Sevgililer Günü bir seneden diğer seneye değişerek, sevgilinizle, arkadaşlarınızla ya da kendi kendinizle geçireceğiniz bir gün olabilir. Değişmeyen tek şey şudur ki yapılacak aktivitelerin en başında kesinlikle film günü yapmak gelir! Soğuk havaların kendini gösterdiği bu günlerde siz de kendinizi sımsıcak battaniyenizin altında, ister şarabınızın ister kahvenizin eşlik edeceği, en romantik filmlerin içinizi ısıtacak sahnelerine bırakın! Sevgililer Günü’nde izleyebileceğiniz 10 romantik film önerisini sizin için hazırladık.
1. Casablanca
ABD Film Enstitüsü (American Film Institute, AFI) tarafından 2002 yılında tüm zamanların en iyi aşk filmi seçilen Casablanca tabii ki listenin olmazsa olmazı! Unutulmaz aşk filmleri arasında yerini koruyan bu kült film, 2. Dünya Savaşı sürerken Fas’ın Kazablanka şehrinde geçiyor. Amerika’ya kaçması gereken Victor, tesadüfen şehrin en popüler barına gelir. Barın işletmecisi Rick ise aslında ona bu kaçış planında yardım edebilecek tek kişidir ve olaylar gelişir.
2. When Harry Met Sally
En bilindik romantik komediler arasında bulunan bu film “Erkekler ve kadınlar sadece arkadaş olabilir mi?” sorusunu odağına alırken tesadüf eseri Harry ve Sally’nin değişen ilişkisine evrilir. Yaptıkları yolculuk esnasında karşılaşan Harry ve Sally’nin sohbeti ilişkilere gelince bu soru hakkında tartışmaya başlarlar. Filmin şu repliği akıllara kazınır: “Bu gece buraya geldim çünkü hayatının geri kalanını biriyle geçirmek istediğini anladığında, hayatının geri kalanının bir an önce başlamasını istiyorsun.’’
3. 10 Things I Hate About You
Ardı ardına hiç sıkılmadan izlenebilecek romantik komedilerin başında gelen bu film, Shakespeare’in The Taming of the Shrew adlı kitabından uyarlanmış. Yaşam tarzı ve bakış açısı yaşıtlarına hiç de uymayan Kat’in kardeşi Bianca, ablasının tam aksidir. Babaları Kat çıkmazsa Bianca’nın da dışarı çıkıp program yapmasına izin vermediğinden Bianca yolu, okulun ‘’kötü çocuğunu’’ ablasına ayarlamakta bulur. Kat, nefret ve aşk ekseninde hislerini, ilişkiyi ve dahası kendini keşfeder. “Benimle konuşma şeklinden, saçını kesme şeklinden nefret ediyorum. Arabamı kullanma şeklinden nefret ediyorum. Bana bakmandan nefret ediyorum. Büyük, aptal botlarından ve aklımı okuyabilmenden nefret ediyorum. Senden o kadar nefret ediyorum ki bu beni hasta ediyor.’’
4. The Notebook
Listenin en bilindik filmleri arasında gerçek bir yaşamdan esinlenilen The Notebook yer alıyor. Nicholas Sparks’ın kitabından uyarlanan, 1940’lı yıllarda geçen The Notebook, bizi Noah ve Allie’nin çılgın ve duygu yüklü aşkıyla birlikte oldukça dokunaklı bir aşk hikayesine götürüyor.
5. Call Me By Your Name
André Aciman’ın aynı adlı kitabından uyarlanan bu film zamanımızın en büyük aşk hikayelerinden biri olarak tanımlanıyor. Ergenlik çağındaki Elio ile evlerine ziyarete gelen Oliver’ın naif aşk hikayesine İtalya’nın kuzeyinde bulunan Crema kasabasının müthiş manzaraları eşlik ediyor. İçinizi ısıtacak duygu yüklü bu film, size belki de ilk aşkınızı hatırlatacak.
6. Before Sunrise
Before serisi muhteşem diyaloglara, ilişkilerin gelişen ve değişen dinamiğine tanık olduğumuz üç filmden oluşuyor. Serinin ilk filmi Before Sunrise’da tanışacağınız Jesse ve Céline birbirlerine iki yabancı olarak aynı trende başka yerlere giderken Viyana sokaklarında kaybolur. İki insanın birbirini tanıma aşamasını, adeta içine çeken sohbetleriyle gösteren bu film içinizi ısıtırken biraz da burkacak.
7. Dirty Dancing
Muhteşem müzikleri, replikleri ve sahneleriyle hafızalara kazınmış Dirty Dancing, izlemiş olsanız dahi tekrar tekrar izlenecek filmler arasında! Bir tatil beldesinde geçen bu filmde ailesiyle tatile gelen Frances “Baby”, kendinden oldukça farklı birine, dans öğretmeni olan Johnny’e gönlünü kaptırır. Bu Sevgililer Günü’nüze muhteşem müzikleriyle Dirty Dancing eşlik etsin!
8. Portrait of a Lady on Fire
Céline Sciamma tarafından yazıp yönetilen bu film, 18. yüzyılın sonlarında Fransa’da geçiyor. Aristokrat bir kadın Heloise ile onun portresini yapmak için görevlendirilmiş genç ressam Marianne’nin duygu yüklü ilişkisine ışık tutuyor.
9. Roman Holiday
Bu filmin, Kraliçe 2. Elizabeth’in kardeşi İngiltere Prensesi Margaret’in İtalya maceralarına dayandığı söyleniyor. Kraliyet düzenine ve kurallarına karşı gelerek tek başına Roma tatiline çıkan Prenses Ann’i muhteşem performansıyla Audrey Hepburn canlandırıyor. Ann, Roma’da gazeteci kimliğini saklayan, Gregory Peck’in canlandırdığı Joe ile tanışınca bu tatil adeta bir aşk hikayesine evriliyor.
10. La Finestra Di Fronte
Ferzan Özpetek’in ünlü filmlerinden La Finestra Di Fronte, Türkçe ismiyle Karşı Pencere, bizleri oldukça hüzünlü bir hikayeye davet ediyor. Her gün mutfak penceresinin karşı penceresinde nasıl bir hayat olduğunun merakıyla yanıp tutuşan Giovanna, zamanla bu merakın kendisine aşkı getireceğinden habersiz. Karşısındaki pencere onu başka bir hayatla tanıştırdığı gibi kendi hayatıyla da karşı karşıya getiriyor.