RÖPORTAJ: BURCU ERBAŞ

Üreme çağında olan her 4 kadından 1’i doğum kontrol hapı kullanıyor. Bunun yanı sıra birçok kadın istenmeyen gebeliklerden korunmak adında spiral, implant, vajinal ring gibi daha uzun süreli çözümlere başvuruyor. Birçok seçenek arasında en doğrusunun herkes için değişim göstereceğini ve uzman görüşünde alınması gereken bir karar olduğunun altını çizerken, uzun zamandır bu toplumsal konuşmanın dışında kalan erkekleri üzerlerine düşen sorumluluğu almaya davet ediyoruz. Amerikan Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü Dr. Ebru Alper‘a hem kadınlar hem de erkekler için var olan tüm doğum kontrol yollarını artısı ve eksisi ile sorduk. Sizin ve partneriniz için en uygun doğum kontrol metodu röportajımızda!


Uzun süre boyunca koruma sağlayan, az efor gerektiren sağlıklı bir doğum kontrol metodu var mı? Yoksa bunun sebebi nedir? 

Bu üç özelliğe birden sahip olan bir doğum kontrol yöntemi bulunmuyor. Her yöntemin artı ve eksi yönleri var, en önemlisi de herkese uygun olan tek bir yöntem yok ya da daha doğru bir ifade ile; bir yöntem herkes için uygun olamaz.

Örneğin; spiral ya da doğum kontrol hapları uzun süre kullanılabilir ama hormonal ilaçların trombüs oluşumuna yol açıp, damar tıkanıklığı yapması gibi bir riski olabilir. Spiral ise kanama miktarını artırıp anemiye sebebiyet verebilir. Doğum kontrol hapları çok düzenli kullanım gerektirir. İlaç uyumu iyi olmayan ve ilacı unutan bir kişinin bu yöntemi etkin şekilde kullanması için efor göstermesi gerekirken, spiralin bir kere takıldıktan sonra unutulabilmesi ve yıllık kontrol dışında 10 yıl süreyle koruyabilmesi önemli bir avantaj. Ama bu sefer de spiralin özel bir işlemle takılması ve çıkartılması gibi yine hastayı yorabilen bir süreci bulunuyor. Bir diğer yöntem ise kadında tüp ligasyonu ile tüplerin, erkekte ise vazektomi ile sperm ileti kanallarının bağlanmasıdır. Uzun süreli koruma sağlar, bir işlem dışında efor gerektirmez ama geri dönüşü olmayan kalıcı yöntemlerdir. Etraflıca düşündükten sonra karar vermek gerekir.

Hastalarıma, özellikle de genç ve henüz çocuk sahibi değillerse kondom kullanımını öneriyorum. Çünkü hiçbir yan etkisi yok ve doğru kullanıldığında da oldukça etkin. Ancak bu aşamada da erkeklerden gelen bir direnç olabiliyor.

Doğum kontrol hapı kullanmanın uzun ve kısa vadede artı/eksi yanları nelerdir? 

Öncelikle risklerinden başlayalım. Baş ağrısı, bulantı, lekelenme tarzı kanama, göğüslerde ağrı ve hassasiyet, ödem, duygu durum değişiklikleri ve sinirlilik en sık rastlanan yan etkilerinden ancak en önemlileri değil.

Hormonların, özellikle de genetik olarak trombofili yani pıhtılaşma artışı sorunu olan kişilerde damar tıkanıklığı yapması, pıhtı atılmasına bağlı olarak trombofilebit, beyin ya da akciğerde trombüs oluşumuna neden olması gibi önemli yan etkileri olabilir. Bu durumlar olmasa da sigara içmek, kilolu olmak da doğum kontrol hapı kullanımıyla bir araya geldiğinde sorunlara yol açabilir. Uzun süreli kullanımlarda; kesintisiz 7 yıl ve üzerinde düşük östrojenik ortam nedeniyle rahim iç zarında incelme, rahim ve yumurtalık boyutlarında küçülme olabilir. Bu durum genellikle ilaç bırakıldıktan sonra 6 ay içinde normale döner.

Tüm bu etkiler kullanım süresi kısaldıkça ve ilaç bırakıldıktan kısa süre sonra normale dönecektir. Yine uzun dönem kullanımlarda, meme kanseri açısından hafif bir risk artışı yaptığı bazı gözlemsel çalışmalarda gösterilmişse de kanıtlanmamıştır. Psikiyatrik tedavi ve özellikle de depresyon tedavisi gören kişilerin bu ilaçları kullanmaları gerekiyorsa mutlaka psikiyatristleriyle konuyu paylaşmaları gerekir. 

Artılarına gelirsek; istenmeyen gebeliklerden korunmanın yanında, adet kanamasının miktarını ve adet ağrısını azaltır, özellikle aşırı adet kanamasından ve ağrıdan yakınanlar için oldukça iyi bir tedavi seçeneğidir. Halk arasında sanılanın aksine doğum kontrol hapı tüylenme ve sivilcelenme yapmaz, tam tersi bu problemlerin tedavisinde kullanılır. Uzun süreli kullanımının rahim kanseri ve yumurtalık kanserine karşı koruyucu olabileceği yine bazı gözlemsel çalışmalarda gösterilmişse de kanıtlanmamıştır.

Uzun süre boyunca aralıklı olarak doğum kontrol hapı kullanmak; başlamak, kesmek yeniden başlamak herhangi bir sağlık problemine yol açabilir mi?

Sanılanın aksine doğum kontrol haplarını belli süre kullanıp ara verme gerekliliği yoktur. Doğum kontrol hapları uzun dönem kullanılabilir. Özellikle de en korkulan komplikasyon olan trombüs oluşumu riski genellikle ilacın ilk kullanıldığı dönemlerde ortaya çıkar. Kullanım süresi uzadıkça bu risk azalır. Bu durumda ara verip tekrar başlamak, faydalı olmak yerine tam tersi olası risklerinin her seferinde yeniden ortaya çıkmasına neden olur. 

İçerik listesi bazında doğum kontrol hapları nasıl farklılaşıyor? Hangi türde haplar kimler için daha uygun?

Doğum kontrol haplarının önemli bir kısmında aynı dozda 2 farklı hormon; östrojen ve progesteron içeren ilaçlar bulunur. Hormon miktarı her hapta aynıdır, adet döngüsünün başından itibaren düzenli kullanıldığında hipofizden salgılanıp, yumurtalıktaki döngüyü uyaran hormonların baskılanmasını sağlar. Genellikle düşük dozda olup 21 ya da 24+4 yani 28 tablet içeren formları vardır. 

Trifazik doğum kontrol hapları bu iki hormonu 3 farklı dozda içerir, böylece adet döngüsünü birebir taklit eder. 

Monofazik olanlar, yani sadece progesteron hormonu içerenler östrojen kullanımının uygun olmadığı, migreni olan, sigara içen kişilerde tercih edilir. Süt üretimini olumsuz yönde etkilememesi nedeniyle emziren annelerin kullanabileceği tek doğum kontrol hapıdır.

Doğum kontrol hapları her ne kadar kabaca östrojen ve progesteron hormonu içeriyor desek de etken maddeleri farklılıklar gösterebilir. Örneğin; anti androjenik etkisi fazla olan ilacın tüylenme ve akne tedavisinde daha iyi olmasını, su tutucu etkisi az olanların daha az kilo ya da ödem yapmasını, bir diğerinin ise kanama düzensizliklerini daha iyi kontrol etmesini sağlar. Hekiminiz bunu dikkate alarak ilacınızı seçer.

Hap dışında ne gibi doğum kontrol metodları bulunuyor? Bu metodlar yaş, çocuk durumu, sağlık, cinsel yaşam bazında kimler için daha uygun? 

Hap dışında iğne, cilt altı implant, vajinal ring, ertesi gün hapı gibi hormonal yöntemler de bulunuyor. Bunların hepsi yine hormonal uygulamalardır. Ertesi gün hapları, sadece herhangi bir doğum kontrol yönteminin kullanılmadığı acil durumlarda tercih edilmelidir. Düzenli ilişki varsa mutlaka etkili bir yöntem seçilmelidir.

Aylık ya da 3 ay süreyle etkili olan hormonal enjeksiyonlar uygulama kolaylığı açısından tercih edilebilse de yan etkilerin ilaç etkisi geçene kadar devam etmesi, üç aylık iğnelerin uzun dönem kullanılmasıyla rahim iç zarında incelme, ve uygulamayı bıraktıktan sonra bile adetlerin kesilmesi gibi sorunlar görülebilir.

Aynı şekilde cilt altına uygulanan implantlar da günlük belli dozda hormon salınımı yaparak yumurtlama döngüsünü baskılar. Etkisi takıldıktan sonra 3 yıl kadar sürer, genellikle adeti tamamen kesebilir. İmplant çıkartıldıktan bir süre sonra adet döngüsü yine eski düzenine dönecektir. 

Bakırlı ya da hormonlu spiral ve kadınlar için kondom da kullanılabilecek diğer metodlardandır. Kesin bir kural olmamakla birlikte doğum yapmamış kişilerde spiral kullanımı ilk tercih olmamalıdır. Ancak, hormonal metodları kullanamayan, unutan ya da sağlık açısından bunları kullanmanın riskli olabileceği kişilerde elbette ki spiral kullanımı iyi bir seçenektir.

Doğum yapmayanlara göre uygun boyda ya da çok fazla kanaması olanlar için progesteron hormonu salgılayan farklı spiral çeşitleri vardır. Hormonlu spirallerin sistemik etkisi oldukça azdır ve adet döneminde şiddetli kanaması olan kadınlar için iyi bir seçenektir. Uzun dönemde rahim iç zarının kalınlaşmasını önlediği için adet kanamalarını keser ama bu durum yumurtlama döngüsü aynen devam ettiği için menopoza neden olmaz.

Genç, henüz doğum yapmamış kişilerde ilk seçenek kondom ya da doğum kontrol hapı olabilir. Kondom cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı da koruma sağladığından tercih edilmelidir. Doğum kontrol hapları kullanılacağı zaman dikkatli bir aile öyküsü de sorgulanarak, trombofili yani pıhtılaşma bozukluğu riski araştırılmalıdır.

Çocuk sayısını tamamlamış ve artık kesin olarak çocuk istemeyen kadınlarda tüp ligasyonu, erkeklerde vazektomi gibi uygulamalar yapılabilir. 

Hormon bazlı bir doğum kontrol mekanizması kullanmak istemeyen kadınlar için hangi metodu önerirsiniz? 

Böyle durumlarda ilk seçenek olarak kondom kullanımını öneririm. Kadınlar için hiçbir yan etkisi olmaması ve cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı da koruması nedeniyle tercih edilmelidir. Latex alerjisi olanlar için latex içermeyen tipleri de mevcuttur. Kadın kondomu da düşünülebilir. Yine normal bir kondom özelliğinde olup özel aplikatörü ile vajinaya yerleştirilir ve vücut ısısı ile vajina duvarına yapışır. Ancak ülkemizde pek tercih edilmiyor.

Bir diğer alternatif ise bakırlı spiraldir. Uygulanması ve çıkartılması için doktora gitme zorunluluğu dışında, uzun süreli kullanımı; 5 yıl ya da 10 yıllık seçenekleri vardır, takıldıktan sonra yıllık kontrol dışında özel bir işlem gerektirmemesi kullanım kolaylığı sağlar. Adet kanamasının süresini uzatabilmesi, kanama miktarının artması, adet ağrısını arttırması dezavantajlı yönleridir. 

Erkekler üzerinden ilerleyen doğum kontrol metodları hakkında bilgi verebilir misiniz? Hem sağlık hem de sosyal düzeyde istenmeyen hamileliklerden korunmanın sorumluluğu kadınlardan erkeklere nasıl kaydırılabilir, bu konuda gelişmeler yaşanıyor mu? 

Kondom kullanımı en rahat ve en sık uygulanabilecek yöntemlerin başında gelir. Önceki cevaplarımda da belirttiğim gibi hastalarım bana hangi doğum kontrol yöntemi diye sorduklarında ilk cevabım kondom olur. Çünkü hiçbir yan etkisi yok, üstelik cinsel yolla bulaşan hastalıkların büyük bir kısmına karşı da korur. Ama en çok erkekler, bazen de kadınlar buna direnç gösterebiliyor. Elbette tek eşli bir birliktelikte kondom kullanımı gerekmeyebilir, o zaman da doğum kontrolü için farklı bir yöntem seçilmelidir. Erkeklerin bu konuda isteksiz davranmalarını anlamak mümkün ama kadınlar da bazen karşı tarafa güvenmedikleri ve kontrolü kendi ellerinde tutmak istedikleri için gönülsüz davranabiliyorlar. 

Cinsellik iki kişi arasında yaşanıyorsa elbette ki sorumluluk da paylaşılmalı. Özellikle de sağlık sorunları nedeniyle hormonal yöntemleri kullanamayan, spiral kullanımıyla da yoğun kanama, spiralin kayması, anemi gibi sorunları yaşayan, istenmeyen gebelikler nedeniyle kürtaj olmak zorunda kalan kadınların eşlerinin bu konuda kesin olarak korunma sorumluluğunu üstlenmeleri gerekir. 

Erkeklerde vazektomi dediğimiz işlem ile spermin meni içine iletilmesinin bloke edilmesi geri dönüşü olmayan kalıcı bir doğum kontrol yöntemidir. Testise yapılan kısa bir girişim ile hastaneye yatış gerektirmeden uygulanabilir. Erkeklerin bu sorumluluğu alması kadına bakışın değişmesi ve kadının toplumdaki yeri ile doğru orantılı olarak artacaktır. Bilinç ve eğitim düzeyi arttıkça kondom kullanımı da artmaktadır. Sonuçta gebelik bir kadın ve bir erkeğin katılımıyla oluşuyorsa, istenmeyen bir gebelikten korunmanın sorumluluğu da bu iki kişinin olacaktır ve olmalıdır.



Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP