Sosyal izolasyon sürecinde sağlıklı olmak ve kendimizi her açıdan daha iyi hissedebilmek adına yapılması gerekenlerle ilgili birçok tavsiyeyle karşılaşıyoruz. Hepimizin pandemi durumuna yaklaşımı farklı olsa da dünyada olup biten gelişmeler, ister istemez birçoğumuzu paniğe sürüklemiş durumda. Peki bu dönemde psikolojimizi dengede tutmak için hangi düşünce ve davranışlardan uzak durmak gerekir?
1. Normalleştirme
Şu anda sürecin başında değiliz ancak Koronavirüs’le karşılaştığımız ilk dönemlerde durumu farklı açılardan normalleştiren birçok insanla karşılaştık. Bir kesim sadece ellerini yıkayıp C vitamini takviyesi alarak normal hayatına devam ederken başka bir kesim de bu süreci bir evde dinlenme molası olarak kabullendi.
İki düşünce türü de aslında uzun vadede psikolojiyi olumsuz yönde etkileyecek türden düşüncelerdi. Sadece el yıkayarak Koronavirüs’ten korunmanın mümkün olmadığı, ilk süreçlerden bu yana alınan güvenlik önlemleriyle artık birçok insan tarafından anlaşılmış durumda. Sadece yürürken maske takarak ve kolonya taşıyarak normal sosyal hayata devam etmek, şu anda ne yazık ki yeterli değil.
Diğer taraftan bu süreci bir fırsat olarak algılama düşüncesi de çok sağlıklı bir bakış açısı olarak kabul edilmiyor. Yaşanılan durumun ciddiyetinin kavranması ve gerçek bir pandeminin söz konusuyken normalleştirme ve bu dönemi kutlama gibi düşüncelerin gerçek dışı olduğunun anlaşılması gerekiyor.
2. Her gün teşhis ve kayıp rakamlarını inceleme
Gerçeklerden kaçmayalım ve durumun farkında olalım ama her gün de doğru veya yanlış olarak yayılan her bilgiyi takip ederek günlerimizi korku içerisinde geçirmeyelim. Sürekli olarak gündemi takip etmek ister istemez günlük işlerimizden uzaklaşmamıza, ruh halimizin negatif yöne yatkın hale gelmesine ve umutsuzlaşmaya başlamamıza neden olabilir. Yaşanan gelişmelere tamamen kulak kapatmak ne kadar yanlışsa sürekli olarak bu gelişmeleri takip etmek de o kadar hatalı.
3. Fiziksel sağlığa önem verirken zihinsel sağlığı geri plana atma
İnternette, televizyonda, sosyal medyada bütün uzmanlar bu süreçte beslenmenin, uykunun, egzersizin öneminden bahsediyor. Bağışıklığı güçlendirmek, Koronavirüs’le savaşmanın en önemli adımı. Fiziksel sağlığı korumanın önemi yadsınamaz ama aynı zamanda zihinsel sağlığı da geri plana atmamak gerek.
Bu nedenle fiziksel sağlığı korumak için takıntı geliştirecek şekilde sağlığa odaklanmak, dışarıyla teması uzun süreli olarak tamamen kesmek, sürekli olarak yapılması gerekenleri takip etmek gibi düşünceler zihinsel dengeyi kötü yönde etkileyebilir. İki tarafa da özen göstererek hem bedenimizi hem de beynimizi koruyabiliriz.
İlginizi çekebilir: Sosyal İzolasyonda Yalnızlık Hissiyle Mücadele
4. Her şeyin eskisi gibi olacağı günü bekleme
Araştırmalar ve konuyla ilgili öngörüleri olan birçok uzman, her şeyin kolay kolay eskisi gibi olmayacağını söylüyor. Virüsün yoğunluğu azalsa bile daha uzun bir süre boyunca sosyal mesafeye dikkat etmemiz ve hatta maske takmaya devam etmemiz gerekebilir.
Bu nedenle izolasyon halini ve değişen hayatı kabul etmek, psikolojik açıdan en mantıklı hareket. Elbette her şey hafifleyecek, sevdiklerimizle yeniden vakit geçirecek hale geleceğiz, sıcak havaların tadını çıkaracağız. Sadece biraz daha özveri ve dikkatle!
5. Alınan önlemlerin yetersiz olduğuna inanma
Gün geçtikçe maske ve eldiven takmanın bir işe yaramadığı fikrine kapılma ihtimalimiz artabilir. Haftalarca süren sosyal izolasyon sürecine ve alınan önlemlere rağmen artış göstermeye devam eden vaka ve kayıp sayıları demoralize olmamıza neden olabilir.
Özellikle Amerika’da önlem alınmasına rağmen birden artış gösteren rakamlar birçok insan için korku dalgası yaratmış durumda. Ancak her şeyin birden bire yoluna girmesini beklemek doğru bir davranış değil. Alınan önlemlerle birlikte zaman içerisinde rakamların düşüş göstermeye başladığını İtalya, İspanya ve kendi ülkemizde de gözlemledik. Bu nedenle aldığımız önlemlere karşı inancımızı kaybetmemek ve hassas davranmaya devam etmek son derece önemli.
İlginizi çekebilir: Bağışıklık Sistemini Güçlendiren 7 Etkili Yöntem