etkenler enflamasyonun en sık karşılaşılan nedenlerindendir. Fakat günümüzde, kronikleşmiş enflamasyonun en büyük nedeni şeker tüketimidir.

Şekerin enflamasyon yapıcı etkisinin bilimsel kanıtı

Ulusal Tıp Kütüphanesi tarafından yürütülen bir deneyde, sağlıklı 29 bireye her gün 40 gram şeker değerinde gazlı içecek verilmiştir. Deneyin sonunda bu kişilerin sağlık durumları kontrol edildiğinde ciddi şekilde enflamasyon ve insülin direnci artışı gözlenmiştir. Ayrıca vücutlarının glikozu eskisi gibi ememediği ve birikmesine izin verdiği de kaydedilmiştir.

Şekerin zihin üzerindeki etkileri

Beden üzerinde yıkıcı etkiler yaratan şeker, zihin üzerinde de oldukça ciddi hasarlara neden olur. Şeker tükettiğimiz zaman beynimiz, endojen opiodler olarak bilinen ve kendimizi iyi hissetmemizi sağlayan doğal ağrı kesicileri salgılamaya başlar. Bu şekilde şeker bir bağımlılık haline gelmeye başlar.

Konu bağımlılıklar olduğu zaman dopamin de oldukça tehlikelidir. Salgılanan dopamin miktarına beynimiz kısa sürede adapte olur ve aynı hazzı yaşamak için her seferinde daha fazla uyarıcıya ihtiyaç duyarız. Yani aynı miktarda dopamin, daha fazla şeker ile salgılanır. Dopamin duyarsızlaşması olarak adlandırılan durum, kendimizi tatminsiz hissetmemize ve sürekli olarak daha fazla uyarıcı aramamıza neden olur.

Şekerin bağımlılık yapıcı etkisinin bilimsel kanıtı

2019’da yapılan bir araştırma, şeker hakkındaki korkunç bir gerçeği ortaya çıkardı; şekerin beyinde aktive ettiği bölge, kokain ve eroin gibi ağır uyuşturucuların etkili olduğu bölgeyle aynı!

Bu araştırma, beynin şekerli yiyeceklere opioid benzeri bir tepki verdiğini ve bu tepkinin uyuşturucu bağımlılığının tepkisine paralel olduğunu ortaya koyuyor. Şeker tüketimi, daha fazla şeker ihtiyacını ve irade eksikliğini de tetikliyor.

İlginizi çekebilir: 21 Gün Alışkanlıkları Değiştirme Rehberi + Şekeri Bırakma Planım



Sıla Bakır

1993 yılında doğan Sıla, lisans eğitimini 2017 yılında Bilkent Üniversitesi İletişim Tasarım Bölümü’nde tamamladı. Lisansüstü eğitimine devam etmeye karar vererek Politecnico di Milano’da Stratejik Tasarım Master’ı yapmaya başladı. Sağlıklı ve dengeli hayat tarzı konusundaki merakı sonucunda bol bol araştırma yapmakta, karşısında çıkan yeni fikirleri denemekten ve bunları paylaşmaktan büyük keyif...



BLOOM SHOP