YAZAN: BURCU ERBAŞ
In partnership with Wings

Biz fark etsek de etmesek de gündelik yaşamı spiritüel semboller dolduruyor. Sohbet ettiğimiz bir kişinin kolyesinde, yanımızda oturan kişinin kolundaki dövmede, misafirliğe gittiğimiz evin duvarında ve nice başka anda bir nazar boncuğu, Yin Yang sembolü, Fatma’nın Eli ile karşı karşıya geliyoruz. Bazılarının anlamlarını bilsek de çoğu zaman neyin ne olduğunu veya nasıl bir anlam taşıdığını bilmiyor, gerçekçi olmak gerekirse de merak ediyoruz! Antik zamanlardan günümüze gelmeyi başarmış bu semboller tarihsel ve kültürel olarak da büyük önem taşıyor ve insan olma deneyimine dair farklı perspektifler sunuyor. Hayatınıza dahil edebilmeniz için en yaygın şekilde kullanılan spiritüel semboller ve anlamlarını sizin için yazdık!


Spiritüel semboller nedir?

İnsanlık tarihi boyunca farklı kültürlerin içerisinde anlam bulabilen, yer ve zaman kavramlarını aşarak günümüze kadar gelen spiritüel semboller, bir iletişim aracı olarak değerlendiriliyor. Kişinin kendini ifade etmesine, önemli mesajları çevresine yayabilmesine, spiritüel olarak gelişebilmesine yardımcı olan bu semboller aynı zamanda hepimizi etkileyen kolektif bilincin bir ürünü olarak kabul ediliyor. Amacı kişinin evrenden yayılan o güce, enerjiye, üst bilince ulaşmasını, kendisi ve çevresindeki her şey ile bağlantıda olduğunu anlamasını sağlamak olan spiritüel semboller hayat amacının belirlenmesine, bakış açısının derinleşmesine katkıda bulunabiliyor.

Spiritüel semboller bize nasıl yardımcı olabilir?

Spiritüel sembolleri anlamak ve gündelik yaşama dahil etmek kişisel ve spiritüel gelişime yardımcı olduğu gibi kültürel ve tarihsel bilgi birikiminin gelişmesine, öz farkındalığının yükselmesine, hayata bakış açısının değişmesine de rehberlik edebiliyor.

  • Halihazırda spiritüel bir inanışı ve/veya pratiği olan kişilerin bu sembolleri kullanması pratiğini derinleştirebiliyor.
  • Herhangi bir inanışı olmayan kişilerin insan olma deneyiminin ne denli bağlantısal olduğunu anlamasına, birliktelik, empati, şefkat duygularının gelişmesine katkıda bulunuyor.
  • Hayat amacını kaybetmiş veya bulmakta zorlanan kişiler içinse yeni kapılar aralayabilen semboller umut duygusunun, etik değerlerin, çevresel bilincin artmasına yardımcı oluyor.
  • Tüm bunlara ek olarak spiritüel semboller kişinin yaratıcılığının artmasını, kendini ifade etme biçimlerinin zenginleşmesini sağlayarak yaratıcı bir dışa vurum yolu oluşturuyor.

En yaygın spiritüel semboller ve anlamları

Tarihsel ve kültürel olarak belirli bir öneme sahip spiritüel sembollerin anlamlarını bilmek onları yaşamlarımıza doğru ve saygılı şekilde dahil etmemizi sağlıyor. Kökenleri Doğu dinlerine dayanan aşağıdaki semboller özellikle Asya’da halen ibadet için kullanıldığı ve kültürel olarak saygınlığa sahip olduğu için bizlerin de aynı hassasiyeti göstermesi gerekiyor. Ancak bu şekilde kültür yağmacılığının önüne geçilebiliyor.

1. Om

Kökenleri Hinduizm’e dayanan Om sembolü evren ve bilincin kaynağı anlamına geliyor. Aynı zamanda spiritüel bir sese de karşılık gelen Om meditasyon ve yoga pratikleri sırasında söyleniyor. 3 heceden (“a-u-m”) oluşan bu ses fiziksel, astral ve nedensel benliği ifade eden varoluşun 3 şeklini temsil ediyor. Semboldeki kıvrımlar bilincin farklı evrelerini; açık bilinci, rüya görmeyi ve derin uykuyu ifade ediyor. Tam ortadaki küçük kıvrım ilüzyonu, en üstteki şekil ise aşmışlık yani ilahi gücü simgeliyor. Aşağıdaki kıvrımlarla yukarıdaki şekil arasında bu nedenle bir bağ bulunmuyor. Om sembolünün aynı anda geçmişi, şimdiyi ve geleceği barındırdığı, bizi ilahi güçle bağladığı düşünülüyor.


2. Lotus

Bir başka Hinduizm sembolü olan ve halen Hindistan’ın ulusal simgesi olan Lotus çiçeği evrenin rahmini simgeliyor. Bütün canlıların doğduğu ve büyüdüğü bu rahim aslında hepimizi birbirimize bağlayan çıkış noktası haline de geliyor. Doğada çamurluk alanlarda büyüyen bu güzel çiçek metaforik olarak hayatın tüm bu dağınıklığının, kaosunun, rahatsızlığının ortasında herkesi bir araya getiren müthiş bir güzellik ve bağın olduğunu anlatmak için kullanılıyor. Aynı zamanda güzellik kadar acı, zorluk, karmaşa ile dolu bu materyal hayatın sonunda spiritüel bir aydınlanmanın da olacağına işaret ediyor. Gündelik yaşamda lotus sembolünü üzerimizde taşımanın yanı sıra yoga pratiğinde “lotus” pozu yapmak da bu birliktelik enerjisinin ve bağın içimize dolmasına yardımcı oluyor.


3. Yin Yang

Yin Yang, Taoculuk felsefesinin temelinde yatan birbiri ile bağlantıda iki evrensel karşıt gücün dengesi anlamına geliyor. Sembolü ikiye ayıran parçalardan Yin dişil enerjiyi, pasifliği, alıcılığı ve karanlığı Yang ise maskülen enerjiyi, aktifliği, yaratıcılığı ve almayı simgeliyor. Birbirinin içerisine geçmiş olan bu iki güç de evrendeki doğal döngüleri, harmoniyi, bağlantı ve birlikteliği anlatıyor. Aynı zamanda bu iki gücün hepimizin içerisinde de bir rekabet içinde olduğunu ve nihai amacımızın bu müthiş dengeyi kendi iç dünyamızda yakalamak olduğunu işaret ediyor.


4. Hamsa (Fatma’nın eli)

Bazı semboller ise aynı anda birçok farklı din ve spiritüel inanışta birden bulunabiliyor. Hamsa’da bunun en iyi örneği oluyor. Yahudilik ve İslam içerisinde negatif enerjiyi kovduğu düşülülen Hamsa -yaygın ismi ile Fatma’nın Eli- kötülüklere karşı bir koruyucu görevi görüyor. Hamsa’nın 5 parmağı İslam’ın 5 şartını ve Torah’ın 5 kitabını simgeliyor. Hinduizm‘de ise “Brahman” yani bilgiye ulaşmanın bir aracısı olarak kabul edilen Hamsa nihai gerçeklik ve ruh anlamına geliyor. Budizm‘de ise evresel ruhu simgeleyen Hamsa reenkarnasyon döngüsünden kurtulmayı yani yeniden doğmamayı temsil ediyor. Gündelik yaşamda ise inanca göre korunmak istenen mekanlara konulabiliyor veya kişisel korunma isteyenler üzerlerine takabiliyor.


5. Buddha

Budizm’in ilk çıktığı zamanlarda yani milattan önce 5. yüzyılda bu felsefenin kurucularından olan Siddhartha Gautama bugün Buddha olarak tanımladığımız sembolün yüzü haline geliyor. Geliştirmeye katkıda bulunduğu felsefenin bir sembolü haline gelen çehresi aydınlanmayı, birliği, huzuru ve barışı simgelemek için kullanılıyor. Hala Asya ülkelerinde ibadethanelerde kullanılan Buddha heykelleri ve sembolleri bir spritüel lider, rehber ve öğreti görevi görüyor. Buddha sembolünü gündelik hayata taşımanın en iyi yolu da Budizm öğretisini öğrenerek, okuyarak, araştırarak yapılıyor.


6. Mandala

Kendini Budizm ve Hinduizm‘de gösteren Mandalalar çok detaylı ve incelikli geometrik şekillerden oluşuyor. Aynı anda hem evreni, hem galaksileri hem de kişinin iç dünyasını simgeleyen Mandalalar zihni sakinleştirmek, konsantrasyonu arttırmak ve spiritüel aydınlanma yoluna girmek için bir araç olarak kullanılıyor. Sembolün tekrarlayan düzen ve örüntüleri yaşamın ne denli bağlantılı, döngüsel ve geçici olduğunu anlatmak için kullanılıyor. Gündelik yaşama mandalayı davet etmenin bir yolu da kendi mandalalarımızı çizmek veya boyamakla oluyor!


7. Nazar boncuğu

Kökenleri milattan önce 3300’lü yıllara kadar gidebilen nazar boncuğunun kötü enerjilere, güçlere, insanlara ve hasete karşı bir korunma sunduğu düşünülüyor. Bir insan nasıl bizim hakkımızda kötülük düşünürken tüm ilgi ve enerjisini bize yönlendirir adeta gözünü bizden ayıramazsa nazar boncuğu da göz sembolünü işleyerek bu enerjinin geri, veren kişiye doğru yansımasına aracı oluyor. Gündelik yaşamda da Fatma’nın Eli’ne benzer şekilde giyilebiliyor veya mekanlara ekstra korunma için asılabiliyor.


8. Yaşam ağacı

Birçok kültür ve inancın içinde görülen yaşam ağacı yaşamın bağlantısallığını, geçmişten günümüze taşınan öğretileri ve insanlığın gelişimini simgeliyor. Aşağı ve yukarı; toprak ve hayat, dünya ve evren, gerçeklik ve ilahi arasındaki enerji geçişini gösteren yaşam ağacı, fiziksel ve spiritüel dünyalar arasında bir köprü görevi de görüyor. Ağacın kökleri dünyaya ve somut yaşama olan bağımızı ve ihtiyacımızı gösterirken gökyüzüne uzanan kollar ve dallar spiritüel gelişimi, üst bilinci ve aydınlanmayı ifade ediyor.


9. Labirent

Antik kültürlerde sıklıkla kullanılan labirent sembolü kişinin öz farkındalık ve spiritüel gelişim yolculuğunu simgeliyor. Yunan mitolojisinde insan zihninin karşılaştığı zorluklar ve engeller karşısında geçirdiği evrim ve değişimi simgeleyen labirent, bilincin insan olmanın özü olduğunu anlatıyor. Ne olursa olsun belirli bir iç görü ve öz farkındalığa sahip olmanınsa hayatın zorlukları karşısında bize dayanıklılık vereceğini ve bizi aydınlanmaya götüreceğini anlatıyor.


Yenilenen Wings ile hayatınıza değer katmaya, alışveriş keyfini ayrıcalıklara dönüştürmeye hazır mısınız? Siz de Wings’in ayrıcalıklı dünyasına katılmak ve size özel programlarını incelemek için link üzerinden başvurunuzu yapabilirsiniz! 



Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP